[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#tank

tank haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, tank haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Su altındaki tanka 30 Ağustos dalışı Haber

Su altındaki tanka 30 Ağustos dalışı

Ceylan ve 12 kişilik ekibi, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlamak için Sahil Güvenlik Komutanlığı ve DiveManta Kaş Dalış Merkezi'nin desteğiyle ilçe açıklarından dalış gerçekleştirildi. Ekip, dönemin Antalya Valisi Münir Karaloğlu'nun öncülüğünde turizmi çeşitlendirmek, dalış turizmine katkı sunmak için 2017'de batırılan TSK'ya ait 1960 model tanka Kaş Limanı Güvercin Adası açıklarından dalış yaptı. Denizin derinliklerine ulaşan ekip, 45 tonluk tankın üzerinde Mustafa Kemal Atatürk'ün posteri ile Türk bayrağı açarak 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladı. Fener Koyu'na dalan ekip, her yıl çok sayıda yerli ve yabancı dalışseverin tercih ettiği Kaş Su Altı Sanat Parkı'ndaki eserleri de görüntüledi. Nesli tehlike altındaki orfoz da görüntülendi Ceylan ve ekibi, Kaş açıklarındaki başka noktadan yaptığı dalışla Akdeniz ve Atlantik Okyanusu kıyılarında yaşayan ve nesli tehlike altında olan orfozu görüntüledi. Etkinliğe katılan su altı fotoğrafçısı Mustafa Emre Kolbakır, Kaş'ta dört mevsim her seviyede dalış yapabileceği destinasyonlar olduğunu belirterek, herkesi bölgenin mavi güzelliklerini keşfetmeye davet etti. Dalış eğitmeni Engin Kondul ise Türkiye'de en temiz su kalitesine sahip Kaş'ta 12 ay boyunca 20'den fazla dalış merkezinin hizmet verdiğini vurgulayarak, "Su altı severleri dalış için Kaş'a bekliyoruz." dedi. Tahsin Ceylan da nesli tehlike altında olan orfoz balığının korunması için ilçenin özel çevre alanı olduğunu hatırlatarak, "Bu bölgede orfozu görüntülemek mümkün. Dalışseverler bu anı yaşamak için Kaş'a gidiyor. Sıra dışı bir kayıt da yaptık. Deniz balıklarının yumurtaları genellikle su kütlesi içinde yüzer. Çok azı yumurtalarını bir yere sabitleyerek başında bekler. Bunlardan biri de Çütre balığıdır. Bunu hayatımda ikinci kez görüntüledim. Balık yumurtanın etrafında yüzgeçlerini açarak havalandırarak yumurtalarını koruyordu. Ekolojik ve biyolojik olarak önemli bir kayıt oldu." diye konuştu.   BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: NATO’dan 30 Ağustos Zafer Bayramı paylaşımı

'Yeni Altay tankı' yürütmeye hazırlanıyor Haber

'Yeni Altay tankı' yürütmeye hazırlanıyor

BMC Savunma Genel Müdürü Mehmet Karaaslan, AA muhabirine, Yeni ALTAY Tankı, Altuğ 8X8 ve Yeni Nesil FIRTINA Obüsü projelerinin güncel durumuna ilişkin bilgi verdi. Karaaslan, son olarak araçlarını sergiledikleri 16'ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nın (IDEF'23) çok yoğun geçtiğini, çok sayıda heyetin tedarik ihtiyaçları için görüşmeler yürüttüğünü söyledi. Yeni ALTAY Tankı'nı birkaç ay önce düzenlenen törenle testler için Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim ettiklerini belirten Karaaslan, tankta eskisine göre bir dizi yenilikler ve geliştirmeler söz konusu olduğunu bildirdi. Karaaslan, "Muharebe sahasının ihtiyaçları, biraz da zorunlu yerlileştirilen alt sistemler ve bunların testleri bizim için bir süreç. Bu sürecin 2024 yılı içinde de devam edeceğinden bahsetmiştik. O plana uygun şekilde kullanıcıyla birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Savunma Sanayii Başkanlığının katılımıyla test süreçleri devam ediyor. Seri üretime geçerken zaten yapılması