[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#skandal

skandal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, skandal haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kocaeli'nde bu hastanede skandallar bitmiyor: Acil hastalar dakikalarca bekletiliyor Haber

Kocaeli'nde bu hastanede skandallar bitmiyor: Acil hastalar dakikalarca bekletiliyor

Akıllara durgunluk veren skandal, bir vatandaşın çektiği videolar ile ortaya çıktı. İddiaya göre, Ocak ayında hasta alan 112 ekibi, vatandaşın talebi üzerine Özel Merkez Prime Hastanesi’ne gitti. Yine iddiaya göre, acil serviste, hastane çalışanları hastaya tıbbi müdahalede bulunmayıp, sürekli tedavi parasını sordu. Bu esnada hastane görevlisi, "Paranı ödemezsen doktor sana bakmayacak" dedi. Hasta ise "Kendimi iyi hissetmiyorum. Yeter ki doktor baksın. Fiyat ne kadar?" diye sordu. Hastane görevlisi ise fiyat verdi. Duruma dayanamayan 112 ekibi tepki göstererek, "Bu etik değil. Hastanın sağlık hizmeti alma hakkı vardır. Hasta ücretini vereceğini iddia ediyor. Aynı zamanda resmi formu imzalamış, hastanenizden hizmet almayı kendisi istemiştir" şeklinde uyarıda bulundu. Bunun üzerine hastane direktörü Koray Topçu iddiaya göre 112 ekibi ile telefonda görüşerek hakaret etti. Daha sonra Topçu, 112 ekibine, "Hastane benim, istersem 112’yi alır, istersem almam. Kamuda hizmet veriyor olmanız bir anlam ifade etmez. Benim elim kolum uzun. Senin aklını alacağım" sözlerini kullandı. Konu hastane sahibi Hakan Höbek’e iletildi. Hakan Höbek ise uyarıda bulunan 112 ekip sorumlusunun hastaneye alınmaması talimatını verdi. Yaklaşık 5 aydır hastane yönetimi, 112 çalışanını hastaneye aldırmayarak, acil hastaların dakikalarca kapıda beklemesine sebep oluyor. Son tartışma skandalı ortaya çıkardı Yaşanan son olayda, acil hasta getiren 112 ekibini kapıda hastanenin güvenlik direktörü olduğunu söyleyen kişi karşıladı. Sedye ile indirilen hasta, dakikalarca kapıda bekletildi. Güvelik direktörü ise "Hastayı alalım, sizin içeri girmeniz yasak. Süreci biliyorsunuz. Niye uzatıyorsunuz. Doktor beye haber verin içeriden gelsin. Hastayı alalım, siz giremezsiniz. Ben bu hastanenin güvenlik direktörüyüm, ben hastayı burada alıyorum" dedi. Sağlık çalışanları ise kendilerinin içeri alınmaması ve hastanın kapıda teslim alınmasına tepki gösterdi. Hastane sahibi 112 çalışanını aradı: "Ben olsaydım daha farklı olurdu" Öte yandan, hastane sahibi Hakan Höbek’in, 112 görevlisinin şahsi telefon numarasını arayarak iddiaya göre, "Senin ve şoförüne ben gereken her şeyi yapacağım. Sen hastaneye girmek zorunda değilsin. Ekip sorumlusu olsan bile ben seni hastaneme sokmuyorum. Benim artık yetkimin nerede olduğunu göreceksin. Gündüz ben orada olsaydım başka şeyler olurdu. Sen benimle