[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Yaşar Üniversitesi

Yaşar Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yaşar Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sihirli Flüt’ten İzmir’de büyüleyici konser Haber

Sihirli Flüt’ten İzmir’de büyüleyici konser

Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleşen konser, Azerbaycan Devlet Sanatçısı Şef Yalçın Adıgözalov’un yönetiminde sanatseverlere unutulmaz bir akşam yaşattı. Yaşar Üniversitesi Senfoni Orkestrası, devlet sanatçısı unvanına sahip ünlü flüt virtüözü Şefika Kutluer ile birlikte seçkin eserleri dinleyiciler için seslendirdi 2024-2025 Akademik Yıl Açılış Konseri’ne, Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller ve Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı'nın yanı sıra çok sayıda sanatsever katıldı. KONSERLER İZMİRLİ SANATSEVERLERLE BULUŞMAYA DEVAM EDİYOR Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, üniversite orkestrasının düzenlediği konserlerle önemli sanatçıları İzmirli sanatseverlerle bir araya getirmeyi sürdürdüğünü belirtti. Prof. Dr. Kandiller, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Kurucumuz ve Ebedi Onursal Başkanımız Sayın Selçuk Yaşar’ın vizyonu, girişimi ve üniversitemizin sanata olan desteğiyle temelleri 2006 yılında atılan Yaşar Üniversitesi Senfoni Orkestrası, verdiği değerli konserlerle İzmirli sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor. Bu vesileyle kurucumuzu saygı ve minnetle anıyoruz. Senfoni Orkestramız konserlerinde birbirinden değerli usta isimleri de ağırlıyor. İdil Biret, Suna Kan, Ruşen Güneş, Gülsin Onay, Alexander Rudin, Emre Elivar, Kerem Görsev aklıma gelenlerden yalnızca bazıları... Bu geceyi özel kılacak Şef Yalçın Adıgözalov ve Solist Devlet Sanatçımız “sihirli Flüt” Şefika Kutluer’i burada ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu müzik dolu gecede bizlerle bir arada olduğunuz için hepinize teşekkür ederim.” Konserde, orkestranın Şefika Kutluer ile birlikte sahne aldığı performansta E. Grieg'in “Holberg Suite” OP.40, P. Morlacci'nin “Il Pastore Svizzero”, P. A. Genin'in “Carnival of Venice” OP.14 ve B. Bartok'un “Romanian Folk Dances for String Orchestra” SZ.56 BB68 adlı eserleri dinleyicilerle buluştu.

