[title]|İlkses Gazetesi

Özlem Eryakşi davasında savcı ceza istedi: Acılı anneden ‘adalet’ feryadı!

Özlem Eryakşi’nin silahla vurularak hayatını kaybetmesine ilişkin davada yargılanan sanık Cemal Kuvusoğlu yeniden hakim karşısına çıktı. Savcı mütalaasında Kuvusoğlu’nun kasten öldürme suçundan cezalandırılmasını isterken, Eryakşi’nin annesi Nejla Duru, “Adalet istiyorum” dedi

Haber Giriş Tarihi: 01.11.2023 14:59
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Özlem Eryakşi davasında savcı ceza istedi: Acılı anneden ‘adalet’ feryadı!

İzmir’de yaşayan iki çocuk annesi Özlem Eryakşi’nin (37) silahla vurularak hayatını kaybetmesine ilişkin açılan davada yargılanan tutuklu sanık Cemal Kuvusoğlu yeniden hakim karşısına çıktı. İzmir Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasına; tutuklu sanık Cemal Kuvusoğlu, taraf avukatları, maktule Eryakşi’nin annesi, çocukları ve eski kayınvalidesi katıldı. İzmir Kadın Meclisleri ve Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi üyesi kadınlar da duruşmayı mahkeme salonundan takip etti.

DVA 9

YANINDA BİR ŞAHIS VARDI AMA…

Duruşmada tanık olarak olay yerinde ilk müdahaleyi yapan sağlık görevlileri dinlendi. Olay yerine gittiklerinde kanlar içinde yerde yatan Özlem Eryakşi’nin yanında bir şahıs olduğunu belirten ambulans şoförü, “Ambulans şoförü olduğum için hastalara doğrudan müdahale etme görevim yok. Ancak bu olay ateşli silahla gerçekleştiğini öğrendiğim için diğer görevlilere kadın olması açısından onlara yardımcı olmak için onlarla polis geldikten sonra olayın meydana geldiği yere çıkmıştım. Olay yerinde yaralının yanında bir şahıs vardı ama sanık olup olmadığını bilmiyorum. Hatırladığım kadarıyla yaralanan şahsın bilinci yerinde değildi” dedi.

SORULARA CEVAP VEREMİYORDU

Maktule Eryakşi ile aralarında sözlü bir iletişim yaşanmadığı dile getiren ambulans görevlisi ise, “Olayın bildirilmesi üzerine acilden olay yerine gittik. Olay yerinde polis ekipleri yoktu bizden sonra geldiler. Yaralının bilinci açıktı ama sorulan sorulara cevap veremiyordu. İnleme dışında bir söylemi olmadı. Hızlı bir şekilde ambulansa taşıdık, gerekli müdahaleleri yaptık. Ambulans içinde bir iletişimimiz olmadı. Sorduğumuz sorulara cevap veremiyordu. Kimlik bilgilerini hastane personelinden almıştık. Görevlilere göre hasta sadece kimlik bilgilerini söyleyebilmiş. Hasta kırmızı kodlu olarak bize bildirildiği için ilgimizi yoğun şekilde yaralı şahsa yönlendirdik. Bu nedenle sanığın olay yerinde bulunup bulunmadığı konusunda bir şey hatırlamıyorum. Olay yerine gittiğimizde kalabalık ve kargaşa vardı. Polis memurları gelinceye kadar biz müdahale etmedik. Bu süre içerisinde yaralıya müdahale etmemiz konusunda talepte bulunan kişiyi hatırlamıyorum. Hastanın yanına çıktığımızda da ona yardım eden ya da bize yardımcı olan bir kişi hatırlamıyorum. Sadece yaralanan kişiyle ilgilendiğimiz için olay yerindeki kişiler ne yaptığı ne söylediği konusunda ayrıntılı bir şey hatırlamıyorum” ifadelerini kullandı.