tartışacak insan değilsin. Gir bakalım haydi, benim güvenliğim seni almayacak. Polis çağır. Sen benim hastanemin içine girmeyeceksin. Hadi gel bakalım kızım" dedi. 2020 yılında can çekişen hastayı bırakıp gittiler 2020 eylül ayında, aynı gruba ait hastanede yine skandal bir olay yaşanmıştı. Hastanenin önünde fenalaşan 60 yaşındaki şehit kardeşi Sebahattin Duru’ya (60) hastane personellerinin müdahale etmeyerek ölüme terk etmesi büyük tepki uyandırmıştı. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından açılan soruşturmada, hastanenin kusurlu olmadığı kararı çıkmıştı. "Sağlık işleyişini bozdu" Konuya ilişkin Merkez Prime Hastanesi’nden yapılan açıklamada, "112 ambulans personeli 29 Ocak sabah saatlerinde hastaneye acil hasta getirmiştir. Hastane personeli tarafından 112 acil ambulansı ekibi ve getirdikleri hasta acil servis müşahede alanına alınmıştır. Hastanemiz personeli tarafından 112 acil hastasının sosyal güvencesi olmadığı tespit edilmiştir. Sosyal güvencesi bulunmayan hastalara müdahale edilmeden önce kendisine sosyal güvencesi olmadığı bilgisi verilirken, getirilen hastanın triyaj değerlendirmesinde acil halinin bulunmadığı yeşil kodlu olduğu tespit edilmiştir. 112 acil ambulansı şoförü hastane personelimize, ’Benim annem olsa da mı aynısını yapacaksınız’ diye yüksek sesle bağırmıştır. Hastane personelimizde kendilerine uygulamanın her hasta için geçerli olduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine 112 acil ambulansı personeli araya girerek yüksek sesle bu uygulamanın yapılamayacağını hastaların yanında söylemiş ve hastane personelimizin üzerine yürümüştür. Hastane personelimizde sıkıntı yaşanmaması adına kendi telefonu ile hastanemiz medikal direktörü Dr. Koray Topçu’yu aramış ve telefonu kendisine vermiştir. Medikal direktörümüz problemi sorduğunda ambulans personeli birden ne olduğu anlaşılmadan kendisini tehdit eden ve hakaret eden cümlelerle tahrik etmeye çalışmıştır. Medikal direktörümüz, çalışana iddia edilen gibi bırakın hakaret etmeyi, daha olayı anlatamadan saldırgan ve tehdit vari cümleler ile karşı karşıya kalmıştır. Akabinde 112 acil ambulans çalışanı, hastane personelinin telefonunu yere fırlatarak kırmıştır. Bunun üzerine acil servis doktorumuz, kendisine sakin olmasını, her seferinde aynı problem ve sorunları çıkardığını söylemiştir. O sırada 112 acil ambulans şoförü de acil servis doktorumuza, ’Siz karışmayın hocam, hiç gerek yok’ şeklindeki pasif agresif söylemleri ile doktorumuzu sindirmeye çalışmıştır. Olay gününe istinaden tüm yaşananları kayıt altına alan kamera görüntüleri mevcuttur. Tüm bu iddialara rağmen hastanemiz tarafından söz konusu sosyal güvencesi mevcut olmayan hastaya müdahale edilmiş ve tedavisi tamamlanmıştır" denildi.

