Binali Yıldırım’dan körfez çıkışı; “Uzaylılar mı temizleyecek?”

KEMAL ÖZKURT  AK Parti’nin olağan kongre süreci, Konak 8. Olağan Kongresi ile son buldu. Partinin 8. Konak İlçe Kongresine, eski Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Mahmut Atilla Kaya, Ceyda Bölünmez Çankırı ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Yaklaşık 6,5 yıldır Konak İlçe Başkanlığı görevini sürdüren Mehmet Sait Başdaş, tek aday olarak girdiği seçimi kazanarak yeni dönemine başladı. AK Parti Konak 8. Olağan İlçe Kongresi'nde çarpıcı açıklamalarda bulunan Son Başbakan, Aksakallılar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, İzmir Körfezi'ne yönelik İzmir yönetimini eleştiri yağmuruna tuttu. İzmir yerel yönetiminin Körfez konusunda işin kolayına kaçtığını belirten Yıldırım,  “Körfez konusunda işin kolayını bulmuşlar körfezi temizlemek bizim işimiz mi diyorlar. Canım kim temizleyecek uzaydan mı gelip temizleyecekler. Bakın yağma yok. Yaşadığınız şehrin sorunlarına seyirci kalamazsınız” dedi.

YAĞMA YOK 

CHP’nin Körfez problemini hükümete yıktığını belirten Yıldırım, “İzmir'e sitem yok, İzmirliye sistem yok. Dönüp kendimize bakacağız nerede eksiğimiz var daha fazla neler yapmamız lazım diye. İzmir’in her tarafında sorun var. Körfez konusunda işin kolayını bulmuşlar körfezi temizlemek bizim işimiz mi diyorlar. Canım kim temizleyecek uzaydan mı gelip temizleyecekler. Hatırlamıyor musunuz 1994’de Haliç’ten köprüden geçerken insanlar burunlar kapatılıp geçmiyordu. Orayı pırıl pırıl yapan kim o dönemin Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.  İktidara rağmen, hükümetin engellemesine rağmen yaptı. Bakın yağma yok. Yaşadığınız şehrin sorunlarına seyirci kalamazsınız. Sorunları torunlara bırakamazsınız. Günün birin de bugün olmazsa yarın, İzmirliler bunun hesabını mutlaka sorarlar. Buna yürekten inanıyorum hiç enerjimiz azalmadan heyecanımız düşmeden Türklerin yüzyılı için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi. 

ECEVİT SAĞ OLSAYDI DA GÖRSEYDİ 

İzmir 25 yıldan fazladır CHP yönetiminin elinde. AK Parti’nin 22 yıla bunların 25 yılını karşılaştıralım. Biz 22 yıldır ülkenin yönetim sorumluluğunu üzerimizde taşıyoruz. İzmir’de de 25 yıldan fazla yerlerde iktidarlar. Hatırınıza gelen belediyelerin yerel yönetimilerin bunu da onlar yaptı dediğiniz bir şey var mı? Yok. Rahmetli Bülent Ecevit’in ‘Köy kent’ diye bir projesi vardı. Keşke sağ olsaydı da İzmir yerel yönetimler, hiç bir şey yapmadan köy kent projesini başardıklarını görseydi. İzmir’i nasıl köy kenti yaptığını görseydi. Burada onların beceriksizliği anlatarak nefes tüketecek değiliz. Biz bu şehre Belediye başkan adayı olduğumuzda 35 İzmir 35 proje dedik. Bugün ,İzmir Belediye başkanı olmadık ama sözümü de yerde bırakmadık. 35 projenin 30’unu tamamladık. Ege’nin en güzeli olan Adnan Menderes Havalimanı’nı, Sabuncubeli ve Konak Tünelini, İstanbul Otoyolunu, biz yaptık” dedi. 

