[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#soyadı

soyadı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, soyadı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Soyadında kazanılan hak toplumda da sağlanmalı Haber

Soyadında kazanılan hak toplumda da sağlanmalı

YAREN GÜZELKAN-ÖZEL HABER- Kadının soyadı mücadelesinde istenilen zafere kavuşuldu. Türk Medeni Kanunu’nda yer alan “evlenen kadının kocasının soyadını alacağı” kuralını iptal eden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı, 28 Ocak 2024 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girdi. Evlenen kadınlar, artık kendi istekleri doğrultusunda ister kendi soyadını, ister eşinin, isterse de her iki soyadını bir arada kullanma hakkına sahip oldu. Kararda, 4721 sayılı kanunun tarihsel süreçte eşlerin evlilik birlikteliğindeki konumlarının eşitlik ilkesi çerçevesinde yeniden düzenlendiğini, bu düzenlemelerin temel ilkesinin “kadın ile erkek eşitliği” sağlanması noktasında olsa da kadın hakları savunucuları eşitliğin sadece yasalar önünde olduğunu toplum hayatında bu eşitliğin sağlanması konusunda ses yükseltti. Cumhuriyet Kadınlar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Avukat Nuriye Kadan, kadının kazanmış olduğu güzel bir hak olduğunu söyleyerek “Eksiklikti tamamlandı ama kadının sorunu bu değil. Kadının sorunu daha çok çalışmak, üretimde olmak, kendi ayakları üzerine sağlam basabilmek” derken, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, “Nasıl ki mücadele ile evlendiğimiz adamın soyadını alma zorunluluğumuz kalmadığı gibi; kazanmış olduğumuz tüm haklarımızı ve özgürlüğümüze ilişkin diğer haklarımızı da mücadele ile kazanacağız” dedi. EKSİKLİKTİ TAMAMLANDI… Kadınların toplumda yaşadığı sorunların yalnızca bir soyadı ile gündeme gelerek çözüleceğine inanmadığını dile getiren Av. Kadan “Medeni kanunlarda birçok değişiklikler yapılmıştı ama bu soyadı ile ilgili eksiklik vardı o da şimdi düzenleme yapılarak en azından kadın erkek eşitliğinin bu anlamda sağlanması için önemli bir adım atılmış oldu ve eksiklikti tamamlandı. Kadınların aslında daha büyük sorunları var ve bu sorunların çözülmesi gerekir. Kadın-erkek eşitliği bağlamında yapılacak daha birçok şey var. Asıl şu an kadının iş hayatında, üretimde, ikincil hayattan birincilliğe giderek erkeklerle eşit haklara sahip olması için çalışılmalı” dedi. Yasalar önünde erkekler ile kadınların eşit olmasına rağmen toplumsal hayatta bu eşitliğin sağlanmadığı konusunda tepkisini gösteren Kadan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk önce kafalardaki eşitlik yaratılmalı. Göreceksiniz ki, soyadı hakkında artık özgür olsak da kadınların birçoğu bu hakkını kullanmayacak. Çünkü kadının sorunu bu değil, kadının sorunu daha çok çalışmak, üretimde olmak, kendi ayakları üzerine sağlam basabilmek… Kadın sadece soyadı ile ne yazık ki bunları yapamayacak.” KADININ YASAL HAKLARINI KORUMALIYIZ Dünya geneline bakıldığında Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere pek çok Asya ülkesinde kadınların bekarken kullandıkları soyadını evlendiğinde de kullanabildiğini ve ülkemizde de bir dayatma olmaksızın kadının istediği soyadını tercih edebilmesi hakkına sahip olması konusunda mutlu olduğunu belirten Kadan, “Kadın, ister evlenmeden önceki soyadını, ister eşinin soyadını, isterse de her iki soyadını bir arada kullanabilme hakkında özgür olacak fakat tüm sorunlardan kurtulabilecek mi? ‘Hayır’, ben işte işin bu yönüne bakıyorum. Madalyonun diğer yüzünde bu mücadele var. Kadınlar, toplumdaki olduğu konumdan daha ileri noktaya gelebilir. Emperyalizmin dayattığı sisteme bakarsanız gündüz programlarında akşama kadar itilen, şiddete maruz kalan, zorlanan kadın imajları var. Bunun izleyicileri de ne yazık ki biz kadınlarız. Biz bunlardan kurtulmalıyız o programlarda kadının ezilmişliği gösteriliyor. Bu konular ile ilgili bir şey yapılıyor mu yine ben söyleyeyim, hayır. Bu bağlamda çalışmalar yürütülerek kadının yasal haklarını korumalıyız” diye konuştu. ‘HER TÜRLÜ BİLGİMİZ DEĞİŞİYOR’ Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, kadınların evlendikten sonra, evlendikleri kişinin soyadını almak zorunda kalmaması konusunu değerlendirdi. Osmanoğulları, “28 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girdi. ‘Zorunda kalmak’ evet, yıllardır kadınların evlendiklerinde sadece doğum tarihleri, doğum yerleri ve adı dışında kimliklerindeki her türlü bilgileri değişiyor. Kütük bilgisi, kayıtlı olduğu ili, ilçesi gibi… Erkek için böyle bir durum söz konusu değil. Kadınlar son 30 yıl içerisinde bu ‘soyadı’ yasasının mücadelesini veriyor. Çünkü; mesleki ve birçok açıdan kadın bekarlık soyadı ile tanınırken evlenince evlendiği adamın soyadını alıyor ve yeniden görünür olmak durumunda kalıyor ya da evliyken eşinin soyadı ile bilinirken kadın boşandığı an bekarlık soyadına geçince çevre tarafından yeniden bilinir, görünür olmaya çalışıyor. Erkeklerin hiçbir zaman böyle bir zorunluluk durumunda kalmıyor” isyan etti. KAZANILAN HAKLAR İÇİN MÜCADELE… Soyadı yasasının kadın mücadelesi açısından önemli bir kazanım olduğunun altını çizen Osmanoğulları, “Biz kadınlar şunu da biliyoruz ki AK Parti hükümetinde tanınmış birçok hakkımız konusunda saldırı yaşıyoruz. Nasıl ki mücadele ile evlendiğimiz adamın soyadını alma zorunluluğumuz kalmadığı gibi; kazanmış olduğumuz tüm haklarımızı ve özgürlüğümüze ilişkin diğer haklarımızı da mücadele ile kazanacağız. Bu konuda asla pes etmeyeceğiz. Diğer mücadele alanlarımızı daha da sıklaştırdık. Bu temel de ben evlendirme memurluğundaki arkadaşlarımla görüştüm. 28 Ocak’ta bu yasanın yürürlüğe girmesine rağmen uygulamaya geçilmemiş. Evlendirme ve nüfus memurluklarında da nasıl bir uygulama yapılacağına dair memurlarında bir bilgisi yok” ifadelerini kullandı. Osmanoğulları, hukuk devletin de böyle bir kanun çıkmasına rağmen yürürlüğe girmemiş olmasını ve ne zaman uygulamaya geçileceğinin bilinmemesi konusunda tepkisini göstererek, sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.

