[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#yazılım

yazılım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, yazılım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İthal yazılımlar ne kadar güvenli? Yerli yazılımlar ne kadar önemli? Haber

İthal yazılımlar ne kadar güvenli? Yerli yazılımlar ne kadar önemli?

Gündelik hayatın her alanında ve her sektörde işleri kolaylaştıran bilişim teknolojileri onu geliştiren ülkelere ekonomik katkı sağladığı kadar bir takım stratejik avantajların da kapısını aralama imkanı sunuyor. Bu teknolojiyi geliştiremeyen ülkeler ihtiyaç duydukları yazılımları diğer ülkelerden ithal ederken; ekonomik yükün altına girdikleri kadar güvenlik açığı riskinin de altına imzalarını atmak zorunda kalıyor. İçinde bulunulan böyle bir ortamda ülkeler açısından bilişim teknolojisinin bir güç haline geldiğini belirten İzmir Teknoloji ve Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi Şevket Akçay, yerli ve milli yazılımın önemine dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Türkiye’de şu an kullanılmakta olan yazılımların yabancı kökenli olduğuna dikkat çeken Akçay, “Bu tarz yazılımları yerli ve milli olarak geliştirecek kabiliyetimiz var” dedi. PARDUS’UN ARKASINDA DURULMADI Resmi kurumlarda yerli yazılım kullanılmasının önemine dikkat çeken Akçay, ithal yazılımlara karşı bağımsızlık savaşı verilmesi gerektiğini dile getirdi. Yerlileşme adına önceden yapılan çalışmaları örnek gösteren Akçay, ortaya çıkan ürünlerin kullanıldıkça gelişebileceğinin altını çizerek; “Bilgi ve bilgi teknolojileri dünyada gelişmiş ülkelerin en büyük gücü haline geldi. Bilgi çağına girdiğimiz bu yüzyılda bilgiyi işleme, bilgiyi iletme ve bilgiyi kullanma bunlar ülkelerin geleceğini belirler. Bilişim teknoloji her sektörün bileşeni. Bankacılık sektörünün bileşeniyiz, sağlıkta bileşeniz, yerel yönetimlerde bir bileşeniz ama bilişim teknolojilerini çıkarırsan işlevsiz hale gelir bu sektörler. Durum bu iken bizim ülkemizde yerli ve milli yazılımlar olmalı. Windows’un yerine bir Pardus yapıldı ancak bunu kullanması gereken resmi kurumların hiç biri bunu kullanmadı. Yazılım kullanılarak gelişir. Pardus’un gelişmesi özgürlük demektir, Windows ise bağımlılıktır. Yarın Windows size hizmet vermeyi kestiği zaman sizin elinizdeki hiçbir bilişim alet edevatı çalışmaz. Google’da Android’i geliştiriyor o da aynı şekilde hizmeti kestiği zaman sıkıntı çekersiniz. Bunların yerine yerli ve milli yazılımlar olmalı. Yüzyıl önce bağımsızlık için savaşan atalarımız bugünler de Windows veya benzeri ürünler ile karşılaşsalardı tekrar bir bağımsızlık savaşı başlatırlardı” diyerek görüşlerini paylaştı. YABANCI YAZILIM GÜVENLİK AÇIĞI OLUŞTURABİLİR Bilişim teknolojilerinin doğası gereği bilgiyi her yere kolayca aktarmaya olanak