[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Yaz mevsimi

Yaz mevsimi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yaz mevsimi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yaz meyveleri nedir ve faydaları nelerdir? Haber

Yaz meyveleri nedir ve faydaları nelerdir?

Yaz meyveleri denilince ülkemizde ilk akla gelenler; karpuz, kavun, şeftali, kayısı, kiraz, üzüm, incir, yeşil erik, çilek ve armut. Yaz meyvelerini tek başına yiyebileceğiniz gibi birbirinden lezzetli tariflerle de tüketebilirsiniz. İşte yaz sofralarının vazgeçilmezi meyvelerin faydaları... 1. İncir İncir, yaz aylarında sevilerek tüketilen bir meyvedir. Oldukça yüksek lif içeriğine sahiptir. Bu sayede kabızlığı önler. Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına destek olur. Magnezyum, manganez, potasyum, ve kalsiyum minerallerinden zengin içerdiği ile mineral gereksiniminin karşılanmasına da yardımcıdır. Kemiklerin güçlendirilmesine destek verir. Glisemik indeksi yüksek olduğundan dolayı, diyabet hastaları dikkatli tüketmelidir. *1 orta boy incir, bir porsiyon meyve yerine tüketilebilir. 2. Çilek Çilek, ilkbahar ayından yazın başlangıç dönemlerinde kadar bulunabilen ve sevilen bir meyvedir. İçeriğindeki minaraller sayesinde kansere ve enfeksiyon hastalıklarına karşı koruma sağlar. Aynı zamanda fosfor, manganez, potasyum gibi minerallerden de oldukça zengindir. Polifenol olarak adlandırılan sağlığa yararlı bitkisel bileşenler içermesi nedeniyle kan kolesterol ve trigliserid seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olur. Bu sayede kalp ve damar hastalıklarına karşı korur. *Bir porsiyonu yaklaşık 5-6 orta boy çilekten oluşur. 3. Kiraz Yaz aylarının sevilen meyvelerinden kiraz, antioksidan A ve C vitaminleri ile potasyumun iyi bir kaynağıdır. İçeriğindeki demir sayesinde kan yapımını destekler. Yüksek lif içeriği sayesinde de sindirim sorunlarının önüne geçilmesine katkı sağlar. Kalp sağlığını destekleyen kiraz, baş ağrılarını ve migren ataklarını azaltmaya da yardımcı olur. Bağışıklık sistemini güçlendirirken ve içerdiği antioksidanlar sayesinde kansere karşı koruma sağlar. *10-12 adet kiraz bir porsiyon meyve olarak tüketilebilir. 4. Kavun Yazın sevilerek tüketilen meyvelerden bir diğeri kavundur. Antioksidan özelliğe sahip olan kavunda A ve C vitaminleri bulunur. Bu vitaminler hücre hasarlarını önleyerek kanserin önüne geçer. İdrar söktürücü özelliği ile vücuttaki ödemin atılmasında etkilidir. İçeriğindeki potasyum sayesinde tansiyonu dengeler.  Yüksek seviyede su içermesi sayesinde yaz aylarında sıvı kaybının dengelenmesine yardımcı olur.  *1-2 dilimi bir porsiyona denk gelir. 5. Karpuz Yaz denildiğinde akla ilk gelen meyvelerden biri karpuzdur. A ve C vitaminlerinin önemli bir kaynağı olan karpuz, yüksek su oranı ile midede doluluk hissi yaratır. Düşük enerji ile uzun süreli tokluk hissi sağlar. Prostat kanseri başta olmak üzere bütün kanser türlerine karşı önemli koruma sağlar. Bunların yanı sıra potasyum mineralinden zengin olması nedeniyle tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur, kardiyovasküler hastalıkların gelişimini önlerken tedavilerini de destekler. Fakat özellikle şeker hastaları yada kilo vermek isteyen bireyler karpuzu ölçülü tüketmelidir. *2-3 ince dilim karpuz 1 porsiyon meyve olarak tüketilebilir. 