Evren Laçin: Patron istedi, Bakan ipi çekti

Geçtiğimiz gün açıklanan yüzde 30’luk zam oranıyla asgari ücret 22 bin 104 TL olarak belirlenirken işverene ödenen destek miktarı ise 700 liradan 1000 liraya yükselti. İşverene yüzde 43’lik işçiye ise yüzde 30’luk zam yapılmasını eleştiren İzmir Seyyar Satıcılar Derneği Başkanı Evren Laçin, “İşçiye karşı yüzde 30’luk artışla işçinin boğazını daha da sıkan iktidar, işverene verilen desteği yüzde 43’lük artışla bir anlamda işçinin ipini çekme konusunda patronlara, iş verenlere destek olmuştur. Bu rakam 16 milyon emeklinin, dulun, yetimin beklentilerini de düşük tutmasına neden olacak. Bu oran, 10 milyona yakın tamamen güvencesiz her türlü riskli işlerde çalışan kayıt dışı istihdamdaki mevsimlik tarım işçisini ev temizlikçisi kadını, sokak emekçilerini de etkileyecek. Bu uzun ip çekme yarışı oyununun henüz ilk adımında, ilk raundun adı kondu; ne erken üzülmeye ne erken sevilmeye gerek yok. 40 milyonluk emek dünyası küçük azınlık kasalarında biriken milyarlardan yüzde 2 bile olsa büyüyen ekonomiden, dünyanın birçok yerine ihraç edilen milli savunma sanayinden ve onun kazanımlarından göz nurunu, alın terini, emeğinin payını talep etmekte gecikmeyecek. Emek dünyası olarak yönetime, bunun yanında da işveren kesimine gerekli cevabı vermekte gecikmeyecektir” dedi.

Vatandaşlarımızın sesi Meclis’te daha gür çıkmalı

Türkiye’de 7 milyona yakın emekçinin hiçbir güvenceye sahip olmadığını da anlatan Laçin, şunları söyledi: “Ne bir kredi, ne bir teşvik ne de bir yardım talep etmeden kendi başının çaresine bakan bu insanlar maalesef sosyal devlet içinde kendine yer bulamıyor. Evlere temizliğe giden 1 milyona yakın kadınımız geçimini atıklardan, çöplerden kağıt toplayarak sağlıyor. Selçuk’ta 5 çocuğunu evde bırakmak zorunda kalan ve çıkan yangında çocuklarını kaybeden Melisa gibi 750 bine yakın geri dönüşüm çalışanı hiçbir güvenceye, hiçbir gelir garantisine sahip olmadan yaz kış çalışıyor; ülkenin dört bir yanında hasat dönemlerini takip ederek günübirlik ücretlerle karınlarını doyuruyor. Orta Çağ koşullarında derme çatma çadırlarda kalan bu insanların tek istedikleri güvenceli bir işe kavuşup karınlarını doyurmak ve başlarını sokabilecekleri bir evde yaşamak. Sosyal devlet imkanlarından 1 kuruş bile yararlanamayan bu vatandaşlarımızın sesi Meclis’te çok daha gür çıkmalı.”