sağladığını belirten Akçay, stratejik konumdaki ithal yazılımların Türkiye açısından güvenlik açığı oluşturabileceğinin altını çizdi. Kızılay’ın yabancı bir yazılım kullandığına dikkat çeken Akçay, “Bilişim teknolojileri sektöründe bir bilgi her yere aktarılabilir. Bizim Kızılay’ımız yabancı bir yazılım kullanıyor. Şimdi bu yabancı yazılım bütün bilgiyi dışarıya aktarabilir. Siz 150 yıllık kuruluşun deposunda ne var, bir olaya nasıl müdahale ediliyor yani mahrem olan ne varsa karşı tarafa gidebilir. Bunlar bilişim kabiliyetleri arasında vardır. Dolayısıyla standartlarına sahip olamadığınız hiçbir teknolojik yazılım sizin değildir ve yazılım istenilen durumda ait olduğu yere hizmet etmeye başlar. Whatsapp Amerika’da bir şirket Narin olayında konuşmaları paylaşmak istemedi ve paylaşmadı. Aynı durum ülkemizdeki stratejik konumdaki yazılımlarda da geçerli. Bir savaş çıktığında Kızılay askerin yanında sahada olacak. Tüm sırları dışarı çıkmış bir Kızılay’ın, neye ve nasıl müdahale ettiği bilinen bir Kızılay’ın işleyişine bir müdahale yapılamaz mı” diye ifadelerde bulundu. SAVUNMA SANAYİNDE YAPILAN YAZILIM İÇİN DE YAPILMALI Açıklamasında devletin savunma sanayine verdiği desteği örnek gösteren Akçay, bu destek sayesinde üretilen İHA ve SİHA’ların ihracat başarısı gösterdiğini dile getirdi. Türkiye’nin kendi insan kaynağı ve imkanları ile stratejik konumdaki yazılımları yerli olarak geliştirebileceğini söyleyen Akçay, “Bugün bizim yazılım sektöründe bu tarz yazılımları yerli ve milli olarak geliştirecek kabiliyetimiz var. Önemli olan onların önlerine proje koyarak onlara destek vermek. Eğer güçlü bir ekip ile bu işe girilirse çok kısa sürede hayata geçirilir bu yazılımlar ancak karşılığında bu ürünlerin kullanılması lazım. Kullanılmayan hiçbir ürün gelişmez. Facebook’un ilk görüntülerini görseniz kullanmam dersiniz ama onunla başladılar ve kullanım ile geliştiler. İHA ve SİHA’lara yapılan yatırımları devlet desteklediği için biz savunma sanayinde ciddi ihracat yapar hale geldik burada ihraç ettiğimiz şey teknoloji. Geçmişte istihbarat uçuşu yapan İHA’lar bize ait değildi. İstihbarat dolayısı ile önce yabancı ülkeye, sonra ise bize geliyordu. Şimdi kendi araçlarımızı ürettiğimiz için bilgi doğrudan bize geliyor. Bu hem güvenlik açısından önemli hem de yapılan şeyi satarak gelir elde edilmesi açısından önemli” şeklinde konuştu. İZMİR BİLİŞİM ŞEHRİ OLARAK ANILMALI Sahip olduğu insan kaynağı ve üniversiteler ile İzmir’in bilişim sektöründe avantajlı bir konumda olduğunu aktaran Akçay, İzmir’in bilişim şehri olarak anılabileceğini dile getirdi. Şehir içindeki projelerin yine İzmir’deki firmalar ile geliştirilmesi gerektiğini savunan Akçay, “İzmir bilişim teknolojilerine oldukça elverişli. Çevresi, doğası, insan yapısı, üniversiteleri