İLK YARDIM YAPILDIĞINA DAİR İZ YOKTU

Olay yerinde yaralıya müdahale edildiğine dair tampon ya da bez parçası görmediklerini dile getiren diğer sağlık görevlisi de, “Sabaha karşı 112 merkezinden gelen yönlendirmeyle olay yerine gittiğimizde güvenlik güçleri henüz gelmemişti. Eve çıktığımda yerde yatan şahsı gördüm, kanaması vardı. Polis ekiplerinden rica edip ambulansa taşıdık. Yaralı şahısla iletişim kurmaya çalıştık ama aramızda hiç sözlü diyalog geçmedi. Olay yerinde yaralı şahsın yanında bir şahıs vardı. Fakat sanık mı değil mi hatırlamıyorum. Kendisine yaralanmasıyla ilgili ilk yardım yapıldığına dair bir iz yoktu. Karın bölgesi açıktı ve kanaması vardı, biz ilk müdahaleyi yapmaya çalıştık. Ateşli silah yaralanmalarında yapılacak ilk müdahale kanamayı durdurmak için kanamanın olduğu yere bir şey basılmasıdır. Bu olayda yaralıya böyle bir müdahale edildiğini görmedim. Olay yerine vardıktan sonra 4-5 dakika polis memurlarını bekledik. Olay yerinin bulunduğu sokak kalabalıktı ve gürültü vardı. Yaralıdaki yaralanmanın büyüklüğüne göre tamponla yapılan müdahale kanamayı durdurabilir, bu olayda yaralanma büyüktü. Ambulans içinde dahi kanama durdurmakta zorlandık. Biz olaya müdahale etmeden önce kanamayı durdurmak için müdahale edilmiş olabilir, buna rağmen kanama durmamış olabilir. Ancak ben olay yerinde yaralıya müdahale edildiğini gösteren tampon ya da bez parçası görmedim” diye konuştu.

TAMPON YAPARAK MÜDAHALE ETTİM

Tanık beyanlarının dinlenmesinin ardından söz hakkı verilen tutuklu sanık Cemal Kuvuşoğlu, “Ambulansı ben aradım, geldiğini ışıklardan fark edince pencereden ambulans görevlilerin bulunduğu yere bağırdım. Yaralının yanımda olduğunu, yukarıya çıkmalarını istedim. Ancak bana güvenlik görevlileri gelinceye kadar gelmeyeceklerini söylediler. Güvenlik görevlileri, ambulans görevlileri gelinceye kadar ben tampon yaparak müdahale etmeye çalıştım. Ambulans görevlileri geldiğinde bu durumu görmemeleri mümkün değildi” diyerek kendini savundu.

KIZIM KENDİNİ VURACAK BİRİ DEĞİL

İlk duruşmada üzüntüden söyleyeceklerinin eksik kaldığını ve yeniden beyanda bulunmak istediğini söyleyen Eryakşi’nin annesi Nejla Duru, “Sanık kızıma müdahale ettiğini söylüyor. Benim kızımı zaten kendisi vurdu, silah kendisinin. Şahsı ben bir anne olarak 3-4 defa gördüm. Bir tanıştığımda gördüm kabul etmedim, ikincide silah gösterdi bize, yine kabul etmedim. Olay olmadan iki gün önce kızımın evine gittim. Kendisi de oradaydı, ‘Kızım iki aydır seni sevdiği için benle konuşmuyor kıymetini bil’ dedim. Sonra ‘Kızım evlendin mi?’ diye sordum, ‘Hayır anne’ dedi. Cemal birden celallendi kalktı yerinden, ‘Benim karımdır’ dedi. Benim kızım güçlü bir kadındı. Çocuklarına çok düşkündü, kendini vuracak, silah taşıyacak biri değil. Karşı komşusu bana ‘Kızına sahip çık’ demişti. Kızımla bir ekmeği paylaşan arkadaşlarını bile yanından uzaklaştırdı. Kızıma şiddet uyguluyordu, komşuları da söylüyordu. Kendini kurtarmaya çalışıyor şimdi. Otuz tane avukat tutsan kurtulamazsın adaletten. Sadece adalet istiyorum. Bu şahıs benim kızımı vurdu. Benim kızım yaşamayı seven, güçlü biriydi. Çocukları için, benim için ağırlaştırılmış müebbet istiyorum. Cezasını çeksin. Adalet istiyorum” dedi.

