İzmir, Alsancak faciasında ara karar tarihi belli oldu
İzmir, Alsancak faciasında ara karar tarihi belli oldu
Alsancak’ta yağışlı havada İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in akıma kapılarak hayatını kaybetmesiyle ilgili davanın 2’nci gününde sanıklar dinlendi ve savcı mütalaasını verdi.
Haber Giriş Tarihi: 14.11.2024 18:01
Haber Güncellenme Tarihi: 14.11.2024 18:20
Kaynak:
MERVE AĞRIÇ
Merve Ağrıç İzmir Alsancak’ta, yağışlı havada sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz'in (23) hayatını kaybetmesiyle ilgili davanın 2’nci duruşması dün 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Dün gerçekleşen duruşmada tutuksuz bütün sanıklar dinlendi. Bugün gerçekleşen duruşmanın 2’nci gününde ise diğer tanıklar dinlendi. Savcı mütalaasını açıkladı. Tutukluların, tutukluluk halinin devamına karar verildi. Aynı zamanda savcı adli kontrol şartlarının kaldırılmaması yönünde mütalaasını verdi. Duruşmaya yarın saat 10.00’a kadar ara verildi. Kararın yarın sabah verileceği bildirildi.
KÜLAK: DAHLİM OLMAYAN BİR EYLEM VAR
Gediz Elektrik şirketinde arıza onarım Müdürü Ali Külak, “Sayın başkanım bizi bir canavar olarak tabir etti. Beni can kulağı ile dinlemenizi talep ediyorum. Tutukluluğa devam kararını verdi. Anlıyorum ki kendimi ifade edememişim. Ben, eşim ya da çocuğum da orada ölebilirdi. Ancak bir yargılama yapıyorsunuz ve kimin kusurlu olduğunu tespit etmek istiyorsunuz. İzmir ve Manisa arızalar müdürüyüm. Sahada değilim. Müdahale etme sorumluluğum yok. Savcı iddianamede, önlem almadığımı söylemiş. Arıza bildirimleri telefon ile yapılır. Ekipler doğrudan müdahale ederler. Sahada bulunanlar EKAP belgesine sahiptir. Ekipler 2 kişiden oluşur. Bunun amacı birbirlerini denetlemeleri ve kontroldür. Yaptıkları işi fotoğraflar ve sisteme eklerler. Onların kontrollerini neticesinde değişiklik kararı verilirse birime iletilir. Ben bu akış içerisinde değilim. Savcı önlem almadınız dedi. Söz konusu hat 2024 yılına kadar sorunsuz çalıştı. Mevzuata uygun bir hatta tarafıma bildirilmemiş bir hususuna rağmen tutuklu yargılanıyorum. Ben de senin gibi insanım. Bir canavar ya da kötü bir insan değilim. İşimi doğru yapmaya çalıştım. Size en az sizin kadar suçsuz bir insan olarak sesleniyorum. Bana iletilmiş bir arıza söz konusu değildir. 124 gündür özgürlüğümden yoksunum. Kaçma ihtimaliden bahsedildi. Size nasıl yakalandığımdan bahsetmek istiyorum. İş yerindenken polisler aradı. Bekledim ve geldiler. Kaçacak olsaydım o esnada kaçırdım. Adli kontrol hususunda benden daha sorumlu kişiler adli kontrolle serbest. Dahlim olmayan bir eylem var. Bu eziyete son vereceğinize inanıyorum " ifadelerini kullandı.