ve bu üniversitedeki bölümleri oldukça fazla. Yaşam standartlarına baktığımız zaman ise İzmir bir bilişim şehri. Şehir dinamikleri ile bizim sektörümüze destek olursa İzmir de bilişim şehri olarak anılır. Şehirde çıkan projelerin İzmir’deki yerleşik firmalara fırsatlar verilmeli. Bu fırsatlar verilirse İzmir’de bilişim sektörü gelişir. Böyle bir ekosistemde inovatif düşünen insanlar çoğalır. Her üniversitede bilgisayar mühendisliği bölümü var. Şurada bir problem var üniversiteler insan kaynağı yetiştirirken dışarıdaki ihtiyaçlar göze alınmalı. Üniversitelerde gerekli bölümler var ancak piyasada Python kullanılırken siz Basic Cobol eğitimi verirseniz bunun bir anlamı olmaz. Maalesef şehrimizdeki üniversitelerde de bu tür yanlışlar var” şeklinde ifadeler aktardı. LİSANSIZ ÜRÜN SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL Bireylerin ve şirketlerin para vermemek için lisansız ürünleri kullanmasının sürdürülebilirliğe zarar verdiğini söyleyen Akçay, lisans ücretinin yazılımın geliştirilmesi için önemli olduğunun altını çizerek; “Sürdürülebilirliğin en önemli ayağı onun devamlı desteklenmesidir. Yazılımlar ömürlüdür. 10 yıl yaşayacak bir yazılıma siz her yıl dokunmazsanız o yazılım birinci yıldan itibaren çökmeye başlar. Milletçe şunun farkında olmalıyız; lisans bir haktır o kişiye bunu vermeliyiz. O yazılımın sürdürülebilirliği sizin ona vereceğiniz lisans ücreti ile mümkündür. Lisansız ürünleri bugün alır kullanırsınız ancak en kritik anda yarı yolda kaldığınız zaman başvuracağınız kimseyi bulamazsınız. Lisansız ürünler ticaretin ve yaşamın sürdürülebilirliğinin önünde engeldir. Menemen’de yeni bir Tarım Teknoloji Merkezi kuruldu. Burada tarım birçok bilişim enstrümanı ile verimli hale getirilmeye çalışılıyor. Sanal gerçeklik gözlüğü ile ağacın dijital ikizi üzerinden zeytin budama eğitimi veriliyor burada. Yine aynı şekilde termal kamera ile pamuktaki su stresi ölçülüyor. Bu lisansız olursa sürdürülebilir olmaktan çıkar” diye konuştu. YERLİ YAZILIM DÖVİZ ÇIKIŞINI AZALTIR Üretilecek yerli yazılımların ekonomik getirisine de değinen Akçay, yerlileşme ile yazılım ithalatının önüne geçilebileceğini belirtti. Üretilen yerli yazılım ve teknolojiler ile çeşitli sektörlerde tasarruflar da yapılabileceğini dile getirdiği açıklamalarını şu sözler ile bitirdi: “Ülkemizde kullanılan yazılımlar yerlileştirilirse yurt dışına çıkan döviz miktarı azalır. Buradan Amerika’ya çalışan yazılımcılar var. Ben bu arkadaşları destekliyorum. Sonuçta ülkeden çekip gitmiyorlar buradan çalışıyorlar ve ülkeye döviz getiriyorlar. Vergi meselesinden bir ara olay oldu ama bunları geçmek lazım. Yine geliştirilecek yerli yazılımlar ile tarımda su yönetimi sağlanabilir ve böylece dünyada giderek azalan sudan tasarruf sağlama imkanınız olur.”