6. Yeşil Erik Yeşil erik, A ve C vitaminleri ile fosfor, potasyum, ve çözünür posa açısından oldukça zengin bir meyvedir. Oldukça yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sistemini düzenler. İçerdiğinde çözünür posa barındırması sayesinde kolesterolün dengelenmesine yardımcı olur. Kan şekerinin hızlı yükselmesine neden olmaz. Bu sebeple diyabet hastaları da gönül rahatlığı ile tüketebilir. C vitamini bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Diş ve damar sağlığını destekler. *10 adet küçük boy veya 10 adet orta boy yeşil erik bir porsiyon meyve şeklinde tüketilebilir. 7. Şeftali Yazın vazgeçilmez meyvelerinden bir tanesi de şeftali. Yüksek lif içeriğine sahip olması sayesinde sindirim sisteminin düzenli olarak çalışmasına destek sağlar, kabızlık sorununu giderir. İdrar söktürücü özelliği ile vücuttan ödemin atılmasına katkı sağlar. Hipertansiyon hastalarında tansiyonun düşürülmesine yardımcı olur. Kabuğunun tüylü olması sebebiyle kabuklu olarak tüketilmek isterse çok iyi bir şekilde yıkanması gerekir. Kalp ve damar hastalıklarına karşı koruma sağlar. İçeriğindeki A ve C vitamini sayesinde kanserden korunmaya da katkı sağlar. *1 küçük boy şeftali 1 porsiyon meyveye denk gelir. 8. Kayısı Kayısı, lif içeriği oldukça yüksek olan bir diğer yaz meyvesidir. İçeriğindeki A vitamini sayesinde kansere karşı koruma sağlarken aynı zamanda göz ve sinir sisteminin korunmasına da katkı sağlar. Yüksek posa içermesi dolayısıyla uzun süren tokluk hissi sağlar. Sindirim sistemini düzenleyer. Kabızlık ve şişkinlik sorunlarının önüne geçer. İçeriğindeki potasyum sayesinde tansiyonu dengeler. İdrar söktürücü özelliği sayesinde ödemin atılımasını destekler. *4 adet küçük boy veya 2-3 orta boy kayısı bir porsiyon meyveye denk gelir. 9. Armut Sarı meyveler ailesinin bir diğer üyesi olan armut, C ve K vitaminleri ile potasyum mineralinin iyi bir kaynağıdır. Bu sayede, bağışıklık sistemini güçlendirir. Sindirim sisteminin çalışmasını destekleyen yüksek lif içeriğine sahiptir. Formunu korumak isteyen kişiler için uzun süre tokluk hissi sağlayar. İyi bir besin alternatifi oluşturur. Bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden, soğuk algınlıklarına ve enfeksiyon hastalıklarına karşı koruyuculuk sağlar. *1 orta boy armut bir porsiyon meyve şeklinde tüketilebilir. 10. Üzüm Üzüm yüksek lif içeriğine sahip yaz meyvelerinden bir diğeridir. Üzümün içerisinde bulunan resveratrol adlı bileşen, antioksidan özelliğe sahip oldukça değerli bir maddedir. Bu antioksidan bileşen, düzenli olarak tüketildiğinde kansere karşı koruma sağlar. İçeriğindeki C vitamini ve potasyum sayesinde; sindirim sisteminin düzenlenmesine katkı sağlar, bağışıklık sistemini güçlendirir, kalp ve damar hastalıkları ile enfeksiyon hastalıklarından korur. Glikoz içeriğinin yüksek olmasından dolayı, diyabet hastaları dikkatli tüketilmelidir. *1 küçük salkım üzüm (10 adet küçük veya 20 adet büyük üzüm) bir porsiyon meyve şeklinde tüketilebilir. HABER MERKEZİ