SAVCI CEZA İSTEDİ

Tanık beyanları ve tarafların dinlenmesinin ardından savcı ikinci duruşmada mütalaasını verdi. Savcı dosyadaki mevcut deliller ışığında sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin sabit olduğunu belirterek, kasten öldürme ve ruhsatsız silah taşıma suçlarından cezalandırılmasını istedi. Öte yandan Adli Tıp Kurumu’ndan maktulün alkollü olup olmadığına dair talep edilen rapor da mahkemeye ulaştı. Rapora göre maktulün kanında alkol tespit edilmediği belirtildi.

TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ

Daha sonra söz alan Sanık avukatı, “Mahkeme adaleti tecelli etmek için var. Sanığın yardım isteyip istemediğinin kamera kayıtlarından tespit edilmesini istiyoruz. Otopsi raporundaki kan 30 saat sonra alındığı için bu konudaki tespite katılmak mümkün değil. İlk müdahale yapılan hastaneden alınan etenol test sonuçlarını talep ediyoruz. Elimizdeki 112 ihbar kayıtları sanığın beyanlarını doğrulamaktadır. Suçun vasfının değişeceği kanaatindeyiz, tahliye hususunu kararla birlikte talep ediyoruz. Müvekkilimizin beraat edeceği kanaatindeyiz. Dosya artık karar aşamasına gelmiştir. Tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz.

DAVA 88

KAMERA GÖRÜNTÜLERİ İSTENDİ

Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, davayı 15 Ocak 2024 tarihine erteledi. Ayrıca güvenlik kamera görüntülerinin mahkemeye gönderilmesi için 112 Acil Servis’e yazı yazılmasına, maktulenin olaydan sonra tedavi için götürüldüğü Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde etenol testi yapılmışsa buna dair raporun talep edilmesine ve maktuleye hastanede ilk müdahaleyi yapan doktor, hemşire ya da diğer sağlık görevlilerinin kimler olduğunun mahkemeye bildirilmesine karar verildi.

ÜST SINIRDAN CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUZ

Öte yandan duruşma öncesinde Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi, adliye binası önünde basın açıklaması yaptı. Eryakşi’nin annesi ve eski kayınvalidesinin de katıldığı açıklamada basın metnini okuyan Funda Özdemir, “Son zamanlarda kadın cinayetlerinin intihar veya kaza bahaneleri arkasında saklanmaya çalışıldığına tanıklık ediyoruz. Bu olayda da, failin çelişkili beyanları Özlem’in bir kaza veya intihar sonucu ölmediğini düşündürüyor. Bireysel silahlanma hat safhaya ulaştı. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri giderek artıyor. Kadınlar, işte, evde, hatta sokak ortasında erkekler tarafından vahşice öldürülüyorlar. Peki erkekler bu cesareti nereden alıyor? Bizler biliyoruz ki; Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi, 6284 Sayılı Yasa’nın tartışmaya açılması, yasaların etkin uygulanmayışı kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin yaygınlaşmasında en başta gelen belirleyici etkenlerdir. Bir an önce acil önlemler alınmalıdır. ‘Benim kızım hayattan koparıldı, başka Özlem’ler ölmesin, başka annelerin yüreğine evlat ateşi düşmesin diyen’ Nejla Duru’nun ve anneleri için adalet arayan çocukların yanındayız ve failin en üst sınırdan cezalandırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

DAVA 11

NE OLMUŞTU?

Özlem Eryakşi, 25 Kasım 2022’de evlilik hazırlıkları yaptığı Cemal Kuvusoğlu ile birlikte yaşadıkları evde silahla vurularak hayatını kaybetti. Kuvusoğlu, cama çıkarak Eryakşi’nin intihar ettiğini söyledi. Olay yerine giden polis ekipleri, Kuvusoğlu’nun çelişkili ifadeler vermesi üzerine soruşturmayı genişletti. Sabıkası olduğu belirlenen Kuvusoğlu, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Merhum Eryakşi ile zanlı Cemal Kuvusoğlu’nun aynı işyerinde çalıştıkları ve burada tanıştıkları öğrenildi. Özlem Eryakşi’nin önceki evliliğinden iki çocuğunun olduğu kaydedildi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.