[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#tuvalet

tuvalet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, tuvalet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Tuvalete telefonla girenler bu hastalığa dikkat! Haber

Tuvalete telefonla girenler bu hastalığa dikkat!

Tuvalette uzun süre durmak ya da cep telefonu ile tuvalete girerek vakit geçirmek insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Uzmanlar, tuvalette uzun süre kalmanın rektum ve anüs içinde basınç oluşmasına neden olarak basur olarak da bilinen hemoroid riskini arttırdığını söyledi. Birçok insan, tuvalette uzun süre oturma alışkanlığı nedeniyle sağlığını riske atıyor. Sağlık uzmanları, uzun süreli tuvalet molalarının sağlığınıza riske atabileceği konusunda önemli uyarılarda bulunuyor. Uzmanlar, özellikle tuvalette uzun süre vakit geçirmenin, önemli sağlık sorunlarına zemin hazırladığı, tuvalette uzun süre kalma sonucunda rektum ve anüs içinde basınç oluşmasına neden olarak basur olarak da bilinen hemoroid riskini arttırdığı belirtiliyor. Hemoroid, anüs içine ve çevresince genişlemiş kan damarları olarak bilinir ve özellikle kan pıhtısı oluşumu ile öne çıkar. Bağırsak hareketleri sırasında aşırı zorlanmanın yanı sıra kronik kabızlık ile yakından ilişkilidir. Tuvalette çok fazla zaman geçirmek ise, bu bölgeye giden ve gelen kan akışında düzensizlik oluşturabiliyor. Genel Cerrahi uzmanlarınca verilen bilgilerde, bağırsak hareketlerinin ortalama 5 dakika sürmesi gerektiği ve 15 dakikadan daha uzun süre bağırsak hareketlerinin oluşmasının beklenmesi durumunda kabız olduğunuzun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Ayrıca hemoroid oluşumu sonucunda sağlıklı kan hücrelerinin eksikliği olarak nitelenen anemi de beraberinde gelebiliyor. Hemoroid, bazı durumlarda kan pıhtılarına neden olabilir. Tromboze hemoroid olarak bilinen bu durum, tehlikeli olmasa da şiddetli bir ağrıya yol açar. Bazı durumlarda ise uzmanlar tarafından delinmesi ve boşaltılması gerekir. Hemoroidi önlemek için yardımcı olabilecek bir diğer yöntem; yüksek lifli bir beslenme sistemi ve yeterli su tüketimidir. Sağlık uzmanları ayrıca, tuvalete gitmeniz gerektiğinde bunun için beklememeniz gerektiği konusunda uyarıyor. Aksi takdirde tuvalette zorlanma ve kabızlık riskiyle de karşılaşabilirsiniz. “Makat yırtığı hastalığı, kronik kabızlık sonrası oluşuyor” Makat yırtığı hastalığının ilk evrelerinde ilaçla tedavisinin mümkün olduğu fakat hastalık yerleştikten sonra ameliyatsız tedavinin mümkün olmadığını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İbrahim Ayvaz, “Makat yırtığı, bizim terimimizle anal fistül hastalığı toplumda çok sık görülen bir hastalıktır. Bunun başlıca sebebi kronik kabızlıktır. Kronik kabızlığın olması dışkının makat kanalından geçerken makat kanalını yırtmasına bağlı olur. Bu sebepten ötürü makatlardaki kaslarda kas spazmı meydana gelir. Spazma bağlı olarak yırtık giderek artar. Erken dönemlerde ilaçla tedavi mümkün olsa da hastalık yerleştikten sonra ameliyatsız