[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Türkiye İşçi Partisi

Türkiye İşçi Partisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye İşçi Partisi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TİP İzmir artan su faturalarına ses yükseltti: Fatura halka kesilemez! Haber

TİP İzmir artan su faturalarına ses yükseltti: Fatura halka kesilemez!

SEMİ TEKTAŞ / Türkiye İşçi Partisi (TİP) İzmir İl Örgütü, İzmir’de artan su faturasını protesto etmek amacıyla İZSU Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması ve imza kampanyası gerçekleştirdi. TİP adına açımlamayı yapan Aslı Keleş yerel yöneticilere seslenerek, ”Yerel seçimlerden önce su faturalarında indirim yapacağını söyleyenler, bugün seçimi kazanıp o koltuklara oturduklarında vaatlerini bir kenara bıraktılar” diye konuştu. “İZMİR SU FATURALARININ EN YÜKSEK OLDUĞU ŞEHİR” Yerel seçimlerde verilen sözlerin tutulmadığını hatırlatan Keleş, “Günden güne halk yoksullaşır, cebindeki para erirken bir de temel ihtiyaçlarımızı karşılayamamanın korkusu içerisindeyiz. Bunlardan biri de su hakkımız. Bilindiği üzere İzmir, ülkenin en yüksek su faturalarının ödendiği şehir. Sebep ne peki? Bu temel ihtiyacı dahi lüks haline getiren nedir diye baktığımızda yerel yönetim tercihleri karşımıza çıkıyor. Tercih diyoruz çünkü belli ki yerel seçimlerden önce su faturalarında indirim yapacağını söyleyenler, bugün seçimi kazanıp o koltuklara oturduklarında vaatlerini bir kenara bıraktılar. Hatta belediyeyi borçla aldık diyerek zam üstüne zam yapıyorlar” değerlendirmesinde bulundu. MANİSA İNDİRİM YAPTI Yerel yönetimlerin krizin faturasını halka kestiğini söyleyen Keleş, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı indirimin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de yapması gerektiğini ifade etti. Keleş, “Bugün içerisinde bulunduğumuz krizin faturası yine halka kesilirken yöneticiler yerine getirmedikleri vaatler için bir açıklama yapma tenezzülünde dahi bulunmuyorlar. Birçok belediye seçimlerde borçla alındı. Hemen yanı başımızda Manisa Büyükşehir Belediyesi su faturalarında indirim yapılacak deyip bunu halen daha sürdürürken İzmir'deki bu fahiş fatura bedellerinin sebebi nedir açıklanmalıdır. Yapan nasıl yapıyor da biz hala ceremesini çekiyoruz, halka bunun hesabı verilmelidir. Halkın temel ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp rant projeleriyle manşete çıkmak yerine Büyükşehir Belediyesi ve ona bağlı kurumlar halkının ulaşımdan, alt yapıya, park bahçelerden faturalara kadar öncelikli ihtiyaçları karşılamak üzere hareket etmelidir. Su faturaları belirlenirken her haneye asgari bir yaşam sürdürecek kadar su hakkı tanınmalı, ardından gerektiği takdirde katlamalı uygulamaya geçilmeli ancak bunda da zor yaşam koşulları çerçevesinde bir sınır belirlenmelidir. Bunları yapmayıp, hizmetleri düzgünce sağlamayıp bir de ceplerini doldurmaya çalışanlara karşı artık yeter diyoruz. Açlık sınırının 18 bin 978 lira, asgari ücretin ise 17 bin 2 lira olduğu şu zamanda, her gün sefalet ile mücadele ederken bir de yüksek su faturalarıyla emekçi halkın canına mı kast edeceksiniz? Yaşamımızı sürdürmek için en temel haklarımızdan biri olan su hakkımıza ulaşmayı zorlaştıramaz, engelleyemezsiniz. Bizler taleplerimizi dile getirmek ve bunu bir çözüme bağlamak için buradayız. Bizler bin bir vaatle seçilip hiçbir iş yapmayan tüm yönetimlerin ensesindeyiz. Sizler ise halkı bilgilendirme sorumluluğunuzu ve verdiğiniz sözleri yerine getirmek zorundasınız. Bu sebeple; Türkiye İşçi Partisi olarak kampanya başlatıyoruz ve ödediği su faturalarından memnun olmayan, zamların kaldırılmasını isteyen ve açıklama bekleyen herkesi kampanyamıza imza vermeye çağırıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

