[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Yaz ayları

Yaz ayları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yaz ayları haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İzmir’in saklı kalmış sakin koyları Haber

İzmir’in saklı kalmış sakin koyları

RABİA AYKUT  Sıcaklıkların artmasıyla birlikte vatandaşlar kendilerini serin sulara bırakmak isterken sessiz sakin koylar bulmak oldukça zorlaştı. Turkuaz ve berrak denizleri, doğal güzellikleri ve sakin atmosferiyle sizler için İzmir’in 2 ilçesinde saklanmış 4 koyu haberimizde sizler için derledik.  1-KARABURUN-DOLUNGAZ  Kamp severlerinde tercih ettiği yerlerden biri olan Dolungaz Koyu, Karaburun ilçesinde yer alır. Şehir merkezine 105 km uzaklıkta olan bu koy, etrafı kayalıklarla ve ormanlık ağaçlarla çevrili bir yapıya sahip.  Vatandaşların sakin, sessiz ve doğa ile baş başa vakit geçirmek isteyeceği yerlerden biri Dolungaz’da kamp yapabilirsiniz… Turkuaz rengi olan deniz oldukça temiz.  2-KARABURUN-BOYABAĞI KOYU  Diğer koylar kadar keşfedilmeyen Boyabağı koyu, Karaburun’un Kösedere köyüne bağlı. Yaz aylarında diğer ilçelere yoğunluk talebi artarken Karaburun’da olan bu koy sakinliğini koruyor. Masmavi, temiz ve berrak suyuyla en çok tercih edilebilecek yerler arasında yer alıyor. Saklı cennet olan Boyabağı koyu,  zeytin ağaçlarıyla çevrili, tek şeritli dar bir toprak yoldan geçerek bu koya ulaşılıyor. 3-FOÇA- MERSİNAKİ KOYU Yeni Foça ve Eski Foça arasında bulunan sakin ve huzurlu koy doğaseverler ve kampçıların sevebileceği bir koy. Denizi, cam gibi berrak ve temiz. Deniz suyu soğuk değil, sıcak yaz günlerinde serinlemek için tam bir tercih noktası. Yol kenarında geniş alanlara aracınızı park ettikten sonra, 200-250 metrelik dik bir patika yol aşağı inerek koya ulaşabilirsiniz. 4-FOÇA – KARAÇUKUR KOYU (BUCALILAR KOYU)  Foça’nın saklı cenneti olan Karaçukur koyu, Bucalılar koyu olarak da bilinir. Ulaşımı zor olduğu için sessiz sakin tercih edebileceğiniz yerlerden biri. Aracınızı üst kısma park ederek, patikalı yoldan inerek koya ulaşabilirsiniz. Karaçukur Koyu’nda restoran, kafe ve duş gibi imkanlar bulunmuyor. Bu yüzden eşyalarınızı ve ihtiyaçlarınızı yanınızda getirmekte fayda var. Taş ve Kum ikilisi olan bu plajın denizi gayet güzel.

Yazın cilde zarar veren etkenlere dikkat! Haber

Yazın cilde zarar veren etkenlere dikkat!