gereken bir ara aşama bu. Fuarda sergilediğimiz mühendislik tankımız, testlerdeki 2 tanktan biri değil. Bu tank ve diğer tanklarımızda bütün testler yapılıp doğrulanmış durumda. Bir de bunları kullanıcıyla yapmamız gerekiyor, o sürecin içindeyiz." dedi. Seri üretime hazırlığın ikinci ayağının fabrika kurulumu olduğuna işaret eden Karaaslan, Ankara'da tankın üretimine yönelik yüksek teknolojiye sahip fabrikanın kurulum çalışmalarının başladığını ve plana uygun devam ettiğini dile getirdi. Karaaslan, "2025 başına kadar bu faaliyetlerin tamamını bitirip yıl içinde de seri üretim tanklarının devamını Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim etmeyi hedefliyoruz. Umarım herhangi bir gecikme yaşamadan bu süreci tamamlarız." diye konuştu.   YERLİ GÜÇ GRUBU PLANA UYGUN İLERLİYOR Yerli güç grubunu geliştirme çalışmalarının da plana uygun sürdüğünü söyleyen Mehmet Karaaslan, şöyle devam etti: "Laboratuvar ortamında yapılması gereken testler çok önemli ölçüde tamamlandı. Bir sonraki adım tank üzerindeki test aşamasına geçmek. Proje şu anda o noktada diyebiliriz ama o da kısa bir süreç değil. Dünyadaki bütün uygulamalar da böyle. Bir tank güç grubunu geliştirmek oldukça meşakkatli ve zaman alan bir iş. Diğer performans testlerinin dışında 10 bin kilometre dayanıklılık testinin yapılması lazım. Güç grubunun sadece bir testi 10 ay sürüyor. Dolayısıyla bir süreç ama planı içinde gidiyor. Hedefimiz ALTAY'ın seri üretimi başladıktan sonra bu sürecin tamamlandığı noktada ki bu 250 tanklık paketin ortalarında bir yerde gibi görünüyor, yerli ve milli motor ve transmisyonumuzu ALTAY'a entegre edip bu konudaki dışa bağımlılığı da tamamen ortadan kaldırmak istiyoruz." Karaaslan, Yeni ALTAY'ın yerli güç grubuyla buluşup, tankı yürütmesine ilişkin takvime yönelik soruya karşılık, "Devam eden bir süreç olduğu için detayını söylemeyeyim ama çok yakında onu da göreceğiz." ifadesini kullandı. ALTUĞ 8X8 YURT DIŞI TESTLERİNİ BAŞARIYLA TAMAMLADI Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları için yürütülen Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Projesi kapsamında bir yarışma içinde olduklarını belirten Mehmet Karaaslan, prototip araca yönelik yarışmanın yakın zamanda sonuçlanmasını beklediklerini dile getirdi. ALTUĞ 8X8'in çok başarılı şekilde o testleri sürdürdüğünü ifade eden Karaaslan, "Dolayısıyla umutlu olduğumuz bir proje bu. ALTUĞ'un yurt dışı potansiyeli de çok yüksek. Kendi kategorisinde son tasarlanan, en yüksek teknolojiye sahip, rakiplerin bütün iyi özellikleri kıyaslanarak en optimum tasarımı yaptığımızı değerlendirdiğimiz bir araç. Çok ciddi ihracat potansiyeli olduğunu değerlendiriyoruz. Bu yönde de yürüttüğümüz çalışmalar var. Yurt dışında katıldığı, çok sıra dışı şartlar altında başarıyla tamamladığı testler var. Yakın bir zamanda somut sonuçlarını da alacağımız ve seri üretimde görmeyi hedeflediğimiz bir araç. Ondan da çok şey bekliyoruz." ALTUĞ 8X8'in çöl gibi en ağır şartlarla karşılaşılan Körfez bölgesinde test edildiği bilgisini veren Karaaslan, testleri yapan ülkelerin olumlu görüşlerinin de kendilerine umut verdiğini kaydetti. FIRTINA Obüsü'nün Türk Silahlı Kuvvetlerinin en kritik silahları arasında yer aldığını ve muharebe sahasındaki en büyük güç faktörlerinden biri olduğunu belirten Mehmet Karaaslan, FIRTINA-I'in geliştirilmiş versiyonu Yeni Nesil FIRTINA'nın üretimini sürdürdüklerini söyledi. Karaaslan, "İlk 6 taneyi teslim etmiştik. Teslimatları devam ediyor. Silahlı Kuvvetlerimizin bu yöndeki ihtiyacını da en üst düzeyde, aracı da sürekli geliştirerek karşılamaya ve üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz." dedi. AA