TİP’in kazandığı tek belediyede başkanı mazbatasını aldı Haber

TİP’in kazandığı tek belediyede başkanı mazbatasını aldı

Geçtiğimiz hafta sonu ülke genelinde yapılan 31 Mart yerel seçimlerde Türkiye İşçi Partisi (TİP) birçok noktada seçim yarışına katılmıştı. TİP’in kazandığı tek noktaysa Hatay’ın Samandağ ilçesi oldu. TİP’in adayı Emrah Karaçay, CHP’nin adayının önünde seçimi önde tamamlamıştı. Kesin sonuçlarla seçimi kazandığı belirlenen Başkan Karaçay, ilçe seçim kurulundan mazbatasını alarak göreve başladı. Başkan Karaçay’ı ilk ziyaret edenlerse seçim yarışının ilk gününden son gününe kadar kendisine destek veren vatandaşlar oldu. İlk icraatının belediyeyi halka teslim etmek olacağını belirten Başkan Karaçay, “Öncelikle halkımıza ve gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Türkiye İşçi Partisi’nin kazanmış olduğu tek belediye olabiliriz fakat biz Türkiye’ye örnek olacağımız yönetimimizle beraber gerek TİP’in gerekse bütün sol hareketlerin birçok yerde belediye kazanacağının garantisini 5 yıl sonrası için verebiliriz. Bizim ilk icraatımız yıllarca halk adına alınmış ama halk adına yönetilmemiş belediyeyi biz halka teslim edeceğiz. Bugün biz halk için bir belediye teslim aldık ve halkın belediyesi olmak için bütün icraatları yapacağız” dedi. Samandağ’ın üreterek kalkınacağına ve üretim noktasında belediyenin yükü göğüsleyeceğini belirten Başkan Karaçay, “Biz seçim sürecinde üreten Samandağ olacağız demiştik. Samandağ üretecek, üretmeden hiçbir yere gelemeyeceğimizin farkındayız. Gerek Samandağ; tarım olarak gerek inanç merkezi olarak, gerek turizm olarak üretecek ama hep Samandağ üretecek. Samandağ üreten belediyesiyle daha da ileriye taşınacak. Samandağ Belediye Başkanı’nın makamının kapısı olacak ama kapısı çalınmayacak çünkü Samandağ Belediye Başkanı sürekli sahada olacak. Sorunları sahada tespit ettik, sorunları sahada yaşadık ve sorunları sahada çözeceğiz. Sürekli halkın içerisinde ve sahada olacağız” ifadelerini kullandı.