Yaşar Üniversitesi’nde 10. CONTACT Öğrenci Filmleri Festivali rüzgarı Haber

Yaşar Üniversitesi’nde 10. CONTACT Öğrenci Filmleri Festivali rüzgarı

10. kez düzenlenen festivalde şimdiye kadar 45 ülkeden 97 film yarıştı. Festival, bugüne kadar 18 binden fazla öğrenci filmi başvurusu aldı ve bu yıl 2 bin başvuru kabul etti. Festival kapsamında toplamda 34 ödül sahiplerini buldu. Yarışma bölümünde ise İran’dan Endonezya’ya, Hindistan’dan Avustralya’ya, Latin Amerika’dan Afrika ve Çin’e kadar birçok farklı bölgeden öğrenci filmleri yarışma fırsatı buldu. Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2014 yılında başlattığı CONTACT Uluslararası Öğrenci Film Festivali'ne bu yıl onuncu kez ev sahipliği yaptı. Etkinlik, Selçuk Yaşar Kampüsü'nde gerçekleştirilirken, festivalin bu seneki konuk okulu ise Romanya’dan Ulusal Tiyatro ve Sinema Üniversitesi Film Okulu oldu. Bu yılki jüri üyeleri arasında, festivalin 10. yıl onur konuğu olan Romanya’daki Ulusal Tiyatro ve Sinema Üniversitesi Film Okulu'ndan (UNATC) tanınmış isimler yer aldı. Cannes, Berlinale ve Karlovy Vary gibi önemli festivallerden ödüllü yönetmen Paul Negoescu ile aynı üniversiteden ödüllü senarist Ana Agopian jüriye dahil oldu. Ayrıca, Yaşar Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Dr. Jeffrey Hibbert, belgesel ve reklam yönetmeni Güven Zararsız ve ödüllü görüntü yönetmeni Andaç Karabeyoğlu da jüri üyeleri arasında bulundu. FARKLI ÜLKELERDEN FİLMLER Festival kapsamında düzenlenen yarışmada, En İyi Kısa Film Ödülü'nü Fransa'dan Midnight on MSN filmiyle Elise Levy kazandı. SenEDİT sponsorluğunda verilen En İyi Öykü Ödülü'nü Kolombiya’dan Parts of Someone Else filmiyle Juan Pablo Rendon Estrada alırken, MEG Works sponsorluğunda verilen Post-Prodüksiyon Ödülü Heart of the Evil adlı kısa filmiyle Hasan Ege Çalışkan’a verildi. En İyi Sinematografi Ödülü’nü Çin’den Yi Zhang, Swallow filmiyle kazanırken, Jüri Özel Ödülü ise Fransa yapımı On the 8th Day filmine gitti. Öğrenci Jürisi Ödülü de Elise Levy'nin Midnight on MSN filmiyle Fransa'ya verildi. Yarışmanın yanı sıra, Contact Öğrenci Filmleri Festivali bu yıl 10. yılına özel film gösterimleri, seminerler ve söyleşilerle dolu bir program sundu. Festivalin bu yılki konuk okulu olan Romanya’dan UNATC öğrencilerinin kısa film seçkisi de izleyicilerle buluştu. Her yıl farklı ülkelerden konuk okulları ağırlayan festivalde, Almanya’dan Münih Televizyon ve Film Üniversitesi ve Baden-Württemberg Film Akademisi, Polonya’dan Lodz Film Okulu, Fransa’dan La Femis, Portekiz’den Lizbon Tiyatro ve Sinema Okulu, Yunanistan’dan Aristoteles Üniversitesi ve Lübnan’dan Beyrut Saint-Joseph Üniversitesi gibi uluslararası başarılar elde etmiş, ünlü yönetmenler yetiştiren film okulları yer aldı. Kurmaca, belgesel ve animasyon dallarında öğrenci filmlerinin kabul edildiği etkinlik, Türkiye’den de yoğun ilgi gördü. 10 YILDIR 45 ÜLKEDEN 97 FİLM Festivalin ödül töreninde konuşan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, festivale çok farklı ülkelerden öğrencilerin ilgi gösterdiğini belirterek, “Festivale bu yıl 2 bin film başvurusu oldu. Jüri, bu başvuruları titizlikle değerlendirdi. 10 yılda festivalde şimdiye dek 45 ülkeden 97 film yarıştı. Bugüne kadar festivale 18 binin üzerinde öğrenci filmi başvurdu. Bu üniversitemiz adına çok anlamlı” şeklinde konuştu. Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş, “Festivale başvuru yapan filmler arasından finalistleri belirlemek için çok zor seçim yaptık. Rektörümüz Prof. Dr. Levent Kandiller’e, konuk okulumuza, jüri üyeleri ile festivalimize destek olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sponsorlarımıza da verdikleri katkılardan dolayı teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi. Festival Direktörü, İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazlı Bayram ise CONTACT Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivali’yle bir kültür yolu olduğuna değinerek, “Alanında uzman ulusal ve uluslararası konukların katılımı ve jüri üyelikleriyle her geçen yıl daha da büyüyen CONTACT Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivali, farklı coğrafyalardan genç yönetmenlerin filmlerinin buluştuğu bir kültürel etkileşim alanı yaratıyor. Festivalimiz, aynı zamanda öğrencileri film yapmaya yüreklendirmesi, onların sorunlara bakış açılarının evrensel insani boyutları seçimlerimizi etkiliyor. Gerçekten öğrencilerden sinematografik açıdan çok nitelikli filmler geliyor” ifadesini kullandı.