Yerli ve yabancı turistler burada serinliyor Haber

Yerli ve yabancı turistler burada serinliyor

İran'ın Gülistan eyaletinde bulunan Ramyan Çeşme Gölü soğuk suyu ve derinliğiyle yazın yerli ve yabancı turistlerin en çok tercih ettiği yerlerden biri olarak ön plana çıkıyor. Ülkedeki Türkmen Sahra bölgesinin, uçsuz bucaksız düzlüğünün yanı başında, sırtını dağlara dayamış Ramyan kentini geçtikten soran başlayan Ramyan Vadisi onlarca doğal güzelliğe ev sahipliği yapıyor. GÜNEŞİN TOPRAĞA DEĞMEDİĞİ ORMANLIKLAR... İrili ufaklı şelaleler, piknik alanı olarak kullanılabilen dere kenarları, "güneşin toprağa değmediği" ormanlıklar, balık yetiştirilen göl ve havuzlar, doğal tırmanış alanları ve yamaç paraşütüne uygun tepelerin varlığı, ziyaretçilerin bölgeyi tercih etme sebeplerinin başında geliyor. Söz konusu vadide en çok ilgi gören yer ise Ramyan Çeşme Gölü oluyor. İlk bakışta küçük gibi görünen elli metre çapında ve seksen metre derinliğindeki bu göl, gezginler ve çevreciler için dinlenme ve serinleme durağı konumunda. SUYU BUZ GİBİ SOĞUK  Çevresinde beslenebileceği herhangi bir akarsu kaynağı bulunmayan gölünün tek su kaynağı ise içindeki göze oluyor. En kurak zamanlarda bile suyu akmaya devam eden gölün bir diğer özelliği ise 40 dereceye varan sıcaklıklarda bile "buz gibi" soğuk olması. BOĞULMA UYARISI Serinlemek isteyen ziyaretçiler yüzmek için göle girerken çevre aktivistleri ise boğulma vakaları konusunda uyarılar yapıyor. Bölge halkının verdiği bilgiye göre, her yıl serinlemeye çalışan onlarca insan gölde boğuluyor. Akan suyun ve kuş sesleri haricinde seda duyulmayan ve doğal çevresinin güzelliğiyle ilgi odağı olan göle gelen çevre aktivistleri, buldukları her fırsatta ziyaretçilerin bıraktığı çöpleri temizledikten sonra yüzüyor. AA

Sıcak havalara ve enfeksiyona dikkat! Haber

Sıcak havalara ve enfeksiyona dikkat!

