Zararlı ışınlara girişimcilik şemsiyesi: “Cilt sorunlarına çözüm üretiyoruz”
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Değişen ve dönüşen dünyada üretimin sürdürülebilirliği her geçen gün büyük önem kazanıyor. Ülkeler teknolojinin hızına yetişmek, yeni dünya düzenine adapte olmak için ciddi yatırımlar yapıyor. Özellikle tarım ve sanayide katma değeri yüksek ürün üretmek isteyen genç girişimciler, ülkelerine ciddi ekonomik katkı sağlayacak projelere imza atıyor. Bu girişimcilerden birisi de 26 yaşındaki Kürşat İncik. Umbrella Biyoteknoloji A.Ş.’nin kurucusu olan İncik, projesini gazetemize anlattı. Umbrella Biyoteknoloji A.Ş.’nin 2022 yılında Teknopark İstanbul’da kurulan bir biyoteknoloji şirketi olduğunu söyleyen İncik, “Asıl temellerini 2021 aralık ayında atan Umbrella, Teknopark İstanbul’un zorlu proje sürecinden başarı ile geçen, devlet destekleri ile Ar-Ge faaliyetleri yürüten, özellikle dermokozmetik alanında çalışmalar yapma amacı ile ürün üretme ve ürün geliştirme süreçlerinde yer alan bir şirket. Umbrella, son yıllarda sıklıkla üstünde durduğumuz sürdürülebilir üretimler ve döngüsel ekonomi modellerini benimsemiş, sistemlerini bu iki temel yaklaşım üzerinden ilerleten ve aynı zamanda Ar-Ge faaliyetlerinden üretimlerine kadar ki her bir çalışmada ülkemizde Süperkritik CO2 Ekstraksiyon sistemini kullanarak ekstrakt elde eden ve bu ekstraktların formülasyonların tüketime uygun bir şekilde Dermokozmetik ürünlerde yer almasını sağlamak amacıyla çalışmalarına devam etmekte. Ülkemizde Arşen Makine ile iş birliği yapan Umbrella, bu teknolojiyi efektif olarak kullanabilmekte ve özellikle Ar-Ge, Ür-Ge kısmında teknolojiden faydalanabilmektedir” dedi.
HEDEFİMİZ CİLT SAĞLIĞINI KORUMAK
Umbrella’nın hedeflerinden bahseden İncik, “Umbrella’ da asıl hedef özellikle dermokozmetik sektöründe organik ürünlerin Süperkritik Ekstraksiyon teknolojisi ile etken maddeleri en yüksek verimde ve saf olarak elde ederek, bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış tedavi edici ve tedaviyi destekleyici dermokozmetik ürünlerin ülkemizdeki üretimini başlatmak ve bu tarz ürünlerin üretimini teşvik etmektir. Ayrıca gün geçtikçe daha da ısınan dünyamızda doğru ürünlerin kullanımını sağlayarak insanların cilt sağlığını korumak öncelikli hedeflerimizdendir” dedi.
KOZMETİK ÜRÜNLERDE NANOTEKNOLOJİ
Kozmetik ürünlerinin yapısında hangi biyoteknolojik yöntemleri kullandıklarını da aktaran İncik, “Kozmetik biyoteknoloji aslında çok geniş bir alan. Özellikle üretim ile ilgili birçok yöntem ve üretime geçmeden önce yapılması gereken Ar-Ge faaliyetleri bulunmaktadır. Biz Umbrella Biyoteknoloji olarak ürünlerimizin yapısında temel olarak Süperkritik Ekstraksiyon Teknolojisinden elde ettiğimiz hammaddeleri kullanmaktayız. Bitkisel atıkların da değerlendirilmesi ve ülkemizin tarımına büyük iyileştirmeler ve desteklerde bulunan Can Kayacılar ile birlikte ürünlerin kozmetik biyoteknoloji alanında kullanımlarını değerlendirerek, bu hammaddeleri biyoteknolojik olarak enzimlerle fraksiyonlama işlemini de gerçekleştirdikten sonra kozmetik ürünlerimizde kullanmaya başlıyor ve testlerini gerçekleştiriyoruz. 2023 yılının ikinci çeyreğinde ise nanoteknoloji uygulamalarına geçerek kozmetik ürünlerde nanoteknoloji kullanarak güneş kremleri, serumlar, maskeler ve bakım ürünleri tasarlamaktayız” dedi.
UMBRELLA’NIN ÇALIŞMA FAALİYETLERİ
İncik, Umbrella’nın hangi alanlarda faaliyet gösterdiğini “Umbrella en genel çatıda Biyoteknolojik araştırma ve geliştirme alanında faaliyet gösteriyor. Özellikle kozmetik tarafında faaliyetlerine devam eden Umbrella temelde şu alanlarda faaliyet gösteriyor. Ar-Ge projelerinin yazılması ve temel bilimde uzmanlaşmış bireylerin çeşitli alanlarda özel çalışma imkanlarının sağlanması, bu imkanların akademi konseptinde verilmesi. Sürdürülebilir ve doğru kaynak kullanımları ile prosesler geliştirmek. Dermokozmetik ve kozmetik çalışmaları. Bitkisel- mikroorganizma kaynaklı biyoaktif madde sentezi. Biyoreaktör sistemleri ve hammadde üretimleri. İleri teknoloji ile etken maddelerin nano-enkapsülasyonu ve biyo-yararlanım çalışmaları. Süperkritik ekstraksiyon teknolojisi ile yenilikçi ürünlerin elde edilmesi. İlaç etken madde araştırmaları ve geliştirmeleri. Klinik çalışmalar için yüksek saflıkta etken madde eldesi. Moleküler genetik çalışmaları. Epigenetik çalışmaları. mRNA, miRNA ile dermokozmetik çalışmaları. Blue-light kaynaklı cilt ve göz sorunlarının tedavisine yönelik ürün geliştirmeleri. Cilt mikrobiyotasının korunması ve cilt temizliği ile ilgili yenilikçi ürün geliştirmesi” şeklinde sıraladı.
