Gençler siyasetçilerin kıskacında
SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER
Seçimlerin ikinci tura kalmasıyla gözler gençlere çevrildi. Çünkü açıklanan verilere göre yaklaşık 450 bin genç oyunu kullanmadı. 18 yaşına basıp ikinci turda oy kullanacak olan gençlerin sayısı da oldukça fazla. Neredeyse 50 bin yeni seçmenin sandık başına gitmesi planlanırken, toplamda 500 bin genç, siyasi partilerin kıskacında! Oy oranını tahminen yüzde 3 kadar değiştirebilecek güçte olan öğrencilerin kime oy vereceği merak edilirken, eğitim alanında çalışmalar yürüten sendika başkanları görüşlerini aktardı.
Gençlerin mevcut yönetim tarafından bir tür geleceksizlikle karşı karşıya bırakıldığını, toplumsal muhalefet güçlerinin de bu gençlerin sandığa gitmesi için yeterince ikna edici olamadığını kaydeden eğitimciler, “Şimdi yapılması gereken muhalefet bloğunun gençlere güven verecek bir önderliği ve politikayı ortaya koyarak gençlerin umutlarını, hayallerini ve taleplerini ete kemiğe büründürmek olmalıdır” dedi.
ELLERİNDEN ALINAN GELECEKLERİ…
Eğitim – İş İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Sevda Ketenci, konuya dair şunları aktardı: “Eğitim – İş olarak yıllardır gençlerimizin eğitim sistemindeki yap - boz uygulamaları nedeniyle umutsuz ve mutsuz olduğunu söylüyor, bakanlık ve YÖK’ün gençlerimizin bilimsel, çağdaş ve parasız eğitim hakkını vermesi gerektiğini ısrarla vurguluyoruz. Bu sistemde yetişen, ekonomik zorluklar nedeniyle bir kahve içerken bile düşünen ve gelecek kaygısı taşıyan 47 bin 523 gencimizin bu seçimde demokratik haklarını kullanırken ellerinden alınan geleceklerini düşüneceklerine inanıyorum.”
UMUTSUZLUK, ÇARESİZ HİSSETME…
Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Ümit Akıncı ise “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalmasının ardından süreç gözden geçirildiğinde azımsanamayacak bir kesimin sandığa gitmediğini görüyoruz. Bunun bir kısmını da üniversite gençliği oluşturuyor. Hatırlanacağı üzere pandemi döneminde üniversite öğretimi ‘uzaktan eğitim’ adı altında sürdürüldü. 6 Şubat' ta yaşanan büyük deprem felaketinin ardından yönetenlerin, depremzedelerin Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı öğrenci yurtlarına yerleştirilmesi gibi bir tercihi sonucu olarak üniversitelerde öğretim yine ‘uzaktan’ sürdürüldü. Sürecin öğretime olumsuz yansımaları yanında, üniversite öğrencilerinin kampüslerde bu süreçte hiçbir araya gelememiş olmasının yarattığı sorunlar da mevcuttur. Üniversitenin, Türkiye'nin geleceği olan gençlerin kampüslerde bir araya gelerek yaşadığı toplumu tanıması, sorular sorması, eleştirmesi, yanıtlar araması ve vermesi gibi toplumsal yaşam için oldukça hayati süreçlere ev sahipliği yapma özelliğini bu dönem maalesef yerine getiremediğini görüyoruz. Üniversite gençliğinin bir kısmının sandığa gitmemesi elbette sosyolojinin ve diğer toplum bilimlerinin konusudur. Ancak üniversitelerde örgütlü sendika olarak sandığa gitmeme durumunun, gençler içindeki umutsuzluk, çaresiz hissetme, Türkiye'de geleceğini görememe gibi başlıklar altında incelenebileceğini görüyoruz. Üniversitelerin, yaşamın öğrenci açısından son dönem ciddi bir şekilde sekteye uğratılmış olmasının bu problemlere yol açan etmenlerden birisi olduğunu söylemeliyiz. Üniversitelerde yüz yüze öğretime bir an önce geçilmesi, öğrencilerin dersler ve sınavlar dışındaki faaliyetlerini yürütebileceği demokratik ve katılımcı ortamlar haline bir an önce getirilmesi bu sorunun çözümünde önemli bir yerde durmaktadır” bilgisini paylaştı.
İYİ VATANDAŞ OLMAK ANLAMINA GELMİYOR
Anadolu Eğitim Sendikası İzmir İl Başkanı Adnan Sarısayın da “Okullarımızda öğrencilerimize ‘Demokrasi’ dersi altında demokrasi ve insan hakları öğretmekteyiz. Biz öğretmenler, eğitimciler olarak bu derslerde ‘iyi insan’ olmanın iyi vatandaş olmak anlamına gelmediğini, her ikisinin farklı olduğunu, iyi vatandaş olmak için katılımcı, sorgulayan, demokrasiye sahip çıkan insanın anlaşılması gerektiğini öğreterek onlarda demokrasi bilinci oluşturmaya çalışıyoruz. Sınıf başkanlarımızı, okul temsilcilerimizi sandıklar kurarak demokratik bir şekilde seçimler yapıyoruz. Verdiğimiz bu eğitimlerin meyvelerini ülkemizin beş yılını, gençlerimizin geleceğini belirleyecek bu seçimlerde göreceğimize inanıyorum. Gençlerimizin okullarımızda aldıkları bu eğitimin katkısıyla seçimlere katılımlarının yüksek olacağına ve gençlerimizin geleceğimize sahip çıkacaklarına inanıyorum” dedi.
YÜZDE 10’U SANDIĞA GİTMEDİ!
Eğitim-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal ise “İlk kez oy kullanan yaklaşık 5 milyon gencin, 28 Mayıs’ta oy kullanacaklarla birlikte yüzde 10’u sandığa gitmemiştir. Sandığa gitmemeye ilişkin yeterli analizler yapılmamakla birlikte gençlerin geleceğe ilişkin umutlarının bulunmadığını söyleyebiliriz. 21 yıllık iktidar, gençlerin hayallerini ve umutlarını yok etmiştir. Gençleri bir tür geleceksizlikle karşı karşıya bırakmıştır. Toplumsal muhalefet güçleri de bu gençlerin sandığa gitmesi için yeterince ikna edici olamamıştır. Şimdi yapılması gereken muhalefet bloğunun gençlere güven verecek bir önderliği ve politikayı ortaya koyarak gençlerin umutlarını, hayallerini ve taleplerini ete kemiğe büründürmek olmalıdır. Daha büyük bir kararlılıkla sandığa gitmeyen gençleri ülkemizin geleceğine sahip çıkmaya çağırmak gerekir” ifadelerini kullandı.