Haber

"Testler sonrası hemen Yeni Altay tankımızın seri üretimine başlayacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanlığı Arifiye Yerleşkesi BMC İşletmesi'nde düzenlenen Yeni Altay Tankının Testler için TSK'ya Teslimi Programı'nda yaptığı konuşmada, Akyazı'daki programının ardından yol boyunca vatandaşın önünü kestiğini bu nedenle törene biraz geciktiğini söyledi. Siyasetin böyle bir özelliğinin olduğunu dile getiren Erdoğan, "Eğer selam vermez geçerseniz faturasını ağır ödersiniz. Onun için de biz selam vermek durumunda kaldık. Ama borçlu çıkmadık. Güzel geçti. Bugün Altay tankının bu teslim töreninde de gönüllerin teslim alınması bize ayrı bir güzellik kattı." diye konuştu. Tüm şehitleri ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere ebediyete ulaşan tüm gazileri rahmetle yad ettiğini kaydeden Erdoğan, "Arifiye'ye en son yılbaşında gelmiş 9 Ocak'ta Fırtına obüslerinin teslimat törenini gerçekleştirmiştik. Bu törenle 6 adet 'Yeni Nesil Fırtına Obüsü'nü Silahlı Kuvvetlerimize teslim etmiştik. Bugün de bir başka gurur verici projemizin yeni nesil Altay tankımızın test için teslim heyecanını yaşıyoruz." değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik güçlerini kullandıkları kara aracı talebini yerli ve milli imkanlarla karşılamak için uzun yıllardır yoğun şekilde çalıştıklarını anımsattı. Şimdiye kadar bu kapsamda birçok kurum ve kuruluşun özellikle de çeşitli tip ve özelliklerde pek çok araç ürettiğini aktaran Erdoğan, "Taktik tekerlekli zırhlılardan, mayına karşı korumalı araçlara çok sayıda aracın üretimini başarıyla gerçekleştirdik. Yine Fırtına obüslerinden farklı kalibrede silah ve silah kulelerine sahip pek çok muharip aracı da ordumuzun hizmetine sunduk. Böylece amfibi hücum araçlarından sınır güvenliğine yönelik sistemlere kadar çok geniş bir yelpazede ürün gamına sahip olduk. Ayrıca envanterde bulunan tank ve zırhlı muharebe araçlarımızın en son teknolojilerle modernizasyonlarını yaptık, yapıyoruz. Bunlarla birlikte araçlarımızdaki silah sistemlerini, elektronik sistemleri, anti tank mühimmatlarını, ekipman ve teçhizatları da üretiyoruz." diye konuştu. "Dost ve müttefik ülkelere de kara aracı ihraç ediyoruz" "Son dönemde, dışarıdan temin ettiğimiz ve ambargolara maruz kaldığımız zırh sistemlerinin yerli ve milli imkanlarla imalatına da başladık." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti: "Aynı şekilde muhtelif tip ve özellikle hafif ve orta sınıf insansız kara aracını güvenlik güçlerimizin hizmetine verdik. Ağır sınıftaki araçlarla ilgili çalışmalarımızı da inşallah çok yakında neticelendiriyoruz. Kara aracı alanında çok şükür neredeyse bütün ihtiyaçlarımızı yerli ve milli kabiliyetlerle karşılar hale geldik. Bununla yetinmiyor, dost ve müttefik ülkelere de kara aracı ihraç ediyoruz. Türkiye, artık bu alan da dünyada ilk sıralarda yer alan, ürünleri birçok ordu tarafından kullanılan tedarikçi bir ülke konumuna gelmiştir." Cumhurbaşkanı Erdoğan, tankın çatışma bölgelerinde sınanan araçların muadillerine göre çok daha güvenli ve dayanıklı olduğunu ispat ettiğini söyledi. Araçların ününün yayılmasıyla gelecek dönemde çok daha yüksek ihracat rakamlarına ulaşılacağına inandığını dile getiren Erdoğan, "Ülkemizin modern ana muharebe tankı olan yeni Altay tankıyla savunma