İstanbul’daki kemoterapi skandalında yeni gelişme Haber

İstanbul’daki kemoterapi skandalında yeni gelişme

Geçtiğimiz mart ayında İstanbul'da bulunan bir hastanede kemoterapi gören kanser hastalarına ilaçla su enjekte edildiği ortaya çıkması üzerine düzenlenen operasyonla 5 şüpheliye operasyon yapıldı. Tedavi sonuçlarını özel doktoruna gösterince, ilaç yerine su enjekte edildiği ortaya çıkan talihsiz adam, şüpheliler hakkında 'adam öldürmeye teşebbüs etme' suçundan şikayetçi oldu. İstanbul'da bulunan bir hastanede testis kanseri tedavisi gören hastaya yanlış uygulama yapıldığı ortaya çıktı. Özcan K., isimli vatandaş 2021 yılından beridir bir hastanenin Onkoloji bölümünde testis semimom kanseri tedavisi görüyordu. Hastalığından kurtulmak için hastane doktorları Özcan K.'ye kemoterapi uygulamaya başladı. Yapılan tedavi sonrası Mayıs 2022 yılında yapılan tetkiklerde hastanın karın bölgesinde 2.5 santimetrelik kitle tespit edildi. KEMOTERAPİ TEDAVİSİ SAÇ VE KAŞLARINI DÖKMEDİ Doktorlar hastanın ameliyat edilmesine karar verdi. 2 Temmuz günü ameliyat olan Özcan K., karnında bulunan kitleden kurtuldu ancak doktorları kanında bulunan canlı hücrelerin yok olması için 2 kür daha kemoterapi uygulanmasını istedi. Özcan K., 2 kür kemoterapi almasına rağmen vücudunda herhangi bir saç yada kaş döküntüsü yaşamadı. Üstüne üstlük bir de geçtiğimiz mart ayında tedavi gördüğü hastanede kanser hastalarına kemoterapi yerine su enjekte eden 5 şüpheliye operasyon düzenlendiğini duyunca şüpheleri arttı. Çünkü şüpheliler değeri 10 bin ile 90 bin lira arasında değişen kanser ilaçlarını, eczacılara ve ecza depolarına yüklü miktarda para karşılığında satıyordu. Kamu zararı ise yaklaşık 5 milyon liraydı. SOLUĞU DEDEKTİF PROFESÖR'DE ALDI Hastalıktan kurtulduğunu düşünen kanser hastası soluğu, daha önce farklı kanser hastalarına sahte reçete yazıldığını ortaya çıkaran 'Dedektif profesör' olarak bilinen Prof. Dr. Sezai Vatansever'de aldı. Profesör Doktor Sezai Vatansever, hastasına kemoterapi tedavisi görmediğini, 8,5 santimetrelik yeni bir kitlenin vücudunda yer edindiğini söyledi. Duydukları karşısında şoke olan hasta doktorundan eğer kemoterapi tedavisi görmüş olsaydı kitlenin oluşmamış olması gerektiğini ekleyerek kemoterapi gördüğü şemayı görmek istedi. HASTANE YETKİLİLERİ HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI Özkan K., yaptığı araştırmalarda kendisine kemoterapi yerine vücuduna su enjekte edildiğini öğrenince soluğu savcılıkta aldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuran kanser hastası, hastanenin 2 kür halindeki kemoterapi tedavisinde vücuduna su enjekte edildiğini, bu nedenle 8,5 santimetrelik kitle oluştuğunu ve kanser hastalığının büyüdüğünü anlattı. HASTANE SORUMLULARI HESAP VERECEK Özkan K., yanlış tedavi sonrası 3 kez kemoterapi aldığını ve ameliyat olup olmayacağı konusunda henüz doktorların karar vermediğini anlattığı dilekçesinde hastane sorumlularının ihmali yüzünden kanser hastalığından kurutulamadığını ve tedavisinin zorlaştığını söyledi. Sorumluların cezalandırılmasını isteyen hasta, hastanenin 'Adam Öldürmeye Teşebbüs' suçunu işlediğini ifade ederek sorumluların cezalandırılmasını istedi. SABAH