Kadının soyadı mücadelesinin 28 yıllık neferi Haber

Kadının soyadı mücadelesinin 28 yıllık neferi

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Anayasa Mahkemesi (AYM) geçtiğimiz günlerde kadının evlendikten sonra kendi soyadını tek başına kullanabilmesinin önünü açan bir karara imza attı. Buna göre, Türk Medeni Kanunu’nun kadınlara erkeğin soyadını alma zorunluluğu getiren 187. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildi. Kadınların eşitlik yürüyüşünün önemli kazanımlarından biri olan bu karar, Türkiye’de ilk soyadı davasını açan Avukat Ayten Ünal’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar uzanan mücadelesini yeniden akıllara getirdi. Bundan tam 28 yıl önce Ünal’ın evlenmeden önceki soyadını kullanabilmek için İzmir’de açtığı dava, o dönem yürürlükte olan yasanın kadınların eşlerinin soyadını taşımasını zorunlu kıldığı için reddedildi. 1997’de yasada yapılan değişiklikle kadınların eşlerinin soyadıyla birlikte kendi soyadlarını da kullanma hakkı getirildi. Fakat Av. Ünal, karar talebini karşılamayınca konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. AİHM, 2004 yılında lehte karar verdi. Bu karar, daha sonraki davalarda emsal teşkil etti. Av. Ünal, kadın müvekkillerinin ‘soyadı zaferi’ için yıllardır mahkeme salonlarında savunma yapmaya devam etti. Av. Ünal ile AYM’nin kadınların soyadına ilişkin aldığı tarihi kararı ve geçmişten bugüne gelinen noktayı konuştuk.  GECİKMİŞ AMA OLUMLU GELİŞME Anayasa Mahkemesi’nin kadınların evlendikten sonra sadece kendi soyadını kullanmasını engelleyen düzenlemeyi iptal etmesini değerlendiren Av. Ünal, “Gecikmiş ama olumlu bir gelişme. Önümüzde yeni düzenlenme yapılması için 9 aylık bir süre var. Kararın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasalaşması ve Resmi Gazete’de yayınlanması gerekiyor. Bu süreçte Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) ile birlikte tasarı için en doğru ve sorunsuz yasa maddesi için çalışma yürüteceğiz” dedi. x Foto altı: Av. Ünal, yıllar önce AİHM kürsüsünde evli kadınların kendi soyadını kullanabilme hakkı savunma yapıyor. ÖĞRENİNCE MUTLU OLDUM Türkiye’de soyadı mücadelesini yargıya taşıyan ilk kadın olan Av. Ünal, kararı duyunca neler hissettiğini şöyle anlattı: “Kararı kızımdan öğrendim. Hukukçu olan, halen yüksek lisans yapan kızımın hukukçu olan arkadaşının tweetiyle. İlk davanın açıldığı 22 Şubat 1995 tarihinden bugüne… ‘Vay be 28 yıl sonra ha’ dedim ve mutlu oldum. Yaşadıklarımız film şeridi gibi gözümün önümden geçti. Gelinen nokta zorlu ama olumluydu.” KARŞI OY VEREN KADIN ÜYELER ÜZÜYOR Oy çokluğuyla alınan karara muhalefet eden kadın üyeler olmasının üzüntü verici olduğunun altını çizen Av. Ünal, “Birçok arkadaşımız bu kararı seçim kararı olarak değerlendiriyor. Anayasa Mahkemesi’nin mantalitesinde bir değişiklik olmadığını söylüyor. Gelinen noktada yorumlara haklılık payı verilecek somut durumlar da yok değil. Kararın 6’ya karşı 9 oyla alınması, muhalefet şerhleri özellikle