TİP meclis üyelerinden ortak açıklama Haber

TİP meclis üyelerinden ortak açıklama

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Karşıyaka Belediye Meclis üyesi adayları Tayfun Pezek (Dıgıl Tayfun) ve Vedat Güler ortak basın açıklaması yayımladı. Türkiye İşçi Partisi’nin efsane Genel Başkanı Behice Boran’ın açtığı yoldan, TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın çizdiği yol haritasından ilerlediklerinin belirtildiği açıklamada, Karşıyakalı yurttaşların istek ve önerileri dile getirildi. Ortak açıklama şöyle: “Bizler TİP meclis üyesi olarak meclise girdiğimiz zaman siz Karşıyakalıların temsilcisi sizin sesiniz olacağız. Karşıyakalıların İstemediği onaylamadığı hiçbir proje veya işi yaptırmamak için direneceğiz her meclis toplantısı öncesi ve sonrasında siz hemşehrilerimizle buluşacağız sizlere bilgi vereceğiz. Kapalı kapılar ardında görüşmeler yapmayacağız ve ranta karşı duracağız. Halkın olan halkın yararına kullanılması için mücadele edeceğiz. Karşıyaka belediye personelini işçilerinin emekçilerinin hakkını savunacak gerekirse onların yapacağı eylemlere destek olacağız. Karşıyaka Spor Kulübü’müzün hak ettiği stadın yapılması için üstümüze düşenin fazlasını yapacağız her taleplerinde onlarla omuz omuza olacağız. Sokak hayvanlarına gerekli özenin gösterilmesi için çalışacağız. TİP’nin, belediye meclislerindeki varlığı çok önemli ve bu varlığa çok önem veriyoruz. Meclis’teki çatlak ses biz olacağız, halka ve doğaya karşı alınacak her türlü karara direneceğiz. TİP’ne verilen oylar boş gider söylemlerine inanmayın Belediye meclisinde sizlerin oyları ile sizlerin sesi olacağız. Bizler Türkiye İşçi Partisi Karşıyaka Belediye Meclis Üyesi Adayları olarak; Karşıyaka Belediye Meclisi’nde halkın çıkarına aykırı en ufak bir adım için bile izin vermeyeceğiz. Karşıyaka Belediye Meclisi’nde halkın çıkarına aykırı tek bir kararın alınmasına izin vermemek üzere Karşıyaka da yaşayan tüm halkımızdan yetki, görev ve sorumluluk talep ediyoruz.”

TİP Karşıyaka'dan taraftarlar derneğine ziyaret Haber

TİP Karşıyaka'dan taraftarlar derneğine ziyaret

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Alp İçen, TİP İlçe Başkanı Gökçe Karahan, İlçe yöneticilerinden Ozan Öcal, TİP Belediye Meclis Üyesi Adayları Ayşe Tutucu, Vedat Güler ve Tayfun Pezek (Dıgıl Tayfun) Karşıyaka Taraftarlar Derneği Başkanı Okan Kırmacı ve yönetimini ziyaret etti. TİP Belediye Başkan adayı Alp İçen, partisinin siyasi hedefleri ile Karşıyaka ve Karşıyaka Spor Kulübü için gerçekleştirmek istediklerini paylaştı. Dernek yönetiminden de Karşıyaka ilçesinde, başta, spor ve ilçede yaşayan gençler için neler yapılabileceği konusunda önerileri de sorularak parti heyeti tarafından not edildi. TİP adına başkan adayı İçen, her zaman gerçek Karşıyaka sevdalıları ile birlikte kol kola, omuz omuza yürüyeceklerini belirtirken özellikle de gençlerin, spor ve eğitimle iç içe bir Karşıyaka’da yetişmelerinin ilçenin geleceği için önemini vurguladı. Karşıyaka Taraftar Derneği Başkanı Okan Kırmacı da yapılan ziyaretle ilgili memnuniyetlerini ifade ederek, “Yönetim olarak tüm siyasi partilere aynı mesafede duruyoruz. Tek değişmez tavrımız,  Atatürk’ün tarihe mâl olmuş Karşıyaka sevgimizdir” dedi. Karşıyaka halkının ve Karşıya Spor Kulübü'nün daima Atatürk’ün izinde, çağdaşlaşma ve yolunda bir yürüyüşü olduğunu, Türkiye İşçi Partisi'nin hedeflerine birinin de aydınlanma mücadelesinde, bayrağı çok daha yukarı taşımak olduğunu ifade eden TİP başkan adayı Alp İçen de, “Nasıl ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde dört vekillimiz ile ses getiriyorsak aynısını Karşıyaka Belediye Meclisi’ne girecek olan meclis üyesi arkadaşlarımız ve kazanacağımız belediye başkanlıkları ile de gerçekleştireceğiz. Böylece halkımız hem gerçekleri öğrenmiş olacak, hem de biz aydınlanma mücadelesini yerel yönetimlerden başlatmış olacağız” diye konuştu.

TİP İstanbul Kadıköy Belediye Başkan adayı Doğan Ergün kimdir? Haber

TİP İstanbul Kadıköy Belediye Başkan adayı Doğan Ergün kimdir?