Yazılım sorunu tüm dünyayı etkilerken Türkiye için bir fırsat mı? Haber

Yazılım sorunu tüm dünyayı etkilerken Türkiye için bir fırsat mı?

Microsoft'a siber güvenlik hizmeti veren CrowdStrike'tan kaynaklanan küresel yazılım sorunun dünyaya uyarı niteliği taşıdığını ifade eden uzmanlar, TÜBİTAK'ın milli işletim sistemi PARDUS'un tüm stratejik alanlarda kullanılmasını önerdi. Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Kürşat Ergün, yaptığı açıklamada, Microsoft'a siber güvenlik hizmeti veren CrowdStrike'tan kaynaklanan küresel yazılım sorununa ilişkin detayların, gelecekte net biçimde ortaya çıkabileceğini söyledi. Bu durumun küresel bazlı uyarı niteliği taşıdığına dikkati çeken Ergün, "Yani bir nevi felaket senaryosunun fragmanını izledik. Bu, ilerleyen günlerde, kriz, savaş gibi bir durumda ülkelerin sistemleri açısından ne denli tehlikeli olabileceğine dair bir ikazdır." dedi. Bilişim alanında sıkça kullanılan merkezi sistemlerin ciddi riskler barındırdığına işaret eden Ergün, şöyle konuştu: "Microsoft tabanlı sistemler, dünya genelinde bir nevi tekelleşme üzerine kodlandığı için herhangi bir sistemde veya bir tarafında meydana gelen açık ve ihmal, dünya genelinde tüm sistemleri otomatik olarak etkiliyor. Biz yıllardan beri özellikle adına Microsoft dediğimiz bu merkezi yazılımlardan daha çok dağıtık teknolojilerin kullanılması, ulusal bazda ülkelerin kendi veri tabanlarını muhafaza edecek yazılım sistemlerini üretmesi yönünde bazı ikazlarda bulunuyorduk. Şu krizden en az etkilenenlerin Rusya ve Çin gibi kendi sistemlerini kullanabilen, güvenliklerini kendileri sağlayabilecek durumda olan ülkeler olduğunu bir kez daha gördük. Türkiye gibi ülkelerin artık bunu fırsat bilip, dağıtım teknolojilerini oluşturup, bunların güvenliğini sağlayabilecekleri iş sistemleri ve alternatif birtakım projelerin üstünde durması lazım. Dünya genelindeki merkezi yapılar kullanılmaya devam edildiği müddetçe bu riskler her zaman vardır. Bunlar, Türkiye'nin ulusal güvenliği dahil ülkeyi doğrudan etkileyebilecek öneme sahiptir." Türkiye'nin mili savunma sanayisinde kullandığı İHA ve SİHA teknolojileri ile tüm güvenlik yazılımlarında, anahtarı ülkeye ait ulusal sistemlerin tercih edilmesi gerektiğinin altını çizen Ergün, herhangi bir risk, savaş ve bugünküne benzer kaos durumunda ülkenin kendi ayakları üzerinde durabilecek noktaya ulaşılmasının önemini vurguladı. Ergün, "Yazılım teknolojileri, bir milli güvenlik meselesidir. Bu çok önemli. Bunu sağlayamadığımız takdirde milli güvenliğimiz ciddi anlamda risk altındadır. Bu olmadığı zaman kamusal ve ticari aktiviteler dahil olmak üzere bir anda kaos senaryosunun içerisinde kendimizi bulabiliriz." diye konuştu. "Bütün dünyanın eli kolu bağlanmış durumda" Global Bilişim Derneği Başkanı Şenol Vatansever ise bugün küresel çapta yaşanan olumsuzlukların diğer krizlerden farklı olduğunu söyledi Bilişim uzmanı Vatansever, Microsoft kaynaklı küresel yazılım sorununun dünyayı etkilediğini belirterek, "Normalde devletlerin, şirketlerin, kurumların felaket durumlarında B planları olur. Bir felaket veya kriz yaşandığında kesintisiz olarak sistemlerin devam etmesi için gerekli önlemler, planlar, bu felaket senaryolarına ilişkin pozisyonlar alınmıştır. Bunu hazırda bekletiyorlardır. Bu planlara göre, başka veri merkezleri üzerinden direkt olarak hayatlarına devam edebiliyorlardır. Buradaki senaryoda, bir veri merkezi çöküp diğer merkezden devam etme gibi de bir durum söz konusu