kamuoyunda çokça dile getirildi, yazılanlar endişe yaratıyor. Muhalefet eden kadın üyeler olması bizi oldukça üzüyor. Biz açmış olduğumuz davalarda bu hakkı zaten almış durumdayız. Özellikle benim özelimde pilot dava sonucu lehe alınmış olan AİHM kararı sonrasında açılan davalar ve Yargıtay kararları ile bireysel olarak biraz meşakkatli olmakla beraber bu sorun çözümlenebiliyordu” ifadelerini kullandı. BİRÇOK DAVA AÇIP KAZANDIK Kadınların kimlik ve soyadı mücadelesinde geçmişten bugüne gelinen noktayı da değerlendiren Av. Ünal, “İzmir’de 2011 yılında avukat olarak takip ettiğim bir davada ilk derece mahkemesi olumsuz bir karar vermiş Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de bunu onamıştı. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmıştık. Bu başvuru da bizim karardan sonra emsal başvurulardandı. Anayasa Mahkemesi bireysel başvurumuzu kabul etti ve yeniden yargılama talebinde bulunduk. Bunun üzerine ilk derece mahkemesi 2014 yılında yeniden yargılama sonucu gecikmeli de olsa davamızın kabulüne karar verdi. Daha sonra birçok dava açıp kazandık. Hem pilot dava olan kendi dava sürecim hem de diğer davalarda süreç oldukça uzun ve meşakkatli oldu diyebilirim. Bundan sonra dava açılmaya gerek kalmadan çözümlenmesi elbette olumlu. Ama ne olursa olsun bu kazanımlardan geri dönüş olmasına izin vermeyecek bir hukuki ve fiili mücadele geçmişine sahibiz” dedi. YASALAŞMA SÜRECİ GERÇEKLEŞECEK Kararın açıklanmasıyla birlikte bundan sonraki süreç hakkında bilgi veren Av. Ünal, “Bundan sonra 9 ay içinde yeni bir düzenleme hazırlanıp yasalaşma süreci gerçekleşecek. Bu arada devam eden davalarda da AİHM kararı baz alınacak ve lehe karar verilecektir. Yani eskisi gibi… Bir başka husus çocukların hangi soyadını kullanacağı konusu. Benim yürüttüğüm davalarda hem anne hem de babasının soyadını birlikte kullanması talebinde bulunduk ve ilk derece mahkeme kararlarında olumlu kararlar çıktı. Ancak idare- nüfus müdürlüğü- bu kararlara karşı istinaf başvurusunda bulundu. İstinaf süreci devam ediyor. Ama lehe sonuçlanan Bölge Adliye Mahkemesi kararları oldu ve bu konuda da olumlu gelişmeler var” diye konuştu. DİĞER MÜCADELE ALANI: KÜTÜK Kadınların bir diğer mücadele alanı olan ‘kütük’ hakkında da konuşan Av. Ünal, “Kütük mevzusu gündemde. Bu konuda da açılmış davalarımız var.  İlk derece mahkemesi olumsuz bir karar verdi. İstinaf başvurusu yaptık. Çıkacak karara göre; Yargıtay süreci ve bir gelişme sağlanamazsa da Anayasa Mahkemesi’ne götürmemiz gündeme gelecek. Burada şunu vurgulamak isterim ki, bizim de davalarda savunduğumuz ve AYM kararında da dile getirildiği gibi gelişen teknoloji TC kimlik numarası uygulaması gibi gelişmeler sonucunda çocuk soyadı ve kadının evlenince kütüğünün taşınma zorunluluğunun hukuksal bir gerekçesi asla kalmamıştır. Gösterilecek direnç ve olumsuz kararların çıkması hukuksal nedenlerle değil, geleneksel ataerkil sistem, siyasi ve ideolojik nedenlerle açıklanacaktır” vurgusu yaptı.

