[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#yorgunluk

yorgunluk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, yorgunluk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kahvaltı yapmayan çocuklarda öğrenme zorluğu olabilir Haber

Kahvaltı yapmayan çocuklarda öğrenme zorluğu olabilir

Beslenmenin zeka gelişiminde oldukça önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen diyetisyen Merve Sena Nazlı, beyin gelişiminin ilk anne karnında başladığını, çocukluk döneminde ise hızla devam ettiğini ifade etti. Bu sebeple gebelik döneminde beslenmen ne kadar önemliyse çocukluk çağında da beslenmenin o kadar önemli olduğunu vurgulayan Diyetisyen Merve Sena Nazlı, "Çocukluk çağında oluşturulan beslenme alışkanlıkları yetişkinlik döneminin zeminini oluşturur. Bu yüzden özellikle çocukluk çağı beslenmesinin sağlıklı olması gerekir. Kötü beslenen çocukların akademik anlamda başarıları olumsuz etkilenecektir. Çocukluk döneminde oluşturulacak sağlıklı beslenme alışkanlıkları yetişkinlik dönemine zemin hazırladığı gibi aynı zamanda çocukların okul başarısını, duygusal-mental-fiziksel sağlığını da etkilemektedir. Bu yüzden çocuklarınızın sadece ev ortamında beslenmesine değil, günün büyük bir bölümünü geçirdiği okul döneminde de beslenmesine çok dikkat edilmelidir" diye konuştu. "Kahvaltı yapmayan çocuklarda öğrenme zorluğu olabilir" Omega 3 yönünden zengin olan besinlerin dikkat dağınıklığını azaltarak, beyin gelişimini önemli şekilde etkilediğini kaydeden Diyetisyen Merve Sena Nazlı, "Bu yüzden haftada 2 kez omega 3 ve balık tüketimine mutlaka özen gösterilmelidir. Ceviz, semizotu gibi yeşil yapraklı sebzeleri beslenmelerine eklemekte fayda var. Ebeveynler kızartma, şarküteri ürünleri, paketli gıdalar gibi sağlıksız besinleri beslenme çantasına koymamaya özen gösterilmeli. Öncelikle eğer okulda kahvaltı saati olmuyorsa evden mutlaka kahvaltı yaparak gitmesini sağlamalısınız. Kahvaltı yapmayan çocukların öğrenme zorluğu, dikkat dağınıklığı, yorgunluk gibi belirtileri olabiliyor’’ dedi. Diyetisyen Merve Sena Nazlı örnek kahvaltı menülerinde "Haşlanmış yumurta, zeytin, esmer ekmek, mevsim sebzeleri. Peynirli / sebzeli tost, 1 su bardağı taze sıkılmış portakal suyu. Yeşillikli peynirli sandviç, 1 su bardağı süt. Peynir, ceviz, bal-pekmez, esmer ekmek, mevsim sebzesi vb." olması gerektiğini ifade etti. Beslenme  çantası hazırlarken dikkat edilmesi gerekenleri de belirten Diyetisyen Nazlı, "Her besin grubundan yiyecekler eksiksiz olmalıdır (karbonhidrat, protein, yağ). Kantinden sağlıksız besinler almak yerine evden meyve + kuruyemiş grubu tüketmesini teşvik ederseniz hem enerjisine katkıda bulunarak hem de vitamin minarel almasını sağlayabilirsiniz. Kemik gelişimlerinin çok yoğun olduğu bu dönemde ayran, yoğurt, peynir, süt grubunu ihmal etmeyerek kalsiyum alımlarını arttırabilirsiniz. Meyve suları, asitli içecekler çocukların çok dikkatini çektiği için evde kendiniz taze sıkılmış meyve suları hazırlayabilirsiniz. Maalesef obezite, insülin direnci çocukluk çağında da sıklıkla görülmektedir. Bu yüzden çikolata, şekerli yiyecek tüketimlerini azaltmak için evde az yağ ve az şekerle hazırlayabileceğiniz meyveli kek, kurabiye gibi alternatifler koyabilirsiniz. Su tüketimi okul döneminde azalabilmektedir, su içmelerini de mutlaka hatırlatmaya çalışalım" şeklinde konuştu.  Beslenme çantası için örnek menüler Diyetisyen Merve Sena Nazlı beslenme çantası için örnek menüleri de şu şekilde sıraladı: "Esmer ekmek ile hazırlanmış peynirli yeşillikli sandviç, ceviz, ayran. Haşlanmış yumurta, zeytin, meyve, süt. Ev yapımı sebzeli peynirli poğaça, taze sıkılmış meyve suyu. Patates salatası, ayran. Krep, bal, peynir, süt. Simit, zeytin, ayran. Ev yapımı meyveli kek, kurabiye, süt. Peynirli tost, zeytin, taze sıkılmış meyve suyu. Esmer ekmek arasına tavuk, köfte, ayran. Peynir, ceviz, meyve, esmer ekmek, süt. Sebzeli makarna, ayran. Omlet, zeytin, taze sıkılmış meyve suyu." BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Kahvaltı yapmak başarıyı artırır mı?

