Öğretmenlerden Adıyaman atağı: “Korkuları hala canlı”

SULTAN GÜMÜŞ KAYA - RÖPORTAJ

İzmir’in farklı ilçelerinde bulunan toplam 20 kişilik gönüllü öğretmen deprem bölgelerinden biri olan Adıyaman için yola çıktı. Kriz anlarında dezavatanjlı kesimlerden biri olan çocuklar için deprem sahasında eğitimler veren, çocuklarda ileriye dönük bir travma bırakmaması adına etkinlikler gerçekleştiren öğretmenler, öte yandan bir sosyal markette oluşturdu. Gazetemizin ulaştığı gönüllü öğretmenler adına sorularımıza cevap veren İzmir Karabağlar Bozyaka Mevlana İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Mevlüt Aydın, “Öğrencilerin okula, öğretmene, arkadaşa, oyuna, yazı tahtasına, kitaba, kaleme daha doğrusu deprem öncesi yaşadığı normal hayata dönmeye ihtiyacı var” mesajını iletti.

Depremzedelere destek olmak amacıyla İzmir’den Adıyaman’a yola çıktınız. Depremzede öğrenciler için bir takım etkinlikler, eğitimler gerçekleştiriyorsunuz… Kaç kişilik bir ekiple gittiniz? Bu çalışmayı yapmaya nasıl karar verdiniz?

İzmir’in farklı ilçelerinde bulunan toplam 20 kişilik gönüllü öğretmen grubu olarak Adıyaman’a geldik. 6 Şubat 2023’te meydana gelen deprem sadece 11 ilimizi değil bütün ülkemizi ve 83 milyon insanımızı derinden etkilemiştir. Ancak yaranın derinliği ve acının büyüklüğü 11 ilimizdeki depremzede kardeşlerimiz için daha dayanılmaz. 20 öğretmen arkadaşımız bu acıyı hafifletmek, yaraya bir parça olsun merhem olabilmek amacıyla İzmir’den Adıyaman’a geldi.

GÖNÜLLÜ ÖĞRETMENLERDEN SOSYAL MARKET

Şu an orada neler yapıyorsunuz?

Burada 4 öğretmen arkadaşımız kendi branşlarında öğrencilerle okuma, yazma ve dil becerileri üzerine çalışmalar yapıyorlar. Resim çalışması, tuval çalışması kompozisyon düzenlemesi, baskı çalışması gibi sanatsal faaliyetler yürüterek ruhsal yönden çocukların iç dünyalarının dışavurumunu sağlamak suretiyle yaşadığı olumsuz duyguları onarmaya çalışıyor. Bunun yanında beden eğitimi öğretmenlerimiz öğrenciler ve gençlerle değişik sportif faaliyetler ve müsabakalar düzenlemek suretiyle günlük bedensel aktivitelerin artmasını böylece depremzedelerin çadırlardan çıkarak sosyalleşmesini sağlamaya devam ediyor.  8. sınıf düzeyindeki öğrencilere ise LGS çalışmaları yaparak sınav hazırlıkları yapılmaya çalışılıyor. Öğretmenlerimiz, gönüllülerden topladıkları üniversiteye hazırlık ve LGS çalışma kitaplarını depremzede öğrencilere ulaştırmak ve çözümlerinde yol göstermek suretiyle sınava hazırlık çalışmaları yapıyor. Bir grup gönüllü öğretmen arkadaşımız ise oluşturulan sosyal markette görev yapıyor, sosyal marketlerde ürünlerin giriş çıkışını gerçekleştiriyor aynı zamanda depremzedelerin bu ürünlere ulaşmasında yardımcı oluyor. Tabii burada görevin veya çalışmanın tanımı yok. Bu, bazen kamyon boşaltma, bazen yük istifleme, yer silme, raf düzeltme, depremzedenin gıda çantasını taşıma, bazen çalışma arkadaşlarına çay, yemek yapma şeklinde olabilir.  Ayrıca burada zaman kavramının da oldukça esnek olması gerekiyor. Aslında burada yapılacak çok fazla iş var.

Nasıl bir ortam içerisindesiniz? Duygularınızı dile getirebilir misiniz?