Hemen hemen her gün bilerek veya bilmeyerek yaptığımız bazı şeyler cildimize zarar verebiliyor. Yaz aylarında yapılan bazı hatalarda cildi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Dr. Cenk Gül konu ile ilgili bilgiler verdi. Güneş Kremi Kullanmamak Güneşten yayılan UVA ışınları (kırışıklığa neden olan ışınlar) yıl içerisinde aynı derecede güçlü olarak yansıma yaparlar. Yayılan UVa ve UVB ışınlarına maruz kalan cilt; yaşlanır,lekeler oluşur,kırışıklıklar meydana gelir.Hatta bu zararlı ışınlar cilt kanserine bile neden olabilir. Bu nedenle cilt tipine uygun olan güneş koruyucu kremler yaz ve kış kullanılmalıdır. Havuz Suyu Malum sıcaklarda serinlemek için havuz deniz ya da havuza girmek gibi suyla gerçekleşen serinlemedir. Ancak özellikle havuzların hijyenine mutlaka dikkat edilmelidir.Ayrıca cilt sağlığı için havuzlardaki yüksek klora karşı da dikkatli olunmalıdır. Çünkü kimyasal yapısı nedeniyle cildin doğal yapısına zarar verebilir. Temizlenmeyen Güneş Gözlüğü Yaz aylarında güneş gözlüğü mutlaka kullanılmalıdır. Güneş gözlüğü sayesinde göz ve gözün etrafındaki deri korunmuş olur. Gözlüklerin güneşin zararlı ışınlarına karşı koruyucu olması lazımdır. Ayrıca güneş gözlüğü temizliğine dikkat edilmelidir. Düzenli temizliği uygulanmayan güneş gözlükleri burun ve göz çevresinde bakteri oluşumunu kolaylaştırır. Bu bakteriler nedeniyle de ciltte siyah nokta ve sivilce meydana gelebilir. Yetersiz Su Tüketimi Işıl ışıl ve parlak bir cilt için yeterli su tüketimi gereklidir. Cildin nem oranını korumak için bol bol su tüketilmesinde fayda vardır. Çünkü yetersiz miktarda su tüketimi cilt yapısını bozar ve ciltte kurumaya yol açar. Ayrıca su vücuttan toksinlerin atılmasını sağladığı için cilt kırışıklarını, ciltte matlaşmayı ve kuruluğu önlemeye yardımcı olur. HABER MERKEZİ

Sıcak yaz günleri için evde yapabileceğiniz soğuk içecekler Haber

Sıcak yaz günleri için evde yapabileceğiniz soğuk içecekler

RABİA AYKUT Yaz ayları ve sıcaklar gelince genellikle insanların iştahında da bir kesilme oluyor. Sıcaktan bunalan vücudumuz sıvı desteği ile serinlemek istiyor. Bu yaz sıcaklarında dışarıda satılan içecekleri almak istemeyeneler için evde birbirinden pratik yapabileceğiniz buz gibi soğuk içeceklerin tariflerini sizler için listeledik…. 