çözüm pek mümkün değil. Ameliyatı son derece yüz güldürücü, son derece basit, ağrısız ve sıkıntısızdır” dedi. “Tuvalette uzun süre oturmak, dışkının sertleşerek çıkmasına sebep olduğu makatın yırtılmasına sebebiyet veriyor” Tuvalette uzun süre oturmanın dışkının sertleşerek çıkmasına sebep olduğu için makatında yırtılmasına neden olduğunu söyleyen Op. Dr. İbrahim Ayvaz, “Tuvalette uzun süre oturmak dışkının sertleşerek çıkmasına sebep olduğu için hem anal fistülün yani makat yırtığının sebebi hem de yırtık sebebiyle dışkısını yapamayan hastalarda olduğu gibi sonucudur. Tuvalette uzun süre oturmak ya da haddinden fazla kalmak dışkının çıkması esnasında makat kanalında yırtıklara sebep olarak bu hastalığın görülmesini sağlar. Anal Fistül’ün dışında tuvalette uzun süre oturmak ve uzun süre ıkınmayla birlikte basur yani hemoroid hastalığı da görülmeye başlar. Bu sebepten dolayı bizler hastalarımıza tuvalette uzun süre kalmalarını ya da oturmalarını önermiyoruz. Eğer tuvalette uzun süre oturuyorsanız, dışkınızı yaptıktan sonra zonklayan şeklinde bir ağrı oluyorsa ve kırmızı renkli bir kanama varsa mutlaka bir hekime başvurmalarını öneriyoruz. Makattaki kanamalar çoğu zaman makat yırtığına bağlı olsa da bazen de makat kanserine, rektum kanseri dediğimiz bağırsağın son kısım kanserlerinde de görülebiliyor. Bu sebeple tedavi şansını yitirmeden benzer şikayetleriniz olduğunda mutlaka bir hekime başvurun” diye konuştu. “Makat yırtığı tedavisi olmazsanız ömür boyu kabız olarak kalabilirsiniz” Makat yırtığı hastalığının ilerleyen evrelerinde tedavisi yapılmadığında ömür boyu kabız olarak kalınabileceğini ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İbrahim Ayvaz, “Anal Fistül hastalığı, kansere dönen bir hastalık değildir, yani hayatınıza kast etmez. Ancak yaşadığınız hayat ve tuvalete girdiğinizde sizler için ciddi problemler oluşturur. Her tuvalet sonrasında saatlerce süren zonklar tarzında ağrılar oluşur. Bir süre sonra kabızlığınız o kadar yerleşir ki tedavi sonrasında da bundan kurtulamazsınız, ömür boyu kabızlıkla kalabilirsiniz. Anal Fistül hastalığının tedavisinde birkaç tane yöntem kullanılıyor. Hastalığın erken dönemlerinde davranış değişikliğini öneriyoruz. Bol su içmenizi, günde 3-4 defa dayanabileceğiniz kadar sıcak suyun içerisine oturmanızı ve tuvalette kısa süre kalmanızı istiyoruz. Eğer bütün bunlara rağmen şikayetlerde bir azalma yoksa o zaman tedavide cerrahi yöntem kullanıyoruz. Cerrahi tedavide makatın içerisindeki kasılmadan sorumlu olan iç büzücü kas ismini verdiğimiz bir kasımız var. Bu kasın gevşetme işlemi yapılıyor. Kasım gevşetme işlemi yapıldıktan sonra dışkınızı yaparken nerede ise hiç ağırınızın kalmadığını fark ediyorsunuz. Canınız yanmadığı için şuur altınız sizi dışkı yapmaya geciktirmiyor ve daha sonra kronik kabızlığınızda kendi kendine çözülüyor. Bu sebeple tedaviden sonra tuvalette geçirdiğiniz zamanda bir hayli azalıyor” şeklinde konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Besinlerin değerini düşüren 10 hata

