Büyükşehir'den 'Sünger Kent' modeli
ÇAĞLA GENİŞ
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yağmur suyunun değerlendirilmesi kapsamında hayata geçireceği Sünger Kent İzmir Projesi’nin tanıtımı yapıldı. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşen toplantıya; Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, belediye bürokratları, sivil toplum kuruşları temsilcileri, muhtarlar ve yurttaşlar katıldı.
BİR KUYUMCU EDASIYLA İŞLENDİ
Projenin amacıyla ile ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Soyer, “Gerçekten çok heyecanlıyız. Türkiye’de ilk kez yepyeni bir çalışma başlatıyoruz. Küresel ısınma, kuraklık, yani afetlerin temelinde soruna çözüm getirecek çok köklü bir adım atıyoruz. 1,5 yıldır bu işe adete bir kuyumcu edasıyla ilmek ilmek işleyerek çalışma yapan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.
BUNU BAŞARMANIN TEK YOLU…
Başkan Soyer sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Çağımızın şehirleri ne yazık ki çoğu yerde böyle… Kentler gezegenimizdeki yaşam enerjisini kullanarak kendine gıda, elektrik, eşya ve hammade salıyor. Bunun karşılığında geriye sadece plastik atık, karbondioksit, savaş ve yoksulluk veriyor. Şehirler ve ekosistem arasındaki bu yıkıcı ilişkinin sürdürülemez olduğunu uzun zamandır iyi biliyoruz. Ne var ki, pandemi ve iklim krizi bu gerçeği en acı şekliyle yüzümüze vurdu. Biz İzmir’de bu yıkıcı ilişkiyi ortadan kaldırmak için üç yıldır somut ve kararlı adımlar atıyoruz. Dünyadaki birçok çağdaş şehir de bu yönde ilerliyor. Çünkü çok iyi biliyoruz ki dünyamızı iyileştirmenin çözümü yine şehirlerde. 2007, insanlık tarihinde kentsel nüfusun kırsal nüfustan daha çok olduğu ilk yıl oldu. Kentsel nüfus oranı günümüz itibarıyla yüzde 55’i geçti ve 2050 yılına kadar bunun yüzde 68'e çıkması bekleniyor. Açıkça görülüyor ki geleceğin dünyası şehirler dünyası olacak. İşte bu yüzden, bu gezegende yaşamakla ilgili ne derdimiz varsa bunun çözümlerini şehirlerden başlatmak zorundayız. Bunu da başarmanın bir tek yolu var. Şehirleri doğanın döngülerinin bir parçası haline getirmek.”
60 YILDIR SU DÖNGÜSÜ YOK EDİLMİŞ
Büyükşehir Belediyesi’nin “Başka bir tarım mümkün” vizyonunun önemi vurgu yapan Başkan Soyer, “4 milyondan fazla nüfusa sahip İzmir’in belediye başkanı olarak bunun kolay bir hedef olmadığını biliyorum. Yine de bu dünyadaki varlığımızı sürdürmek konusunda samimiysek, başka bir şehirciliğinin mümkün olduğuna inanmak ve bu yönde cesur adımlar atmak zorundayız. Biz İzmir’de tam da bunu yapıyoruz. Yaklaşık iki yıl önce 11 Büyükşehir Belediye başkanımızla birlikte İzmir’de “Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesi” düzenlemiştik. Bu zirvede 11’i büyükşehir 22 il belediye başkanımızla “Başka bir su yönetimi mümkün” adlı bir manifesto yayınlamıştık. Altına hep birlikte imza attığımız metnin beş temel ilkesinden biri “Doğanın su döngüsünü koruyacağız” ifadesiydi. Nasıl uygulanacağı ilk bakışta pek anlaşılmayan dört kelimelik bu ifade, aslında şehirlerimiz için hayat memat meselesi. Yazık ki kentlerimizde 60 yılı aşkın süredir, sonuçları üzerinde hiç düşünülmeden doğanın su döngüsü yok edilmiş. Beton odaklı büyüme nedeniyle suyu geçirmeyen sert yüzeyler her yeri kaplamış. Toprakla suyun arasına adeta yapay bir kabuk serilmiş. Yeraltına süzülemeyen ve bu yüzden kent içinde serbest akışa geçen suyu tahliye etmek için yüksek maliyetli yağmur suyu hatları yapılmak istenmiş. Fakat ekonomik nedenlerle İzmir gibi birçok kentte bu süreç tamamlanamamış” diye konuştu.
