KESK İzmir’de TİS’in ilk teklifi öncesi alanlara çıktı, taleplerini açıkladı
KEMAL ÖZKURT
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 2024-2025 yıllarını kapsayacak olan 7. dönem Toplu İş Sözleşmeleri (TİS) görüşmeleri devam ederken 14 Ağustos’ta yapılacak ilk teklif öncesi kitlesel olarak alana çıktı. İzmir’de düzenlenen eyleme Tüm Bel-Sen ve Tüm Emekliler Sen destek verdi. Eylemde basın metnini okuyan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, KESK tarafından sunulan taleplerini açıklarken, masadan kamu emekçisini mağdur eden bir karar çıkması dahilinde kitlesel olarak 16 Ağustos’ta tüm emekçileri iş bırakmaya davet etti.
HER SEFERİNDE DAHA FAZLA YOKSULLAŞTIRILDIK
Geride kalan 12 yıllık süreçte yapılan görüşmelerde kamu ve kamu emeklilerinin her zaman ezilen ve kaybeden taraf olduğunu ifade eden Güven, “Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık ve daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Yetmemiş masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle rakamlara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en asgari düzeyde olmasının önü açılmış. Buradan bir kez daha mücadelemizin öncelikli hedefinin grevli toplu sözleşmeli gerçek bir TİS masanın kurulması olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bunu başaramadığımız sürece yandaş konfederasyonlarla iktidarın danışıklı dövüşü devam edecektir. Bir konfederasyon düşünün ki, seyyanen, ek ödeme, ilave ödeme adı altında emekliliğimize yansımayan artışların emekliliğimize yansıtılmasını bir talep olarak dahi dile getirmesin! Konfederasyonlardan biri hiç dile getirmez iken diğer konfederasyon ise sözlü olarak söyleyip resmi teklif metninde ise hesaplamaya dâhil etmiyor. İçerideki tutum ve duruşları budur” diye belirtti.
KAYNAK YOK DEMELERİNİ KABUL ETMİYORUZ
Kira fiyatları başta olmak üzere ülkede yaşanan ekonomik krizle birlikte kamu emekçisinin zor bir dönemden geçtiğini söyleyen Güven, “Özellikle büyükşehirlerde asgari ücrete kiralık ev bulanlar adeta bayram eder hale geldi. Ortalama maaş alan bir kamu emekçisi maaşının yüzde 70’ini kiraya ayırmak zorunda kalıyor. Gıda fiyatları aldı başını gidiyor. Sadece son bir ayda temel gıda maddelerine yüzde 30’un üzerinde zam yapıldı. İğneden ipliğe her şeye yansıyan akaryakıta yapılan zamları takip edemez hale geldik. Akaryakıta sadece son bir ayda yüzde 60’ın üzerinde zam yapıldı, bu akşam yeni bir zammın olup olmayacağını yaşayarak göreceğiz. Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra emekçilere gelince “kaynak yok” demelerini kabul etmiyoruz. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok” ifadelerini kullandı.
TALEPLER KARŞILANAMAZ DEĞİL
KESK olarak TİS masasına götürdükleri maaş ve diğer talepleri açıklayan Güven, şu ifadeleri kullandı;
“Öncelikle tüm kamu emekçilerine brüt 8 bin 138,89 TL olarak verilen ilave seyyanen ödenek mevcut taban aylık katsayısına dâhil edilmelidir. Söz konusu artışta tüm toplumun sahte olduğunu yaşayarak öğrendiği TÜİK rakamları değil, yoksulluk sınırı temel alınmalıdır. Artan hayat pahalılığı karşısında bugün hiçbir karşılığı kalmayan eş yardımının 3 bin 310 TL’ye çıkarılmalıdır. Konutu olmayan kamu emekçilerine büyükşehirlerde 7 bin 500 TL, diğer şehirlerde 5 bin TL Kira Yardımı verilmesini istiyoruz. Sağlıkta şiddetin önlenmesi için, emek meslek örgütleri ile tartışarak çözümler üretilmesini ve şiddeti önleyecek etkin bir yasa getirilmelidir. Gelir Vergisi matrahına esas tutarın yıllık yüzde 15’i geçmeyecek şekilde düzenlenmesini, Gelir Vergisi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesini, Vergide adaletin sağlanmasını, dolaylı vergilerin düşürülmesini, Servet Vergisi getirilmesini istiyoruz. Aylık 3 bin 325 TL yemek yardımı ve Tüm kamu emekçilerine yılda iki kez brüt asgari ücret tutarında ikramiye verilmelidir. Mevcut emekli maaşlarının yoksulluk sınırı temel alınarak artırılmalıdır. Tüm kamu emekçilerine aylık 50 metre küp doğalgaz karşılığı üzerinden yakacak desteği verilmelidir. Tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini, görevde alım ve yükselmede mülakatın kaldırılmasını, liyakatin esas alınmasını, özelleştirmelere son verilmesini ve kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasına son verilmesini istiyoruz. Son olarak ise kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuzca fesh edilmesinin iptal edilmesini, ve doğum öncesi 8, doğum sonrası 24 haftalık analık izni ve sonrasında 6’şar ay devredilemez ebeveyn izninin olmasını istiyoruz.” Konuşmasının sonunda sundukları taleplerin karşılanamaz olmadığını ve kaynak fazlasının olduğunu dile getiren Güven, 14 Ağustos’ta çıkacak ilk teklifte kamu yararına bir karar çıkmadığı taktirde 16 Ağustos’ta kitlesel olarak iş bırakma eylemine çıkacaklarını söyledi.