10 yaşındaki başörtülü karateciye skandal hakem kararı Haber

10 yaşındaki başörtülü karateciye skandal hakem kararı

Adapazarı’nda yapılan seçmelerde kategorisinde birinci olan 10 yaşındaki Melike Yaren Arsu, Türkiye Karate Federasyonu tarafından Denizli’de düzenlenen Minikler Türkiye Karate Şampiyonası’na katılmaya hak kazandı. Antrenörü tarafından yapılan kayıt işlemleri onaylanan Melike Yaren Arsu, 27 Nisan 2023 tarihinde yapılan ilk müsabakasını kazanarak ikinci karşılaşmasına katılmaya hak kazandı. HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTI İkinci müsabakasına başlayacağı sırada Şef Hakem Şeyhmuz Baybora tarafından karşılaşmadan men edilen Arsu’nun, kıyafeti nedeniyle ikinci mücadelesinde yarışmasına izin verilmedi. Türkiye Karate Federasyonu’ndan kızın müsabakadan men edilmesine ya da maça çıkmasına engellenmesine ilişkin kayıt ve tutanakları talep eden baba Atakan Arsu, haksız uygulamaya karşı hukuk mücadelesi başlattı.  SPOR YAPMA HAKKI ELİNDEN ALINDI Kızının spor yapma hakkı elinden alındığını iddia eden baba Atakan Arsu, bugüne kadar aynı kıyafetle herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını söyledi. Arsu, “26 Nisan 2023 tarihinde müsabaka tartım işlemleri için gerekli işlemler antrenörü İsmail Yılgın tarafından takip edilerek tamamlanmış ve müsabakalar için kategorisi belirlenmiştir. 27 Nisan 2023 saat 09.00 civarında turnuvanın ilk müsabakasını kazanarak, ikinci müsabakaya çıkmaya hak kazanmıştır. 27 Nisan 2023 saat 09.30 civarında sırada 1. Tatami Şef Hakemi Şeyhmuz Baybora tarafından ikinci müsabakası başlatılacağı sırada Merkez Hakem Kurulu üyesi olduğunu öğrenebildiğimiz Uğur Kobaş tarafından hakem uyarılarak kızımın boynu açık bone takması aksi taktirde müsabakayı başlatamayacağı yönünde uyarılmıştır. Şef hakem, ilk maçında ve daha önceki turnuvalarda kızımın saçı ve boynu kapalı olacak şekilde yarıştığını belirmesine rağmen Uğur Kobaş tarafından müsabakaya çıkarmama kararı ısrarla uygulatılmıştır. Antrenörümüz ve rakibi olan sporcunun antrenörü diğer iki hakemin yanı sıra Merkez Hakem Kurulu’ndan sorumlu yönetim kurulu üyesi Mehmet Akif Gürbüz’e itiraz etmesine rağmen, kızıma boynunu açması ya da müsabakadan çekilmesi yönünde baskı yapılmıştır. Kızım boynunu açmama yönünde karar alması sonrası, spor yapma hakkı elinden alınmıştır” dedi. ''KARATE YAPMAK FARZ DEĞİL'' Durumdan haberdar olur olmaz ilgili birçok kuruma ulaşmaya çalıştığını kaydeden baba Arsu, “Kızımın müsabakaya çıkabilmesi için Karate Federasyonu Genel Sekreteri Hacı Beşbadem’e ulaştım. Kendisine problemi aktardığımda, boynu açık bone takmanın Dünya Karate Federasyonu (WKF) kararı olduğunu, kızım 2 senedir bütün müsabakalarına boynu kapalı olarak çıktığını ve hatta ilk maçını da yine aynı şekilde yaparak kazandığını belirtmeme rağmen destek olamayacaklarını ve inançlarımız gereğini yerine getirmek istiyorsa, ‘Başörtü farz ama karate yapmak farz değil’ diyerek kızımın spor yapma hakkını engellemiştir. Turnuva boyunca boynu kapalı olarak mücadele eden bazı sporculara boyun açma yönünde uyarılar verilmiş, bazılarına ise boynu kapalı olacak şekilde müsabakaya devam etme hakkı tanınmıştır. Kural, Merkez Hakem Kurulu üyeleri tarafından keyfi ve istikrarsız olarak uygulanmıştır” şeklinde konuştu.  “İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ ve SPORCU SAĞLIĞI KORUNMALI'' Benzer hak gasplarının yaşanmaması için gerekli adımlarım bir an önce atılması gerektiğini savunan Arsu, şunları kaydetti:  “Kızım boynu açık hicab takması için uzun süre ikna edilmeye çalışılmış ve kızım bunu kabul etmediği için tatamiyi terk etmek zorunda kalmıştır. Kızım ve başka sporcuların mağdur olmaması için Türkiye Karate Federasyonu gerekli kurum kararları ile Türkiye içerisindeki ulusal ya da özel tüm müsabakalarda hem inanca hem de sporcu sağlığına zarar vermeyecek şekilde düzenlemeleri hayata geçirmelidir. WKF nezdinde, Türkiye’de inanç özgürlüğünü ve sporcu sağlığını koruyacak şekilde girişimler Türkiye Karate Federasyonu tarafından başlatılmalıdır. Evladımın yaşamış olduğu hak ve özgürlük kayıplarının telafisi için sorumluların cezalandırılmasını, kızıma psikolojik, maddi ve manevi olarak verilen zarara telafi istiyorum.”  ''BOYNUMU AÇMAMI İSTEDİLER'' Yaşadıklarına rağmen spordan vazgeçmeyeceğini ifade eden Melike Yaren Arsu ise, “Denizli’de düzenlenen Minikler Türkiye Karate Şampiyonası’nda oynadığım ilk maçımı kazandım. İkinci maç öncesi boynumu açmamı istediler ama kabul etmedim. Bu şekilde maçlara devam etmeme izin vermedikleri için şampiyonadan çekişmek zorunda kaldım. İki senedir kahverengi kuşağa sahip olabilmek için çok büyük çaba sarf ettim. Bu spordan vazgeçmeyeceğim" diye konuştu. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.