Siyasi hayatına başladığı ilk günden bugüne son derece aktif bir şekilde çalışmalarını yürüten Doğan Ergün, Türkiye İşçi Partisi (TİP) bünyesinde faaliyetlerde bulunuyor. Türkiye İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı olarak görev alan Doğan Ergün, partisinin İstanbul Kadıköy Belediye Başkan adayı oldu. Doğan Ergün kimdir? İşte detaylar… Doğan Ergün kimdir? 1982 yılında İstanbul'da öğretmen bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Doğan Ergün, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde yüksek lisans eğitimi aldı. Yayıncılar Meslek Birliği'nin bilişim projelerinde koordinatörlük yapan Ergün, bunun yanı sıra; gazetecilik, editörlük ve köşe yazarlığı gibi görevlerde de bulundu. Sol, Cumhuriyet ve İleri Haber gibi önemli haber kuruluşlarında da çalıştı. Ayrıca Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak dersler veren Doğan Ergün hem çocuk kitapları alanında yayıncılık yaptı hem de akademik-teorik kitap ve dergilerde makaleleri yayımlandı. İstanbul'a döndükten sonra uzun yıllar Kadıköy'de yaşayan Ergün, siyasi mücadelesini ve meslek hayatını burada sürdürdü. Siyasi çalışmalarına ODTÜ'deki öğrenci hareketinde başladı ve çeşitli kampanyalar ile direnişlerde aktif olarak rol aldı. Gezi Direnişi'nin ilk günlerinden itibaren sürecin etkin bir parçası olan Doğan Ergün, Cumhuriyet Gazetesi’nde çalıştığı dönemde Türkiye Gazeteciler Sendikası'nda görev yaptı. Ergün, ayrıca yazar ve çevirmen Ahmet Cemal ile birlikte çalışarak Kadıköy'de Ahmet Cemal Kültür Atölyesi'ni kurdu ve atölyede dersler verdi. Doğan Ergün siyasi yaşamına nerede başladı? Sosyalist İktidar Partisi'nde başlayan örgütlü yaşamını Türkiye İşçi Partisi'nde (TİP) sürdürmeye karar veren Ergün, burada çeşitli görevlerde sorumluluklar üstlendi. Doğan Ergün Türkiye İşçi Partisi'nde; Parti Meclisi üyeliği, Merkez Yürütme Kurulu üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı gibi önemli pozisyonlarda bulunmaktadır. Doğan Ergün kaç yaşında? 1982 yılında dünyaya gelen Doğan Ergün, 41 yaşındadır. Doğan Ergün kaç dil biliyor? Doğan Ergün, İngilizceyi çok iyi, Almancayı ise orta düzeyde bilmektedir. Doğan Ergün evli mi? Doğan Ergün, Yüksek Mimar ve Restorasyon Uzmanı Deniz Öztürk Ergün ile evlidir ve bir çocukları vardır. Doğan Ergün Twitter (X) hesabının adı nedir? Doğan Ergün, “dgnergun” kullanıcı adı ile Twitter (X) hesabını kullanıyor.

