İzBB, İzmir Valiliği'nin resmi yazışma usulüne aykırı yanıtını eleştirdi
İzBB, İzmir Valiliği'nin resmi yazışma usulüne aykırı yanıtını eleştirdi
İzmir Büyükşehir Belediyesi, TUSAŞ terör saldırısının faillerinden birinin akrabası olduğu öne sürülen personel ile ilişkili olarak açıklamalarda bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 05.11.2024 16:17
Haber Güncellenme Tarihi: 05.11.2024 16:20
Kaynak:
BÜLTEN
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) hedef alınarak gerçekleştirilen terör saldırısının faillerinden birinin akrabası olduğu öne sürülen bir personeliyle ilgili olarak İzmir Valiliği’ne yazdığı resmi yazı ve alınan yanıta dair açıklama yaptı. Belediyenin, devletin belirlediği kurallar çerçevesinde Güvenlik Soruşturması Kanunu gereği personel hakkında bilgi talep ettiği ifade edildi. Açıklamada, kentin en büyük idari biriminin resmi yazışma usulüne ve hukuka aykırı bir cevap verdiği vurgulandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin konuya ilişkin olarak yaptığı açıklama aşağıdaki gibidir:
“Belediyemiz iştirakinde şoför olarak çalışmakta olan M.A.’nın 23 Ekim 2024 tarihinde TUSAŞ’a düzenlenen terör saldırısının faillerinden biriyle akrabalık ilişkisi olduğunun öğrenilmesi üzerine, işyeri dosyasında çalıştırılmasına engel sabıka kaydı veya güvenlik soruşturması şerhi bulunmamakla birlikte durumun hassasiyet ve özellik arz etmesi sebebiyle personelimiz izne çıkarılmış ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması Kanunu kapsamında çalıştırılmasına engel yeni bir durumun bulunup bulunmadığı İzmir Valiliği’nden sorulmuştur.
İzmir Valiliği’nce 4 Kasım Pazartesi günü önce saat 16.00’da basına servis edilen sonra 16.25’te belediyemizin KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) adresine iletilen yazıda ‘Belediyenizde yüzlerce insanın işine son verilirken Valiliğimizden görüş istenmemişken, eli kanlı bir teröristin kardeşi olunca, vicdanı muhasebe yapılması ve Valiliğimizden hukuki görüş sorulması, abesle iştigaldir’ şeklinde kentimizin en büyük mülki amirliğinin resmi yazışma üslubuna ve hukukuna uygun bulmadığımız bir cevap alınmıştır.
Valilik makamıca resmi yazışma usulleri terk edilerek önce basına servis edilen yazıdaki üslubu eleştiriyoruz, fakat aynı üslupla cevap vermeyi de uygun bulmuyoruz.
Bununla birlikte; 2021 Şubat ayında belediyemizde işe alınmış olan adı geçen personelin işe girişinde İzmir Valiliğinden “güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması” istenildiğini, personelin işyeri dosyasında çalıştırılmasına engel sabıka kaydı veya güvenlik soruşturması şerhi bulunmadığını, TUSAŞ saldırısını yapan teröristlerden birinin akrabası olduğunun öğrenilmesi üzerine durumun hassasiyeti ve özelliği nazara alınarak ve Güvenlik Soruşturması Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11/6 no.lu bendine de atıfta bulunularak ilgili personel hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması talep edildiğini, Valilik cevabında personele ilişkin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bilgisi verilmeksizin ‘bir teröristin kardeşi olunca vicdani muhasebe yapılması Valiliğimizden görüş sorulması abesle iştigaldir’ denildiğini, kamuoyumuzun bilgisine sunmak isteriz.