değil. Çünkü her iki taraftaki işletim sistemleri aynı, Microsoft. Dolayısıyla bütün dünyanın eli kolu bağlanmış durumda." dedi. Devlet kademesinde bu tip krizlerde yapılacaklara ilişkin senaryoların olduğunu dile getiren Vatansever, şunları kaydetti: "Bunun alternatifi aslında Türkiye'de var. TÜBİTAK'ın milli işletim sistemi PARDUS bu krize birebir çözüm olabilecek bir durumda. PARDUS'un yaygın kullanımı söz konusu olmalı. Bir felaket durumunda en azından kritik sistemler PARDUS üzerinden faaliyete geçirilebilseydi çok iyi olurdu. PARDUS, uzun zamandır TÜBİTAK'ın da üzerinde çalıştığı ve şu an kullanılan, bazı kurumlarda da aynı şekilde kullanımı devam eden ama yaygınlaşmayan bir sistem. Sonuçta Microsoft dünyada her yerde kullanıldığı için bir kere geliştirildiğinde çok büyük bir pazara girmiş oluyor. Ama şimdi PARDUS'ta bir uygulama geliştirilirse çok kısıtlı kullanılır. Kaç kişi o uygulamayı kullanacak? Bu sebeple çok fazla ciddi anlamda ticarileşemiyor." Vatansever, "Milli Teknoloji Hamlesi" vizyonunda en kritik bileşenin işletim sistemi ve veri tabanı olduğuna dikkati çekti. Türkiye'nin iki konuda da mutlaka aksiyon alması gerektiğini vurgulayan Vatansever, "İşletim sistemimiz PARDUS'u desteklememiz lazım ki farklı firmalar da bunun üzerine farklı uygulamalar yapabilsin. 'WhatsApp gibi uygulamalar PARDUS'ta nasıl çalışır?' ya da 'Yerli bir WhatsApp olabilir mi?' gibi konularda mutlaka teşviklerle ilerlemek gerekiyor. Burada da TÜBİTAK başta olmak üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına, Dijital Dönüşüm Ofisine önemli görevler düşüyor." dedi. Zarar gören şirketler hukuken ne yapmalı? İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu Sözcüsü, avukat Fehmi Ünsal Özmestik de Microsoft'un kullandığı altyapı platformunda yazılımsal problem meydana geldiğini, bunu kullanan veya güncelleyen birçok şirketin, hava yolu firmasının ve bankanın durumdan etkilendiğini anlattı. Özmestik, hem ülkede hem de dünyada siber güvenliğe yönelik önlemler alınması gerekliliğinin bu krizle ciddi şekilde ortaya çıktığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı: "Bu sebeple şirketlerin hem globalde hem de yerelde kullandıkları yazılımların siber güvenlik tarafına, hizmet aldıkları şirketlerle yaptıkları hizmet sözleşmelerine oldukça dikkat etmesi gerekiyor. Sözleşme hükümlerine göre bu tür yaşanan olaylarda hukuken sorumlu olanlara karşı yasal yollara başvurulabilme imkanı olacaktır. Ayrıca otoritelerin de bu tür hizmetleri veren firmaları çok sıkı denetlemesi ve bu tür olaylar sonrasında çeşitli ihmal ve kusurlar varsa ciddi derecede idari para cezasıyla cezalandırılması gerekiyor. Zira bu olay sebebiyle birçok şirket zarar etti, birçok kişi mağdur oldu. Hatta hastanelerin bile etkilendiğine dair haberler var. Bunların dönüşümü ve yansıması bireysel bazda vatandaşların mağduriyetine yol açtı." Siber güvenlik yazılımında hatanın oluşması sonucu ortaya çıkan hukuki sorumluluğa ilişkin değerlendirme yapan Özmestik, "Hata ilgili firmadaysa bunun mutlaka idari otoriter tarafından incelenmesi, hatası ve kusuru varsa bu konuda da bir yaptırım uygulanması şart. Ayrıca şirketler arasındaki hizmet sözleşmelerine göre zarara uğrayan şirketler, yazılım firmalarına karşı bu zararların giderilmesi talebinde bulunabilecektir. Yakın zamanda büyük ihtimalle her bir şirket yazılımsal problemi çözmek için önlemlerini alacaklardır ve kısa süre içerisinde eski hale döndüreceklerdir." şeklinde konuştu.