Yaşar Üniversitesi'nde coşkulu kutlama Haber

Yaşar Üniversitesi'nde coşkulu kutlama

Yaşar Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. Kuruluş Yıl Dönümü ’nü coşkuyla kutladı. Cumhuriyet’in 101. yıl kutlaması Selçuk Yaşar Kampüsü’nde gerçekleşti. Saygı duruşunda bulunan Yaşar Üniversitesi öğrencileri, akademisyenleri ve çalışanları coşkuyla İstiklal Marşı’nı okudu. Yaşar Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Huriye Toker, “Bir Asırlık Mücadele” başlıklı konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana kadınlara sağladığı haklar sonucunda kadın erkek eşitliğine olan katkısını anlattı. “KUTSAL MİRASI GELECEK NESİLLERE AKTARMAK GÖREVİMİZ” Açılış konuşmasını yapan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, “Biz cumhuriyet mirasını tarihin en zorlu günlerinde, kurucu babalarımızın sayesinde elde ettik. Bu kutsal mirası, tüm kazanımlarıyla birlikte yeni nesillere aktarmak ve daha aydın bir gelecek yolunda çalışmaya devam etmek, cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk yıllarındaki temel görevimizdir. Bu vesileyle başta İstiklal Mücadelesi kahramanları olmak üzere tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Kurucumuz Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e bir kez daha sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz” diye konuştu. Öğrenci Konseyi Başkanı Mehmet Musab Vicir ise, “Bugün esareti kabul etmeyişimizin 101’inci yılını kutlamak üzere bir araya geldik. Cumhuriyet, anne babalarımızın birlikte okula gitmesi, kız çocuğunun sınıfta parmak kaldırıyor olmasıdır. Cumhuriyet bizim için bir yönetim biçiminden fazlası, bir varoluş biçimidir” dedi. “KADININ TOPLUMSAL HAYATTAKİ İKİNCİL DURUMU DEĞİŞTİ” Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Huriye Toker, Cumhuriyet’in kadın erkek eşitliği anlamında getirdiği yenilikleri anlatarak “100 yıl önce henüz ‘Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ ya da ‘Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi’ gibi uluslararası sözleşmelerin dünya gündeminde bile olmadığı bir dönemde, Türkiye’de ilan edilen Cumhuriyet, kadınların eşit birey olma ve eşit siyasi katılım haklarına ulaşmasını sağladı. Cumhuriyet, 100 yıl önce Atatürk’ün öngörüsünü, üstün liderlik becerisini bize gösteriyor. Bugün üzerinde konuşmak istediğim demokratik hakların en temeli, kadın ve erkeklere eşit haklar verilmesi 1926-1934 yılları arasındaki reformların sonucudur ve bu, laiklik ilkesinin kabulünün birçok alanda olduğu gibi toplumsal hayatta da yansıması olarak ele alınmalıdır. Cumhuriyetle birlikte kadın haklarının güçlendirilmesi konusunda oldukça önemli adımlar atıldı. Kadınların eğitime ve iş hayatına katılımı teşvik edildi. Bu adımlar, Türk toplumunda kadınların sosyal ve siyasal hayata daha fazla katılmasını sağladı. Böylece kadının toplumsal yaşamdaki ikincil durumu cumhuriyetle beraber pozitif yönde değişikliğe uğradı” şeklinde konuştu. “TÜRKİYE’DEKİ ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 50’Sİ, AKADEMİSYENLERİN YÜZDE 46’SI KADIN” Cumhuriyetin kadın hakları için mücadele alanı yarattığını söyleyen Prof. Dr. Toker, “Cumhuriyet bu nedenle bile bizim için vazgeçilmezdir. Kadınlar, mücadele verdikleri eğitim ve iş hayatına katılım gibi haklardan daha yaygın bir biçimde yararlandı. Yükseköğretimde 100 yıl öncesinde öğrenci olarak sadece yüzde 0,05 oranında temsil edilebilen Türk kadını, 2023 yılında toplam öğrenci sayısının yüzde 50’sini, akademisyenlerin ise yüzde 46’sını oluşturuyor. Bu artışın sağlanmasında en büyük pay onları toplumsal hayata kazandıran ve üniversite kapılarını açan Atatürk devrimlerinindir. 1923 yılında 133 kadın öğrenci ile başlayıp 2024 yılında 3 buçuk milyonu aşan bu yolculuğun başarıya ulaşmasında Türk toplumunda toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı konusunda yaşanan farkındalığın da altını çizebiliriz” dedi. “CUMHURİYET BİR KADINI SANATÇI, DOKTOR, SİYASETÇİ YAPAN BİR FELSEFEDİR” Prof. Dr. Toker sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhuriyet bir kadını sadece ev işleri yapmaktan, çocuk bakmaktan çıkarıp onu sanatçı, doktor, siyasetçi, rektör yapan bir felsefedir. Cumhuriyet hak temelli sosyal adalet ve devlet anlayışını benimseyen bir sistemdir.  Bugünü 29 Ekim kutlamasının yanı sıra bir farkındalık ve bilinç yükseltme günü olarak görmeliyiz. Fakat tüm bunların yanında, kadınların neden ancak 3’te 1’i istihdamda kendine yer bulabiliyor? Üstelik erkeklerden daha az ücretle ve daha düşük statüde çalışıyorlar. Kadın erkek eşitliğinin kâğıt üzerinde kalmaması, zihniyet dönüşümü için her türlü tedbirin alınması gerekiyor.”

