[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Süt ürünleri

Süt ürünleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Süt ürünleri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Üretimde düşüş: Süt ve süt ürünlerinde zam çanları Haber

Üretimde düşüş: Süt ve süt ürünlerinde zam çanları

Türkiye’de uzun süredir devam eden ekonomik krizin hem nedenlerinden hem de sonuçlarından olan tarımsal üretimdeki azalma devam ediyor. Piyasa fiyatlarının artmasında en önemli etkenlerden olan üretimdeki düşüş, özellikle süt ve süt ürünlerinde görülürken Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerine göre üretimdeki düşüş devam etti. TÜİK son olarak Süt ve Süt Ürünleri Üretimi Ağustos ayı verilerini paylaştı. Verilere göre; ürünlerin üretiminde düşüş ivmesi devam ederken ticari alımda ise artış gözlemlendi. TİCARİ ALIMLAR ARTTI TÜİK verilerine göre; ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3.1, Ocak-Ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 arttı. ÜRETİMDE AZALMA Verilere göre; üretimin tüm kalemlerinde azalma meydana gelirken yoğurt üretimi Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,1, inek peyniri üretimi yüzde 9,1 ve ayran üretimi yüzde 5,5 artarken; tereyağı üretimi yüzde 10,3 ve içme sütü üretimi yüzde 7,9 azaldı. Ocak-Ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, inek peyniri üretimi yüzde 9,4, ayran üretimi yüzde 7,2 ve yoğurt üretimi yüzde 3,4 artarken; tereyağı üretimi yüzde 11,7 ve içme sütü üretimi yüzde 2,2 azaldı. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bakanlıktan onay geldi: RES için ağaçlar mı kesilecek?

Rusya’ya yapılan peynir ve süt ürünleri ihracatının yüzde 100’ü Pınar Süt’ten Haber

Rusya’ya yapılan peynir ve süt ürünleri ihracatının yüzde 100’ü Pınar Süt’ten

Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu, gelecek dönemlerde Rusya pazarında uzun ömürlü süt kategorisinde de ihracat yapmayı hedeflediklerini söyledi. Rusya Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Gözlem Kurumu Rosselkhoznadzor’un, 2014 yılında aralarında Pınar Süt'ün de bulunduğu üç Türk firmaya Rusya'ya süt ürünleri ihracatı yapma izni vermesinin ardından Pınar Süt, 2015 yılında Pınar Labne ve Pınar Beyaz ürünleriyle Rusya’ya ilk ihracatını gerçekleştirdi. Türkiye’den yapılan süt ürünleri ihracatının yüzde 17,5’ini tek başına gerçekleştirerek kaliteli ve sağlıklı süt ürünlerini dünyanın 35 ülkesiyle buluşturan Pınar Süt, bu yılın ilk 6 ayı itibariyle, Rusya pazarına yapılan peynir ve süt ürünleri ihracatının yüzde 100’ünü gerçekleştirerek sektörünün lideri oldu.  ‘Tüketici ihtiyaçları coğrafyaya göre farklılık gösterebiliyor’ Tüketici ihtiyaçlarının coğrafyalara göre farklılık gösterebileceğini sürekli göz önünde bulundurduklarını ve ihracattaki başarılarının temelinde bu farkındalığın yattığını belirten Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu, “2015 yılında Rusya pazarına ihracat yapma hakkını kazandıktan sonra yaptığımız ilk ihracat operasyonlarının ardından, Ar-Ge ekibimiz tarafından bu pazarın ihtiyaçlarına yönelik olarak bir dizi çalışma yaptık. Bunun sonucunda ise, markamıza değer katan Aromalı Pınar Labne’lerimizi ürettik ve Rusya pazarına sunduk. Şu an Rusya pazarında en çok tercih edilen ürünlerimiz haline geldiler. Gelecek dönemde ise uzun ömürlü süt kategorisinde ihracat yapmayı hedefliyoruz. Dünyanın 35 ülkesinde olduğu gibi, Rusya pazarına da yaptığımız ihracatı ürün bazında çeşitlendirmek ve oradaki sofraları da daha fazla lezzet, sağlık ve kaliteyle buluşturmak istiyoruz.” dedi.