Anayasamızın 1’nci maddesine göre ‘Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir’, hukuk devletinde idarenin her türlü tasarrufunun hukuka uygun olması, kanun ve yargı denetimine tâbi olması asıldır. Belediyemizden 2021 yılında adı geçen personelin istihdamına başlanırken güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması için İzmir Valiliği’ne sunulan yazı ile 2024 yılında bir terör olayının ardından terör suçlularından biri ile akrabalık ilişkisi bulunduğu değerlendirilen ilgili hakkında güvenlik bilgisi talep yazısı aynı yasal zemine dayanmaktadır ve hukuka uygundur.
Diğer taraftan, Anayasamızın 38’nci maddesi ‘ceza sorumluluğu şahsîdir’ şeklindedir; Türk Ceza Kanunu’nun 20’nci maddesinde de ‘ceza sorumluluğu şahsîdir, kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz’ denilmektedir. Nitekim anılan kanun hükümlerinin uygulaması, geçmişte, ‘terör’ suçundan tutuklanan bir rektörün kardeşinin aynı günlerde ‘bakan’ olarak atanması işlemlerinde olduğu gibi pek çok örnekte görülmüştür.
Bu kapsamda; Anayasa’ya, yasalara ve hukuk ilkelerine bağlılık gereği, suç şüphesi veya suçla ilişkililik konusunda en yetkili makamdan bilgi talep edilmesi ve bu anlamda kamu güvenliğinin sağlanmak istenmesi, mülkî makamın da bu talebi karşılıksız bırakmayıp sonucunu bildirmesi, kamu idaresinin bir görevidir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, TUSAŞ terör saldırısının faillerinden birinin akrabası olduğu öne sürülen personel ile ilişkili olarak açıklamalarda bulundu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) hedef alınarak gerçekleştirilen terör saldırısının faillerinden birinin akrabası olduğu öne sürülen bir personeliyle ilgili olarak İzmir Valiliği’ne yazdığı resmi yazı ve alınan yanıta dair açıklama yaptı. Belediyenin, devletin belirlediği kurallar çerçevesinde Güvenlik Soruşturması Kanunu gereği personel hakkında bilgi talep ettiği ifade edildi. Açıklamada, kentin en büyük idari biriminin resmi yazışma usulüne ve hukuka aykırı bir cevap verdiği vurgulandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin konuya ilişkin olarak yaptığı açıklama aşağıdaki gibidir:
“Belediyemiz iştirakinde şoför olarak çalışmakta olan M.A.’nın 23 Ekim 2024 tarihinde TUSAŞ’a düzenlenen terör saldırısının faillerinden biriyle akrabalık ilişkisi olduğunun öğrenilmesi üzerine, işyeri dosyasında çalıştırılmasına engel sabıka kaydı veya güvenlik soruşturması şerhi bulunmamakla birlikte durumun hassasiyet ve özellik arz etmesi sebebiyle personelimiz izne çıkarılmış ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması Kanunu kapsamında çalıştırılmasına engel yeni bir durumun bulunup bulunmadığı İzmir Valiliği’nden sorulmuştur.
İzmir Valiliği’nce 4 Kasım Pazartesi günü önce saat 16.00’da basına servis edilen sonra 16.25’te belediyemizin KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) adresine iletilen yazıda ‘Belediyenizde yüzlerce insanın işine son verilirken Valiliğimizden görüş istenmemişken, eli kanlı bir teröristin kardeşi olunca, vicdanı muhasebe yapılması ve Valiliğimizden hukuki görüş sorulması, abesle iştigaldir’ şeklinde kentimizin en büyük mülki amirliğinin resmi yazışma üslubuna ve hukukuna uygun bulmadığımız bir cevap alınmıştır.
Valilik makamıca resmi yazışma usulleri terk edilerek önce basına servis edilen yazıdaki üslubu eleştiriyoruz, fakat aynı üslupla cevap vermeyi de uygun bulmuyoruz.