sanayi atılımlarımızı taçlandırmayı hedefliyoruz. Yeni Altay tankımız 10 yıl önce ilk ortaya konan prototipten çok farklı ve üstün kabiliyetlere sahiptir. Diğer savunma projelerimiz gibi Altay tankının geliştirilmesi sürecinde de pek çok zorlukla karşılaştık. Projemiz engellenmeye çalışıldı. Her stratejik üründe olduğu gibi buna da çamur atıldı. Gizli açık ambargolarla süreç sabote edilmek istendi. Maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen yılmadık, pes etmedik, geri adım atmadık. Mevcutla yetinmek yerine daha iyisini, daha modernini, bugünün değil, yarının teknolojisiyle mücehhez olanını üretmek için canla, başla çalıştık." diye konuştu. Erdoğan, bilhassa mühendislerin pek çok engelin üstesinden gelmek için büyük fedakarlıkla emek harcadığını, ihracat lisansı alınamayan tüm alt sistemlerin yerine yerli ve milli alt sistemler tasarladıklarını vurguladı. "Arifiye Tesisi'nin yüzde 51'i bize aittir" Mühendislerin değişen muharebe sahasının ihtiyaçlarına göre teknolojik, dijital ve mekanik birçok yeni sistemi tanka entegre ettiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti: "Sonuçta yüksek yerlilik oranı, ileri teknolojisi, dünyadaki benzerlerinden üstün özellikleriyle ortaya yeni Altay çıktı. Bu projede tankların en önemli özelliklerinden beka kabiliyetini de güçlendirdik. Hem gelişmiş zırh yapısıyla hem aktif koruma sistemi AKKOR'un da eklenmesiyle yeni Altay üçüncü nesilden de öte bir tank haline geldi. İşte bu şekilde ortaya çıkan tanklarımızın ilk ürünlerini bugün Silahlı Kuvvetlerimize teslim ediyoruz. Ordumuz tarafından testleri tamamlandıktan hemen sonra tanklarımızın seri üretimine başlayacağız. Diğer yandan Arifiye Tesisleri'nde, hani diyorlar ya 'Burayı Katar'a sattık filan' diye. Her şey burada, böyle bir şey söz konusu değil. Adamın hayatı yalan, başka bir sermayesi yok. Ve burada yüzde 51'i bize aittir, yüzde 49 Katar'a aittir." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar'ın sürekli sermaye noktasında takviye eder durumunda olduğunu söyleyerek, "Ama bütün bunları bilmeden yalan üstüne yalan, yalan üstüne yalanla burada bütün siyasi sermayesini tüketmeye çalıştılar. Ve hamdolsun işte bu eserler bu şekilde ortaya çıkıyor. Ve bütün bunlarla beraber hamdolsun BMC firması güç kazandı ve kazandığı bu gücüyle beraber de yatırımlarına ne yapıyor? Devam ediyor. Arifiye Tesisleri'nde Türkiye'nin 400 beygir segmentindeki ilk yerli ve milli askeri motorlarının seri üretimini de gerçekleştirdik. Bu motorları 600 beygir, 1000 beygir ve 1500 beygir tank motorları takip edecek. BMC Power tarafından geliştirilen Batu hazır hale gelince yeni Altay'ı inşallah kendi yerli milli motorumuzla envantere almaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. "20 sene önce tabanca üretemiyorduk" Ülkenin özellikle ihracat noktasında önünü ciddi manada kesen motor ve transmisyon meselesinin de böylece çözüme kavuşacağını kaydeden Erdoğan, "Yeni Altay tankımızın bu coğrafyada Silahlı Kuvvetlerimiz için çok önemli bir güç çarpanı olarak görev yapacağına inanıyorum." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, projede emeği geçenleri tebrik ederek, yeni Altay'ların ülkeye, millete ve kahraman orduya hayırlı olmasını diledi. Ataların "Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas" tespitinin ete kemiğe büründüğü alanların en başında savunma sanayisinin geldiğini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Savunma sanayiinde geliştirilen her ürünün gerisinde maddi güç yanında yıllar süren çok ciddi bir emek, sabır, özveri ve çalışma vardır. Bugün dünyada parmakla gösterilen SİHA'larımızın, büyük takdir toplayan zırhlı kara araçlarımızın, savaş gemilerimizin, fırkateynlerimizin, füzelerimizin ve diğer sistemlerimizin her biri böyle ortaya çıktı. Diğer alanlarda olduğu gibi burada da işe önce paradigmayı değiştirmekle başladık. Yani ben şöyle bir 20 sene, 21 sene önceyi şöyle bir hatırladığımda, biz yani silahlarımızda bırakın böyle tank, top filan falan bunları bir kenara, obüsleri bir kenara tabanca, tabanca, bunları üretemiyorduk. Şimdi ne oldu? Tabancanın daniskasını üretiyoruz." ABD'nin bir ara ürettiği Glock tabancaları vermemekle kendilerini tehdit ettiğini anlatan Erdoğan, "Ama şimdi Glock'tan daha üstünlerini biz yapar hale geldik. Onlar bizden istiyor, mesele inanmak, azmetmek. Erbakan Hoca'mızın her zaman bir lafı vardı. 'İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır'. Mesele inanacaksın, ondan sonra da tabii ki neticesini alacaksın. Kolay olanı değil, vakit de alsa zor olanı, çetin olanı, ülkemiz için en hayırlı olanı seçtik. Şimdi bütün onların envaiçeşidini artık ülkemizde özel sektörde de yapıyoruz. Onun da önünü açtık. Öbür tarafta devlet olarak işte BMC gibi, Makine Kimya gibi buralarda da üretir hale geldik." değerlendirmesini yaptı. "Savunma sanayiinde dışa bağımlılığı yüzde 20'lere düşürdük" Erdoğan, ağızlarını her açtıklarında "yapamayız, beceremeyiz" diyen mandacı kafalara inat en iyisini kendilerinin yapacaklarını söyleyerek yola koyulduklarını, sadece araç değil bunların mühimmatını yapar hale geldiklerini aktardı. Yapılan aracın mühimmatın olmadığı durumlarda adım attırılmayacağına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Ama şimdi bu safhalar aşıldı, hedefimizi tam bağımsız savunma sanayi olarak belirledik. Savunma sanayi projelerini bizzat himaye ettik, takip ettik, destekledik. Kendimizin imal edebileceği hiçbir ürünü dışarıdan almama yoluna gittik, firmalarımızı destekledik, özel sektörün önünü açtık, yeni yatırımları teşvik ettik. Sorunlara odaklanmak, daha ilk denemede pes demek yerine sonuca ve başarıya kilitlendik. Hamdolsun 20 yıl gibi çok kısa bir sürede savunma sanayiinde yüzde 80'leri bulan dışa bağımlılığı yüzde 20'ler seviyesine düşürdük." "2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken bugün bu sayı 750'yi geçti" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken bugün bu sayının 750'yi geçtiğini söyledi. Savunma projelerinin toplam bütçesinin 2002 yılında 5,5 milyar dolarken ihale sürecindeki projeler dahil 75 milyar dolarlık proje hacmine ulaştığını aktaran Erdoğan, "Nereden nereye? Bundan 20 yıl önce sadece 248 milyon dolar savunma sanayi ihracatı varken geçtiğimiz sene sonu bu alanda 4 milyar 400 milyon dolar ile rekor kırdık. Artık NATO üyesi ülkelere de platform ihraç eder hale geldik. Sadece son birkaç hafta içerisinde milletimizin gurur kaynağı olacak pek çok projeyi gerçeğe dönüştürmenin bahtiyarlığını yaşadık." diye konuştu. "TCG Anadolu'yu Deniz Kuvvetlerimize teslim ettik" Erdoğan, milli muharip uçağı ve Hürjet'i hangardan çıkardıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: "İnsansız savaş uçağımız Kızıl Elma'nın irtifa testlerini yaptık. Ülkemizin en büyük, dünyanın da ilk SİHA gemisi vasfını taşıyan TCG Anadolu'yu Deniz Kuvvetlerimize teslim ettik. TÜBİTAK'ın geliştirdiği Türkiye'nin ilk metre altı çözünürlüklü yer gözlem uydusu İMECE'yi