1-  ÇİLEKLİ LİMONATA  1 su bardağı taze çilek dilimleri 4 adet limonun suyu 4 su bardağı su 1/4 su bardağı şeker  Buz YAPILIŞI Bir blender veya mutfak robotunda çilek dilimlerini püre haline getirin. Eğer mutfak robotu veya blenderiniz bulunmuyorsa süzgeç yardımı da alabilirsiniz. Ardından bir karıştırma kabında çilek püresi, limon suyunu, suyu ve şekeri iyice karıştırın. Limonata karışımını bir süzgeç yardımıyla süzerek pürüzsüz bir kıvam elde edin. Elde ettiğiniz limonata karışımını bir sürahiye veya servis bardaklarına aktarın. Bardaklara buz ekleyerek yaptığınız limonatayı dökün ve son olarak limon dilimleri veya çilek dilimleriyle süsleyerek servis yapabilirsiniz. Afiyet Olsun!  2- KOMPOSTA 1 kg taze meyve (çilek, vişne, elma gibi tercih ettiğiniz meyveler) 7 su bardağı 1 su bardağı şeker  Buz YAPILIŞI  Tercih ettiğiniz meyveleri iyice yıkayın, saplarını ayıklayın ve dilimleyin. Bir tencereye suyu ve meyveyi ekleyin ve kaynamaya bırakın. Kaynayan suya şekeri ekleyip karıştırın. Ateşi kısın ve meyveler yumuşayıncaya kadar yaklaşık 10-15 dakika kaynatmaya devam edin. Ardından ocaktan alın ve soğumaya bırakın. Soğuyan kompostayı süzgeçten geçirerek sürahiye koyun ve buzdolabında soğuyana kadar bekletin ve buz ile servis edin. Afiyet Olsun! 3- COOL LİME  4 adet limonun suyu 2 adet limonun rendelenmiş kabuğu 1 su bardağı buz 4 yemek kaşığı şeker  4-5 dal taze nane yaprağı Limonların suyunu sıkın ve rendelenmiş kabuklarını bir kâseye alın. Şekeri rendelenmiş limon kabuklarının üzerine ekleyin ve iyice karıştırın. Karışıma limon suyunu ekleyin ve tekrar karıştırın. Nane yapraklarını elinizle hafifçe ezerek kokusunu açığa çıkarın. Bir sürahiye buz küplerini ekleyin ve üzerine ezilmiş nane yapraklarını dökün. Hazırladığınız limonlu karışımı sürahiye ilave edin ve karıştırın. İsteğe bağlı olarak bardaklara buz ekleyin ve Cool Lime'ı bardaklara dökün. İsterseniz taze nane yaprakları veya dilimlenmiş lime ile süsleyerek servis edin. Afiyet Olsun! 4-    KARPUZLU FROZEN 1 büyük dilim karpuz (1 yemek tabağı dolusu) 7-8 adet buz küpü  1 tatlı kaşığı bal (isteğe göre1/2 su bardağı toz şeker) 8-10 yaprak taze nane (isteğe göre) Karpuzu dilimlerindeki çekirdekleri temizleyin ve blender'ın içine atın. Ardından Üstüne buz küplerini şekeri veya balı ve nane yapraklarını ilave edin. Başka bir kâsede toz şekeri sütte çırpın, şekerin tamamen erimesini sağlayın. Blenderı kısa süreli sık sık çalıştırın ve buzlar ile karpuzun iyice karışmasını sağlayın. Son olarak bardaklara bölüştürerek servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun!