TÜRKLERİN YÜZYILI 

İkinci yüzyılın Türklerin yüzyılı olacağını ifade eden Yıldırım, “Şimdi yeni yüzyıldayız. Yeni yüzyıl Türklerin yüzyılı olacaktır. Burası muazzam bir coğrafya. Kardeşlerimizin gözü kulağı Türkiye’de. Türkiye onlar için geleceğin rol modelidir. Bir ateş çemberi içinde ülkeyi her türlü iç ve dış beladan geri tutarak gelecek hedeflerimiz için çalışmak o kadar kolay iş değil. Bu her baba yiğidin harcı değil. Geçmiş geçmişte kaldı, şimdi önümüzde bakacağız. Önümüzde yeni bir dönem yen tehditler, yeni fırsatlar var. Ve yapılacak çok büyük işler var. Tabii ki millet kadar verecek. Bugün kadar yaptığı gibi AK Parti küresel ve yerel krizlere, olumsuzluklara rağmen her seçimde birinci parti olmayı başarmıştır. Bu dünyada seçim yoluyla iş başında gelen hiçbir siyasi partiye nasip olmamıştır. Bu başarı alkışlanacak bir başarıdır. Ancak bu bizim için yeterli değildir. Geçmişi olmayanın geleceği olmaz. Geçmişi söylüyorum ki geleceğe referans olsun. Gelecek için kadrolarımız yetişiyor. İl kongrelerinden sonra 1015’te büyük kongremiz yapılacak. Heyecan yenilenecek, kadrolar yenilenecek. İsimler değişir ama hedefler değişmez. Yapılacak eserler ertelenmez, memleket sevdası, bayrak sevdası asla terk edilmez Bu bir kadro işidir, ekip işidir. Her geçen taş üstüne taş koyacak. Ondan sonra gelen adlığı bayrağı daha yükseğe taşıyacak. Biz işleri bu anlayışla başardık. Ben Türkiye Yüzyılını, Türklerin Yüzyılı olarak daha da genişletiyorum. Gelecek bizimdir, Türklerindir, Türk devletlerinindir" açıklamalarında bulundu. 

KONAK’TA SORUNLAR BİTMİYOR 

Konak’ta sorunların bitmediğini belirten Başdaş, “Konak 25 yıldır CHP tarafından yönetiliyor. Sadece İzmir’in değil Türkiye’nin en geri kalmış ilçesi. Konak’ın sorunlarına nereden başlayacağımı bilmiyorum. Konak’ta o kadar sorun var ki insanlar kokudan dışarı çıkamıyor. Halk yağmur yağmasın diye dua ederken Konak Belediye Başkanı ay başı gelmesin diye dua ediyor çünkü personel maaşlarını ödeyemiyor. Konak şimdiye kadar 5 başkan değiştirdi ve her gelen başkan öbür başkanın enkaz bıraktığını söyledi. Sanki öbürü başka partiden. Ve bir de sıkıştıklarında hükümet Konak’a bir şey yapmıyor diyorlar. Biz son 10 yılda Konak Tüneli, Gürsel Aksel ve Alsancak Stadı, Gençlik merkezi, 7 tane okul gibi birçok projeye imza attık” diye belirtti.  

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçe görüşmelerine yaşanan olaylara dikkat çekerek açıklamalarda bulunan Çankırı, “İstisnasız hepsinin konuşmasında İzmir, Selçuk’ta 5 evladımızın vefatı vardı. Konuyu siyasi bir malzeme haline getirilmesine üzülerek şahitlik ettik. Olayın ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş ile birlikte ziyaret ettiğimiz o gencecik annenin mesnetsiz iddialar ile anılmasını, Bakanlığımızın ve hatta devletimizin bu konuda suçlu iddia edilmesine karşı ben de söz istedim. Tıpkı o psikolojik ve duygusal şiddet uyguladıkları anneye yaptıkları gibi benim de konuşmamı manipüle etmeye çalıştılar. Herkese gereken cevabı verdik İzmir’in kaç mahallesi olduğunu bile bilmeyenlerin ithal vekil naralarına aldırış etmeden İzmir’in ve İzmirlinin hakkını orada da savundum. Yaşananlar ölçülecek bir arpa boyu bile hizmeti olmayanların zoruna gitmiş olmalı ki, pişkinlikle yalan basın metni diye bir safsata daha ortaya attılar. Normal de her bir milletvekilinin ağzından çıkan her bir kelimenin yazılması gereken tutanaklarda defalarca bağırmak suretiyle maruz kaldığım lafların, ‘karşılıklı laf atışması’ olarak kayıtlara geçmiş olması hakkında gerekli şikâyetlerde bulundum. Ayrıca bu ifadeleri yazmayan yani işini düzgün yapmayan memurlar hakkında da ayrıca suç duyurusunda bulunacağımı buradan bir kez daha ifade ediyorum” dedi.