Muhtardan gençlere çağrı: Köylerinizi terk etmeyin!

İzmir’in Aliağa ilçesindeki Aşağışakran Köyü’nün ilk kadın muhtarı olan Akgül, gençlere seslenerek “Lütfen köylerinizi terk etmeyin! Sırtınızı değil, yüzünüzü çevirin” dedi

Haber Giriş Tarihi: 14.09.2024 08:20
Haber Güncellenme Tarihi: 14.09.2024 08:29
Kaynak: SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Muhtardan gençlere çağrı: Köylerinizi terk etmeyin!

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER / İzmir il merkezine 77 km, Aliağa ilçe merkezine ise 17 km uzaklıkta bir köy… Ege Denizi’ne oldukça yakın bir konum… Zeytinlikler, meyve bahçeleri ve sebze tarlaları köylünün önemli geçim kaynakları arasında… Eski taş evler, zeytin bahçeleri ve doğayla uyumlu bir yaşam tarzı ise cabası… Peki, nereden bahsediyoruz? Ağır sanayinin beraberinde getirdiği hastalıklar ve işçi ölümleri ile gündemden düşmeyen Aliağa bu kez ismini nadiren duyduğumuz köyleriyle karşılıyor bizi. Aşağışakran Köyü de onlardan biri… Köyün ilk kadın muhtarı olan Mehtap Akgül’ü dinledik. Hükümetin tasarruf tedbirlerinden dolayı İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerden yeterli desteği alamadıklarını kaydeden Muhtar Akgül, gençlere de seslenmeyi ihmal etmedi: “Lütfen köylerinizi terk etmeyin! Sırtınızı değil, yüzünüzü çevirin.”

mücahit savran

GELSELER NEREDE KALACAKLAR?

Köyün ileri gelenlerinden 80 yaşındaki Mücahit Savran ise bir eğitimci olarak dert yandı. “Gençlerin gelmesini istiyoruz, fakat gelseler bile nerede kalacaklar?” diye soran Savran, “Arsa bırakmadılar ki. Çoğu satıldı. Dönecekler ama evleri yok! Satın alanları tanımıyoruz bir de... Belli köylü değiller. Yabancılar parayı verip köylünün arsasını, tarlasını ele geçirdiler” serzenişinde bulundu. Aşağışakran Muhtarı Mehtap Akgül, konuşmasına şöyle başladı: “47 yaşındayım. 3 çocuk sahibiyim. Evliyim. Köyün ilk kadın muhtarıyım. Benim hem annemin babası hem de babamın babası bu köyün muhtarıydı. Dedelerimden el aldım diyebilirim. Köyde yaşayanların büyük bir kısmı emekli. Ancak çoğu insan zeytincilik işiyle uğraşıyor. Herkesin atadan kalma mutlaka zeytin bahçesi, tarlası var. Yan gelir olarak zeytincilik ile uğraşıyorlar. Göreve geleli çok uzun bir süre olmadı. Nisan’dan itibaren görevdeyiz. Buradaki çalışmalarımız maalesef çok yoğun değil. Hükümetin tasarruf tedbirleri adı altında büyükşehir de ilçe belediyeleri de ne yazık ki çok büyük hizmetler gerçekleştiremiyor”

köy

TAŞIMALI EĞİTİM SORUNU

Öte yandan, Aliağa’nın birçok köyünde taşımalı eğitim söz konusu ve bu beraberinde birçok sorunu getiriyor. Kimi öğrenci, ikamet ettiği yere oldukça uzak okullara giderken, kimi de eğitimden vazgeçiyor. Aşağışakran Köyü de taşımalı eğitim ile gündemde… Fakat Muhtar Akgül’ün aktardıklarına göre bu köyde çocuk sayısı oldukça az. Halkın yaş oranı 60 yaş ya da üstü. Genç kesim olmadığı gibi okula giden çocuk sayısı da az. Gidenler ise taşımalı sistem ile eğitimini sürdürüyor. Zorlukları ise elbette ki fazla.