Yaz aylarında bebek sağlığı için dikkat edilmesi gerekenler Haber

Yaz aylarında bebek sağlığı için dikkat edilmesi gerekenler

Anne adayları ve yeni bebek sahibi olmuş ebeveynler hayatın en büyük mucizelerden birine şahit oluyor. Bebek sahibi olmak sorumluluğu da beraberinde getirirken anne ve babalar çocuklarının bakımı için endişe duyabiliyor. Yaz aylarında sıcakla birlikte bebeklerin konforunu ve sağlığını korumak için anne ve babaların bazı konulara özel olarak dikkat etmesi gerekiyor. Yenidoğan bebeklerde cildin nemi, daha büyük bebeklere kıyasla azdır ve ciltten sıvı kaybı daha fazladır. Bu nedenle sıcak yaz günlerinde sıvı gereksinimleri artar diyen Doç. Dr. Ece Göçmen bebeklerin sıvı ve beslenmesine yönelik şu bilgileri verdi: “Yenidoğan bebekler su dahil tüm besinlerini anne sütünden karşılayabilir. Dolayısıyla sıcak yaz günlerinde artan su ihtiyaçlarını karşılamak için daha sık emzirilmek ister. Bu normaldir ve sadece anne sütü alan bebekler için ek olarak su verilmesi gerekmez. Ancak tıbbi gereksinimlerle mama desteği uygulanıyorsa ve beslenmenin yüzde 50’den fazlası mama ise, çok sıcak yaz günlerinde bebeğe su verilebilir. Bunun için kaynamış ve oda sıcaklığında soğutulmuş su, kaşıkla bebeğe sunulduğunda, o an için susuzluğu olan bebeğin suyu kabul ettiği gözlenir. Bebek ihtiyaç duyduğu kadar suyu kaşıkla alabilir.” YAZ AYLARINDA BEBEKLERİN KIYAFETLERİNE DİKKAT! Yaz aylarında bebeklere gündüz tek kat, penye, kısa kollu bir giysi giydirilmesi yeterlidir diyen Doç. Dr. Ece Göçmen “Akşam saatlerinde hava serin olursa yine tek kat, ancak uzun kollu ve bacaklı giysilere geçilebilir. Giysilerin yüzde 100 pamuklu, nefes alabilen dokumaya sahip, bol, hafif, açık renkli ve boyasız olmasına dikkat edilmelidir. Uyku sırasında bebeğin üstü, ince pamuklu veya müslin bir örtüyle, terlemeyeceği şekilde örtülebilir. Uyku sırasında aralıklı olarak bebeğin boynunu ve göğüs bölgesini kontrol ederek terleme ve sıcaklık hissini takip edilmeli. Buna göre bebeğin rahat etmesi için gerektiğinde giysileri azaltılıp arttırılabilir” dedi. YAZ AYLARINDA BEBEĞİNİZİN İSİLİK PROBLEMLERİNE KARŞI YAPMANIZ GEREKENLER Yaz aylarında bebeklerde karşılaşılan en sık cilt problemlerinden biri isiliktir olduğunu belirten Doç. Dr. Ece Göçmen bebekleri isiliğe karşı korumak için yapılması gerekenleri şu şekilde açıkladı: “Ortam sıcaklığı artınca, vücut sıcaklığının dengelenmesi için terleme başlar. Fazla ter üreten ter bezlerinin gözenekleri tıkalıysa, ciltten kabarık, çevresi kızarık, toplu iğne başı gibi nokta nokta döküntüler oluşur. Buna isilik denir. Sık terleyen boyun bölgesinde yoğun olarak ortaya çıkan isiliğin tedavisi için; ortam sıcaklığını düşürerek terlemeyi azaltmak, pamuklu bol giysiler giydirmek, ılık suyla banyo yaptırarak gözeneklerin açık kalmasını sağlamak yeterlidir. Yaz aylarında ciltten tam emilmeyen yağlı kremler ya da bebek yağları sürülmesi ter bezlerinin gözeneklerini kapatarak isiliğin çoğalmasına neden olabilir. Bu tür bebek ürünleri kullanılmamalıdır.” YENİDOĞAN BEBEKLERE GÜN AŞIRI BANYO YAPTIRILMALI! Normalde yenidoğan bebeklere gün aşırı banyo yaptırılması yeterlidir diyen Doç. Dr. Ece Göçmen “Sıcak yaz günlerinde her gün banyo yapılması bebeğe rahatlık sağlar ve isilik oluşmasını da önler. Her gün banyo yapılıyor ise, her gün sıvı temizleyici kullanılmasına gerek yoktur. Sık kullanılan sıvı temizleyiciler cildin kurumasına neden olabilirler. Yaz aylarında bebeklere her gün düz su ile duş aldırılması ve haftada bir ya da iki kez sıvı temizleyici kullanılması yeterli olacaktır. Bebek cildinin pH’sı ile