Suça sürüklenen çocuk artıyor sağlıksız bir toplum yetişiyor

Suça sürüklenen çocukların karıştığı olay sayısı, 2010’dan 2024’e kadar 83 bin 393’ten 178 bin 834’e yükseldi. Artış hakkında konuşan Özkan, “Bu çocukların hem suçu hem yaşadıklarını hem de adli süreci normalleştirmesi, sağlıksız bir toplumun temeline bir tuğla daha koymak anlamına geliyor” dedi

Haber Giriş Tarihi: 25.09.2024 08:29
Haber Güncellenme Tarihi: 25.09.2024 08:38
Kaynak: HABER MERKEZİ
Suça sürüklenen çocuk artıyor  sağlıksız bir toplum yetişiyor

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre suça sürüklenen çocukların karıştığı olay sayısı, 2010’dan 2024’e kadar 83 bin 393’ten 178 bin 834’e çıktı. 2012’de 100 bin 831 olan suça sürüklenen çocuk sayısındaki artış, koronavirüs salgınının hakim olduğu 2020 yılına kadar sürdü. 2019’da 168 bin 250 olan sayı 2020’de 114 bine kadar geriledi. 2021’de 133 bin çocuk suça sürüklenirken, bu sayı yüzde 56 artışla 2022’de 207 bine ulaştı. Öte yandan, çocuklara isnat edilen 3 suçtan 2’si yaralama ve hırsızlık oldu. Yaralama olayına karışan çocuk sayısı, 2014’te 45 bin 211, 2023’te 71 bin 244 olarak kayıtlara geçti. Suça sürüklenen çocukların hırsızlık olayı da 10 yılda 30 bin 498’den 37 bin 233’e yükseldi. 2023’te çocuklara isnat edilen suçlardan bazılarının sayısı şöyle: “Öldürme 1110, yaralama 71 bin 244, cinsel suçlar 6 bin 258, tehdit 7 bin 127, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma 3 bin 459, konut dokunulmazlığının ihlali 949, hakaret 2 bin 271, hırsızlık 37 bin 233, yağma (gasp) 4 bin 375, mala zarar verme 5 bin 420, sahtecilik 2 bin 26, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak, satın almak 8 bin 752.”

ADLİ YAPTIRIM YETERSİZ

Suça sürüklenen çocukların yasalardaki boşluklardan dolayı suç işleme meyillerinin artığını dile getiren Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Başkanı Saadet Özkan, “Çocuklar; ailesel, psikolojik, ekonomik ve çevresel faktörlerle suça sürüklenmekte. Birçok çocuk ne yazık ki asla bulunmaması gereken ortamlarda bulunmakta, asla yaşamamaları gereken şeyler yaşamaktadır ve biz bu durumlardan genellikle, çocuklar zarar gördükten sonra haberdar oluyoruz. Üstelik bazı çocuklara, bazı suçlar –uyuşturucu ticareti, hırsızlık gibi- aileleri ya da çevreleri tarafından adeta meslek gibi yaptırılmakta. Bu çocukların hem suçu hem yaşadıklarını hem de adli süreci normalleştirmesi, sağlıksız bir toplumun temeline bir tuğla daha koymak anlamına geliyor. Çocukların ceza almayacakları ya da cezalarında indirim ile kısa sürede serbest bırakılacakları düşüncesi ile kullanıldıklarını görmekteyiz. Sağlık ve eğitim taramaları, çocukların daha güvenli ortamlarda olmasını sağlar, çocuklar sokaklar yerine okullarda ve psikososyal gelişimleri için uygun ortamlarda olmalıdır” diye konuştu.

AİLELERE GEREKLİ EĞİTİM VERİLMELİ

“Ailelere çocukla iletişim, çocuk hakları ve etkili ebeveyn eğitimleri verilmeli” diyen Özkan, “Ekonomik sorunlar ve nüfus artışı, evlerdeki her bireyin çalışmasının bir zorunluluk hali alması gerçeğini karşımıza çıkarıyor. Çocuğa ve eğitime her ailenin aynı özeni göstermemesi de çocukların iş gücü olarak görülmesine neden oluyor. Çocuklar, kendilerine hiç de uygun olmayan ortamlarda, sokaklarda ağır ve tehlikeli şartlarda çalışıyor, kötü niyetli kişilerin açık hedefi haline geliyor. Suça karışmaları, bir suçun subjesi olarak kullanılmaları ya da geçim için suça sürüklenmeleri de kaçınılmaz oluyor. Eğitimde fırsat eşitliği kadar, devam zorunluluğunun da denetimi şart. Her mücadele eğitimle başlıyor. Sadece çocukların eğitiminden bahsetmiyoruz; aslında, öncelikle ailelere çocukla iletişim, çocuk hakları ve etkili ebeveyn eğitimleri verilmeli ve aileler güçlendirilip, sosyal haklardan da yararlandırılmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

REHABİLİTASYONA ÖNEM VERİLMELİ

Çocuklara cezai yaptırım yerine rehabilitasyon işlevine daha çok önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Özkan, “Çocukların suça sürüklenmesini önleyecek çözümlerin üretilmesi ve çocuk dostu uygulamaların hayatın her alanında yer alması, cezalandırmanın son başvurulacak yol olması nedeniyle ceza vermekten kaçınırken rehabilitasyon ve önleme çalışmaları ile suç işlemenin alışkanlığa dönüşmesini engellemek çok önemli. Kanunlarımız metin olarak üzerinde çalışılmış, düşünülmüş ve ince ayrıntılar içeren kanunlar; ancak suça sürüklenen çocukların topluma kazandırılması için kanunlarda yer alan mekanizmalara işlevsellik kazandırmak gerekiyor. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına önem verilmeli, sokakta yaşayan çocuklar, çalıştırılan çocuklar, madde bağımlısı, suça sürüklenen çocuklar gibi tüm dezavantajlı grupların rehabilitasyonuna önem verilmeli, toplumla uyum içinde yaşamaları için gerekli ekonomik, sosyal, kültürel, eğitsel ve sportif düzenlemeler yapılmalı, kurumlar da birbirlerine entegre ve uyum içinde çalışmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.