BİLİNÇLİ TAKSİR VAR
İZSU taşeronu Argan Mühendislik ’ten Arif Kapuş ve Barış Sevgili’nin avukatı, “Bu manipülasyonu eldeki delilleri son gün sunarak yapıyor. Denetmenlerin kâğıt üstünde baktığına dair savunma yapıldı. Ama mevzuata göre böyle olmamalı. Gediz ve Demircan ile yapılan sözleşmeye göre taşeron kesinlikle kullanılamaz. Ama o kadar çok taşeron kullanılmış ki hangi işi hangi taşeron yapmış bilmiyorlar. İlk başta ‘Biz bu hatta dokunmadık, İZSU bizim hattımızı bozdu’ dediler. Cumhuriyet Savcılığı’na da bu yönde beyanda bulunarak soruşturmayı yönlendirdiler. Ama kendi kayıtlarına göre 9 Ocak’ta Mesut Türkan ve Fırat Akbay çalışma yapmış. Bu belgeyi verdiklerini unutmuşlar, ama kendi kayıtlarına göre D hattına müdahale etmişler. İnsanlar da unutuyor kurumlar da. Bu olaya baktığınız an 4 Ocak’ın hiç önemi kalmıyor çünkü illiyet bağı kopuyor. Ali Arcan ve Sefa Pişkinleblebici hakkında suç duyurusunda bulunulmalı. Bu hattın problem olduğunu biliyorlardı, güvenli olmadığını biliyorlardı. İşte burada bilinçli taksir var. Demircan da hangi taşeronu kullandığını bilmiyor” diye vurguladı.
ENERJİ GEÇMEYEN HATTI KESMİŞLER
İZSU taşeronunun ‘korega boruyu kesti’ iddiasını sunduğu fotoğraflarla yalanlayan avukat savunmasında, “Evet kestiler. Hangi hat peki? Burada 3 hat var. İçinden enerji geçmeyen A hattını kesmişler. Belki mala zarar vermeden dava açılabilir ama bilinçli taksirle öldürmeden değil” dedi.
BETON MENHOLÜNÜN GETİRİLMESİ TALEP EDİLDİ
Avukat Özkan Yücel, kabloların yerleştirileceği beton menholü mahkeme salonuna getirmek amacıyla mahkeme başkanına başvuruda bulundu. Başvuruyu değerlendiren mahkeme başkanı, menholün 200 kilodan fazla ağırlığa sahip olduğunu ve salona getirilemeyeceğini belirtti. Bunun üzerine Avukat Yücel, “Onay vermeniz halinde nakliye dahil her şey hazır,” diyerek yanıt verdi. Yücel'in bu açıklamasının ardından mahkeme başkanının, "Getirilmesine gerek yok, eğer inceleme yapmaya gidersek alanda bize anlatırsınız," şeklinde yanıt vererek talebi reddetti.
SANIKLAR DİNLENDİ
Ev hapsi ile yargılanan Alper Doğan, “Daha önceki savunmamı tekrar ediyorum. Olay yeriyle ilgili bisiklet yolunun yapıldığı, 9 Ocak çalışmaları söylemlerinin de eklenmesini istiyorum. Adli kontrol şartının kaldırılmasını ya da azaltılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Tutuksuz yargılanan sanık Abdulkadir Satık, “2015 yılında kablonun tesisi hakkında herhangi bir yetkim ve sorumluluğum yok. Daha önceki ifadelerimin tekrarlar ve adli kontrol şartımın kaldırılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Ezgi Nazaroğlıu, “Önceki savunmamı tekrar ediyorum ve adli kontrol şartının kaldırılmasını talep ediyorum” dedi.
Deniz Sunal, “Önceki savunmamı tekrar ediyorum. Olayda hiçbir suçum bulunmamaktadır. Adli kontrolümün kaldırılmasını ya da hafifletilmesini istiyorum” sözlerine yer verdi.
Koray Arif Bolat, “Daha önce verdiğim ifadeler geçerlidir. Gediz Elektrik’te bakım ve onarım tarafından sorumluyum. Ev hapsimin kaldırılmasını talep ediyorum” diye aktardı. Avukatı ise, “O tarihte orada çalışmamaktır. Konutu terk ememe şeklindeki kontrol ölçüsüz ve ağırdır. Kaldırılmasını veya değiştirilmesini talep ediyoruz” dedi.