uyumlu, içinde emolient olan sıvı temizleyiciler, temizlik barlarına tercih edilmelidir. Cilt kuruluğu veya cildinde soyulma olan bebekler için, banyo sonrası, ciltten kolay emilen ve paraben içermeyen bir losyon kullanılması uygun olur” dedi. YAZ AYLARINDA BEBEĞİNİZİN BEZ BÖLGESİNE DİKKAT! Yaz aylarında bez bölgesinin temizliğine de diğer zamanlardan daha fazla hassasiyet gösterilmesi gerekir diyen Doç. Dr. Ece Göçmen “Alt bezinin sık değiştirilmesi, iyi hijyen sağlanması, bez bölgesine uygun bariyer oluşturan kremlerin her bakım sonrası ince bir tabaka oluşturacak şekilde sürülmesi uygundur” dedi. YAZ AYLARINDA YENİDOĞAN BEBEKLERİ GÜNEŞTEN VE SICAKTAN KORUMANIN YOLLARI Güneşe çıkma saatleri olarak aslında tüm yaş grupları için olan öneri, yenidoğan bebeklerimiz için de geçerlidir diyen Doç. Dr. Ece Göçmen güneşten ve sıcaktan korunmak için şu bilgileri verdi: “Güneş ışınlarının en dik olduğu saat 10:00 ile 16:00 arasında güneşe çıkılmamalıdır. Yenidoğan bebeklerde güneş koruyucu krem kullanılması tavsiye edilmez. Bu saatlerde bebeklerin gölgede kalması, baş, yüz ve boyun bölgelerini koruyacak şekilde geniş kenarlı şapka giydirilmesi, vücut bölgelerinin de UV ışınlarından korunacak şekilde giydirilmesi gerekir. Yenidoğan bebeklere güneş gözlüğü takılması uygun değildir. Bebeklerde ciltten D vitamini yapımının uyarılması için; haftada 3 gün, sabah saat 10:00, akşam üzeri saat 16:00 civarında, üzerinde penye atleti varken, kollarının ve bacaklarının yaklaşık 15 dakika kadar, güneş ışınları ile direkt temas ettirilmesi yeterlidir. Yaz aylarında ağızdan D vitamini 400 ü her gün verilmeye devam edilmesi gerekir. Yenidoğan sarılığından korunmak için güneşe çıkarılma uygulaması özellikle yaz aylarında kesinlikle yapılmaması gereken bir uygulamadır. Oda sıcaklığının 22-24 derece, oda neminin yüzde 40-55 olması tavsiye edilir. Klima veya vantilatör kullanarak, fanı direkt bebeğin üzerine gelmeyecek şekilde, oda sıcaklığını ayarlayabilirsiniz. Ek olarak odada taze hava akışı da iyi bir şekilde sağlanmalıdır.” YENİDOĞAN BEBEKLER SİVRİSİNEK VE BÖCEKLERDEN NASIL KORUNUR? Yaz aylarında bebeklerin sivrisinek ve diğer böceklerle teması sonrası alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir diyen Göçmen “Bu teması engellemek için sineklik ve cibinlik kullanılabileceği gibi, ultrasonik kovucular da tercih edilebilir. Bu amaçla cilde sürülen losyon veya spreyler yenidoğan bebekler için uygun değildir” dedi. YENİDOĞAN BEBEKLER UÇAĞA BİNEBİLİR Mİ? Yenidoğan bebeklerin taburculuk sonrası eve giderken ilk seyahatleri de dahil olmak üzere, araba koltuğunda seyahat etmeleri güvenlikleri için gereklidir diyen Göçmen “Yenidoğan dönemine uygun bir araba koltuğu seçilmelidir. Araba koltuğu aracınızın arka koltuğuna, sırtı sürücüye, yüzü arkaya bakacak şekilde yerleştirilmelidir. Bebeğin kemerlerinin bağlanmış olması ve araç hareket halindeyken koltuktan çıkarılmaması, özellikle uzun seyahatler sırasında mutlaka akılda tutulmalıdır. Araç içi klima, ortam sıcaklığını 22-24 derece tutacak ve fanı direkt olarak bebeğin üzerine gelmeyecek şekilde çalıştırılabilir. Doğum sonrası 8. günden itibaren bebeğinizle birlikte uçak seyahati yapabilirsiniz. Bebekler bir refakatçinin kucağında özel bebek kemeri ile seyahat edebilecekleri gibi, ayrı bir koltukta 40x40 cm boyutunda araba tipi bir koltukta da seyahat edebilirler. Kalkış ve inişlerde bebekler kulakları tıkanmasın diye emzirilebilir, biberonla beslenebilir veya emzik kullanılabilir. Uçakta bebeğin ihtiyacı olabilecek malzemeler için bir çanta hazır olmalıdır” dedi. HABER MERKEZİ