ve diğer uygulamalarımızı yörüngesine uğurladık. Dün de yerli ve milli ilk helikopter motorumuz 'TS1400' ile Gökbey'in test uçuşunu başarıyla gerçekleştirdik. Bu yatırımlarla kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın yanı sıra ülkemizde bir savunma sanayi ekosisteminin oluşmasını da böylece sağlamış olduk. Bugün savunma sanayi alanında 2 bin 700'den fazla firmamız faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerde başta gençlerimiz, genç mühendis ve teknisyenlerimiz olmak üzere on binlerce kardeşimiz istihdam ediliyor." Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin savunma sanayi projelerinde geliştirilen bütün teknolojileri hızla, diğer alanlara uyarlayarak katma değerlerini arttırdığını kaydetti. Yeni yatırımlarla savunma sanayinin hem milletin güvenliğine hem ülke ekonomisine hem de istihdama daha fazla katkı yapacağına inandığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hatırlarsanız, geçmişte birileri terör örgütlerinin kabusu İHA ve SİHA'ları maket uçak olarak tarif ediyordu. Bugün de donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu ile ilgili ne diyorlar? 'İki bombalık ömrü var' Bunlar çıkıyor, ya bunlar bu ülkenin evladı olamaz. Bunlar Türk evladı olamaz. Bu hazımsızlık ne yazık ki bu ülkede siyaset yapanların bile her yerine girmiş. Arife gününden itibaren evlerimizde kullanmaya başladığımız Karadeniz gazını, Rus gazı zannedenleri bile görüyoruz. Böyle vicdansızlık olur mu ya? Ya siz yaptınız da 'Niye yapıyorsunuz mu?' dedik ya. Bırakın işte, şu anda bu iktidar bunu yapıyor. Onu da geçiyorum, yollarımızı süsleyen Togg'un halen ülkemizde üretilmediğini iddia edecek kadar gözünü kin ve nefret bürüyenleri zaten hiç saymıyorum. Hasılı Türkiye'nin başarılarına sevinemeyen, milletimizin mutlu olmasını hazmedemeyen kifayetsiz muhterislerin yeni Altay tankımız konusunda da çeşitli iftiralar atması kuvvetle muhtemeldir. Uzanamadığı ciğere murdar diyen kedi misali bunlar da yapmadıkları, bu gidişle de hiçbir zaman yapamayacakları projeleri kötülemeye, itibarsızlaştırmaya devam edeceklerdir." "Türkiye yüzyılı inşasının önüne geçemeyecekler" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ne yaparlarsa yapsınlar ülkeye ve millete hizmet çabalarını baltalamaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini, Türkiye Yüzyılı'nın inşasının önüne geçilemeyeceğini" söyledi. Ülkeyi eski karanlık ve istikrarsızlık günlerine geri döndüremeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, "Etnik ve mezhebi farklılıklarımızı kaşıyan, fitne siyasetleriyle milletimizin birlik ve beraberliğini bozamayacaklar. Eli kanlı terör örgütlerini bu ülkenin başına tekrar bela edemeyecekler." ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet olarak ülkeye yönelik tüm oyunları bozmayı çok daha stratejik ve önemli projelerle onları rahatsız etmeyi sürdüreceklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Milletimizin, İHA'dan, SİHA'dan Akıncı'dan, TCG Anadolu'dan yeni Altay'dan rahatsız olanlara göreve geldiklerinde savunma sanayi hamlelerine dokunmaktan, bunları engellemekten bahsedenlere fırsat vermeyeceğine inanıyorum. Milletimizin savunma sanayimizle birlikte, Türkiye'nin 21 yıllık kazanımlarına sahip çıkacağından asla şüphe duymuyorum. Rabbim yolumuzu bahtımızı açık etsin diyorum. Yeni Altay tankımızın kahraman ordumuza bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Bütün engelleri, tümsekleri, vadileri yeni Altay tankımızla terör