Yorgunluğunuzun sebebi bu olabilir! Haber

Yorgunluğunuzun sebebi bu olabilir!

Halk arasında ‘kansızlık’ olarak bilinen ‘anemi’ günümüzde pek çok insanın yaşadığı ortak bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Dâhiliye Uzmanı Dr. Mesut Kaldır, kansızlığın belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Kansızlığın erkeklerden çok kadınlarda daha sıklıkla rastlandığını ifade eden Uzm. Dr. Mesut Kaldır, “Anemi halk arasında ‘Kansızlık’ dediğimiz durumdur. Kan sayımının düşük olması ve buna bağlı şikâyetlerle bize müracaat eden hastalara, tetkikler sonucunda koyduğumuz bir tanı. Kansızlık da vücutta kanın azalmasıyla, oksijen ihtiyacının arttığı ve metabolizmanın yavaşladığı durumlarda oluşan şikâyetler olarak görüyoruz. Kansızlığın en sık belirtileri halsizlik, yorgunluk, kırgınlık, saç dökülmesi ve ciltte kuruluk gibi durumlardır. Cinsiyet veya yaş grubu açısından görülme sıklığı olarak baktığımızda ise her iki cinste de görülebiliyor ama erkeklerde daha nadir görülüyor. Kadınlarda özellikle orta yaş ve üzerine gidildikçe kansızlık şikâyetleri artıyor. Daha çok menopoz sonrası dönemlerde daha da sıklaşıyor” dedi. “Bugün bizim en çok karşılaştığımız anemi, demir eksikliğine bağlıdır” Kansızlığın tanısı ve tedavi yöntemlerinin farklı olabildiğini anlatan Dâhiliye Uzmanı Dr. Mesut Kaldır, “Kansızlığın tipine ve cinsine göre veya yapılan testlerde bunun araştırılmasında tedavi yöntemleri fark etmektedir. Bugün bizim en çok karşılaştığımız anemi demir eksikliğine bağlıdır. İkinci sırada ise B12 eksikliği bulunmakta. Biz bu tanıyı yaptığımız testlerde koyup, tedavisini ona göre uyguluyoruz” diye konuştu. İHA

Geçmeyen Kış Yorgunluğunu Yenmek İçin... Haber

Geçmeyen Kış Yorgunluğunu Yenmek İçin...