Elektronik cihazların performansı buna bağlı: Güncelleme nedir, nereden yapılır? Haber

Elektronik cihazların performansı buna bağlı: Güncelleme nedir, nereden yapılır?

Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte birçok elektronik cihaz hayatımıza girdi. Bu cihazlar, her geçen yıl sahip olduğu özellikleri geliştirdi ve günlük hayatın içerisinde vazgeçilmez bir noktaya ulaştı. Bugün en basit işlemden en karmaşık sürece kadar her alanda kullanılan teknolojik cihazlar, dönem döne güncelleştirilerek daha yüksek bir sürüme sahip oluyor. Her yaştan insanın bir kavram olarak bildiği güncelleme nedir, nasıl yapılır? Konuya ilişkin bilgileri, haberimizin devamında sizin için derledik. Güncelleme nedir? Güncelleme; bir sistem, yazılım, uygulama ya da herhangi bir teknolojik ürünün mevcut sürümünde yapılan değişiklikler ve iyileştirmelerdir. Güncellemeler genellikle yeni özellikler eklemek, hataları düzeltmek, performansı artırmak ve güvenlik açıklarını kapatmak gibi amaçlarla yapılır. Bilgisayar işletim sistemleri, uygulamalar, mobil cihazlar, oyun konsolları, akıllı cihazlar ve diğer teknolojik ürünlerin hepsi düzenli olarak güncellemeler alır. Bu güncellemeler, ürünlerin daha iyi çalışmasını ve güvenliklerini sağlamak için önemlidir. Kullanıcılar güncellemeleri yükleyerek ürünlerini en son sürüme getirebilirler. Güncellemeler nereden yapılır? Güncellemeler nereden yapılır sorusu, milyonlarca insan tarafından araştırılıyor. Güncellemeler, ürünün veya yazılımın kendisi tarafından sağlanır. Bunlar, ürünün yapılandırma ayarlarında ya da kullanıcı arayüzünde bir "Güncelle" ve "Yazılım Güncellemeleri" bölümünde bulunabilir. İşletim sistemleri için, Ayarlar menüsünde bir güncelleme seçeneği bulunur. Bilgisayarlar, akıllı telefonlar, tabletler ve diğer cihazlar için güncellemeler, çoğu zaman internet bağlantısı gerektirir. Kullanıcılar, güncellemeleri manuel olarak kontrol edebilir ve yükleyebilir. Bununla birlikte cihazlarının otomatik güncelleme özelliğini de etkinleştirebilir, böylece yeni güncellemeler otomatik olarak indirilip yüklenebilir. Bazı durumlarda, üretici web siteleri veya özel yazılım dağıtım platformları, kullanıcılara doğrudan güncellemeleri indirip yüklemeleri için dosyalar sağlayabilir. Bu durum, daha teknik kullanıcılar veya geliştiriciler için geçerlidir. Sistem güncellemesi yükleniyor ne demek? "Sistem güncellemesi yükleniyor" ifadesi, bir cihazın veya yazılımın mevcut sürümünü güncellemek için yeni bir yazılım paketini ya da yamayı indirdiği ve kurduğu anlamına gelir. Bu süreç, genellikle bir cihazın işletim sistemi ve yazılımının daha güncel bir sürüme geçirilmesini sağlar. Bu süreç şu adımları içerir: İndirme: Güncelleme paketi, internet üzerinden indirilir. Bu dosya, güncelleme sunucusundan cihaza aktarılır. Yükleme: İndirilen güncelleme dosyası, cihaz tarafından işlenir ve kurulur. Bu işlem, mevcut yazılımın üzerine yazılarak ya da değiştirilerek gerçekleştirilir. Yeniden başlatma: Güncelleme tamamlandıktan sonra cihaz çoğunlukla yeniden başlatılır. Bu, güncelleme işleminin tamamlanması ve değişikliklerin etkili olması için gereklidir. Güncelleme yapmazsak ne olur? Bir cihazın ve yazılımın güncellemelerini yüklememek çeşitli risklerle karşılaşılmasına neden olabilir. Bu riskler şu şekilde karşımıza çıkabilir: Güvenlik açıkları: Yazılım güncellemeleri, mevcut güvenlik açıklarını düzeltmek için yaygın olarak kullanılır. Güncellemeleri yüklememek, cihazınızın ve yazılımınızın güvenliğini riske atabilir, kötü niyetli kişilerin siber saldırılarında kullanabilecekleri zayıf noktalar bırakabilir. Performans sorunları: Yazılım güncellemeleri, çoğunlukla performansı artırmak ve cihazların daha verimli çalışmasını sağlamak için yayımlanır. Güncellemeleri yüklemediğinizde, performans sorunlarına ve uyumluluk sorunlarına neden olabilecek eski sürümde kalabilirsiniz. Yeni özelliklerden yararlanamama: Yazılım güncellemeleri, yeni özellikler ve iyileştirmeler içerir. Bu özelliklerden yararlanmak için güncellemeleri yüklemek önemlidir. Güncellemeleri yüklemediğinizde, yeni özelliklerden ve geliştirmelerden mahrum kalabilirsiniz. Uyumluluk sorunları: Diğer yazılımlar ve cihazlarla uyumluluk sorunları yaşayabilirsiniz. Güncellemeler, uyumluluk sorunlarını düzeltmek için sıklıkla yayımlanır. Bu nedenle, güncellemeleri yüklememek, diğer cihazlar veya yazılımlarla sorunsuz çalışmayı engelleyebilir.

