Erdağ: Zamlar emeğe yapılmış büyük bir hakaret

Tüm Yerel-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Devrim Onur Erdağ, kamu çalışanlarının yaşadığı sorunları ve taleplerini dile getirerek yapılan maaş zamlarını ‘emeğe yapılmış büyük bir hakaret’ olarak nitelendirdi

Haber Giriş Tarihi: 13.01.2025 11:37
Haber Güncellenme Tarihi: 13.01.2025 11:40
Muhabir: MERVE AĞRIÇ
Erdağ: Zamlar emeğe yapılmış büyük bir hakaret

Türkiye genelinde kamu emekçileri, ekonomik zorluklar, düşük maaş zamları ve artan yaşam maliyetleri karşısında tepkilerini dile getirmek için sokaklara döküldü. Tüm Yerel-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Devrim Onur Erdağ, yaptığı yazılı basın açıklamasında, kamu çalışanlarının yaşadığı sorunları ve taleplerini dile getirerek yapılan maaş zamlarını ‘emeğe yapılmış büyük bir hakaret’ olarak nitelendirdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığını belirten Erdağ, kamu emekçilerinin geçim sıkıntısı içinde yaşam mücadelesi verdiğini vurguladı. Temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelen çalışanların, ekonomik kriz ve adaletsiz gelir dağılımı karşısında daha fazla sessiz kalmayacağını ifade eden Erdağ, hak mücadelesinin toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir dayanışma içinde sürdürüleceğini vurguladı.

SİSTEMİN İLLÜZYONUNU REDDEDİYORUZ

Yapılan zammın emeğe yapılmış büyük bir hakaret olduğunu vurgulayan Erdağ, “Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız.  Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı yüzde 44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Yalanlarla örülmüş bu sistemin illüzyonunu reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükseltiyoruz! Kamu emekçilerinin maaşlarına yüzde 11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!” dedi.

ZAMLAR AÇLIĞA MAHKUM ETMEK DEMEK

Zamların, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını alt üst eden bir gerçekliğe dönüştüğünü vurgulayan Erdağ, “Market raflarından temel ihtiyaçlara, faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar fiyatlardaki artışlar, emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu emekçileri, maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi. Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu emekçileri kirasını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya mecbur bırakılmıştır. 2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren yüzde 30’luk asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen yüzde 11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen yüzde 15,75’lik zam ile girdik. Bu zamlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkûm etmektir. Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir.  Cumhurbaşkanı'nın ‘fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin’ çağrısı, siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Emekçi ve emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça göstermektedir” ifadelerini kullandı.

SİLKELENİP KENDİNE GELMEYE DAVET EDİYORUZ!

Mücadeleye devam edeceklerini belirten Erdağ, “Sayın Erdoğan’a soruyoruz: Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot edelim? Elektrik faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Market reyonlarını mı? Ulaşımı mı? Halkın yaşam mücadelesini görmezden gelen bu çağrılarla, adeta dalga geçercesine yapılan açıklamaları kabul etmiyor ve yaşam koşullarımızı iyileştirmek için sorumluluk almayanları silkelenip kendine gelmeye davet ediyoruz! Bu çelişkiyi asla kabul etmiyoruz! Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, vicdanları yaralayan bir haksızlıktır. Yandaş şirketlerin, kamu kaynaklarını talan edercesine sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi gibi ayrıcalıklar bekleyen bir yüzsüzlüğe bürünmesi artık sabır sınırlarını aşmıştır. Halk, yokluk içinde yaşam mücadelesi verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Artık tükendik!” diye aktardı.

ÜCRETSİZ KREŞLER AÇILMALI

Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılması gerektiğini ifade eden Erdağ, “Hakkımız olanı talep etmek için buradayız: Ancak, en düşük memur maaşına yüzde 100 zam yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacaktır. Asgari ücret işçi sendikaları ve konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından belirlenmelidir. Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalıdır. Bu adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracaktır. Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, emekçinin alın terine yapılan açık bir gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.  Yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanmalıdır. Alacağımız her zam taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalıdır. İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır!  Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz! Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır” dedi.

TOPLUMUN HER KESİMİNİN MÜCADELESİ

“Artık sessiz kalma zamanı değildir” diyen Erdağ, sözlerinin devamında ise şu ifadelere yer verdi: “Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak, 1 günlük iş bırakma eylemini gerçekleştiriyoruz. Bu, yalnızca kamu emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesidir. Bu mücadele, insanca bir yaşam, adil bir gelir dağılımı ve halkın refahını önceleyen bir düzen içindir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, emeğimizin ve onurumuzun hiçe sayılmasına asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz! Hep birlikte sesimizi yükseltelim! Bu burada bitmeyecektir, taleplerimizin dikkate alınmaması durumunda tüm emekçiler ile genel grevin örgütlenme sürecinde etkili olacağımızı kamuoyuna buradan ilan ediyoruz. İşyerlerimizden ve alanlardan uyarıyoruz! Emeğimiz için, geleceğimiz için, adalet için mücadeleye devam ediyor ve hükümeti bu yanlıştan acilen dönmeye davet ediyoruz. Sizler yediniz hesabı biz ödemeyeceğiz. Yaşasın örgütlü mücadelemiz. Patrona teşvik, emeğe zulüm. TÜİK yalanı, emekçinin düşmanı. İstikrar dediler, memleketi yediler.”

Kaynak: MERVE AĞRIÇ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.