YAREN GÜZELKAN-ÖZEL HABER Birdenbire artan sıcaklar hastalıklara davetiye çıkarıyor. Sıcak havayı seven enfeksiyonlar, yaz aylarında daha çok yayılmakta. Hijyen koşullarına dikkat edilmemesi bazı mikroorganizmaların üreyip çoğalmasına neden oluyor. Enfeksiyonlara karşı nasıl korunmamız gerektiğine dair açıklamalar yapan Tabip Odası Genel Sekreteri Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Yüce Ayhan, vektörlerden korunmamız gerektiğini söyleyerek gıda zehirlenmelerine karşı da uyarılarda bulundu. Dr. Ayhan vatandaşların sıvı tüketimini arttırması gerektiğini söyledi. VEKTÖRLER ENFEKSİYONA YOL AÇIYOR Vektörlerin enfeksiyon taşımasında önemli bir risk grubu olduğuna dikkat çeken Dr. Ayhan, “Sıcak havanın enfeksiyona doğrudan eğilimi arttırmasındaki en önemli şey birinci olarak vektörlerin artmasıdır. Sivrisinek, kene gibi canlıların enfeksiyona yol açan mikroorganizmaları taşıyan canlıların artmasıdır. İklim krizi ile değişen vektör durumu var. Daha eski yıllarda görmediğimiz sinek türleri ülkemizde de artık görülmeye başladı. Bu vektörlerin tropikal hastalıkları taşıma özelliği olduğunu biliyoruz. O hastalığın yaygın olduğu bölgelerde o vektörler aracılık yapıyor. Bizim ülkemizde bu tropikal hastalıkları henüz görmedik vaka yok ama bu sinekler şu anda tehlikeli olmasa da bir vaka olduğunda birçok kişiye taşıyabilirler. Örnek veriyorum Batı Nil rahatsızlığı Türkiye’de görülmüştü. Bu vektörlere özelikle temas etme riski varsa açık alanlarda direkt vektör uzaklaştırıcı spreyler losyonlar sürülmeli” dedi. HİJYEN VE TAZELİĞİ ÖNEMLİ Hava sıcaklığının vücut direncini etkilediğini söyleyen Dr. Ayhan, gıda kaynaklı enfeksiyonlara karşı uyardı: “Sıcak havanın açıkta bekleyen gıdaların üzerinde olumsuz etkisi mikroorganizmaların üremesine olanak sağladığı için gıdaların bozulması söz konusu. Sıcak hava genel olarak vücut direncine etkisi olunca kişilerde enfeksiyon duyarlılığı da artabiliyor. Özellikle tüketilen gıda kaynaklı enfeksiyonlara dikkat edilmeli. Vatandaşlar dışarda tükettikleri gıdaların tazeliğinden ve uygun koşullarda saklandığından emin olsunlar. Çünkü sıcakta gıdaların bozulma oranı daha yüksek olduğundan bu konuda bir kuşkuları varsa tüketmemelerini öneririm. Özellikle sindirim yoluyla bulaşan ve ishalle seyreden enfeksiyonlara karşı dikkatli olmalılar. Bu tür enfeksiyonlarda bir sıvı kaybı olduğu için ishalli hastalıklarda veya gıda zehirlenmelerinde sıcağın da etkisiyle vücudun su ihtiyacı aşırı artabilir. Kişinin normal zamanda tükettiği sıvı oranı belki fazla olabilir ama sıcağın etkisiyle ihtiyaç çok daha artacağından su tüketimi arttırılmalı. Sıcağın etkilendiği konularda biraz daha dikkatli olmalarında fayda var. Su tüketimine ağırlık vermelerini öneririm. Vücut dirençlerini ve sağlıklarını açısından sıcak havaların etkilerinden korunmalılar. Sıcağa ilişkin genel önlemlerin alınması şart. Solunum yoluyla bulaşan enfeksiyonları yaz döneminde daha az görüyoruz. Yine de ani ısı değişimi vücut direncini bozabiliyor. Çok sıcaktan çok soğuğa geçmek gibi. Havuzlarda riskli ortamlardır. Yeterli klorlama olmayan havuzlarda yüzmemeliler. Doğada durgun sular çeşitli enfeksiyonları bulaştırabilir.” 10.00-18.00 SAATLERİ ARASI ÖNEMLİ  Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Torun, sıcak havaların etkisine maruz kalmamak adına vatandaşları uyardı. Belli saat aralığında mecburiyet yoksa dışarı çıkmamak gerektiğini söyleyen Dr. Torun, “Aşırı sıcaklar karşısında özellikle risk grupları daha önemli olmak üzere sabah ve akşam serin saatlerde dışarı çıkmanın dışında diğer sıcak saatlerde dışarı çakmamak gerekir. Kronik hastalıkları olanlar devamlı kullandıkları ilaçlarını aksatmamalı, çok ihtiyaç olmadığı sürece mümkünse hiç dışarı çıkmamaları uygundur. Sıvı özellikle su gereksinimi artacağından idrar rengimiz açık olana kadar bol su içmeliyiz. Çok sıcak ortamdan geliyorsak hemen soğuk su içmeyip, duş alınmamalı. Bir müddet beklenmeli sıcaklığımız oda sıcaklığına geldikten sonra oda sıcaklığında duş almalıyız. Ağır ve yağlı yemekler yerine sıvı ağırlıklı hafif yemekler yemeliyiz. Acil çağrı ve haber duyurularına dikkat edilmeli, verilen direktiflere uyulmalıdır. Genel durumumuzda veya yakınlarımızda bozulma durumunda sağlık otoritelerine haber verilmelidir. Dışarı çıkarken dikkat edilmesi gereken saat aralığı 10.00-18.00 arasıdır. Mümkünse bu saatlerde dışarı çakmamak gerekir. Özellikle 10 yaş altı çocuklar ile 65 yaş üstü grup çok risklidir. Hamileler, bakım hastaları, kronik hastalar risk grubundadır” diye konuştu.