“Öğrenciler temiz suya ulaşamıyor” Haber

“Öğrenciler temiz suya ulaşamıyor”

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER Derinleşen yoksulluk karşısında en kırılgan grup olarak tanımlanan çocuklar, okullarda suya ulaşamıyor. Yoksul kesim için sadece gıda değil temiz suya erişim dahi bir sorun haline gelirken, okul bahçelerindeki çeşme suları arıtılmıyor; öğrenciler tuvalet musluklarına yöneliyor. Kantinde satılan pet şişe sular ise çare olamıyor. Çünkü 500 ml bir şişe su 5 lira. Harçlık vermekte güçlük çeken ebeveynler, ya sudan ya da yemekten tasarruf etmeye zorlanırken, yetkililer, yarım litrelik şişe su satış ücretlerinde, 2021-2022 eğitim öğretim döneminde yüzde 200’e yakın artışlar görüldüğünü söylüyor. İzmir Karşıyaka’daki okulları merkeze alarak konuyu gündeme getiren Veli-Der İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Turgut Aydın, “Okulların su tesisatlarının düzenli bakımı yapılmıyor, okula kadar gelen temiz su binanın şebekesine girdiğinde içilebilme özelliğini kaybedebiliyor… Eğitim ve sağlık en temel insan hakkıdır. Bunlar ücretsiz olmalıdır. Ve devlet tarafından finanse edilmelidir. Eğitimde feda edebileceğimiz çocuğumuz yok” sözlerini vurguladı. DÜŞÜK KİLO VE KANSIZLIK… Türkiye’de kız çocuklarının yüzde 85’inin, oğlan çocuklarının ise yüzde 69’unun yetersiz beslenmeye bağlı düşük kilo ve kansızlıkla mücadele ettiğini vurgulayarak konuşmasına başlayan Başkan Aydın, temiz, kaliteli ve sağlıklı suya erişimde yaşanan sorunları şöyle aktardı: “Özellikle dezavantajlı bölgelerde okuyan çocuklar içme suyuna ulaşamıyor. Türkiye’de genelde okulların yüzde 95’inde bahçelerde, çocukların sağlıklı suya erişimi için çeşmeler yok. Özellikle Bakanlığın okul projelerinde çocukların sağlıklı suya erişim alanları yer almıyor. Ve çocuklar doğal olarak kantinlere yönelmek zorunda kalıyor. Su ihtiyacını kantinde satılan pet şişeler ile karşılıyor. Ancak kantin fiyatları da malumunuz. 500 ml bir şişe su 5 lira. Aileler çocuklarına beslenme ihtiyacı için dahi harçlık veremezken, yetkililere buradan soruyorum, su parasını nereden bulsunlar? Evden çıkarken matarasına su koyuyor çocuk. Bütün gün o matarayla mı gününü geçirecek? Çocukların bir günde tükettiği su, bir buçuk, iki litredir. Özellikle havaların sıcak olduğu dönemde daha fazladır. Matarada su kalmayınca okul tuvaletlerindeki musluklara yöneliyor öğrenciler. Bu ise hastalığa davetiye çıkarmak demektir. Gelişim bozukluklarının en başlıca sebeplerinden biri de budur.” SU İÇİLEBİLİR OLMAKTAN ÇIKIYOR “Okul bahçelerinde çeşme olan eğitim yuvalarında da başka bir tehlike söz konusu” diyen Başkan Turgut Aydın, “Şehir şebeke suyu temiz olabilir. Ama bu su okul bahçesine ulaştığı zaman içilebilir su olmaktan çıkıyor. Birçok okulun su tesisatı eski. Bu anlamda devletin yapması gereken çalışma belli. Eskisi gibi okulların bahçelerinde yine çeşmeler olmalı ama arıtma cihazlarıyla birlikte. Bu şekilde sağlıklı suya erişim sağlanabilir. Çalışma alanımızdaki bütün belediyelere, ilçe milli eğitim müdürlüklerine, İzmir Valiliğine, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve il milli eğitim müdürlüğüne dilekçe gönderdik. Geri dönüşleri ise yine yuvarlak cevaplar oldu. Okullardan böyle talep gelmediğine, böyle bir ihtiyaç olmadığına dair. Dernek olarak kaliteliye suya erişim noktasında verdiğimiz dilekçeler her fırsatta geçiştirildi. Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay ile bu konuda bir görüşmemiz oldu. Yardımcı olabileceklerini, bu konuyu en azından Karşıyaka’da çözüme kavuşturabileceklerini söyledi. Ancak Kaymakamlığın onay vermesi gerekiyormuş. Yakın zamanda Kaymakamlık ile de yüz yüze bir görüşmemiz olacak. Bürokrasiye takılmamıza rağmen hiç olmasa Karşıyaka’da öğrencilerin temiz suya ulaşmasını sağlamak için mücadele göstereceğiz” dedi. DÜZENLİ BAKIMI YAPILMIYOR Yarım litrelik şişe su satış ücretlerinde, 2021-2022 eğitim öğretim döneminde yüzde 200’e yakın artışlar görüldüğünü söyleyen Başkan Aydın, şunları da ekledi: “Buna göre suya ayıracak harçlığı olmayan çocuklar sağlıksız koşullarda tuvaletlerden su içmek zorunda kalıyor. Okulların su tesisatlarının düzenli bakımı yapılmıyor, okula kadar gelen temiz su binanın şebekesine girdiğinde içilebilme özelliğini kaybedebiliyor… Gerek okul içerisinde gerekse okul bahçelerinde su içme alanları olmalı, okul planlamaları buna uygun projelendirilmelidir. Ancak sorumluluğun bir bölümü de belediyelere düşüyor.” FEDA EDEBİLECEĞİMİZ ÇOCUĞUMUZ YOK “Başka yerlere aktarılan bütçeler eğitim için harcansa kazanan ülkemiz olacaktır” ifadelerini kullanan Aydın, son olarak, “Öğretmenliğimin ilk yıllarında eğitimin çok farklı sorunlarını tartışırdık. Örneğin, müfredatın genişletilmesi, öğretmen okullarının niteliğinin yükseltilmesi, okullarda ikili eğitimden tekli eğitime geçilmesi, sınıfların yoğunluğu gibi… Ama bugün gelinen noktada konuştuğumuz konu çocukların sağlığını tehdit eden unsurlar… Eğitime yapılmış yatırım boşa değildir, geleceğe yapılmıştır. Her şeye rant ya da para gözüyle bakmamamız lazım. Özellikle eğitim ve sağlığa. Çünkü bunlar en temel insan hakkıdır. Bunlar ücretsiz olmalıdır. Ve devlet tarafından finanse edilmelidir. Eğitimde feda edebileceğimiz çocuğumuz yok” çağrısında bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.