Yaz aylarında sıcağa ve güneşe dikkat! Haber

Yaz aylarında sıcağa ve güneşe dikkat!

Yaz ayları geldi, tatil ve güneş sezonu açıldı. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında yoğun güneş ışınları, artan sıcaklık ve nem etkisi; siz fark etmeden cilt kusurlarına yol açabilir. Güneş ve sıcak hava cildinizde ve yüzünüzde yaşlanmadan kırışıklılara, yağlanmadan sivilcelere kadar birçok farklı etki gösterebilir.  Yaz aylarında düzenli cilt bakımının yanında, makyajı azaltarak cildimize daha özen gösterebiliriz. Bununla birlikte fonksiyonel gıdalarla beslenmek ve doğal kolajen kaynaklarını tüketmek cildinizdeki yıkıcı etkileri en aza indirebilir. Yazın cildimizi hangi fonksiyonel gıdalarla besleyelim, doğal kolajen kaynakları nelerdir? Tüm bu soruların cevaplarını Karma Grup Fonksiyonel Gıda ve Sağlıklı Yaşam Enstitüsünün Koordinatörü Prof. Dr. Nuray Yazıhan veriyor. “Güneş Işınları Ciltte Yaşlanmaya Neden Olabilir” Yazın aşırı sıcak, güneşin yoğunluğu, tuzlu deniz suyu, artan nem veya aşırı kuruluğun cilt dengesini bozduğunu söyleyen Karma Grup Fonksiyonel Gıda ve Sağlıklı Yaşam Enstitüsünün Koordinatörü Prof. Dr. Nuray Yazıhan, “Güneş ışınları cildinizde yaşlanmaya neden olabilir. Yaz aylarında cildiniz her zamankinden daha yağlı olabilir, sivilceler artabilir. Ya da susuzluk etkisi ile cildinizin kırışmasına cilt kusurlarının artmasına neden olur. Bu yüzden yazın koruyucular kullanılmasına, cilt temizliğine ve nemlenmesine daha çok özen göstermek gerekiyor” dedi.  “Gazlı, Şekerli ve Asitli İçeceklerden Uzak Durun”  Sıcak havanın vücutta daha çok su kaybına yol açtığını hatırlatan Karma Grup Fonksiyonel Gıda ve Sağlıklı Yaşam Enstitüsünün Koordinatörü Prof. Dr. Nuray Yazıhan, “Bol su tüketin” diyerek şu uyarıları yaptı: “Vücudunuzu nemli tutmak ve hidrasyon seviyenizi korumak için gün boyunca yeterli miktarda su içmeye özen gösterin. Su ihtiyacınızın arttığını idrar renginizin koyulaşmasından, idrar miktarınızın azalmasından, cildinizin kuruması, elastikiyetinin azalmasından anlayabilirsiniz. Gazlı, şekerli ve asitli içeceklerden uzak durun. Cilt sağlığınız için her gün 2.5 litre su için. Sabahları yeşil yapraklı sebzeler özellikle maydanoz, limon içeren karışımların tüketilmesi güne dinç başlatır, ödemi azaltır ve cildinize C vitaminini sağlar. Yeşil çay, antioksidan etkisi ile yazın güzel bir içecektir.  30’lu yaşlardan itibaren vücudunuzda kolajen depoları azalmaya başlar Kırışıklıklar ve nem dengesini kolajen ve hyaluronik asitle sağlayabilirsiniz: Kolajen; deri, tendon, ligament ve kemik yapısındaki başlıca proteindir ve derinin yaklaşık yüzde 70’ini oluşturur. Derimizde en çok bulunan kolajenler tip 1 ve tip 3 dür. Otuzlu yaşlardan itibaren vücudunuzdaki kolajen depolarınız azalmaya başlar. Kemik suyu, balık ve tavuk derisi, yumurta kabuğunun içindeki zar bol kolajen kaynaklarıdır.  Brokoli, brüksel lahanası, lahana, kereviz, pancar, kuşkonmaz, karnabahar, pazı ve karalahana gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, C, E ve A vitaminlerinin yanı sıra çinko, manganez ve bakır gibi kolajen üretimini destekleyen diğer kolajen yardımcı faktörlerinin harika kaynaklarıdır.  