[title]|İlkses Gazetesi

İzmir Barosu hakim karşısında!

İzmir Barosu 2020 yılı başkanı Özkan Yücel ve dönemin yönetim kurulu, Diyanet İşleri’nin taraflarına açtığı dava için bugün hakim karşısına çıktılar. Davada, “Suç unsurlarının oluşmaması” gerekçesiyle tüm sanıklara beraat verildi

Haber Giriş Tarihi: 24.04.2023 11:17
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İzmir Barosu hakim karşısında!

TENZİLE AŞÇI
İzmir Barosu 2020 yılı başkanı Özkan Yücel ve dönemin yönetim kurulu Diyanet İşleri’nin taraflarına açtığı dava için bugün hakim karşısına çıktılar. 
24 Nisan 2020 tarihinde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cuma hutbesinde LGBTİ+’lara, resmi evlilik niteliği taşımayan bazı ilişki pratiklerine ve HIV’le yaşayan kişilere yönelik “Eşcinsellik hastalığı beraberinde getiriyor, nesli çürütüyor” ifadelerini kullanmış ve ardından İzmir Barosu, Erbaş’ın sözlerine tepki gösteren bir açıklama yapmıştı.
Diyanet İşleri açıklama hakkında suç duyurusunda bulunurken açıklama ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığı kararı alındı ancak bakanlığın kovuşturma izni vermesi ile iddianameye döndü. Yaşanan gelişmelerin ardından dönemin İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel ve o dönem görev yapan on yönetim kurulu üyesinin ‘dini değerleri alenen aşağılama’ suçlaması bugün hakim karısına çıktılar.
Mahkemede, tüm sanıklar için ’beraat kararı’ verilirken duruşma sonrasında İzmir Barosu, basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz’ın yanı sıra Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, sanık avukatlar, baro avukatları ve Türkiye İşçi Partisi İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı İrfan Değirmenci de katıldı.

YILMAZ: İZMİR BAROSU YARGILANAMAZ
Davada adaletin yerini bulduğunu ifade eden İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, “Tam 3 yıl önce bugün bir Cuma hutbesinde Diyanet İşleri Başkanı’nın yaptığı konuşma sebebiyle hemen ertesi günü 25 Nisan 2020 günü İzmir Barosunun o dönemde görevde bulunan meslektaşlarımız ve baskınımıza yapmış oldukları açıklama nedeniyle aklarında açılan kamu davası bugün görüldü ve arkadaşlarımız hakkında beraat kararı verildi. İzmir Barosunun geçmişten bugüne bütün açıklamaları, özellikle nefret diliyle ötekileştirilen ve dışlanan bireyler adına yapılan açıklamalara karşı gösterdiği direnç bugün de karşılığını buldu ve meslektaşlarımız beraat ettiler. Unutulmamalıdır ki düşünce, ifade özgürlüğü ve İzmir Barosu yargılanamaz” dedi.

SAĞKAN: BİZİ TEK BAŞINA MUTLU EDECEK BİR GELİŞME DEĞİL
TBB Bakanı Sağkan ise beraat kararının gerekçesine dikkat çekerek “3 yıl önce bugün Diyanet İşleri Başkanının hutbesindeki nefret söylemine karşı İzmir Barosunun yaptığı, hukuk sınırları içerisinde bir hak savunuculuğu rolündeki açıklama sebebiyle bugünden itibaren başlayan ve üzerinde çok yoğun bir siyasi baskının olduğunu gördüğümüz soruşturma ve kovuşturma süreci, bugün itibariyle beraatle sonuçlanmıştır. Kararın gerekçesi de öyle delil yetersizliği falan değil, suçun unsurlarının oluşmamasıdır. Bu bizi tek başına mutlu edecek bir gelişme değil. Çünkü aslında burada, bu tür yargılamalarla yapılmak isteneninin sadece bu yargılamaya özgü mağduriyetler olmadığını çok iyi biliyoruz. Burada yapılmak istenen kamuoyuna gözdağı vermektir. Ancak bugünkü duruşmadan da edindiğim izlenim… Bu ülkede barolar olduğu müddetçe, özgür demokratik kitle örgütleri olduğu müddetçe bu tür baskılar bizi yıldıramaz. Biz bu mücadeleyi sonuna kadar vermeye devam edeceğiz. Nefrete inat, yaşasın hayat” diye konuştu.

YÜCEL: DURUŞMADAN SONRA ALİ ERBAŞ’A HABER VERDİM
Davanın açıldığı dönem İzmir Baro Başkanı olan Özkan Yücel ise ‘davada siyaset’ göndermesi yaptı ve şunları söyledi; “Başından beri şunu söyledik. Biz bu yargılamanın ve davanın hukuk işi olmadığına inanıyoruz. Siyasetten beslenen ve siyasetten kaynaklanan bir yargımaydı. Şu ana kadar savunma yapmadık. Soruşturma evresinde suçlamaya ilişkin tek bir söz söylemedik. Bir sebebi vardı. Söylediklerimiz, o kadar insanca o kadar avukatça o kadar hukukçaydı ki açıklamaya ihtiyacı yoktu. Bugün de mahkemede unu söyledik; Bu belayı başımıza asıl açtılarsa kararı sizi verin. Biz sizden karar falan istemiyoruz. Aslına bakarsanız bugünkü yargılama yargılama faaliyetinin tersine döndüğü ve işlediği bir süreç oldu. İfade özgürlüğünü kullananlara, nefret söylemine karşı çıkmalara karşı açılmış dava, bu davayı açtırmak için çaba gösterenlerin yargılandığı bir davaya dönüştü. Adın daha önce koymuştuk. Bugün Türkiye’de faşizm koşullarında yaşıyoruz, yargı asla bağımsız hareket edemiyor. Cumhuriyet savcısının ‘kovuşturmaya gerek yok’ dediği dosyada Adalet Bakanı, ‘Olsun, siz yine de bir dava açın’ diyerek mahkemenin karşısında kadar gönderebiliyor dosyası. O baskılar, 2’ye 1 oyla mahkemenin karşısına getiriyor avukatları. Topluma parmak gösteriyorlar ‘Avukatları yargılarsak sizi hayli hayli yargılarız’ diye. Ama bugün bir kere daha gösterdi ki biz dik durdukça, pes etmedikçe başarılı olmalarının imkanı yok. Ceza verebilirlerdi, ne gam! Çünkü söylediklerimizin haklı, doğru ve söylenmesi gerektiğine o kadar inanıyoruz ki bugün olsa yine aynını yaparız. Duruşmadan sonra Ali Erbaş’a haber verdim. ‘Kötü bir haberim var sana’ dedim. İzmir Barosu nefrete inat mücadele etmeye devam ediyor. Nefrete inat yaşasın hayat demeye devam ediyor ve devam edecek. Ne yaparsanız yapın… Sonunda kazanan biz olacağız. Çünkü haklıyız.”

DEĞİRMENCİ: YALNIZ DEĞİLİZ, YANLIŞ DEĞİLİZ
Değirmenci, dava sonucunun ötekileştirilen bireylerin hak arayışına umut olacağını belirterek “Bugünden sonra bu ülkenin LGBTİ+ bireyleri kendini yalnız hissetmeyecek. LGBT+ bireyler artık yaşam hakları için mücadele ederken bugünden sonra adaletin ve hukukun kendileriyle ilgili kararlarda bugün İzmir’de verilen kararı göz önünde bulundurulacağını düşünecekler ve kendilerini yalnız hissetmeyecekler. Yalnız değiliz, yanlış değiliz” ifadelerini kullandı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.