Nalbantoğlu’ndan ‘Can Atalay’ çıkışı Haber

Nalbantoğlu’ndan ‘Can Atalay’ çıkışı

Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay Milletvekili seçilen Av. Can Atalay’ın serbest bırakılarak meclisteki yerini alması için çağrılar sürerken CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu da yazılı bir açıklama yaptı.  Ulusal Egemenliğin ve hukukun üstünlüğünün yerini, ‘sınırsız haksızlık ve sıfır adalet’ koşullarının aldığını belirttiği açıklamasında; “ Bu ihlal ülkemiz tarihinde ilk değildir. Ancak; Can Atalay, en umutsuz ve kaotik bir dönemde kurban seçilmiş, ancak halkın gözünde hem kahraman hem simge olmuştur. Halkın iradesi ve yasalar, gözlere sokulurcasına yok sayılırken; yaşananların çok şey anlattığı, çok şeye gebe olduğunu söylemeliyiz. Bugün onlarca milyonun haykırdığı Atalay’a özgürlük talebi, aslında halkın yani kendilerinin gasp edilen haklarının da mücadelesidir. Ülke, ‘Artık, böyle gitmez!’ noktasındadır.” diye konuştu. Doğayı, insanı, emeği korumanın bedeli CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu; açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü; “Can Atalay’ı; 12 Eylül yargısını da sollayan bir yaklaşımla esarete mahkûm eden zihniyet, her kurumu siyasallaştırmış, korku duvarlarını aşılamayacak kadar büyütmüştür. Artık tutukluluk esas, tutuksuz yargılanma istisna haline gelmiştir. Can Atalay neden esirdir? Neden 18 yıla mahkûm edilmiştir? Yargı; Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak; demiştir gerekçe olarak. Gezi planlarını iptal mücadelesi, bir yanlışa dur deme özgür iradesini göstermektir. Soma’da 301 madenci ve ailesinin haklarını savunmak, Adana’da 14 çocuğumuzun can verdiği yangın sonrası acılı annelerin avukatlığını yapmak, ancak adalet savunuculuğu olur. Emek Sineması kapatılmasın demek, ancak tarihe ve kültürümüze sahip çıkmak olarak açıklanabilir. Doğayı, insanı, emeği korumanın ve adalet aramanın karşılığı, demir parmaklık arkasına koyulmaksa, bedeli ve sonuçları bu kadar ağır olabiliyorsa;  sakat bir sistemle çıkmaz sokaklar zorlanıyor, demektir. Özgürlük, sadece şiirlerde ve şarkılarda kalmış; dayanışma ruhu köşeye sıkışmış demektir ki; güzel ülkemde onlar da yasaklıdır.” Gerçeği perdelemek ve ertelemek “Gerekçeden yoksun yargı kararlarıyla, yasaları uygulamaktan kaçarak, susturarak, sindirerek siyasal ve toplumsal bir düzen kurma çabası; eninde sonunda halkın kolektif bir şekilde direnç göstermesiyle yenilgiye mahkûmdur.” diyen CHP’li Nalbantoğlu; sözlerine şöyle devam etti; “Gezi gibi bir direnişin karşısında, iktidarını koruma çabası, şimdi de siyasallaşmış bir yargı sistemi ile uzatmalara dayanmıştır.  Can Atalay; serbest kalmalı, yeminini etmeli, halkın işaret ettiği koltuğa derhal oturmalıdır. Hatay yaşayanlarının iradesi teslim edilmelidir. Yasal dayanaklar ortadadır. Anayasa’nın bir kez daha ihlali söz konusudur.  Bir suç işlenmektedir ve sabit kaidelerle tartışmaya kapalıdır. Bir temenniden öte, sistem doğru ve adil bir biçimde işletilmelidir. Gerçeklerin perdelenmesi ve ertelenmesi, işe yaramayacağı gibi; demokrasi hanesine bir kara leke daha eklenmiş olacaktır. Bu tarihi sorumluluk hepimizindir. En çok da sessiz ve kayıtsız kalanlarındır. Bugün ülkenin dört yanını saran ‘Atalay’a özgürlük’ çağrısı; demokratik bir hukuk devletinin tesisi çağrısıdır.” HABER MERKEZİ