Soyadında kazanım: “Hukuki boşluğun doldurulması gerekecek” Haber

Soyadında kazanım: “Hukuki boşluğun doldurulması gerekecek”

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER  Anayasa Mahkemesi (AYM) kadının evlendikten sonra kendi soyadını tek başına kullanabilmesinin önünü açan bir karara imza attı. Buna göre, Türk Medeni Kanunu'nun kadınlara erkeğin soyadını alma zorunluluğu getiren 187. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildi. Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu kararı 28 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete'de yayınlandı.  Uzun zamandır kadın alanında ciddi mücadeleler veren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri Üyesi Hilal Susuz’un konuya dair görüşlerine yer verdik. “Bu aslında bizim mücadelemizin bir kazanımı. Ve elbette ki mücadelemiz devam edecek” diyen Susuz, “Çünkü kadınlar o soyadını aldığı erkekler tarafından öldürülmeye devam ediyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda sağlayacağız” mesajını verdi. Avukat Senem Kiraz ise “Halen evli olan kadınların tek başına soyadını kullanabilmeleri için TBMM’de kanun değişikliği yapılması ve yasal düzenleme ile hukuki boşluğun doldurulması gerekecektir. AYM kararı, kadınların kimliklerini koruması ve eşler arasında eşitlik sağlanması açısından olumlu olup, memnuniyet yaratmıştır” değerlendirmesinde bulundu.  ÇOK OLUMLU BİR KARAR  Susuz, şunları söyledi: “Kadınların haklarına saldırının bu kadar açık açık yapıldığı bir dönemde, kadınların soyadıyla ilgili yaşadığı eşitsizliği; hukuka aykırı, eşitlik ilkesine aykırı bulan bir AYM kararıyla karşılaştık. Bu çok olumlu bir karardır. Çünkü soyadın tek başına kullanılamaması kadının toplumdaki yerinin aslında eşitsiz konumda bulunduğunun bir göstergesiydi. Ancak AYM kararıyla bunun önüne geçildi. Toplumun kendi yapısına baktığımızda yıllardır yaşadığımız mağduriyetin cinsiyetler arası eşitliğe karşı gelen bir madde olduğunu ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyleyebiliriz. Bu aslında bizim mücadelemizin bir kazanımı. Ve elbette ki mücadelemiz devam edecek. Çünkü kadınlar o soyadını aldığı erkekler tarafından öldürülmeye devam ediyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda sağlayacağız.”  MEMNUNİYET YARATMIŞTIR  Av. Kiraz ise şöyle bir görüş bildirdi: “Anayasa Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu'nun 187'inci Maddesi'ndeki ‘Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir’ hükmünü eşitliğe aykırı bularak iptal etti. AYM, söz konusu maddenin Anayasa'nın ‘Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür’ diyen 10. maddesine aykırı olduğuna hükmetti.  Nüfus kayıtlarındaki karışıklığın önlenmesi ve soy bağının sağlıklı bir şekilde tespit edilmesinde kamu yararı bulunduğu ancak bunun yalnızca kadının erkeğin soyadını kullanmasıyla sağlanamayacağı belirtildi. Kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak 9 ay içinde yürürlüğe girmesine hükmedildi. Kararın yürürlüğe girmesiyle kadınların evlilik öncesi soyadlarını tek başına kullanmasının önü açılacaktır. Halen evli olan kadınların tek başına soyadını kullanabilmeleri için ise TBMM’de kanun değişikliği yapılması ve yasal düzenleme ile hukuki boşluğun doldurulması gerekecektir. AYM kararı, kadınların kimliklerini koruması ve eşler arasında eşitlik sağlanması açısından olumlu olup, memnuniyet yaratmıştır.”

