İzmir şehitlerini anıyor: Fethi Sekin ve Musa Can için duygusal anma

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İzmir'de 8 yıl önce gerçekleştirilen terör saldırısında şehit düşen polis memuru Fethi Sekin ile mübaşir Musa Can için İzmir Adalet Sarayı'nda düzenlenen anma törenine katıldı. Tunç, burada yaptığı konuşmada, Fethi Sekin ile Musa Can'ın ailelerine, sevenlerine, emniyet ve yargı teşkilatına başsağlığı dileyip, onların adlarını ve aziz hatıralarını hiçbir zaman unutmayacaklarını söyledi.

KAHRAMANCA ÇATIŞTI

Bundan 8 yıl önce hain teröristlerin bomba yüklü araçla İzmir Adliyesi'nin C Blok girişine gelerek alçakça bir saldırı girişiminde bulunduklarını anımsatan Tunç, "Adliyemizi, teşkilatımızın mensuplarını ve o esnada adliyede bulunan vatandaşlarımızı hedef alarak büyük bir katliam gerçekleştirmek niyetindeydiler. Bu alçak niyeti gerçekleştirmek üzere harekete geçtiklerinde karşılarında kahraman polisimiz Fethi Sekin'i buldular. Fethi Sekin, Trafik Denetleme Şubesi'ne bağlı bir polisti ve adliye önünde görevliydi. Asli sorumluluğu terörle mücadele olmamasına rağmen teröristlerin niyetini anlar anlamaz hemen silahına sarıldı, kurşunu bitene kadar hainlerle kahramanca çatıştı ve terörün adliyemizi teslim almasına canı pahasına geçit vermedi" diye konuştu.

Adliyede görevi başındayken hainlerin kurşunuyla şehit olan Musa Can'ı da asla unutmayacaklarını vurgulayan Bakan Tunç, Mehmet Selim Kirazlara, Ömer Halisdemirlere ve Fethi Sekinlere minnet ve şükran borçlu olduklarını bildirdi. Şehitleri her zaman terörsüz Türkiye'nin kahramanları olarak anacaklarını ifade eden Tunç, dünyanın her yerinde terörün bir insanlık suçu olduğunu söyledi.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE'NİN ŞAFAĞINDAYIZ

Tarihi bir süreçten geçildiğini dile getiren Tunç, şunları kaydetti:

"Devletimizin kararlı politikaları, cesur adımlarının yanında Suriye'nin özgürleşmesiyle birlikte, küresel güçlerin bölgemizde kullanışlı birer maşa olarak kullandıkları terör örgütleri bitme, tükenme noktasına gelmiştir. İnşallah çok yakın zamanda bölgemizin, ülkemizin, milletimizin ve masumların yakasından düşecekler ve tamamen yok olacaklar. Allah'ın izniyle terörsüz Türkiye'nin şafağındayız. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde ülkemizi terörün her türlüsünden arındırarak daha huzurlu bir geleceğe kavuşturmanın gayreti içerisinde durmadan çalışacağız. Millet olarak 2025 yılında birlik beraberliğimizi, dayanışmamızı daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz."

Yargı mensuplarının, adalet teşkilatının her bir çalışanın fedakarca görevlerini yerine getirdiğini ve adalet hizmetlerini eksiksiz sunmak için azimle çalıştığını söyleyen Tunç, yaşanılan kayıplar karşısında yürekler yansa da adliyeleri teröre teslim etmediklerini aktardı.

SAYGI VE MİNNETLE SELAMLIYORUZ

Geçen yıl 6 Şubat'ta İstanbul Adliyesi'nin hain bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldığını anımsatan Tunç, "Orada kahraman polislerimiz o saldırıyı engellemiş ve teröristleri etkisiz hale getirmiş, yüzlerce adliye çalışanımızı, hakim, savcımızı ve vatandaşlarımızı terör tehlikesinden korumuşlardır. O kahramanlarımızı da buradan bir kez daha saygı ve minnetle selamlıyoruz." diye konuştu.

Törende İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Gökberk Sunal ve İl Emniyet Müdürü Celal Sel de konuşma yaptı.

Programa şehit Fethi Sekin'in eşi Rabia Sekin, kızı Zeynep Dila Sekin, şehit Musa Can'ın eşi Mecburiye Can, kızı Emine Can, İzmir Valisi Süleyman Elban, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral İrfan Özsert, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, AK Parti İzmir milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya ve Yaşar Kırkpınar, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı, MHP İl Başkanı Veysel Şahin, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Metin Düz, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de katıldı.

