[title]|İlkses Gazetesi

Kadın avukatlar 8 Mart için yürüdü: Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!

İzmir'de kadın avukatlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde cübbeli yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş sonunda yapılan açıklamada, "Bu düzene karşı durmaktan, şiddete uğrayan tek bir kadın kalmayana dek mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz" vurgusu yer aldı

Haber Giriş Tarihi: 08.03.2023 10:56
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kadın avukatlar 8 Mart için yürüdü: Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!

ÇAĞLA GENİŞ

İzmir Barosu üyesi kadın avukatlar, 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla Baro binası önünde toplanarak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde cübbeli yürüyüş gerçekleştirdi. Avukatlar yürüyüşte, "Asla yalnız yürümeyeceksin", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" ve "Birlikte daha güçlüyüz" yazılı dövizler taşıdı. Yürüyüş sonunda Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde düzenlenen basın açıklamasını Av. Gözde Önal ile Av. Büşra Marangozoğlu okudu.

ÇADIRDA BİLE ERKEK ŞİDDETİ DEVAM EDİYOR
Türkiye'nin en büyük toplumsal sorunlarından biri olan kadın cinayetlerine vurgu yapılan açıklamada, "Bugün 8 Mart. Bu ülkede Aslı Engin üç çocuğunu polis eşliğinde görmeye gittiğinde boşandığı eşi tarafından bıçaklanarak katledileli bir hafta bile olmadı. Yani bu ülkede bir kadının daha yaşama hakkı elinden alındı. Hem de polis eşliğinde… Bu ülkede birçok kez uzaklaştırma kararı verilmiş olmasına rağmen tazyik hapsi kararı, Hülya Şellavcı iş yerinde eşi tarafından başından vurularak katledildikten sonra verildi. Yani bu ülkede bir kadının daha yaşama hakkı elinden alındı. Hem de adli makamlar öngörebileceği halde. Bu ülkede zamanın en büyük yıkımlarından biri oldu, 11 ilde birden yaşanan deprem… Depremden sağ çıkabilen kadınlar, canlarının sağ olduğuna sevinemedi. Çünkü çadırda bile, depremzede olan kadınlara karşı bile, deprem bölgesinde bile erkek şiddeti devam ediyor. Tehditten cinsel saldırıya, ısrarlı takipten kasten yaralamaya, kadına karşı fiziksel, psikolojik, cinsel şiddet devam ediyor. Bu ülkede depremzede Alev Altun, barınma ihtiyacı devlet tarafından karşılanmadığı için şiddet gördüğü eşinin evine yerleşmek zorunda kaldı, üzerine kaynar su döküldü. Bu ülkede Pınar Gültekin vahşice katledileli 3 yıl oldu. Yakıldığında henüz yaşıyor olduğuna dair raporlar dosyasında yer almasına rağmen ilk derece mahkemesi sanık hakkında haksız tahrik indirimi uyguladı ve katiline sadece 23 yıl hapis cezası verdi" denildi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
Her türlü şiddete karşı mücadelenin süreceğini vurgusu yapılan açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: "Savaş çıksa kadınlara cinsel saldırı, doğal afet olsa kadınlara karşı şiddetin her türü, hiçbir şey olmasa giydiğinden, gezdiğinden, güldüğünden suçlanan kadın... Bu ülkede hiçbir şeye ses çıkmadı da kadınların yaşamına, haklarına gelince herkes hep bir ağızdan konuştu. Bu ülkede kadınlara nafaka verilmesine karar verildiğinde gösterilen tepki, kadınlar katledildiğinde gösterilmedi. Erkeklerin bitmeyen istekleri konuşuldu da sıra kadına gelince, erkeklerin yorumlarından kadınlara söz sırası gelmedi. Biz, İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak, kadınlara yönelik her türlü şiddete karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Pınar Gültekin, Ceyda Yüksel, Hülya Şellavcı ve daha adını sayamadığımız tüm kadınların davalarının da takipçisi olacağız.10 Mart tarihinde, Pınar Gültekin davasının duruşmasına müdahale talebimizin reddine karar verilmiş olmasına rağmen katılmaya, sözümüz var demeye devam edeceğiz. Failin gözaltına alınmasıyla yetinmeyeceğiz. Aslı Engin’in katledilmesine ilişkin yargılama sürecinin takipçisi olacağız. Şu an deprem bölgesinde bulunan, temel ihtiyaçları dahi karşılanmayan, şiddet gören kadınlarla dayanışmamızı yükseltmeye devam edeceğiz. Asla bu düzene alışmayacağız! Bu düzene karşı durmaktan, şiddete uğrayan tek bir kadın kalmayana dek mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.  Aileyi dağıtan şey kadınlara yönelik şiddet olmasına rağmen, kadının eğitimini, kadının çalışmasını, kadının adil muamele görme isteğini aile birliğinin sonlanmasının nedeni olarak gören, İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alan zihniyet var oldukça 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır' demekten vazgeçmeyeceğiz. Bugün 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü. Coşkuyla, dirençle, umutla kutlamamız gereken bir gün. Ancak biz kadınlar, sadece şiddetsiz yaşayabilmek, çalışabilmek, barınabilmek, gülebilmek için bile mücadele vermek zorunda bırakılıyoruz. Bir kez daha tekrar ediyoruz ki bu zihniyete teslim olmayacağız, biat etmeyeceğiz, bu zihniyetle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Hep birlikte bir kez daha 'Bizi susturamayacaksınız' demek için 8 Mart gece yürüyüşünde el ele kol kola omuz omuza olalım. Tüm kadınları bu akşam gerçekleşecek 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gece yürüyüşüne katılmaya davet ediyoruz."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.