örgütlerini nasıl aştığını şu anda görür gibiyim. İnanıyorum ki bütün bu engeller yeni Altay tankımız için dümdüz ovalar haline gelecektir." Erdoğan, tankların önünde fotoğraf çektirdi Törenin ardından BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye takdim etti. Erdoğan, yeni Altay tanklarının önünde ve sonrasında protokol üyeleriyle de fotoğraf çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Demir ile tankların teslim belgesini Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever'e takdim etti. Törende, TSK'ya teslim edilen yeni Altay tankları, alkışlar eşliğinde motoru çalıştırılarak, testlerinin yapılacağı alana götürüldü. Görevliler, tanklara test sürüşü yaptırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyet, tankların bulunduğu alana geçerek özelliklerini yakından inceledi. Törene, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan da katıldı. AA

LPG'li araç sahiplerine Haber

LPG'li araç sahiplerine "tankları 10 yılda değiştirme" uyarısı

İZMİR (AA) - Makina Mühendisleri Odası (MMO) İzmir Şube Başkanı Melih Yalçın, LPG'li araçların tanklarının 10 yıllık kullanım ömrü bulunduğunu, bu süreyi tamamlayan tankların değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu 2019 verilerine göre ülkede 4 milyon 661 bin 707 LPG'li otomobil bulunuyor. Kimi yakıttan tasarruf etmek kimi de çevreye daha az zararlı olduğu için benzinli araçlarını LPG'li sisteme çeviriyor. Son yıllarda bazı modellerin fabrikadan çıkışı da LPG'li olabiliyor. MMO İzmir Şube Başkanı Yalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sayıları artmaya devam eden LPG'li araçlardaki sistemin bakım ve kontrollerinin büyük önem taşıdığını belirtti. LPG dönüşüm sistemlerinin uygulanan teknoloji itibarıyla güvenli olduğunu ve katı ve sıvıya göre gaz yakıtların kontrolünün daha kolay yapıldığını ifade eden Yalçın, bu konudaki standart ve kurallara uyulmasının kritik önem taşıdığına işaret etti.LPG'li araçlarla ilgili unutulmaması gereken en önemli konunun tankların kullanım ömrü olduğuna dikkati çeken Yalçın, tanklar için üretici firmaların 10 yıl ömür biçtiğini, bu sürenin aşımında araçlarda sıkıntı yaşanabileceğini dile getirdi.Bu süreyi tamamlayan tankların değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, "LPG sisteminde çalışan mekanizmalar zaman içinde arıza verebilir. Örneğin filtreler tıkanabilir. Ancak tank, hayati önem taşıyor. Patlama riski söz konusu." dedi. - "Arıza lambası yanmamalı"İzmir'in Buca ilçesindeki sanayi sitesinde LPG dönüşümü yapan 23 yıllık usta Recep Kurt da tüm sistemlerde olduğu gibi LPG'lerde de belli bir kullanım ömrü olduğunu söyledi.Kurt, "LPG tankının ömrü 10 yıl, bu süre dolduğunda değişmesi lazım. Değişim olmazsa patlama ve kaçak riski bulunuyor. Ancak sadece LPG tankı ile iş bitmiyor. Sistemin diğer parçalarının da bakım ve değişimi zamanında yapılmalı." diye konuştu.Bazı otomobillerde LPG'li kullanımda motor arıza lambasının yandığına dikkati çeken Kurt, "Bazı ustalar LPG'li araçta arıza lambasının yanmasının normal olduğunu söylüyor. Bu kesinlikle yanlış. Eğer LPG'li aracın bakımları, değişimleri zamanında yapılırsa benzinli araçtan bir farkı yok. Arıza lambasının yanması bir şeylerin yolunda gitmediğini gösterir." ifadelerini kullandı. LPG'li araçların, 10 bin kilometrede bir bakımının yapılması gerektiğini aktaran Kurt, vatandaşların küçük kontrollerle büyük masrafların önüne geçebileceğini belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.