Amerikalı şefler, Türk genç şeflerle mutfakta deneyimlerini paylaştı Haber

Amerikalı şefler, Türk genç şeflerle mutfakta deneyimlerini paylaştı

Ege İhracatçı Birlikleri tarafından ABD'ye gıda ihracatını artırmak amacıyla 5 yıldır başarılı bir şekilde yürütülen Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi kapsamında, Amerikalı şefler Reimund Pitz ve Jay Marshall, Türkiye’deki lezzet noktalarını ziyaret etti. Ayrıca, Yaşar Üniversitesi Gastronomi Bölümü öğrencileriyle birlikte mutfakta deneyim paylaştılar. Yaşar Üniversitesi'ndeki etkinlikte konuşan Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Turkish Tastes Ambassador Kazım Gürel, Turkish Tastes Projesi'nin ikinci fazının başladığını ve Akdeniz mutfağının ürünlerini sunan Türk gıda sektörünün ABD pazarında ticarileşme aşamasına geldiğini belirtti. 1 milyar 712 milyon dolara ulaştı Gürel, Amerikalılara “Ne yemek yaparsanız yapın, Türk ürünlerini kullanarak yapın” mesajını verdiklerini ifade ederek, “Türk kekiğini, balığını, hububatını, kuru meyvelerini, zeytin ve zeytinyağlarını, meyve ve sebzelerini, yumurtasını kullanmalarını istiyoruz. 5 yıldır bu amaçla başarılı bir proje yürütüyoruz. Üniversitelerle ve şeflerle güzel iş birlikleri gerçekleştirdik. 2018 yılında ABD'ye gıda ihracatımız 708 milyon dolar iken, 2023 yılı sonunda bu rakam 1 milyar 712 milyon dolara ulaştı. Bu başarıda Turkish Tastes projemizin büyük bir payı var” dedi. Dünya çapında protein açığını kapattıklarını belirten Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, ABD’ye taze balık ihracatının hızlandığını ifade etti. İhracatta da levrek ve çipura öne çıkıyor "Levrek ve çipurada Avrupa'da birinciyiz" diyen Girit, "ABD’ye yapılan ihracatta da levrek ve çipura öne çıkıyor. Son dönemde Türk somonu ihraç etmeye başladık. Peynir ürünlerimiz yöresel marketlerde yer almaya başladı. Ayrıca düzenli olarak bal ve yumurta ihraç eder hale geldik. Protein esaslı beslenme obeziteyi önlüyor. Ürünlerimizdeki değerli yağ asitleri, beyin fonksiyonlarına doğrudan katkı sağlıyor ve akıllı nesillerin yetişmesine yardımcı oluyor" şeklinde konuştu. Yaşar Üniversitesi Gastronomi Bölümü öğrencileri, Amerikalı şeflerle birlikte Mini Karakılçık Kumru Ekmeği, Sumaklı Tereyağ, Levrek Sambosa, Söğürtme Parfait, Pestil Coulis, Levrek Ballotine, Fındıklı & Adaçaylı Buğday Risotto, Kaşar Peyniri Tuilles ve İncirli Strudel'den oluşan bir menü hazırladı. Öğle yemeğine; Yaşar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu, Genel Sekreter Ender Duran, Uluslararası Rekabetten Sorumlu Rektör Yardımcısı Mehmet Hasan Atasoy, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Turkish Tastes Ambassador Kazım Gürel, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz, Genel Sekreter Yardımcısı Serap Ünal, Yaşar Üniversitesi Daire Başkanları Ata Türkfidanı ve Hüseyin Arslan, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seda Genç, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ezgi Fadıloğlu, Yönetici Şef Selin Güloğlu ve İdari Şef Mehmet Gürses katıldılar.