Yazılımla bir bisiklet ergometresi geliştirilebilir mi ? Haber

Yazılımla bir bisiklet ergometresi geliştirilebilir mi ?

Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki Özkol’un yürütücülüğünü yaptığı “Q Faktörü Ayarlanabilen Bir Bisiklet Prototipinin Tasarımı, İmalatı ve Anaerobik Performans Testleri” başlıklı proje TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu. Proje ekibini tebrik eden EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemiz bilim insanları tarafından toplumun ihtiyaçlarına yönelik farklı konularda yenilikçi bir bakış açısıyla araştırmalar yürütülüyor. Yerli ve milli bir anlayışla hazırlanan bu projelerimiz TÜBİTAK nezdinde kabul görerek desteklenmeye uygun bulunuyor. Spor Bilimleri Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Tıp Fakültesi akademisyenlerimiz öncülüğünde yürütülen araştırma sonucunda spor ve sağlık bilimleri alanında kullanımı için yerli yazılımı olan prototip bir bisiklet ergometresi geliştirilerek ulusal ve uluslararası bilim envanterine kazandırılacak. Proje ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi. “ULUSLARARASI SPOR ENVANTERİNE KAZANDIRILACAK” Proje yürütücüsü Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki Özkol ise “Tasarım ve prototipleme tamamlandıktan sonra sporculara yönelik performans testleri gerçekleştirilmesinin planlandığını, yapılacak çalışmalar sonucunda yerli ve kullanıcı dostu bir yazılımı olan, sporcuya en uygun şekilde ayarlanabilen, daha uygun maliyetli yerli bir prototip geliştirilerek ulusal ve uluslararası spor bilimleri envanterine kazandırılması ve ürüne yönelik patent alınmasını hedefliyoruz. Ayrıca bu proje, bu konuda yapılacak çalışmalar için temel oluşturacak ve literatüre katkı sağlayacaktır. Proje çıktılarının uluslararası dergilerde yayınlanması planlanmaktadır” dedi. PROJEDE YER ALAN İSİMLER Prof. Dr. Mehmet Zeki Özkol’un yürütücülüğünü yaptığı projede; Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Yıldız, Doç. Dr. Mahmut Pekedis, EÜ Spor Bilimleri Fakültesi Araş. Gör. Dr. Yasin Yüzbaşıoğlu, EÜ Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Melekper Elcil Kaya Biçer, Spor Bilimleri Fakültesi doktora öğrencisi ve aynı zamanda Gençlik ve Spor Bakanlığında görev yapan Hakan Arslan araştırmacı olarak yer alırken, doktora öğrencileri Berkant Erman ve Mehmet Arda Özden, yüksek lisans öğrencileri Mert Narin ve Muhammet Berat Alkale, lisans öğrencisi Vatfa Burcu Büyükaşık bursiyer olarak yer alıyor. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Rüyada bisiklet sürmek ne anlama gelir? Rüyada bisikletten düşmek ne demek?

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.