İKLİM KRİZİ VURGUSU
“Yanlış yapılaşmaya iklim krizi de eklendiğinde karşımızdaki sorun her gün daha da büyüyor. Bu yüzden suyun yıkıcı gücüne dünyada ve İzmir’de artık daha sık tanıklık ediyoruz” diyen Soyer sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin kentimizde 2019 Ocak ve 2021 Şubat’ta tam 3600 noktada taşkın ve su baskınları yaşadık.Sel ve taşkınları önlemek, dahası İzmir Körfezi’ni temizlemek için 2019’dan bu yana şehrimizin yağmur suyu kanalı altyapısını tamamlamak için büyük yatırımlar yapıyoruz. Bugünse, yağmur sularının yönetiminde devrim diyebileceğimiz yepyeni bir dönemi başlatıyoruz. Bu dönüşümü, sürdürülebilir yağmursuyu yönetimini amaçlayan Sünger Kent İzmir Projemiz ile gerçekleştireceğiz. İzmir’in üzerine serilmiş beton kabuğu yer yer kırarak, suyun yeniden toprakla buluşmasını sağlayacağız. Sünger Kent İzmir projesinin planlanması ve teknik alt yapısını oluşturmak amacıyla 1.5 yıl önce Su Kaynakları Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurduk. Türkiye’nin ilk Sünger Kent yönetim modelini uygulamak için çok farklı uzmanlardan oluşan birimimiz bir buçuk yıl süren bir çalışma ile İzmir’e özgü sünger kent programını oluşturdu. Bu program kapsamında Türkiye’nin ilk sünger kent yönetmeliğini Büyükşehir Belediye meclisimizden Ekim ayında çıkarttık. Arkadaşlarımız kent içinde sünger kent uygulamalarını yaygınlaştırmak amacıyla da kapsamlı bir teknik uygulama kılavuzu hazırladı. Öte yandan, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü akademisyenleri ve Hollandalı H+N+S şirketi ile Bostanlı ve Poligon Derelerinin sünger kent konsepti planlama çalışmalarını yürüttük.”
5 BİN BİNAYA 5 BİN SU TANKI
Proje hedeflerine dikkat çeken Başkan Soyer, “Hedefimiz, İzmir’i beş yıl içerisinde bir sünger şehir olarak geliştirmek. Böylelikle kent içindeki yağmur suyunun akışını beş yılda yüzde 70 oranında azaltacağız. Sünger Kent İzmir projemizin belki de en önemli özelliği, İzmir’de yaşayan tüm vatandaşlarımızın katılımını esas alması. Projemizin iki kapsamlı uygulamasını vatandaşlarımızla birlikte gerçekleştireceğiz. Bunlardan ilki olan yağmur suyu hasadı… Bu uygulamayla doğanın bilgisinden yararlanarak suyu hasat edeceğiz, kentimize düşen yağmuru değerlendirip yeniden doğal su döngüsüne iade edeceğiz. Yağmur suyu hasadına yönelik bir teşvik sistemi uygulayarak 5 bin binaya 5 bin yağmur suyu deposunu biz vereceğiz. Bu uygulamaya hemen başlıyoruz. Evet kentimiz çatılarına düşen su miktarı, en büyük içme suyu kaynağımız olan Tahtalı Barajı’nda her yıl biriken su miktarından dahi fazla. Şehrimize düşen yağmur yazık ki boşa akıp gidiyor, kirleniyor, taşkınlar ve su baskınlarına neden oluyor. Beş bin yağmur suyu deposu ile su tasarrufu yapacak, körfezi temizleyecek, aynı zamanda taşkınları ve su baskınlarını önleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
10 BİN YAĞMUR BAHÇESİ KANPANYASI
Soyer, “İkinci çalışmamız ise “İzmir’e 10.000 yağmur bahçesi” kampanyamız. Yağmur bahçeleri için başvuruda bulunan 10.000 vatandaşımıza yapacağı yağmur bahçesinde ekeceği bitkileri biz veriyoruz. Bu uygulamaya da hemen başlıyoruz. İzmir’de oluşturacağımız her bir yağmur bahçesiyle sokaklarımıza, caddelerimize düşen ve kanalizasyon sistemimize giden yağmur sularını alıkoyacak, taşkınlardan korunacak, sularımızı temizleyecek ve yeniden doğaya kazandıracağız. Sünger Kent İzmir ile bu iki uygulamanın dışında kentsel ve kırsal alanda aşama aşama pilot projeler de uygulanacak. İzmir, mavi ve yeşil bir altyapıya kavuşacak. İzmir’in caddeleri, sokakları, çatıları ve bahçelerinde su yeniden toprakla buluşacak. Hiçbir şey bir sabah, birdenbire kendi kendine düzelmeyecek. Eğer dünyamız bir gün daha iyiye doğru değişecekse, bunu kendi çabalarımızla ve tüm engellere rağmen sürdürdüğümüz kararlı duruşumuzla başaracağız. Küresel krizleri çözmeye yönelik münferit çabalarımızın tek başına işe yaramayacağı açık. İşte eylemlerimiz arasındaki uyum, şehirlerimizin doğayla uyumu kadar önemli. İşte bu yüzden tüm İzmirlileri Sünger Kent İzmir projemize katılmaya davet ediyorum. Gelin, yağmur suyu depoları ve yağmur bahçesi uygulamalarıyla Sünger Kent projemize katılın. Sünger Kent modeliyle doğa ve kent hayatı arasında kurulacak denge, İzmir’i daha dirençli hale getirecek ve toprağa düşen her damla suyun değerlendirilmesi sağlanacak. Yetkililer İzmir’de sadece çatılara yılda yaklaşık 75 milyon ton yağmur suyunun düştüğünü, bu miktarın ise Tahtalı Barajı’nın bir yılda sağladığı sudan daha fazla olduğunu vurguluyor. Sünger Kent pilot projeleri aşamalarla uygulamaya geçecek. İzmir’in 5 yıl içinde sünger kente dönüşmesi hedefleniyor” açıklamasını yaptı.