Kiralık konut artışında İzmir İstanbul’u solladı Haber

Kiralık konut artışında İzmir İstanbul’u solladı

SULTAN GÜMÜŞ KAYA Özel bir emlak sitesinin mayıs ayında yaptığı ‘Kiralık Konut Talepleri’ anketinden ilginç sonuçlar ortaya çıktı.  Söz konusu emlak verilerine göre şubat ayında yaşanan deprem felaketi sonrasında kiralık konutlara talepte artış devam ederken, mayıs ayında konut arayanlarda kiralık konut arayanların oranı yüzde 52 ile ilk kez satılık konut aramalarının önüne geçti. Nisan ayında kiralık-satılık konut talep oranları yüzde 50-50 olmuştu. Fiyat değişimlerine bakıldığında ise 5 büyük ilde kiralık ve satılık konut fiyat değişiminde Ankara mayıs ayında öne çıktı. Yaz mevsiminin gelişi ile birlikte İzmir ise yüzde 16’lık aylık kiralık fiyat artışı ile mayıs ayında birinci sıraya geldi. İZMİR’İ BURSA İZLEDİ  Ankara’da yıllık satılık konut fiyat artışı yüzde 106 olurken, yıllık kiralık fiyat artışı ise yüzde 188 oldu. Ankara’yı yıllık satılık fiyat artışında yüzde 99 ve yıllık kiralık fiyat artışında yüzde 183 ile Bursa izledi. Antalya yüzde 25’lik yıllık kiralık fiyat artışı ile 5 büyük il arasında bu kriterde en sonda yer alırken, İstanbul yıllık satılık ve kiralık fiyat artışlarında ilk kez diğer illerin gerisinde kaldı. İstanbul yüzde 63’lık yıllık satılık fiyat artışı ile 5 büyük il arasında en sonda yer aldı. Aylık fiyat değişimlerine bakıldığında ise Antalya, hem satılık hem de kiralık konut fiyatlarında bir önceki aya göre değişim göstermezken, yaz mevsiminin gelişi ile birlikte İzmir yüzde 16’lık aylık kiralık fiyat artışı ile mayıs ayında birinci sıraya geldi. İzmir’i yüzde 13’lük aylık kiralık fiyat artışı ile Bursa izledi. Emlak aranan ilçeler bazında ise Ankara’nın Çankaya, Mamak ve Sincan ilçelerine yönelik ilgi nisan ayından sonra mayıs ayında da devam etti. Ankara’nın üç ilçesi, Türkiye’de en çok konut aranan ilçeler olurken, onları, İzmir’in Buca ve Bursa’nın Osmangazi ilçeleri takip etti. ANKETE KATILANLAR NE DİYOR?  Ankete katılan ev sahipleri, yüzde 87,4 gibi oldukça yüksek bir oranda evini kiraya vermeyi düşünmediğini belirtti. Ev sahiplerinin evini kiraya verme kararını etkileyen faktörler arasında ise yüzde 44,9 ile ‘Finansal Getiri-Yüksek Kira Geliri’ cevabı öne çıktı. Evini kiraya verme kararını etkileyen ikinci faktör ise yüzde 12 ile ‘evin bakım ve onarım masraflarının azalması’ oldu. Ev sahiplerinin evini kiraya verme sürecinde yaşadığı en büyük endişe ise yüzde 41,7 ile ‘kiracılarının ödemelerini zamanında yapmama ihtimali’ oldu. Eve zarar verme ve hukuki süreçler ve anlaşmazlık ise evini kiraya vermeyi düşünenlerin yaşadığı diğer endişeler olarak sıralandı.

Yaz sezonunda hangi balıklar tüketilmeli? Haber

Yaz sezonunda hangi balıklar tüketilmeli?