Mürsel Arıcı, “Daha önceki savunmamı tekrar ediyorum. Adli kontrol şartının kaldırılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Tahsin Erdoğan, “Benim daha önce verdiğim ifadem aynen geçerli. Söz konusu olayda hiçbir ihmalim bulunmuyor. Demircan inşaatta elektrik mühendisi olarak 4 ay kadar çalıştım. Özellikle belirtmek isterim ki; ortada bir olay var. Bir sözleşme var. Demircan ve Gediz elektrik arasında. Sanki bu sözleşme sadece kablo döşeme olayından ibaretmiş gibi gösteriliyor. İzmir genelinde 6 ilçeyi kapsayan genel bir iş. Belki yüzlerce iş yapılmıştır. Sadece 1 tanesi. O tarihlerde Narlıdere ve Balçova’da çalıştığımı belirttim. Bölgesel olarak da ayrıca tarihsel olarak hiçbir bağlantım bulunmamaktadır. Bilirkişi raporlarında ve diğer raporlarda da, evraklarda da hiçbirinde iddiam adım geçmemekte. İlk ve 2’nci celsede de tanık ve sanık ifadelerinde de benimle ilgili hiçbir konu geçmemekte. Bu işin sorumlusu olduğuma dair en ufak bir belgede bulunmuyor. İşe başlama tarihimden 9 ay önce de bu işle alakalı nasıl sorumlu tutulduğumu anlamış değilim. Dün ve bugünkü ifadelerde geçen birkaç konu var onlarla ilgili görüşlerimi belirtmek istiyorum. SGK döküm hizmetlerinde ne zaman işe başladığım açıkça belli. Zaten apayrı bir firmada Nevşehir’de çalışmaktaydım. 6 ay askerlik yaptım. Tarihlerde zaten askerdeydim. Bunların hepsi mahkeme makamına sunuldu. 27.09 tarihinde de Demircan İnşaat’a işe başladım. İddialar kesinlikle gerçeği yansıtmamakta. Belgelerle de zaten sunduk. Önüne gelen isimlerin mahkemeye verildiğini düşündüm biri de benim. Yetkim ve onayım dahi yok. Adli kontrol tedbirinde beraatımın kaldırılmasını talep ediyorum” dedi.
Ev hapsi ile yargılanan Ufuk Eryılmaz, “Elektrik, Elektronik mühendisiyim. Demircan şirkette saha mühendisi olarak çalıştım. Bölgede herhangi bir kazı yapmadım. Mahkeme heyetiyle ilgili SGK dökümlerini verdim. Demircan’la çalışmayı geçtim, Türkiye’de dahi değildim. Suudi Arabistan’daydım. İzmir’de herhangi bir çalışma yapmadım. Beraatimi istiyorum” diye savunmasını gerçekleştirdi.
Ali Ercan Dikili’nin avukatı, “Önce mazgal çalışması yapılıyor daha sonra ihale yapılıyor. Bu usulsüz. Ayın 3-4’ünde çalışma yapılıyor. GDZ’ye bildirilmesi gereken bildirili 30’unda yapılıyor. Burada usulsüzlük var. Suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum. Müvekkilimin yurt dışında çıkış yasağının kaldırılmasını ve beraat etmesini talep ediyorum” dedi.
Ali Hıdır Köseoğlu, “Yönetici olma sıfatıyla buradayım. Görevim gereği sayın büyükşehir belediye başkanımızı temsilen, katılmam gereken yerler oluyor. Bu nedenle yurt dışı yasağımın kaldırılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alsancak’ta yağışlı havada İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in akıma kapılarak hayatını kaybetmesiyle ilgili davanın 2’nci gününde sanıklar dinlendi ve savcı mütalaasını verdi.
Merve Ağrıç İzmir Alsancak’ta, yağışlı havada sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz'in (23) hayatını kaybetmesiyle ilgili davanın 2’nci duruşması dün 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Dün gerçekleşen duruşmada tutuksuz bütün sanıklar dinlendi. Bugün gerçekleşen duruşmanın 2’nci gününde ise diğer tanıklar dinlendi. Savcı mütalaasını açıkladı. Tutukluların, tutukluluk halinin devamına karar verildi. Aynı zamanda savcı adli kontrol şartlarının kaldırılmaması yönünde mütalaasını verdi. Duruşmaya yarın saat 10.00’a kadar ara verildi. Kararın yarın sabah verileceği bildirildi.