ETKEN MADDELER İÇİN TARIM ZİNCİRLERİ
Ürünlerinin formülasyonlarındaki bileşenlerin nasıl seçildiğini, hangi kriterleri dikkate aldıklarını belirten İncik, “Kozmetik ürünlerin bileşenleri çok hassas olunması gereken bir konu. Çünkü etkileşime giren birçok yardımcı hammadde kullanılmaktadır. Umbrella etken maddeler için tarım zincirleri kurarak, çiftçilere destek olan bir modelde ürünlerimiz için kullanacağımız bitkilerin organik tarımını yaparak, çeşitli analizleri gerçekleştiriyor ve ardından Süperkritik Ekstraksiyon Teknolojisi ile ürünlerin ekstrakte edilmesini sağladıktan sonra tekrar analiz ederek bileşenlerin etken madde miktarlarını belirliyor hiçbir zararlı kalıntı olmadan güvenli bir şekilde ürünlerde kullanmak için hazır hale getiriyoruz. Özellikle etken maddelerin analizlenmesi için akredite laboratuvarlar ile çalışıyoruz. Önemli olan bir diğer konu ise kozmetiklerin test edilmesi. Burada testlerin tamamı hayvanlar üzerinde test edilmeden tamamen hücre kültürleri kullanılarak gerçekleştiriliyor. Literatür destekli kullandığımız birkaç test yöntemi ile kozmetik ürünlerin etkenliğini görebiliyor ve bunu sayısal verilere dökebiliyoruz” diye konuştu.
CİLT SORUNLARIYLA SAVAŞACAĞIZ
Hangi pazar segmentlerine odaklandıklarını ifade eden İncik, “Kozmetik dünyada büyük bir pazar payına sahip. Biz Umbrella Biyoteknoloji olarak yeni bir marka ile piyasaya serumlar ile giriş yapmayı hedefledik. Süperkritik ekstraktların kullandığımız bu serumlarda özellikle cilt sorunlarını çok büyük oranda ve çok kısa sürede azaltarak kozmetikte yeni bir çağ başlatarak, klasik ekstraksiyon yöntemlerinden uzakta organik ve toksik olmayan biyoteknolojik yöntemler ile üretilmiş ürünler ile kozmetik pazarında büyük bir müşteri kitlesine hitap etmekteyiz. Dermatoloji kliniklerinde de ülkemizde ithal ürünlerin kullanımını azaltmaya yönelik yeni formüle edilmiş bu ürünler ile özellikle güneşin daha fazla görüldüğü bu günlerde cildimizi lekelerden koruyacak ve leke oluşumunu engelleyecek mezoterapi serumlarını da geliştiren Umbrella, bu alanda büyük iş birlikleri ile piyasaya giriş yapmaktadır. Dermokozmetik alanında özellikle cildimizin yaşadığı sorunların önüne geçmeyi hedeflemekteyiz” şeklinde konuştu.
NANOTEKNOLOJİK UYGULAMALAR
Yeni ürünleri veya teknolojileri hakkında bilgi veren İncik, neler üzerinde çalıştıklarını da açıkladı. İncik, “Dermokozmetik alanında çalışmalarımızı arttırmaya yönelik iç büyüme sağlarken, TÜBİTAK ve KOSGEB destekleri ile altyapımızı güçlendirerek sürdürülebilirlik ilkesi ile öncelikle bitkisel atıkların değerlendirilmesi ve tıbbi aromatik bitkilerin toksik olmayan yöntemler ile değerlendirilmesi konusunda çalışmalar yapmaktayız. 2023 yılının ikinci yarısına nanoteknolojik uygulamalar ile güneş kremi maskeler, kremler ile piyasada yer alacağız. Ayrıca 2025 yılına kadar Süperkritik Ekstraksiyon teknolojisinin yanında moleküler genetik alanında çalışmalar ile yerli üretim yapabileceğimiz Dermokozmetik ilaçlar, Epigenetik çalışmaları da yer alacaktır. Kısacası, Umbrella Biyoteknoloji olarak gelecekte ülkemizde sürdürülebilir örnek bir şirket yapısı oluşturarak, yüksek katma değerli ürünleri üreten ve insanların en büyük organı olan cildimizin sağlığını korumak ve sorunlara karşı tedaviyi desteklemek adına çalışmalar yapmaya devam edeceğiz. Gelecekte Biyoteknoloji her alanda daha fazla etkili olacak ve kozmetik bunlardan bir tanesidir. İnsanların cilt sorunlarının arttığı gelecekte Umbrella bu sorunlara biyoteknolojik yöntemler ile çözüm üretmek için var gücü ile çalışmalarına devam etmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
