"2053 Net Sıfır" hedefi için yeşil hidrojen şart
Birincil enerji kaynaklarında yüzde 70 oranında ithalata bağımlı olan Türkiye’nin, “enerji ihracatçısı” ülke olabilmesi ise sadece Yeşil Hidrojen ile mümkün görünüyor. Yeşil Hidrojen üzerine Türkiye’de uzmanlaşan şirketlerin başında gelen TEKSİS İleri Teknolojiler’in Genel Müdürü Hüseyin Devrim, 2038 yılında tepe noktaya ulaşması beklenen ülke emisyon seviyesinin, sonraki 15 yılda kademeli olarak düşerek 2053’te net sıfır düzeyine ulaşmasının hedeflendiğini belirtti.
ENERJİ YOĞUN SEKTÖRLERDE YEŞİL HİDROJEN İLGİSİ
Türkiye’nin bu hedefe ulaşabilmesi için enerji üretimi ve tüketiminde köklü değişimlere imza atması gerektiğini kaydeden Devrim, sera gazı emisyonu yüksek sektörlerde Yeşil Hidrojen üretimi ve tüketimini özendirecek mekanizmaların bir an önce hayata geçirilmesini önerdi.Rafineri, petrokimya, çimento, demir çelik, seramik, cam gibi sektörlerin enerji yoğun üretime sahip olduğunu hatırlatan Hüseyin Devrim, “Bu sektörler aynı zamanda Türkiye’de üretimin ve istihdamın belkemiği olan sektörler arasında yer alıyor. Gelecek yıldan itibaren Yeşil Mutabakat’a ilişkin zorunlulukların, AB ülkelerine ihracat yapan bu ve benzeri sektörleri etkileyeceğini şimdiden görüyoruz. Son bir yılda enerji ve emisyon yoğun sektörlerde, Yeşil Hidrojen üretimine yönelik dikkat çeken bir farkındalık bulunuyor. Bu farkındalığın kamu otoritesi tarafından sistemli şekilde teşvik edilmesi şart. Kaldı ki geçen yıl Ekim ayında Almanya ile imzaladığımız Yeşil Hidrojen Niyet Mektubu’na göre ihracat taahhütlerimizi yerine getirecek üretimi yapmamız gerekiyor.” dedi.
DOĞALGAZ ŞEBEKESİNE YEŞİL HİDROJEN HARMANLANABİLİYOR
Türkiye’nin yılda 50-55 milyar metreküp seviyesinde gerçekleşen doğalgaz tüketimini azaltmanın tek yolunun Yeşil Hidrojen olduğunu, İngiltere’de doğalgaz şebekesinin yüzde 20’ye varan oranlarda Yeşil Hidrojen ile harmanlandığı bilgisini veren TEKSİS Genel Müdürü Hüseyin Devrim, Ulusal Enerji Planı’nda ise 2035 yılı için belirlenen harmanlama hedefinin ise sadece yüzde 3,5 olduğunu anımsattı. Yüzde 97 oranında ithal edilen doğalgazdaki her birim tasarrufun, Türkiye için milyarlarca dolarlık döviz tasarrufu anlamına geldiğine dikkat çeken Devrim şu değerlendirmeyi yaptı: “Avrupa’da doğalgaz fiyatları 2021 sonunda 80 Euro/MW seviyesinden 2022 Ağustos ayında 340 Euro/MW seviyesine yükseldi. Doğalgaz artık çok pahalı bir emtia. Özellikle elektrik üretimindeki payının süratle düşürülmesi gerekiyor. Ülkemizde elektrik üretiminde doğalgazın payı halen yüzde 25 seviyesinde. Kuraklık ve benzeri sebeplerle bu oran yaz aylarında yüzde 30’un üzerine çıkıyor. Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası'nda yer alan, konut ve sanayide doğal gaz hatlarına hidrojen karıştırarak dağıtılması, ülkenin doğalgazla çalışan elektrik santrallerinin daha temiz elektrik üretmesi anlamına da geliyor. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yer alan İngiltere’nin doğalgaz şebekesi, yüzde 20 oranında Yeşil Hidrojen harmanlanması yapılabilecek seviyeye ulaştı. İngiltere’deki bu önemli uygulamanın, doğalgaz tüketiminin yüzde 97’sini ithal eden, yaptığı ithalatın yüzde 54’ünü tek bir ülkeden gerçekleştiren ülkemize örnek olmasını diliyoruz.”
ÜRETİLEN HİDROJENİN SADECE YÜZDE 4’Ü “YEŞİL”
Tüm dünyada yıllık 70 milyon ton hidrojen üretilirken, bu üretimin sadece yüzde 4’ü Yeşil Hidrojen sınıfına giriyor ve yenilenebilir kaynaklardan üretiliyor. Üretimin kalan yüzde 48’i doğalgaz, yüzde 30’u petrol, yüzde 18’i ise kömür kaynak kullanılarak gerçekleşiyor. Kömür kaynaklı hidrojen üretimi “Kahverengi Hidrojen” olarak adlandırılırken, doğalgaz kaynaklı üretilen hidrojen “Gri Hidrojen” olarak tanımlanıyor. Yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik kaynaklı hidrojen üretimi ise literatürde “Yeşil Hidrojen” olarak adlandırılıyor. HABER MERKEZİ