Adnan Avuka - MARDİN Kronik yorgunluk, vücudun normal ritminin aksaması ile işaretler verir. Örneğin; uyku süresi ve kalitesinde bozulmalar yaşanır. Bunun için gün ortasında bile uykunuz gelebilir. Bir aktivite sırasında kendinizi halsiz, yorgun hissedebilirsiniz. Konsantrasyonunuz zayıflayabilir ve daha sık unutkanlıklar yaşayabilirsiniz. Bu durumda öncelikle kendinizi takip etmeli ve bazı küçük önlemler almalısınız. Bu önlemlere rağmen bir değişiklik olmuyorsa en yakın zamanda hekiminizi ziyaret etmelisiniz. Kış aylarında daha net hissettiğimiz ve geçmeyen bu yorgunlukta vücut ritmini dengelemek için öncelikle doğal besinlerden destek alın. MOR HAVUÇ İLE HEM BEDEN HEM ZİHİN YORGUNLUĞUNUZU GİDERİN Kış aylarındaki beden yorgunluğunu yenmek için vitamin ve mineralden zengin doğal besinleri tercih etmek gerekiyor. Bu konuda güçlü bir antioksidan olan morsiyah havuç etkili bir besindir. Kış aylarında taze olarak tüketilebilen mor havuç,antioksidan olan alfa ve beta karotenleri fazla miktardaiçerir. Mineral ve vitamin açısından zengin olan mor havucun içeriğinde yüksek miktarda lif, manganez, potasyum, A- C ve B grubu vitaminler de bulunuyor. Vücudun ihtiyacı olan B vitamin kompleksini sağlayan mor havuç, hücrelerin yenilenmesi konusunda destek verir ve zihinsel sağlığı destekler. Her gün bir mor havuç unutkanlık riskini azaltmaya katkıda bulunur. Lif özelliği ile hem vücut enerjisini arttırır hem de yağ yakımına yardımcı olur. SARI GÜÇLER SİZE ENERJİ VERSİN Kış aylarında belki havanın erken kararması ya da daha soğuk olmasıyla kronik yorgunluğun izleri daha sert hissediliyor. Bu dönemde bağışıklık sistemini güçlendirip, enerji verecek besinler tüketilmelidir. Sarı bazı besinler, kaybettiğiniz enerjinizi size geri verecek. Bunların başında potasyum zengini muz yer alıyor. Yorgunluk giderici besinler sınıfında yer alan muz, bağışıklık sistemini güçlendirmek için de önemli bir kaynaktır.Serotonin; yani mutluluk hormonunun salgılanmasını destekler. “Enerjim düşük, halsizim” dediğiniz günlerde bir adet muz size enerji verebilir. Lifli yapısı ile sindirimini düzenleyerek kan basıncını dengeleme açısından katkı sağlar. Ananas da size enerji verecek bu sarı güçlerden biridir. C-B1-B3-B6 vitaminleri, omega 3-6 yağ asitleri, potasyum, demir, manganez, kalsiyum, bakır, çinko, folat ve fosfor içeren lifli yapısı ile bağışıklığın zinde kalmasını sağlar ve enerjik hissettirir. İçerdiği B vitaminleri ile beynin fonksiyonları daha iyi çalışır ve stres ile etkili bir şekilde başa çıkma potansiyelini artırır. BEYAZ LAHANA İLE VÜCUDUNUZU DETOKSLAYIN Kış aylarında vücudun kendisiniyenilemesi için detoks etkisi yaratan beyaz lahanayı çorba olarak tüketebilirsiniz. Kokusu pişirirken birçok kişiye güzel gelmese de içeriğindeki kükürtlü bileşikler açığa çıkar ve tam bir detoks kaynağı olur. Barındırdığı A, C ve K vitaminleri ile antioksidan özelliği ile kış yorgunluğunu yok etmede oldukça güçlüdür. Haftada 2 kez tüketilebilir. Birçok sebzeye göre C vitamini açısından daha güçlü olan beyaz lahana kış aylarında bağışıklığı güçlendiren ve enerji sağlayan bir besindir. KIŞ YORGUNLUĞUNA KARŞI 7 ÖNERİ! Sabahları kahvaltı yapmadan güne başlamayın. Basit şeker, paketlenmiş hazır gıdaların tüketimini en aza indirin. Günde en az 10 bardak su için ve çay-kahve tüketimini azaltın. Karbonhidrat tüketimini en az seviyede olacak şekilde sınırlandırın. Fazla kilolarınızdan sağlıklı bir şekilde kurtulun. Mümkünse her gün ya da iki günde bir 30 dakikalık yürüyüş, spor yapın. 23.00-03.00 saat aralığını kapsayacak şekilde günde 7-8 saat kadar uyuyun. 

Sonbahar yorgunluğuna karşı öneriler Haber

Sonbahar yorgunluğuna karşı öneriler

Sonbaharı sağlıklı geçirebilmek için beslenmenin en önemli savunma silahı olduğunu söyleyen Uzel, yorgunluk ve halsizliğe karşı şunlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi: SU TÜKETİMİNİ İHMAL ETMEYİN Sonbahar mevsimini sağlıklı geçirebilmek için beslenmenin iyi düzenlenmesi gerektiğini aktaran Dr. Uzel, “Bu dönemde vücudun direnci arttırılmalıdır. Direncin artması ile birlikte savunma mekanizması güçlenecek, yorgunluk ve halsizlikten korunmak için tedbir alınacaktır. Bunun için besinlerden önce en önemlisi su tüketimidir. Su, yiyecek olmaktan ziyade gün boyu bizi zinde tutabilecek, en ekonomik besin araçlarından bir tanesi. Yorgunluk yaşanması durumu oluşursa bu durumun sebepleri arasında susuzluk sayılabilir. Unutulmamalıdır ki, hiçbir fiziksel aktivite yapılmasa dahi terleme yolu ile vücut su kaybeder.  Bu yüzden su tüketimini sıcaklıklar azalsa bile ihmal edilmemelidir” diye konuştu. BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİREN BESİNLER Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin önemli bir süreç olduğunu dikkat çeken Ruhan Aşkın Uzel, “Güne iyi bir kahvaltı ile başlayarak vücudun savunma mekanizmasını güçlendiren yiyecekler seçilmelidir. Özellikle E vitamininin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi bulunmaktadır. Soğuk algınlığında vücut direncini arttırmakta ve A vitamininin okside olmasını engellemektedir. Yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz ve yağlı tohumlar E vitamini içeriği bakımından zengin yiyeceklerdir. Bağışıklığı güçlendiren besinlere örnek olarak brokoli, somon-sardalye gibi yağlı balıklar, portakal, yeşil çay, yumurta, bal kabağı, taze kırmızıbiber, ıspanak, domates ve yoğurt sayılabilir. Bu besinlerden bir kısmı antioksidan içeriği ile bir kısmı ise protein ve vitamin yönünden zenginliği ile vücuda direnç kazandıracak ve aynı zamanda metabolizma hızını düzenleyerek aşırı kilo alımının önüne geçilebilecektir. B vitamini içeren yiyeceklere de beslenme düzeninde yer vermek gerekmektedir. Tam tahıllı ekmek, baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, et ve süt ürünleri B vitamini içeren yiyeceklerdir.” bilgisini verdi. HALSİZLİĞE ÇARE Halsizliği gidermek için protein ve karbonhidrat içeren gıdaların tüketiminin önemli olduğuna dikkat çeken Uzel, “Protein, kas yapısı için enerji tedarik eder. Protein kaslar için gereken enerjinin ana kaynağıdır. Beyinde dopaminin üretimini arttıran bir amino asittir, bu nedenle motivasyon ve zindelik sağlar. Geniş bir aminoasit kaynağı olan protein grubu yiyecekler arasında et ve yumurta grubu sayılır. Kolesterolü yüksek olan kişiler derisiz tavuk eti, fasulye, nohut gibi protein içeren daha hafif yiyecekleri tüketilebilir.  Yoğurdun sindirim sistemi için yararlı olan probiyotik bakterileri içermesinin yanında yüksek protein içeriği hem bağışıklık sistemini güçlendirir, hem de kronik yorgunluğun azaltılmasında yardımcı olur. Vücudun birincil enerji kaynağı karbonhidrat içiren gıdaları unutmamak gerekli. Tabii karbonhidrat içeren gıdalar kilo alımına neden olmadan dengeli alınmalıdır. Nişastalı gıdalar, kepekli tahıllar, sebze ve meyveler temel karbonhidrat kaynakları olarak sayılabilir” dedi. HABER MERKEZİ