KÜLAK: DAHLİM OLMAYAN BİR EYLEM VAR
Gediz Elektrik şirketinde arıza onarım Müdürü Ali Külak, “Sayın başkanım bizi bir canavar olarak tabir etti. Beni can kulağı ile dinlemenizi talep ediyorum. Tutukluluğa devam kararını verdi. Anlıyorum ki kendimi ifade edememişim. Ben, eşim ya da çocuğum da orada ölebilirdi. Ancak bir yargılama yapıyorsunuz ve kimin kusurlu olduğunu tespit etmek istiyorsunuz. İzmir ve Manisa arızalar müdürüyüm. Sahada değilim. Müdahale etme sorumluluğum yok. Savcı iddianamede, önlem almadığımı söylemiş. Arıza bildirimleri telefon ile yapılır. Ekipler doğrudan müdahale ederler. Sahada bulunanlar EKAP belgesine sahiptir. Ekipler 2 kişiden oluşur. Bunun amacı birbirlerini denetlemeleri ve kontroldür. Yaptıkları işi fotoğraflar ve sisteme eklerler. Onların kontrollerini neticesinde değişiklik kararı verilirse birime iletilir. Ben bu akış içerisinde değilim. Savcı önlem almadınız dedi. Söz konusu hat 2024 yılına kadar sorunsuz çalıştı. Mevzuata uygun bir hatta tarafıma bildirilmemiş bir hususuna rağmen tutuklu yargılanıyorum. Ben de senin gibi insanım. Bir canavar ya da kötü bir insan değilim. İşimi doğru yapmaya çalıştım. Size en az sizin kadar suçsuz bir insan olarak sesleniyorum. Bana iletilmiş bir arıza söz konusu değildir. 124 gündür özgürlüğümden yoksunum. Kaçma ihtimaliden bahsedildi. Size nasıl yakalandığımdan bahsetmek istiyorum. İş yerindenken polisler aradı. Bekledim ve geldiler. Kaçacak olsaydım o esnada kaçırdım. Adli kontrol hususunda benden daha sorumlu kişiler adli kontrolle serbest. Dahlim olmayan bir eylem var. Bu eziyete son vereceğinize inanıyorum " ifadelerini kullandı.
BİLİNÇLİ TAKSİR VAR
İZSU taşeronu Argan Mühendislik ’ten Arif Kapuş ve Barış Sevgili’nin avukatı, “Bu manipülasyonu eldeki delilleri son gün sunarak yapıyor. Denetmenlerin kâğıt üstünde baktığına dair savunma yapıldı. Ama mevzuata göre böyle olmamalı. Gediz ve Demircan ile yapılan sözleşmeye göre taşeron kesinlikle kullanılamaz. Ama o kadar çok taşeron kullanılmış ki hangi işi hangi taşeron yapmış bilmiyorlar. İlk başta ‘Biz bu hatta dokunmadık, İZSU bizim hattımızı bozdu’ dediler. Cumhuriyet Savcılığı’na da bu yönde beyanda bulunarak soruşturmayı yönlendirdiler. Ama kendi kayıtlarına göre 9 Ocak’ta Mesut Türkan ve Fırat Akbay çalışma yapmış. Bu belgeyi verdiklerini unutmuşlar, ama kendi kayıtlarına göre D hattına müdahale etmişler. İnsanlar da unutuyor kurumlar da. Bu olaya baktığınız an 4 Ocak’ın hiç önemi kalmıyor çünkü illiyet bağı kopuyor. Ali Arcan ve Sefa Pişkinleblebici hakkında suç duyurusunda bulunulmalı. Bu hattın problem olduğunu biliyorlardı, güvenli olmadığını biliyorlardı. İşte burada bilinçli taksir var. Demircan da hangi taşeronu kullandığını bilmiyor” diye vurguladı.