Genç yetenek satrançta “Kadın Uluslararası Usta” oldu Haber

Genç yetenek satrançta “Kadın Uluslararası Usta” oldu

Yaşar Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü öğrencisi satranç milli takımında bulunan 18 yaşındaki Gülenay Aydın, 4 yaşında bilgisayarda oynadığı satranca ilgi duydu. Denizli’deki anaokulunda satranç dersinde öğretmeni tarafından yeteneği keşfedilen Aydın’ın annesi de bu tutkusuna destek olarak kızını 7 yaşında satranç kursuna yazdırdı. Kısa sürede şampiyonalara katılacak seviyeye ulaşan Gülenay, ilk kez 8 yaşında katıldığı 2015 Türkiye Küçükler Satranç Şampiyonası’nda 9 yaş altı kategorisinde sekizinciliği elde etti. Bu zamana kadar her sene şampiyonaya katılan Aydın, 2018 Türkiye Küçükler-Yıldızlar Takım Satranç Şampiyonası Kadınlar kategorisinde ve 2020 Türkiye Yıldızlar Satranç Şampiyonası 14 yaş altı kategorisinde birinci oldu. “Kadın Büyükusta” olacak 2020 Avrupa Online Yaş Grupları Satranç Şampiyonası Avrupa İkincisi olan Aydın, milli takımla beraber katıldığı 2022 Dünya 16 Yaş Altı Satranç Olimpiyatı’nda ise tam puanla şampiyonluk elde etti. Geçtiğimiz Mart ayında ise 3 normu tamamlayıp 2 bin 200 puanı geçerek Uluslararası Satranç Federasyonu (FIDE)’nca “Kadın Uluslararası Usta” (WIM) unvanı verilen genç sporcu, aynı zamanda ilk “Kadın Büyükusta” (WGM) normuna sahip kişi oldu. Gülenay Aydın, normlarını üçe tamamlayıp 2 bin 300 puanın üstüne çıktığında ise “Kadın Büyükusta” (WGM) unvanının sahibi olacak. Kadınlar için çok büyük bir başarı Annesinin en büyük destekçisi olduğunu ifade eden Gülenay Aydın, “Çok mutluyum, daha iyilerini umuyorum. Büyükusta unvanı almak istiyorum. Bu kadınlar için çok büyük bir başarı. Satrançta erkeklerin puanı daha yüksek olduğu için kadın satranççılara karşı bir önyargı var. Bu önyargının kırılması gerekiyor” diye konuştu.

Yaşar Üniversitesinden bisiklet tutkunlarını dinlendirecek proje Haber

Yaşar Üniversitesinden bisiklet tutkunlarını dinlendirecek proje

Yaşar Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencileri Berke Kayranlı, Seçil Karaorman ve Mustafa Yiğit Aksu’nun tasarladığı Cycle Seat projesi 4. Ezber Bozan Mobilya Tasarım Yarışması’nda birincilik ödülüne layık görüldü. Bisikletçileri dinlendirecek tasarım Cycle Seat, poresinin danışmanlığını Dr.Öğr.Üyesi Sevi Merter, Burçin Özkır Aşıcı ve Nermin Sena Özger’in yaptı. Cycle Seat sürücüler için kan dolaşımını ve kas dinlenmesini desteklerken kullanılmadığında takılabilen katlanabilir bir oturma birimi tasarımı sağlıyor. Kullanılmadığında ise kolayca katlanabiliyor ve az yer kaplıyor. Şehir içi bisikletlerin gövdesine uyumlu bir şekilde tasarlanan mobilya, elastik kemeri sayesinde bisiklete sabitlenebiliyor. İhtiyaçtan yola çıktık Projeyi tasarlayan öğrenciler Cycle Seat projesini şöyle anlattı; “Şehir içinde; deniz kenarı, park, orman gibi tur güzergahlarını kullanan bisiklet sürücüleri, 1-2 saatlik sürüş sonrasında oturma ihtiyacı duyuyor. Kullanıcının bulunduğu ortamda oturma birimi bulunmaması, bulunsa da temiz ve ergonomik olmaması sebebiyle bu tür sürücülerin dinlenme ihtiyacı uygun şekilde karşılanamıyor. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak bir tasarım yaptık. Göztepe ve Bostanlı sahilinde denemeler yaptık. Oralarda farklı bisiklet türlerini kullanan kişilerle görüştük. Şehir içi bisikletine yönelmeye karar verdik. Yarışmada taşınabilirlik teması olduğu için buna yönelik tasarladık. Ürünün prototipini sanayi ortamında yaptırıp görme şansımız oldu. Araştırma ve analizlerimizi detaylı ve uzun soluklu yaptık. İyi bir problemimiz ve iyi bir çözümümüz vardı, bizi yarışmada farklı kılan da buydu.”