KARANFİL BIRAKILDI

Adliye içerisindeki törenin ardından Bakan Tunç, Fethi Sekin Anıtı'na ve Sekin'in şehit olduğu alana karanfil bıraktı.

Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Tunç, Sekin'in trafiği denetlemekle görevli olduğu halde o tehlikeyi sezdiğini ve canı pahasına bertaraf ettiğini vurgulayarak, "Teröristleri etkisiz hale getirdi. Tabi mübaşirimiz Musa Can da o saldırıda şehit düştü. Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz. Her yıl burada anmaya devam edeceğiz, onların emanetine sonuna kadar sahip çıkacağız. Terörle mücadeledeki kararlılığımızdan hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Ülkemizi, Türkiye Yüzyılı'nda terörsüz bir Türkiye'yi inşallah inşa edeceğiz" diye konuştu.

YAKIN ARKADAŞTAN ŞİİRLİ ANMA

İzmir Adliyesi'ne terör örgütü PKK'nın 5 Ocak 2017'de düzenlediği saldırıda şehit olan polis memuru Fethi Sekin ile yakın arkadaşlığı olan adliye yazı işleri müdürü Gökhan Akgün, şehide duyduğu özlemi yazdığı şiirle dile getirdi.

İzmir Adliyesi'nde 13 yıl önce çalışmaya başlayan ve bir süredir 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yazı işleri müdürlüğü yapan Akgün, adliye önünde tanıştığı Fethi Sekin ile kısa sürede yakın bir arkadaşlık kurdu.

Adliyeye düzenlenen saldırı sırasında da görev başında olan Gökhan Akgün, patlamanın ardından olay yerine koşup Sekin'e yardım etmeye çalıştı.

Sekin'in şehit haberiyle büyük bir üzüntü yaşayan Akgün, geçen zamana rağmen arkadaşını unutamıyor.

Akgün, arkadaşlarıyla buluştuklarında sürekli andığı Sekin'e olan hasretini mısralara döktü.

"Sekin Destanı" adını verdiği ve 8 kıtadan oluşan şiirde Gökhan Akgün, Sekin'in saldırıda hainlere karşı vücudunu siper edişi, arkasında 3 yetim bırakışı, bir kahraman oluşu ve bayrağı ile vatanı için hainlere karşı duruşunu aktarmaya çalıştı.

Şiir, Fethi Sekin ile adliye çalışanı Musa Can'ın şehadetlerinin 8. yılında hazırlanan "Sözümüz Olsun Unutmayacağız" kitapçığında yayımlandı.

Akgün, AA muhabirine, 13 yıl önce adliyede görev başladığında Fehti Sekin ile tanıştıklarını söyledi.

Şehit Sekin'in adliyedeki araçların kime ait olduğunu ve yabancı araçları da çok iyi bildiğini aktaran Akgün, "Hatta bombalı aracı da bu dikkati sayesinde tespit etti." dedi.

Uzun süreli tanışıklıkları nedeniyle genelde memleket sohbeti yaptıklarını aktaran Akgün, zaman zaman işe geç kaldığında, adliyenin önünde arabasının anahtarını Sekin'e bıraktığını ifade etti.

Şehidi çok özlediğini ve arkadaş ortamında otururken bir anda ona şiir yazma isteği uyandığını vurgulayan Akgün, şöyle konuştu:

"Şiir insan hayatında çok daha etkili olabiliyor. Andığımız, düşündüğümüz, sohbet ettiğimiz bir akşam arkadaşlarımız arasında ben Fethi abiyle ilgili bir şeyler yazmak istedim. Arkadaşlarımla paylaştım. İnsanoğlu duygularını şiirle, sözle çok daha rahat ifade ediyor. Fethi abiye duyduğum özlemi bu şekilde anlatmak istedim. Ben hayatımda canlı bir kahraman gördüm ve Fethi Sekin ile tanışma fırsatı buldum. Bir kahramanla beraber vakit geçirdik. Benim için büyük bir kıvanç oldu."

Gökhan Akgün'ün kaleme aldığı "Sekin Destanı" şiirinin son iki kıtası şu dizelerden oluşuyor:

"Fedakarlık nedir işte gösterdi,

Toprak nasıl vatan olur ispatı kendi,

İzmir'de yurduna canını verdi,

Şehit kervanına girdi Sekin'im.

Kalanlar ne desin Fethi Sekin'e,

Şehidi anlatmak boşa velvele,

Dünya denen yerden bir kutlu yere,

Göçünü ak alınla derdi Sekin'im."