Yaz yorgunluğuna dikkat Haber

Yaz yorgunluğuna dikkat

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER İzmir’de hava sıcaklıkları bir hayli arttı. Özellikle öğlen saatlerinde artan sıcaklıkla birlikte vücudun aşırı su kaybetmesi ile yüksek nem ve sıcakta, kalbin hızlı atmasına ve buna bağlı olarak hızlı solumaya neden olduğu bilinirken, insan vücudu da dolayısıyla yorulduğu biliniyor. Sıvı ve tuz kaybı, tansiyon değişikliklerine yol açtığını ifade eden Mustafa Torun, bu kayıpların zihin yorgunluğunu beraberinde getirdiğini belirtti. AŞIRI SIVI KAYBI Yorgunluğun basitçe güçsüzlük, dermansızlık, keyifsizlik, yoğunlaşamama halleri ile kendini gösteren bir durum olarak bilindiğini söyleyen Mustafa Torun, yorgunluğa neden olabilecek birçok neden olabileceğini söyledi. Torun, “Uyku bozukluğu, tiroit bezi hastalıkları, düzenli alkol alımı, depresyon, gebelik ve kronik yorgunluk kişinin kendini yorgun hissetmesine neden olurken, yaz mevsiminde İzmir gibi sıcak iklimli yerlerde de insan bedeninin değişen havaya gösterdiği tepkiye bağlı olarak sürekli yorgunluk hissetmesi normaldir. Aşırı sıvı kaybetmemeye özen göstermeliyiz. Tansiyon, şeker, kalp rahatsızlıkları olan bireyler sıcağın en fazla hissedildiği öğlen saatlerinde acil bir işi olmadıkça dışarı çıkmaması gerekmektedir” diye konuştu. PSİKOLOJİK SEBEPLER Yaz yorgunluğuna fizyolojik sebeplerin yanı sıra, psikolojik sebeplerinde neden olabileceğine dikkat çeken Mustafa Torun, “Yaz mevsimi insanların kafasında genellikle tatille özdeşleşir. Birçok çalışan birey yıllık izinlerini yazın kullanır. Bu da yaz geldiğinde kendini yorgun hissetmene neden olabilir ya da bazı bireyler yakın çevresi tatil yazın tatil yaparken, kendisinin çalışmasını kendine dert edinebilir ve buna bağlı olarak yaz yorgunluğu oluşabilir” ifadelerini kullandı. STRESTEN UZAK YAŞAM Yorgunlukların büyük çoğunluğunun ruhsal olduğuna da dikkat çeken Mustafa Torun, okuyuculara bir takım önerilerde bulundu. Mustafa Torun: “Yorgunlukların çoğunun ruhsal nedenlerden kaynaklandığını biliriz, geriye kalanı organik nedenli olabilir. Bazı enfeksiyon hastalıkları (Viral Hepatitler, İdrar Yolu Enfeksiyonları, Nezle, Grip, Brusellozis, Tüberküloz), kanserler, akciğer, karaciğer, böbrek ve kas iskelet sistemi hastalıkları ile kalp hastalıklarını unutmamak gerekir. Organik nedenli değilse fiziksel aktivite, düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve stresten uzak yaşam önemli noktalardır” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.