Koçal: Türkiye’de süt tüketim açığı olacak Haber

Koçal: Türkiye’de süt tüketim açığı olacak

YAREN ELMAS GÜZELKAN-ÖZEL HABER Ülkemizde her geçen gün ürünlere zam geliyor. Geçtiğimiz günlerde et fiyatlarına gelen zamlar, süt ve süt ürünlerini de etkileyeceği konusunu gündeme taşıdı. Fiyat artışları tüketiciyi büyük bir oranda etkileyecek. Süt ve süt ürünlerine gelecek zamlarla ilgili konuşan Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, “Türkiye’de süt tüketimi açığı olacak” dedi. SÜTE ULAŞIM ZORLAŞACAK Türkiye’de süt ve süt ürünlerine gelecek fiyat artışları yaşanması tüketicinin süte ulaşmasını etkileyeceği yönünden açıklamalar yapan Koçal, “Türkiye’de hayvancılığı geliştirmediğimiz sürece bu fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalacağız. Çünkü; maliyetler yüksek, bu konuda hayvan yetiştiricileri desteklenmiyor. Yeteri kadar süt ihtiyacını karşılayacak üretim yok. Çok eskilerde olduğu gibi süt tozuna ülkemizde tüketici maktul durumuna düşüyor. Bu durum tüketicinin başlıca gıdalardan biri olan süte erişimini zorlaştırıyor. Belki de ulaşım hiç mümkün olmayacak. Kırsal kesimin dışındaki tüketicilerin süte ulaşım sorunu sadece fiyatlardan dolayı bile sorun yaşanacak. Büyükşehirlerde çevre üreticilerden ya da satılan sütlerde gerçek anlamda saf süt sorunu da yaşanıyor. İçine su katımı, diğer katkı maddeleri ekleme sorunu yaşanıyor. Dolayısıyla bir tağşiş de söz konusu. Çiğ sütte yani sütün üretimi, satımı, dağıtımı belli şirketlerin üzerinde kalıyor. Onlarda istedikleri şekilde fiyatlarda oynama yapabiliyorlar” diye konuştu. HALK SAĞLIĞI SORUNU HALİNE DÖNÜŞECEK Süt ve süt ürünleri tüketemeyen çocuklarda kalsiyum eksikliği yaşanması halinde ve bu durumun gittikçe halk sağlığı açısından büyük bir sorun haline gelmesine ilişkin konuşan Koçal, “Biz şu an kendimizi bırakalım ve gelecek nesillerdeki çocuklarımızı düşünelim. Geleceğimiz olan çocuklarımızın sağlıklı beslenebilmesi, besin değeri yüksek gıdalar tüketmesinin yolu gittikçe kapanıyor. Kapanmasının nedenleri; yeteri kadar sağlıklı süt üretimi söz konusu değil, tüketicinin alım gücüyle birlikte yaşam kalitesinin düşmesi sonucu artık çocuklarımıza süt yerine neredeyse suya ekmek doğrayıp yedirecek sürece doğru gidiyoruz. Gidişat hiç hoş değil. Buna acil şekilde mücadele edilecek politikaların oluşturulması gerekiyor. Politikaları oluşturmakta bu konuda yetki ve bilgi sahibi olan çevreciler, meslek odaları, bilim insanları, liyakat sahibi politikacılarla ya da bürokratlarla, yetiştiricilerle bir araya gelerek halkın ucuz, kaliteli süte ulaşımının yolunun açılması gerekiyor. Şayet bu birkaç şirkete bırakılırsa rant haline dönüşür. Dolayısıyla Türkiye’de de bir süt tüketim açığı olacak. Sütü sadece içilme olarak düşünmemek gerekir. Peynirinden tutun, birçok çocuklarımızın beslenmesi için süt miktarının hammaddesi olarak işlenmiş sütü düşünürsek burada gıda açığı söz konusu olacak. Bu yaşanacak