ENERJİ GEÇMEYEN HATTI KESMİŞLER
İZSU taşeronunun ‘korega boruyu kesti’ iddiasını sunduğu fotoğraflarla yalanlayan avukat savunmasında, “Evet kestiler. Hangi hat peki? Burada 3 hat var. İçinden enerji geçmeyen A hattını kesmişler. Belki mala zarar vermeden dava açılabilir ama bilinçli taksirle öldürmeden değil” dedi.
BETON MENHOLÜNÜN GETİRİLMESİ TALEP EDİLDİ
Avukat Özkan Yücel, kabloların yerleştirileceği beton menholü mahkeme salonuna getirmek amacıyla mahkeme başkanına başvuruda bulundu. Başvuruyu değerlendiren mahkeme başkanı, menholün 200 kilodan fazla ağırlığa sahip olduğunu ve salona getirilemeyeceğini belirtti. Bunun üzerine Avukat Yücel, “Onay vermeniz halinde nakliye dahil her şey hazır,” diyerek yanıt verdi. Yücel'in bu açıklamasının ardından mahkeme başkanının, "Getirilmesine gerek yok, eğer inceleme yapmaya gidersek alanda bize anlatırsınız," şeklinde yanıt vererek talebi reddetti.
SANIKLAR DİNLENDİ
Ev hapsi ile yargılanan Alper Doğan, “Daha önceki savunmamı tekrar ediyorum. Olay yeriyle ilgili bisiklet yolunun yapıldığı, 9 Ocak çalışmaları söylemlerinin de eklenmesini istiyorum. Adli kontrol şartının kaldırılmasını ya da azaltılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Tutuksuz yargılanan sanık Abdulkadir Satık, “2015 yılında kablonun tesisi hakkında herhangi bir yetkim ve sorumluluğum yok. Daha önceki ifadelerimin tekrarlar ve adli kontrol şartımın kaldırılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Ezgi Nazaroğlıu, “Önceki savunmamı tekrar ediyorum ve adli kontrol şartının kaldırılmasını talep ediyorum” dedi.
Deniz Sunal, “Önceki savunmamı tekrar ediyorum. Olayda hiçbir suçum bulunmamaktadır. Adli kontrolümün kaldırılmasını ya da hafifletilmesini istiyorum” sözlerine yer verdi.
Koray Arif Bolat, “Daha önce verdiğim ifadeler geçerlidir. Gediz Elektrik’te bakım ve onarım tarafından sorumluyum. Ev hapsimin kaldırılmasını talep ediyorum” diye aktardı. Avukatı ise, “O tarihte orada çalışmamaktır. Konutu terk ememe şeklindeki kontrol ölçüsüz ve ağırdır. Kaldırılmasını veya değiştirilmesini talep ediyoruz” dedi.
Mürsel Arıcı, “Daha önceki savunmamı tekrar ediyorum. Adli kontrol şartının kaldırılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Tahsin Erdoğan, “Benim daha önce verdiğim ifadem aynen geçerli. Söz konusu olayda hiçbir ihmalim bulunmuyor. Demircan inşaatta elektrik mühendisi olarak 4 ay kadar çalıştım. Özellikle belirtmek isterim ki; ortada bir olay var. Bir sözleşme var. Demircan ve Gediz elektrik arasında. Sanki bu sözleşme sadece kablo döşeme olayından ibaretmiş gibi gösteriliyor. İzmir genelinde 6 ilçeyi kapsayan genel bir iş. Belki yüzlerce iş yapılmıştır. Sadece 1 tanesi. O tarihlerde Narlıdere ve Balçova’da çalıştığımı belirttim. Bölgesel olarak da ayrıca tarihsel olarak hiçbir bağlantım bulunmamaktadır. Bilirkişi raporlarında ve diğer raporlarda da, evraklarda da hiçbirinde iddiam adım geçmemekte. İlk ve 2’nci celsede de tanık ve sanık ifadelerinde de benimle ilgili hiçbir konu geçmemekte. Bu işin sorumlusu olduğuma dair en ufak bir belgede bulunmuyor. İşe başlama tarihimden 9 ay önce de bu işle alakalı nasıl sorumlu tutulduğumu anlamış değilim. Dün ve bugünkü ifadelerde geçen birkaç konu var onlarla ilgili görüşlerimi belirtmek istiyorum. SGK döküm hizmetlerinde ne zaman işe başladığım açıkça belli. Zaten apayrı bir firmada Nevşehir’de çalışmaktaydım. 6 ay askerlik yaptım. Tarihlerde zaten askerdeydim. Bunların hepsi mahkeme makamına sunuldu. 27.09 tarihinde de Demircan İnşaat’a işe başladım. İddialar kesinlikle gerçeği yansıtmamakta. Belgelerle de zaten sunduk. Önüne gelen isimlerin mahkemeye verildiğini düşündüm biri de benim. Yetkim ve onayım dahi yok. Adli kontrol tedbirinde beraatımın kaldırılmasını talep ediyorum” dedi.