Başka bir hayat için pedalladılar Haber

Başka bir hayat için pedalladılar

Türkiye İşçi Partisi’nden konuyla ilgili yapılan açıklamada otomobil odaklı ulaşım politikalarının giderek kentlerimizi yaşanamaz kıldığı ifade edilerek “Hava kirliliği, trafik kazaları, kamusal alanların işgal edilmesi, bireye ve topluma yüklediği maliyetler gibi pek çok çevresel ve yaşamsal sorunun kaynağını oluşturuyor” denildi. Açıklamada bisikletin sağladığı tüm faydalara rağmen ülke kentlerinde sürekli ötelenen, dışlanan, ihmal edilen bir ulaşım aracı olmaya devam ettiği dile getirilerek “Tüm düzenlemeler güçlü, motorlu ve büyük olan araçlar için yapılırken, küçük, havayı kirletmeyen ve insan gücüne dayalı ulaşım biçimi ayrımcılığa uğruyor. Bisiklet kullanıcıların hakları görmezden geliniyor. Aslında bu yaklaşımla, bisiklet kullanıcıları ve araba kullanıcıları arasında kamusal mekânın paylaşım adaleti konusunda sınıfsal bir ayrımcılık yaratıldığını söylemek çok da yanlış olmaz” ifadeleri kullanıldı. “Türkiye İşçi Partisi olarak kent yaşamında bisiklet ulaşımının ve bisiklet kullanıcılarının haklarını savunmanın yaşanabilir kentler için elzem ve öncelikli olması gerektiğini savunuyoruz.” denilen açıklamada tüm ulaşım yatırımlarının motorlu taşıtlara göre yapıldığı bir kent planlama düzenine karşı çıkılması gerektiği vurgulanarak yurttaşlardan toplanan vergilerle oluşan kamu kaynağının sadece otomobil kullananların talep ve ihtiyaçlarına göre harcanmasını, bisiklet ve yaya ulaşımının göz ardı edilmesini adil ve eşitlikçi olmadığı dile getirildi. Türkiye İşçi Partisinden konuyla ilgili yapılan açıklamanın tamamı şöyle: Sevgili İzmirliler, sevgili bisiklet dostları… Otomobil odaklı ulaşım politikaları giderek kentlerimizi yaşanamaz kılıyor.  Hava kirliliği, trafik kazaları, kamusal alanların işgal edilmesi, bireye ve topluma yüklediği maliyetler gibi pek çok çevresel ve yaşamsal sorunun kaynağını oluşturuyor. Ancak tüm bu maliyetlere ve sorunlara rağmen motorlu taşıtlara öncelik veren ulaşım politikaları kabul görüyor ve kamu kaynakları bütünüyle otomobil ulaşımına ayrılmaya devam ediyor. Bisiklet ise ilk satın alma masrafı dışında bedavadır, sağlığa katkısı vardır, petrol kullanmaz, havayı kirletmez, yer kaplamaz, trafik sıkışıklığı yaratmaz, büyük altyapı yatırımları gerektirmez, vergi ödetmez.  Bisiklet üzerindeki insanı taşır, ancak bazen de sürücüsü bisikleti taşır. Tüm bu özellikleriyle bisiklet devrimci ve demokratik bir ulaşım aracıdır. Değerli yurttaşlar, Bisiklet, sağladığı tüm bu faydalara rağmen ülke kentlerinde sürekli ötelenen, dışlanan, ihmal edilen bir ulaşım aracı olmaya devam ediyor. Tüm düzenlemeler güçlü, motorlu ve büyük olan araçlar için yapılırken, küçük, havayı kirletmeyen ve insan gücüne dayalı ulaşım biçimi ayrımcılığa uğruyor. Bisiklet kullanıcıların hakları görmezden geliniyor. Aslında bu yaklaşımla, bisiklet kullanıcıları ve araba kullanıcıları arasında kamusal mekânın paylaşım adaleti konusunda sınıfsal bir ayrımcılık yaratıldığını söylemek çok da yanlış olmaz. Türkiye İşçi Partisi olarak kent yaşamında bisiklet ulaşımının ve bisiklet kullanıcılarının haklarını savunmanın yaşanabilir kentler için elzem ve öncelikli olması gerektiğini savunuyoruz. Tüm ulaşım yatırımlarının motorlu taşıtlara göre yapıldığı bir kent planlama düzenine karşı çıkıyoruz. Tüm yurttaşlardan toplanan vergilerle oluşan kamu kaynağının sadece otomobil kullananların talep ve ihtiyaçlarına göre harcanmasını, bisiklet ve yaya ulaşımının göz ardı edilmesini adil ve eşitlikçi bulmuyoruz. Bisiklet sürücülerinin diğer yol kullanıcıları gibi ulaşım mekânında adil biçimde yer alması gerektiğini söylüyoruz. Bisikletin trafiğe engel değil, aksine trafiği rahatlatacak bir ulaşım aracı olduğunu biliyoruz. Kentlerde bisiklet kullanımının yaygınlaştırılması için alınan planlama kararlarının uygulanmasının takipçisi olacağımızı da buradan söylemek istiyoruz. Türkiye İşçi Partisi olarak başka bir kent, başka bir ulaşım mümkün diyor ve bunun çok da zor olmadığına inanıyoruz. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.