Bununla birlikte; 2021 Şubat ayında belediyemizde işe alınmış olan adı geçen personelin işe girişinde İzmir Valiliğinden “güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması” istenildiğini, personelin işyeri dosyasında çalıştırılmasına engel sabıka kaydı veya güvenlik soruşturması şerhi bulunmadığını, TUSAŞ saldırısını yapan teröristlerden birinin akrabası olduğunun öğrenilmesi üzerine durumun hassasiyeti ve özelliği nazara alınarak ve Güvenlik Soruşturması Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11/6 no.lu bendine de atıfta bulunularak ilgili personel hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması talep edildiğini, Valilik cevabında personele ilişkin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bilgisi verilmeksizin ‘bir teröristin kardeşi olunca vicdani muhasebe yapılması Valiliğimizden görüş sorulması abesle iştigaldir’ denildiğini, kamuoyumuzun bilgisine sunmak isteriz.
Anayasamızın 1’nci maddesine göre ‘Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir’, hukuk devletinde idarenin her türlü tasarrufunun hukuka uygun olması, kanun ve yargı denetimine tâbi olması asıldır. Belediyemizden 2021 yılında adı geçen personelin istihdamına başlanırken güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması için İzmir Valiliği’ne sunulan yazı ile 2024 yılında bir terör olayının ardından terör suçlularından biri ile akrabalık ilişkisi bulunduğu değerlendirilen ilgili hakkında güvenlik bilgisi talep yazısı aynı yasal zemine dayanmaktadır ve hukuka uygundur.
Diğer taraftan, Anayasamızın 38’nci maddesi ‘ceza sorumluluğu şahsîdir’ şeklindedir; Türk Ceza Kanunu’nun 20’nci maddesinde de ‘ceza sorumluluğu şahsîdir, kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz’ denilmektedir. Nitekim anılan kanun hükümlerinin uygulaması, geçmişte, ‘terör’ suçundan tutuklanan bir rektörün kardeşinin aynı günlerde ‘bakan’ olarak atanması işlemlerinde olduğu gibi pek çok örnekte görülmüştür.
Bu kapsamda; Anayasa’ya, yasalara ve hukuk ilkelerine bağlılık gereği, suç şüphesi veya suçla ilişkililik konusunda en yetkili makamdan bilgi talep edilmesi ve bu anlamda kamu güvenliğinin sağlanmak istenmesi, mülkî makamın da bu talebi karşılıksız bırakmayıp sonucunu bildirmesi, kamu idaresinin bir görevidir.
Kamuoyunun bilgisine arz ederiz.”
Kaynak: BÜLTEN
Büyükşehir'den Eylem Ulutaş Ayatar'a görev
Memurlardan oturma eylemi: 4 gün sürecek
CHP’li Uçman’dan kayyum tepkisi: Demokrasiye yeni bir darbe
İsrail’den Şam’a hava saldırısı
Fenerbahçe tribün lideri tutuklandı
İzmir haber: Karşıyaka’da yangın! 3 kişi hastanelik oldu
Konak Meclisi'nde kayyumlara karşı ses yükseltildi
İGC Basın Ligi 2024 Selamettin Bayındır sezonu heyecanla başladı
Zeytin ve zeytinyağında yeni sezon Bergama'da başladı
Başkan Sengel’den Meryem Ana otoparkı çağrısı: Gelir kaynağımız tehdit altında
Son Girilen Haberler
Kadınlar tuvaletine gizli kamera skandalı
İstanbul'da iş yerinin tuvaletine kamera yerleştirerek kadınların gizlice görüntülerini çektiği iddia edilen sanığın cezası belli oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış TÜFE ekimde arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Mevsim etkilerinden arındırılmış özel kapsamlı TÜFE verilerini açıkladı.
TÜLOV’un Badem Projesi, Seferihisar’da renklenecek
Seferihisar Belediyesi ve TÜLOV iş birliği ile yürütülecek olan "TÜLOV Badem Çiçeği" ortak hizmet proje protokolü, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin ve Prof. Dr. Nurettin Demir tarafından imzalandı.