Dünya Üniversite Sıralamasında Yaşar farkı Haber

Dünya Üniversite Sıralamasında Yaşar farkı

Londra merkezli uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education’ın (THE) hazırladığı “Dünya Üniversite Sıralaması 2025” listesinde Türkiye’den ilk 20 üniversite arasına giren Yaşar Üniversitesi, Ege Bölgesi’ndeki üniversiteler arasında da ilk sıraya yerleşti. Bu yıl 115 farklı ülkeden 2 bin 109 kurumun sıralandığı listede Türkiye’den 91 üniversite yer alırken, Yaşar Üniversitesi ise Türkiye’deki üniversiteler arasında ilk 20, vakıf üniversiteleri sıralamasında ise ilk 10 üniversite arasına adını yazdırdı. Yaşar Üniversitesi, 2025’in en iyilerinin yer aldığı listede ise Ege Bölgesi’nde zirveye yerleşti. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Girişimcilik, yenilikçilik ve inovasyon kavramlarını benimsemiş bir üniversite olarak güçlü akademik ve idari kadromuzla geleceği daha yaşanabilir bir hale getirmek için çalışıyoruz. Sahip olduğumuz deneyim ve altyapıyla da bilimsel araştırmaların artırılması, nitelikli yayınların desteklenmesi ve girişimcilik uygulamalarının teşvik edilmesi konusundaki çabalarımızın üniversitemizi daha yüksek seviyelere çıkaracağından eminim. Yaşar Üniversitesi, kurulduğu günden bu yana eğitim ve araştırmada öncü bir kurum olarak, sadece bilgi üretmekle kalmamış, aynı zamanda ürettiği bilgiyi topluma faydalı olacak şekilde kullanmayı daima ilke edinmiştir. Bu saygın sıralamada yer alarak başarımızı bir kez daha tescillemiş bulunuyoruz” şunları söyledi. HEDEF İLK BİN Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller ise, “Bu başarı, Yaşar Üniversitesi'nin kararlılıkla sürdürdüğü kalite odaklı eğitim ve araştırma politikalarının bir sonucudur. Öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin ve çalışanlarımızın ortak çabaları ve azmi sayesinde uluslararası alanda tanınan bir konuma ulaşmış bulunuyoruz. Eğitimde ve araştırmada üstün başarılar elde etmek, bizim için sadece bir hedef değil aynı zamanda bir sorumluluktur. Öğrencilerimize sunduğumuz kaliteli eğitimle onları donanımlı bireyler olarak yetiştirme misyonumuzu sürdüreceğiz. Aynı zamanda, bilimin ve bilgi üretiminin sınırlarını genişletmek için araştırma faaliyetlerimize olan desteğimizi arttırarak bu listede ilk bine girmeyi kendimize öncelikli hedef olarak belirledik” diye konuştu.

Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Türkiye’de ilk 5’te yer aldı Haber

Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Türkiye’de ilk 5’te yer aldı