ŞÜKRAN ŞEYMANUR ARSLAN Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için ürünleri mevsimine göre tüketmeye özen göstermeliyiz. Mevsimine göre tüketilen sebze ve meyveler daha sağlıklı olmakla birlikte doğal yolla tarlalardan evimize girdiği için vitamin deposu olması açısından oldukça önemlidir. Kışın yağan yağmurla yetişen ve yazın seralarda  yetişen mahsül arasında besin değeri açısından farklılıklar olabilir. Bu farklılıklar hormonsal açıdan olumsuz durumlar oluşturacağı gibi günlük yaşantıyı da olumsuz etkilemesi ihtimaller arasındadır. Uzmanlar mevsimsel beslenmeyle ilgili insan vücudunun daha güçlü, daha sağlıklı ve daha mutlu olmasına katkıda bulunduğunu dile getiriyor. Tüm bu ürünlerin yanında içerisinde kalp krizi ve felç geçirme riskini azaltacak vitamin, protein, peptit, amino asit ve mineraller bulunan balıkları da mevsimine göre tüketmeliyiz. Peki içinde bulunduğumuz yaz sezonunda hangi balıkları tüketmeliyiz? İşte sizler için derlediğimiz balık sezonları... HAZİRAN SARDALYA : Haziran ayında tüketimi uygun olan sardalya özellikle Temmuz ayında en sık tüketilen balık türlerinden biri olup boyu 15-30 cm olarak değişmektedir. Clupeidae ailesine mensup olan sardalya balığının birçok çeşidi bulunmaktadır.Sardalya, sağlık için önemli bir yağ asidi olan omega-3 açısından çok zengindir. Kadınlarda meme kanserine  iyi gemektedir. Derin sularda sürü halinde dolaşmaktadırlar. Bu tür balıklar 20 bine yakın yumurta bırakırlar.  ORFOZ: Akdeniz kıyılarında görülen orfoz balığı 15 kg ile 60 kg arasında değişiklik göstermektedir. Serranidae ailesine aittir. Etçil sınıfına dahil olan balık türü mevsiminde tüketildiği sürece insan sağlığı açısından önemli bir yere sahiptir. Hayatının belirli bir dönemini dişi olarak geçiren Orfoz, 18 yaşına geldiğinde vücudunda erkek cinsiyet organları gelişir ve hayatının geri kalanını erkek olarak yaşar. Daha çok kaya aralarında görülen Orfoz balığı, kemik erimesine iyi gelmektedir. Balığın büyüklüğü 60-140 cm arasında değişiklik gösterirken kilosu ise 15 ile 60 kilo arasında değişmektedir. Nesli tükenme tehlikesinde olan balık, Dünya Doğa ve Doğa Kaynaklarını Koruma Birliği (IUCN) tarafından koruma altına alınmıştır. TRANÇA: Ege Bölgesi'nin meşhur balıklarından Trança balığı, Sparidae ailesine ait olan bir balık türüdür. Mercan balığı olarak da bilinmektedir. Sürekli göç halinde olan balık türü etçil sınıfa dahil olmakla birlikte diğer balık türleriyle de beslenme özelliğine sahiptir. Genellikle taşlık ve yosunluk bölgelerde görülür. Şubat- Nisan ayları arasında yumurtlayan Trança balığının boyu ise 30 cm ile 75 cm arasında değişiklik gösterir. ORKİNOS: Orkinos balığı, uskumru familyasına ait bir balık türüdür. Ton balığı olarak da bilinir. Etçil gruba dahil olan orkinos ılıman ve derin sularda yaşar. Kaliteli ete sahip olan balık türü, 20-25 metre uzunluğunda olup erginliğe ulaştıklarında 7 cm'e kadar uzayabilmektedirler. Balığın ağırlığı ise  800 kilograma kadar ulaşmaktadır. Bine yakın yumurta bırakan Orkinos, çok hızlı yüzme yeteneğine sahip olmakla birlikte kendilerinden küçük balıkları avlar. Genellikle okyanuslarda görülür. KAYA BALIĞI: Çok fazla cinsi ve türü bulunan Gobiidae familyasına ait olan Kaya balığı, 10 cm uzunluğundadır. Bilinen en küçük omurgalı balık türlerinden biridir. Solucan balığı olarak da bilinen bu türün iki binden