Cildinizi desteklemek için kolajen ve hyaluronik asit içeren takviyeleri kullanabilirsiniz. Özellikle dengeli vitamin ve mineral alımıyla beraber kolajen peptitler cilt, kas, kemik dokunuzu destekler. Böğürtlen, kivi, portakal ve limon gibi C vitamini açısından zengin meyveler cilt sağlığı için faydalıdır. C vitamini, kolajen üretimini destekler ve cildin elastikiyetini korur.” “Hasar Alan Cildinizi Doğal Yağlarla Destekleyin” “Güneş ve tuzlu suyun hasar verdiği cildinizi doğal yağlarla destekleyin” diyen Karma Grup Fonksiyonel Gıda ve Sağlıklı Yaşam Enstitüsünün Koordinatörü Prof. Dr. Nuray Yazıhan, cilt kuruluğunu gidermeden en iyi bronzluğu fonksiyonel gıdalarla yakalamanın ipuçlarını şu şekilde verdi: “Hindistan cevizi yağı, avokado yağı, badem yağı cildinizi besler, sakinleştirir, cilt kuruluğunu azaltır. Havuç yağı ile güzel bir bronzluk elde edebilirsiniz. Ayrıca havuç, beta-karoten içeren bir sebzedir. Beta-karoten cilt sağlığı için önemlidir, çünkü vücutta A vitamini üretimine yardımcı olur ve cildin sağlıklı bir şekilde yenilenmesini destekler. Avokado, sağlıklı yağlar ve E vitamini bakımından zengin bir meyvedir. Bu özellikleri sayesinde cildi nemlendirir, elastikiyetini artırır ve genel olarak cilt sağlığını iyileştirir. Zeytinyağı, sağlıklı yağlar, antioksidanlar ve E vitamini içerir. Cilde nem sağlayabilir, anti-enflamatuar etkiler gösterebilir ve cilt bariyerini güçlendirebilir.” Antioksidan Besinler Cilt Hasarınızı Azaltır  Karma Grup Fonksiyonel Gıda ve Sağlıklı Yaşam Enstitüsünün Koordinatörü Prof. Dr. Nuray Yazıhan “Antioksidan besinler cilt hasarınızı azaltır. Kuşkonmaz, brokoli, brüksel lahanası ve lahana, vücudumuzun en önemli antioksidanı glutatyon seviyelerini artırmada süper etkilidir” diyerek “Yaban mersini gibi mor renkli meyveler, antioksidanlar bakımından zengindir ve cilt sağlığını destekler. Antioksidanlar, serbest radikallerin zararlı etkilerini azaltarak cilt yaşlanmasını geciktirebilir. Yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak, pazı, brokoli, marul gibi yeşil yapraklı sebzeler cilt sağlığı için önemli olan antioksidanlar, vitaminler ve mineraller açısından zengindir. Probiyotikler hem barsak hem cilt mikrobiyatasını düzenler: Probiyotik içeren gıdalar, bağırsak sağlığını iyileştirir ve dolayısıyla cilt sağlığını da destekler. Yoğurt, kefir, turşu gibi probiyotik kaynakları tüketmek faydalı olabilir” ifadelerini kullandı.  “Cilt problemleriniz varsa, bir dermatolog veya sağlık uzmanıyla görüşmek önemlidir” diyen Karma Grup Fonksiyonel Gıda ve Sağlıklı Yaşam Enstitüsünün Koordinatörü Prof. Dr. Nuray Yazıhan sözlerini şu ifadelerle bitirdi: “Unutmayın, sağlıklı bir cilt için tek başına beslenme yeterli değildir. Bu fonksiyonel gıdaların yanı sıra düzenli olarak su içmek, güneşten korunmak, düzenli uyku almak ve stresi yönetmek gibi diğer yaşam tarzı faktörlerine de dikkat etmek önemlidir” HABER MERKEZİ