Ev hapsi ile yargılanan Ufuk Eryılmaz, “Elektrik, Elektronik mühendisiyim. Demircan şirkette saha mühendisi olarak çalıştım. Bölgede herhangi bir kazı yapmadım. Mahkeme heyetiyle ilgili SGK dökümlerini verdim. Demircan’la çalışmayı geçtim, Türkiye’de dahi değildim. Suudi Arabistan’daydım. İzmir’de herhangi bir çalışma yapmadım. Beraatimi istiyorum” diye savunmasını gerçekleştirdi.
Ali Ercan Dikili’nin avukatı, “Önce mazgal çalışması yapılıyor daha sonra ihale yapılıyor. Bu usulsüz. Ayın 3-4’ünde çalışma yapılıyor. GDZ’ye bildirilmesi gereken bildirili 30’unda yapılıyor. Burada usulsüzlük var. Suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum. Müvekkilimin yurt dışında çıkış yasağının kaldırılmasını ve beraat etmesini talep ediyorum” dedi.
Ali Hıdır Köseoğlu, “Yönetici olma sıfatıyla buradayım. Görevim gereği sayın büyükşehir belediye başkanımızı temsilen, katılmam gereken yerler oluyor. Bu nedenle yurt dışı yasağımın kaldırılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kaynak: MERVE AĞRIÇ
Polat çiftinin kara para davasında gelişme: İki dava birleştirilmiyor
Galatasaray'ın yıldızı Icardi gözaltına alındı
Buca Belediyesi’nde grev sona erdi: İşçiler mesaiye başladı
Kordon’a beton bariyer tepkisi: Utanç duvarından vazgeçin
Seferihisar Mandalina Şenliği için geri sayım başladı
Gençler geçim ve eğitim arasında sıkıştı
İzmir haber: İzmir’deki kan donduran AIDS olayında yeni gelişme
Bu pasaport başka pasaport
Büyükşehir Basmane’de Çocuk Şenliği yaptı
Başkan Tugay’dan sert ‘Milliyetçilik’ cevabı: Fabrikalar sermayeye ve Araplara satılıyor
Son Girilen Haberler
Bakan Tunç, Almanya'nın Ankara Büyükelçisi ile görüştü
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Sibylle Katharina Sorg ile bir araya geldi.
BMM Başkanı Kurtulmuş: Kıbrıs Adası'nda iki toplumlu bir seçenekten başka hiçbir seçim yolu kalmamıştır
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bu kadar yıllık tecrübeden ve gelişmeden sonra Kıbrıs Adası'nda iki toplumlu bir seçenekten başka hiçbir seçim yolu kalmamıştır" dedi.
Manisa'da zabıtadan örnek davranış
Manisa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı ekipleri, annesi ile birlikte yürürken düşüp yaralanan küçük çocuğa yaptıkları ilk müdahale sonrasında hastaneye gitmelerinde yardımcı oldu.