köy

KENTTEN KÖYE GÖÇ YAŞANIYOR

Peki, gençler nerede? Akgül, şu yanıtı verdi: “İzmir’in ya da Aliağa’nın merkezinde… Gençlerimiz önceki yıllarda köyleri tercih etmediler. Fakat şu an tam tersi, kentten köye bir göç yaşanıyor. Örneğin, yukarıda yapılandırdığımız bir köy daha doğrusu mahalle var. Bu yeni yerleşim alanlarına gençler rağbet ediyor. Ama bizim kendi gençlerimiz, yani köyün yerlisi olan gençler köyümüze arkasını dönüyor. Ancak bizim gençlere ihtiyacımız var. Buradan da onlara seslenmek istiyorum: Lütfen köylerinizi terk etmeyin! Sırtınızı değil, yüzünüzü çevirin. Köyümüz kurulduğu ilk yıllarda aslında merkez bir köydü. Kasabımızdan, fırınımızdan, tarım kredi kooperatifinden, sinemasından… Hepsi mevcuttu. Lakin yıllar içerisinde göç alarak ya da göç vererek kimliğini kaybetti, yoruldu. Kültür de çatırdadı. Tabi bir diğer faktör ise önceki dönem muhtarlarımızın ellerini köyden çekmeleri oldu. Köyümüz maalesef şu an geride.”  

köy

AŞAĞIŞAKRAN’DA KOCA BİR ÇINAR

Köyün ileri gelenlerinden 80 yaşındaki Mücahit Savran’ı da dinledik. Kendisi aynı zamanda doğup büyüdüğü Aşağışakran’da yıllarca öğretmenlik yapmış. Öyle ki Muhtar Akgül de onun öğrencisi. “Köyün yerlisiyim. Burada doğdum, büyüdüm, burada öleceğim” diyor koca çınar ve devamında ekliyor: “Öğretmenlik mesleğini dahi köyümde ve çevre köylerde icra ettim. Sınıf öğretmeniyim. 26 sene eğitim alanında hizmet verdim. Emekli olduktan sonra köy ile ilgilenmeye başladım.

Kesin bilmemekle birlikte mezar taşlarından yola çıkarak öğrendiğim kadarıyla köyün tarihi 800 yıl öncesine dayanıyor. Şu an ki nüfusu ise yaklaşık 250-300 diyebiliriz.”

köy

ARSAYI, TARLAYI ELE GEÇİRDİLER!

“Geçmiş özlenmez mi? Keşke eski günler geri gelse” sözlerine yer veren eğitimci Savran, günümüz yaşam koşullarını da şöyle değerlendirdi: “Bu köyde kasabımız, demirci dükkanımız, 14-15 bakkalımız vardı. Cuma günleri bir pazar kurulurdu ki sormayın. Zanaatkârlarımız vardı. Hele ki zeytin toplama mevsimi geldi mi buradaki kahvehanelerde oturacak yer bulamazdınız. Fakat Yenişakran kurulmaya başlayınca Aşağışakran’ın kıymeti yitip gitti. Göçle birlikte sadece insan sayımız değil, her şey azaldı… Gençlerin gelmesini istiyoruz, fakat gelseler bile nerede kalacaklar? Arsa bırakmadılar ki. Çoğu satıldı. Dönecekler ama evleri yok! Satın alanları tanımıyoruz bir de... Belli köylü değiller. Yabancılar parayı verip köylünün arsasını, tarlasını ele geçirdiler.”  

köy

KAHROLUYORUM

Son olarak ise Savran, “Atatürk, ‘Köylü milletin efendisidir’ demişti. Şimdi efendiliğimizi bırakın, köylü kalmadı. Köylünün kıymeti bilinmiyor. Eskiden köylünün itibarı vardı. Buradan kalkıp Bergama’ya gittiğimiz zaman misafirperverlik görürdük… Özellikle eğitim sistemini bu halde gördükçe kahroluyorum. Fakat bir eğitimci olarak umudumu yitirmiyorum. Karamsar, kötü günlerden geçiyoruz ancak umut hep var. Yalvarırım ülkemize, eğitim-öğretime sahip çıkalım” mesajını verdi.  

Kaynak: SULTAN GÜMÜŞ KAYA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.