Klimaya bağlı yaz zatürresine dikkat! Haber

Klimaya bağlı yaz zatürresine dikkat!

Sadece kış aylarında değil yaz aylarında da zatürre görülebileceğine dikkat çeken uzmanlar, yaz zatürresinin başlıca nedeninin klima kullanımı olduğuna vurgu yapıyor. Klimalı ortamlarda uzun süre kalınmaması gerektiğini belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, yaz zatürresi belirtilerinin normal zatürreden farklı olabileceğini söylüyor. Atamer ayrıca erken tanının önemli olduğunu ve tedavi edilmediği taktirde ölümle sonuçlanabileceğinin altını çiziyor. Klima kullanımına bağlı olarak yaz zatürresi vakaları da artıyor Zatürre veya tıbbi adıyla Pnömoni olarak bilinen akciğer dokusu iltihabının hala toplumumuzda ve dünyada ciddi bir hastalık olduğunu belirterek sözlerine başlayan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Zatürre ölüm sebepleri arasında altıncı sırada yer alıyor. Daha çok kış aylarında ortaya çıksa da yaz aylarında da zatürre görülebiliyor. Bunun nedeni de klima kullanımının giderek artması. Buna bağlı olarak halk arasında pek bilinmeyen ‘Lejyonella pnömonisi’ denen yaz zatürresi görülme sıklığı giderek artıyor.” dedi. Yaz zatürresi bakterileri sulu ortamlarda ürer  İlk defa 1976 yılında ABD’de leyjonerler toplantısında salgın olarak görüldüğü için yaz zatürresine ‘Lejyonella pnömonisi’ denildiğini ifade eden Atamer, “Lejyonella pnömonisi bir bakteri enfeksiyonudur. Normalde bu bakteri sulu ortamlarda yüzeyde bulunur. Ancak şebeke yolu ile binalardaki tüm sulu sistemlere geçebilir. Özellikle klima, su havalandırma tankları ve buhar odaları gibi sulu ortamlarda ürer. Bu tip havalandırma ve soğutma sistemlerinde ortaya çıkan bakteriye bağlı enfekte zerrecikler, bunu soluyan kişiler ve topluluklarda salgınlara neden olur.” şeklinde konuştu. Zamanında tedavi edilmezse ölüme bile neden olabilir Yaz zatürresinde erken tanının önemine dikkat çeken Atamer, “Zatürrede bildiğimiz gibi göğüs ve sırt ağrıları, öksürük, ateş, nefes darlığı gibi şikayetler ortaya çıkar. Yaz zatürresinde ise halsizlik, kas ağrıları, baş ağrısı, karın ağrısı hatta bulantı, kusma ve ishal gibi belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle hastalığın iyi takip edilmesi ve erken tanı konması önemlidir. Zamanında tedavi edilmezse şok, koma ve ölüme bile neden olabilir. Erken tanı ve etkin tedavi ile tam iyileşme sağlanabilir.” ifadelerini kullandı. Bazı hastalıkla birleştiğinde yaz zatürresi daha ağır seyredebilir Yaz zatürresinin teşhisinde kan ve idrar tetkikleri, akciğer röntgen ve tomografisi gibi yöntemlerin kullanıldığını belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Bu hastalığın tedavisi ve düzelmesi normal zatürreye göre daha uzun sürer. Özellikle kronik astım, KOAH, diyabet hastalarında, kronik kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği olanlarda, çocuklarda ve 65 yaş üstü olanlarda bu hastalık daha ağır seyreder.” dedi. Özellikle klima kullanırken dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyaran Atamer, sözlerini şöyle tamamladı: “Sıcaklık 22 dereceye ayarlanmalı, daha düşük sıcaklıklarda klima çalıştırılmamalı. Uzun süre klima önünde kalınmaması ve klima temizliğinin de düzenli yaptırılması gerekir. Aynı zamanda sıcak ve soğuk ortamlarda uzun süre kaldıktan sonra ortam değiştirmek bu hastalığın ortaya çıkmasına neden olan etkenlerden biri.” HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.