Adıyaman sokaklarına ıssızlık hakim. İnsanlar evlerinin, binalarının değişik düzeyde hasar görmüş veya tamamen yıkılmış olmasından dolayı bu yerleşim birimlerinden geçici süreliğine de olsa ayrılmak zorunda kaldılar. Statlara, millet bahçelerine, mezarlıkların kenarlarına, okul bahçelerine ve boş arsalara kümelendirilen çadırlara yerleşmişler. Buralarda Kızılay gibi diğer gönüllü kuruluşlar da beslenme ihtiyacı konusunda depremzedelere hizmet sunmaya çalışıyorlar. Depremzedelerin anlattıklarına göre insani ihtiyaçların ilk günlere nazaran biraz daha düzene girmiş olduğu anlaşılmaktadır. Tabii ki yakınlarını kaybetmiş veya sakat kalmış depremzedelerin acılarını ve sohbet esnasındaki duygularını zaman zaman içimizde hissetsek de anlayabilmemiz çok da mümkün olmamaktadır. Mesela biz faaliyetlerimiz bittikten sonra bazen mahalle aralarına girdiğimizde oralardaki boş arsalarda kurulan çadırlarda yaşayan depremzedelerin çadır önüne ateş yakarak, çocuklarını sıraya koyarak banyo yaptırdığını gördük. Yine de insanlar hayata tutunabilmek için kendilerince olumlu sebepler bulmaya çalışıyorlar.

KENDİ YAŞITLARI İLE BİRLİKTE…

Çocuklara yönelik bölgedeki eksiklikler neler?

Çocuklar özellikle yaşıtları ile sosyalleşebileceği çocuk oyun alanlarının eksikliğini hissediyor. Ayrıca çok sayıda insanın sağlık koşullarına uygun olmayan alanlarda çocuklarla birlikte bulunması, onların ruh ve beden sağlığı bakımından olumsuz etkilenmesi deprem sonrası travmalara yol açacaktır. Çocukların deprem sonrası travmadan daha kolay çıkabilmeleri için kendi yaşıtları ile birlikte olabilecekleri eğitim alanlarının yeniden hayata geçirilmesi önemlidir. Öğrencilerin okula, öğretmene, arkadaşa, oyuna, pazartesi günleri yapılan bayrak törenine, yazı tahtasına, kitaba, kaleme daha doğrusu deprem öncesi yaşadığı normal hayata dönmeye ihtiyacı var. Öğrencilerde deprem anıyla ilgili korku duygularının hala canlı olduğu müşahede ediliyor. Öğretmen arkadaşlarımız öğrencilerle yaptığı görüşmelerde bazı öğrencilerin çadır bölgesinde yaşıyor olmasına rağmen depremden zarar görebileceğini düşünüyor.

Aynı zamanda bir sosyal markette kurdunuz. İhtiyaca karşılık veriyor mu?

Sosyal marketlerde bölge insanının ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılayacak ürünler bulunmakla birlikte insanların bu marketlere ulaşma konusunda sorunlar yaşadığı tarafımıza iletilen durumlar arasındaydı. Bu sorunu çözmek için sosyal market sayıları her bölgede olacak şekilde artırılıyor.

Görev süreniz ne zaman tamamlanacak?

İzmir il Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından alınan valilik oluru bu konuda süre belirtmemektedir. İzmir’deki işlerimiz ve sorumluluklarımız da bizi bekliyor. Buradaki görevimiz tamamlanınca ve yerimize yeni gönüllü arkadaşlar gelince İzmir’e, işimizin başına döneceğiz. Buradaki öğrencilerimizin ihtiyacı olan temel yaşam malzemeleri, eğitim - öğretim ihtiyaçları gibi konularda velilerimizle iş birliği ve paylaşım yapmak suretiyle destek olmaya gayret edeceğiz. Depremzede öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz arasında oluşan duygu birliği bizi bu tür çalışmalar yapmaya teşvik ediyor. Ülkemizin ve tüm insanların bu tür afetleri bir daha yaşamamasını temenni ederken, paylaşımcı bir toplum olduğumuzu, ülkemizin bu zor durumdan da tek yürek halinde çıkacağını düşündüğümüzü belirtmek isterim.