fazla çeşidi vardır. Sığ denizlerde yaşayan Kaya balığı, böcel larvaları ie beslenir. Sığ denizde yaşar ve daha çok nehir ağzılarında görülür. Tüketileb bu balık türü aynı zamanda akvaryumda cam duvarına yapışık bi şekilde de yaşar Mevsimi olmasa da Haziran ayında Çipura, Barbun, Levrek, Uskumru ve Lüfer balığı da tüketilebilen balık türleri arasındadır. TEMMUZ Uzmanlar, sardalyanın sıklıkla tüketildiği Temmuz ayında Hamsi, Kalkan ve İzmart balığındanuzak durulması gerektiğini belirtiyor. Haziran ayında tüketilen Trança, Orfoz, Orkinos ve Kaya balığı Temmuz'da da tüketilmeye uygundur. Bunların yanı sıra Gelincik, Sinarit ve Lahoz balığı da bu ayda tüketilen balıklar arasındadır. GELİNCİK:  Gadidae familyasına ait bir balık türüdür. Genellikle Karadeniz ve Marmara Denizi'nde görülür. Gelincik balığı ortalama 20-40 cm arasında değişiklik gösterir. Daha çok sahile yakın yerlerde sıcak ve ılıman suda yaşar. Son baharda üreyen balık türü, ticari açıdan da oldukça önemlidir. Gelincik balığında çok sayıda mineral bulunur ve içeriğinde yüksek oranda B12 vitamini bulunur. Beyin ve kemik gelişimi için faydalı olan balık türü haftada en az iki defa tüketilmelidir. SİNARİT: Sparidae ailesine ait bir balık türüdür. Genellikle Akdeniz sularında görülür. Kumlu veya taşlı derinlik alanlarda yaşar. Sinarit balığı en fazla 20 kg ağırlığına kadar erişebilir. Bu balık türü ortalama 28 yaşına kadar yaşamını sürdürmektedir. LAHOZ: Serranidae ailesine ait bir balık türüdür. Akdeniz ve Ege Denizi'nde görülür. 120 cm uzunluğuna kadar eişebilen Lahoz balığı, en fazla 25 kg ağırlığında görülür. Taşlık veya çakıllık alanlarda yaşamını sürdürür. Mayıs- Haziran aylarında üreme yapan balık Lahoz, nesli tükenem tehlikesi olan balıklar listesinde bulunmaktadır. Bulundukları bölgeden başka bölgeye gitmeyen bu balığın ekonomik değeri de yükesktir. Mevsimi olmasa da Temmuz ayında Barbun, Çipura, Dil, Karagöz, Kırlangıç, Levrek, Lüfer ve Uskumru Balığı da tüketilebilen balık türleri arasındadır.   AĞUSTOS Sardalyanın en lezzetli tüketildiği Ağustos ayı, yaz sezonunun bttiğinin habercisidir. Bu ayda Palamut, Çipura, Çinekop ve Çingene Palamudu tüketilmeye uygundur. İzmarit ve Gümüş balığından uzak durulmalıdır. PALAMUT: Genellikle sıcak ve ılık denizlerde aynı zamanda kıyı bölgelerde yaşayan Palamut balığı, kemkili bir balık türüdür.  Palamut balığı, protein, A vitamini, folik asit, potasyum, fosfor ve demir açısından zengin bir kaynak olmakla birlikte balığın 100 gramında 216 kalori bulunmaktadır. ÇİPURA: Çipura balığı Spariade familyasına ait olup Akdenizde görülen beyaz etli bir balık türüdür. Omega-3 açısından oldukça zengin olan çipura, uzmanlar tarafından haftada iki kez tüketilmesi tavsiye ediliyor. Ilık sularda yaşayan çipuralar, her ürlü deniz canlısını yemektedirler. ÇİNEKOP: Lüfer balığı ailesinin en küçük üyesidir. Boyu yaklaşık 10 ile 15 cm arasında değişiklik göstermektedir. Çinekop Balığı, Marmara Denizi'nde ve Karadeniz'de görülür. Eti yağlı olan balık türünü fırında ya da mangalda pişirebilirsiniz. Balığın ağırlığı ise 55-65 gr arasındadır. ÇİNGENE PALAMUDU: Karadeniz'de görülen Çingene Palamudu, sürüler halinde yaşar. Siyah etli bir yapıya sahiptir. Yeterli jelatin içermediği için haşlanmaya uygun değildir. Boyu ise yaklaşık 10-15 cm uzunluğundadır.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.