Soyadı tamam ... Sıra kütükte! Haber

Soyadı tamam ... Sıra kütükte!

SULTAN GÜMÜŞ KAYA Anayasa Mahkemesi (AYM) kadının evlendikten sonra kendi soyadını tek başına kullanabilmesinin önünü açan bir karara imza attı. Buna göre, Türk Medeni Kanunu'nun kadınlara erkeğin soyadını alma zorunluluğu getiren 187. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildi. Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu kararı 28 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete'de yayınlandı.  Tüm bu gelişmeler eşliğinde change.org sitesi üzerinden ‘Kimsenin Mülkü Değiliz’ başlıklı bir imza kampanyası oluşturuldu. Meryem Kocabay isimli bir sosyal medya kullanıcısı tarafından yayınlanan kampanya metninde, “Soyadı tamam, sıra kütükte” denildi.  PEKİ YA ZORUNLU KÜTÜK DEĞİŞİMİ?  Paylaşılan kampanya metninde şu ifadeler yer alıyor: “Anayasa Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan ve kadının sadece evlenmeden önceki soyadını kullanmasını engelleyen Türk Medeni Kanunu hükmünü iptal etti. Peki ya zorunlu kütük değişimi? Evlilik, bir kadının kendi kimliğinden, kendi köklerinden vazgeçip erkeğin kimliğine mahkum olmasını mı gerektirmelidir? Kadın evlendiğinde kocasının soyadını almakla kalmıyor; kütük kaydı, bağlı olduğu il ve ilçe, mahalle ve köy de kendisinin onayı alınmaksızın eşinin kimlik kaydına geçiriliyor. Tıpkı edinilmiş bir mülk gibi muamele gören kadın, eşini kaybederse yeniden evleninceye kadar ölen kocasının aile kütüğünde kalıyor. Kadın neden evlenip boşandıkça babasının kimliğinden eşinin kimliğine, eşinin kütüğünden yeni eşinin kütüğüne, başka seçenek kalmazsa tekrar babasının kütüğüne taşınıp durmak zorundadır? Kadınların, evlendiklerinde kayıtlı kütük bilgilerinin değişmesi, açıkça cinsiyete bağlı bir ayrımcılıktır! Kişinin onayı ve izni olmadan nüfus kaydının tek bir harfi bile değiştirilemezken evlilikte kadının görüşü dahi alınmaksızın böyle büyük bir değişiklik nasıl yapılabilir? Kişinin ismi üzerindeki hakkı, şahsa sıkı sıkıya bağlı, devredilemez ve feragat edilemez haklardandır.”  KADININ BİR KİMLİĞİ VAR!  Kampanya metninden diğer satır başları ise şöyle: “Kadının evlendikten sonra erkeğin soyadını kullanma zorunluluğu iptal edildi. Peki ya kütük? Kadınların, evlendiklerinde kayıtlı kütük bilgilerinin değişmesi, açıkça cinsiyete bağlı bir ayrımcılıktır!  Kadının onayı ve izni olmadan tıpkı edinilmiş bir mülk gibi kütüğün değiştirilmesi kabul edilemez. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 23. maddesi düzenlensin! Kimsenin mülkü değiliz. Zorunlu kütük değişikliği kaldırılsın. Nüfus Hizmetleri Kanunun 23. maddesinin 2. fıkrasında ‘Evlenen kadının kaydı kocasının hanesine taşınır. Kocası ölen kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalır. Ancak dilerse babasının kütüğüne dönebilir’ hükmü yer almaktadır. Kadınların kimliğini erkeğin mülki bir hakkı gibi gören bu maddenin, kadın-erkek eşitliği gözetilerek ivedilikle yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz. Çünkü kadının da bir kimliği var ve yok sayılamaz.”  Kampanya metnini imzalamak için bu adrese tıklayabilirsiniz...

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.