İspanyol SCIMAGO Lab kuruluşunun hazırladığı SCIMAGO Institutions Ranking (SCIMAGO Kurumlar Sıralaması) alan sıralamaları 2024 yılı sonuçları açıklandı. SCOPUS veri tabanını kullanan SCIMAGO sıralaması, veri tabanında yer alan 11 başlığa göre alan sıralamalarını yayınladı. Bunlardan biri olan İşletme, İş İdaresi ve Muhasebe alanında Yaşar Üniversitesi, Türkiye’deki 59 üniversite arasında 5’inci, vakıf üniversiteleri arasında ise ilk sırada yer aldı. Dünyada ise 965’inci sırayı elde eden Yaşar Üniversitesi, işletme alanındaki başarısını tescilledi. Sıralamalar önemli bir referans noktası Yaşar Üniversitesi Araştırma ve Yenilikçilikten Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu, “Üniversitemiz uluslararası akademik sıralamalarda büyük başarı göstermeye devam ediyor. Bu başarı, üniversitemizin uzun yıllara dayanan kalite anlayışının, yenilikçi ruhunun ve kararlılığının bir göstergesidir. İşletme Fakültemizdeki öğretim üyelerimizin ve araştırma görevlilerimizin azimli çalışmaları ve tutkulu gayretleri olmadan bu noktaya ulaşmak mümkün olmazdı. Her biri, kendi alanında öncü araştırmalar yaparak, katma değer katan çalışmalar gerçekleştirerek bu başarının temelini oluşturdu. SCIMAGO Kurumlar Sıralaması'ndaki bu başarı, Yaşar Üniversitesi'nin ulusal ve uluslararası alanda daha da tanınmasına ve tercih edilmesine imkan tanıyacak önemli bir referans noktasıdır. İlerleyen dönemlerde de bu başarıyı sürdürmek ve daha ileriye taşımak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi. Vakıf üniversiteleri arasında ilk sırada Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekan Vekili Prof.Dr.Fehmi Baklacı ise “Üniversiteleri Araştırma, Yenilikçilik ve Toplumsallık kriterlerini baz alarak değerlendiren SCIMAGO sıralamalarına göre İşletme Fakültemizin tüm Türkiye vakıf üniversiteleri arasında ilk sırada yer alması tüm fakültemiz için büyük bir gurur kaynağıdır. Bu sonuç, fakültenin öğretim üyelerin kalitesinin uluslararası ölçütte kabul gördüğünün net bir göstergesidir. Temel hedef olarak Araştırma ve Yenilikçilik kriterlerinde mevcut kalite ve etkinliği korumanın yanında özellikle son dönemde fakültenin sosyal ağlarının daha da yoğun kullanımıyla birlikte Toplumsallık kriterinde de ilerleme sağlayacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

Prof. Dr. Arif Hepbaşlı 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü'ne layık görüldü Haber

Prof. Dr. Arif Hepbaşlı 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü'ne layık görüldü

Önceki yıllarda Stanford Üniversitesi’nin hazırladığı, “Dünyadaki En Etkili Bilim İnsanları” listesinde de yer alan Prof.Dr. Arif Hepbaşlı’nın uzun yıllardır “Ekserji” yani enerjinin kalitesi alanında yürüttüğü akademik çalışmalar bu kez de International Association of Green Energy (Uluslararası Yeşil Enerji Derneği) tarafından ödüllendirildi. Dünyada üç bilim insanından biri Prof. Dr. Arif Hepbaşlı ödülünü geçtiğimiz günlerde, Çin’in, Ningbo kentinde gerçekleştirilen törende aldı. Yeşil enerjinin tüm alanlarında akademi, sanayi ve toplum genelinde eğitim ve bilgi alışverişi için bir ağ oluşturmak üzere çalışan ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan International Association of Green Energy, 2021 bu yana enerji alanında başarılı çalışmalar yürüten bilim insanlarını ödüllendiriyor. Dernek tarafından yapılan biyometrik analizler sonucunda “Ekserji” alanında en fazla bilimsel çalışması olan dünyada üç bilim insanından biri olan Prof.Dr. Arif Hepbaşlı, aldığı ödül ile ülkemizin de gururu oldu. 12 yıl önce Yaşar Üniversitesi’nde İzmir ve Ege Bölgesi’nin ilk enerji sistemleri mühendisliği bölümünün kurucularından olan Prof.Dr. Hepbaşlı, böyle bir ödüle layık görüldüğü için çok mutlu olduğunu belirterek, “43 yıllık meslek yaşamım var. Bunun 10 yılı İzmir sanayisinde çeşitli sektörlerde çalışarak geçti. Sonrasında yurtiçi ve yurtdışında farklı üniversitelerde çalıştım. 2012 yılında Yaşar Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü’nün kuruluşunda yer aldım. Bu başarıya götüren en önemli konulardan biri uluslararası alanda akademik izler vardır. Bilimsel olarak bunun adı “ h- index” bu akademisyenlerin performans göstergesidir. Ben buna akademik ayak izi diyorum. Akademik ayak izim ve uzun yıllara dayanan akademik çalışmalarım sonucunda layık görüldüm. Bu alanda çalışmalarıma öğrencilerimden de aldığım güç ile devam edeceğim” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.