problem sadece çocuklar değil, hepimizin sağlıksız beslenmesine nedeni haline gelecek. Ucuz süt ürünlerinden elde edilmiş gıda sürümü de yaygın hale geliyor. Takip ve tağşiş ürünlerde piyasada kol geziyor. Etkili ve sürekli bir denetim olmadığından maalesef bunlarında önüne geçilemiyor. Çünkü ucuz gıdaya bir yöneliş var. Ucuz gıda da maalesef katkı maddeleri barındırıyor. Merdiven altı üretim dediğimiz gıdalarla hem çocuklarımız hem de kendimiz sağlıksız bir beslenmeye doğru gidiyoruz. Bu önümüzdeki süreçte çok ciddi bir halk sağlığı sorunu haline dönüşecek. Kısa sürede ciddi bir çözüm bulunması gerekiyor. Hayvancılığın geliştirecek politikaların oluşturulması şart. Bu da yerli üretimi güçlendirmekten geçer. Çiftçinin desteklenmesi ve meralarımızın betonlaştırılmaktan uzaklaştırılması gibi çözümler üretilebilir. Üreticiyi üretime teşvik ederken de planlı bir üretim sağlanmalı. Planlı üretimle birlikte tüketicinin alım gücüne göre fiyatlandırma yapılması gerekiyor. Akıllı bir politika Türkiye’de bu sorunu çözer” şeklinde konuştu. TÜKETİCİ SAĞLIKLI BESLENMELİDİR Seçim sürecinde zamlarla ilgili verilen vaatlerin yerine getirilmesini takip edeceklerini ve tüketicinin sağlıklı beslenmesi adına yapılacak politika çalışmalarını destekleyeceklerini söyleyen Koçal,” Seçim sürecinde baskılanmış olan fiyat artışları görüyoruz ki seçim sonrası jet hızıyla gidiyor. Bu zamlar beklenen bir şeydi. Bu zamlar için yapılacak şeyler; birincisi alım gücünü arttırmak, ikinci üretimi yükseltmek, dolayısıyla alım gücü iyileşince tüketici bunu harcayacak. Üretim olursa alım gücü de olursa bu döngü işler. Bunlar kendi içerisinde fiyatı da istikrarı da sağlayacaktır ama çiftçinin desteklenmesi için kaynak yok diyorlar ben buna inanmıyorum. Türkiye’de gerçekten kaynaklar var. Önemli olan bu kaynakların halkın yararına kullanmaktır.  İktidar, iktidara gelirken çok vaatlerde bulundu. Dolayısıyla gerek seçim öncesi gerek seçim sürecinde gıda fiyatlarında artışında zamlara varana kadar, tüketicinin alım gücüne kadar vaatler verdi. Bu söylemlerin takipçisi olacağız. Söylemlerin gerçekleştirecek liyakatli kadroların iş başında olması ve bu söylemlerin hayata geçirilmesi içinde doğru politikalar oluşturulması gerekiyor. Acil ve ivedi olarak tüketicinin sağlıklı beslenebilmesi, ekonomik gıdaya ulaşabilmesinin önünü açılması gerekiyor. Çünkü bu şekilde gitmesi tüketici için açlık ve yoksulluk artacak. Açlık sınırıyla asgari ücret arasındaki oran sürekli açıldığı sürece gıdaya ulaşılamayacak. Evrensel tüketici haklarının ilki temel ihtiyaçların karşılanmadır. Bunun içerisinde en önemli unsurlardan bir tanesi tüketicinin sağlıklı beslenmesidir. Bunun için sağlıklı gıda gerekir. Bu hak tüketicinin hem anayasa hem de evrensel hakkıdır. Maalesef sağlıklı beslenemeyen toplumda sağlıksız nesiller yetişir bu da ülkenin geleceği için tehlikelidir” diye belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.