[title]|İlkses Gazetesi

Uzman Dr. Mustafa Torun: Okuma ve yazma oranının artması için siyasi anlayış değişmeli

İzmir Kitap fuarında okuyucularıyla bir araya gelen Uzman Dr. Mustafa Torun, “Okuma yazma oranının kültürel olarak bilinçlenme sürecinde devam edebilmesi için mutlaka bu siyasi anlayışın değişmesi lazım” dedi

Haber Giriş Tarihi: 19.04.2024 17:49
Haber Güncellenme Tarihi: 01.08.2024 13:59
Kaynak: MUHABİR MERVE AĞRIÇ
Uzman Dr. Mustafa Torun: Okuma ve yazma oranının artması için siyasi anlayış değişmeli

Muhabir - Merve Ağrıç / İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliği yaptığı İZFAŞ ve SNS Fuarcılık iş birliği ile 3’üncü kez düzenlenen İZKİTAP- İzmir Kitap Fuarı, Kültürpark’ta birçok yazara kapılarını açtı. Yazarlar ve okuyucular bu fuarda bir araya gelme fırsatı yakaladılar. Fuarda yer alan Yazar ve Uzman Dr. Mustafa Torun ülke genelinde okuma ve yazma oranlarının artması için siyasi anlayışın değişmesi gerektiğini dile getirdi. Uzman Dr. Torun, “Okuma yazma oranının kültürel olarak bilinçlenme sürecinde devam edebilmesi için mutlaka bu siyasi anlayışın değişmesi lazım. Daha çok eğitime, sanata, bilime ve yoğunlaşmak gerekiyor. Aynı zamanda yaşam biçimlerimizin de değişmesi lazım. Yaşam biçimimiz daha insani olmalı. Bu yaşam biçimimizden vazgeçtiğimiz zaman temel faktörlerden birisini kaybetmiş oluyoruz. Sadece yiyen, içen bir insan olmamamız lazım. Mutlaka bunu yetkinleştirmemiz lazım. Okumak bir korteks olayı. Yaşama, susama, acıkma, kaçma ve korkma bütün bunlar ilkel beynin işi. Ancak korteksin işi okumak ve sanat. Sanat ve bilim insanlarında korteks gelişir. Hayatta en hakiki mürşit dediğimiz ve yaşamımızda en hakiki yol gösterdiğimiz şeyler bilim, sanat ve siyaset” diye belirtti.

SANATSAL VE KÜLTÜREL FAALİYETLERİMİZİN TEMELİ SİYASET

Okumanın küresel kapitalistlerin işine gelmediğini ifade eden Uzman Dr. Torun, “Okumak, evrensel olarak maalesef küresel kapitalistlerin ve küresel sermayenin işine gelmiyor. İnsanların sanatla ve bilimle uğraşmasını istemiyorlar. Onlar daha çok tüketimden yanalar insanların sürekli tüketmelerini istiyorlar. Onlar için üretim önemli değil. Sosyal ve fiziksel, ruhsal ve aynı zamanda zihinsel dediğimiz, korteksin yaptığı şeyler olacak. Onun için küresel sermaye istemiyor. Ülkemizde de maalesef 46 yılında köy enstitülerinin kapanma süreci başladı. Köy enstitüleri 1954 yılında Demokrat Partisi zamanında kapandı. Ancak asıl 1946'da Hasan Ali Yücel'in istifasıyla başlıyor köy enstitülerinin kapatılma süreci başlıyor. Gerileme süreci o zaman başlıyor. Birikimlerin, okumanın ve çağdaşlığın olmadığı, bilimden ve sanattan kopmanın başladığı zamanlar. Yani insanlar iyi bir ressam olacaktı belki, iyi bir çizer olacaktı. Bunun önüne geçildi. Yani onlar için var olan devamlı tüketsin ondan sonra bize gelsin. Yani bizden malımızı satalım, kârımızı yapalım. Bu sanatsal ve kültürel faaliyetlerimizin temeli de siyaset. Taşın altına elimizi koyacağız” dedi.

İZMİR BİR KÜLTÜR VE SANAT ŞEHRİ

Kitap fuarının son derece güzel ve anlamlı olduğunu ifade eden Uzman Dr. Torun, “Bu ülkedeki okuma oranlarının ne kadar düşük olduğunu hepimiz biliyoruz. Kitap fuarları bir şekilde nefes almamızı, soluk almamızı sağlıyor. İnsanlar bir noktada kitapla buluşuyor ve kitapla hasbihal ediyor. Onun için İzmir'de güzel bir etkinlik. İzmir aslında zaten bir kültür ve sanat şehri. Ancak fuar alanının burada olmasındansa çok daha güzel bir sanat yerinde olmasını isterim. Burası bir doğal alan aslında. Buna şahsen kişisel olarak karşıyım. Yani burada olmasından daha çok sanat ve kültür mekanları oluşturup orada olmasını savunuyorum. Hekim olduğum için hem bulaşım hem de siyasetle ilgili kitaplarım var. Aynı zamanda siyasetle de çok iç içeyim. Zaten Hekimler Siyaset Yapamaz mı? adlı bir kitabım da var. Kitapta hekimlerin aslında siyasetin içinde olduğunu aslında her hekimin siyasetten kaçmaması gerektiğini, siyasetin artık yaşam biçimimiz olması gerektiğini, herkesin taşının altına elini koyması gerektiğini defalarca vurguluyorum. Kimsenin siyasetten ne anlarım demeye hakkı yok. Siyaset çünkü bir bilim dalı, aynı zamanda da bir nokta da bizim yönetim için iyi bir aracımız. Yani bu araçtan hiçbir şekilde vazgeçemeyiz. Bunu özellikle vurgulayayım. Onun için kitabımı mesela hem hekimlikle ilgili yazdım hem de siyasetle ilgili yazdım. Ondan dolayı burada vurgulamak istediğim şu, hekim deyince sadece hastasını bakıp, ameliyatını yapıp evine gönderir insan değil. Aynı zamanda onu sosyal, ruhsal, fiziksel ve aynı zamanda siyasi yönlerini iyi eden insan” ifadelerini kullandı.

FUARDAKİ HEDEFİMİZ ÇOCUKLARI FUARLARLA TANIŞTIRMAK

Fuardaki hedeflerinin çocukları fuarlarla tanıştırmak olduğunu aktaran Uzman Dr. Torun, “Bu fuardaki hedeflerimiz çocukları ve yeni yetişen insanları fuarlarla tanıştırmak. Anneleri, babaları ellerinden tutsunlar, çocukları getirsinler. Çocuklar kitaplarla haşir neşir olsunlar. Çocukluk çağında haşir neşir olurlarsa, okuma özelliğini kazanırlarsa yaşam boyu devam ediyorlar. Bunun mutlaka bir yaşam biçimi olması lazım, okumak aynı yeme içme gibi temel gereksinimiz” dedi.

FUARLAR YETERLİ DEĞİL

Fuarların yeterli olmadığını vurgulayan Uzman Dr. Torun, “Fuar burada yazarların kendi kitaplarını yeterince tanıtabilmesi için yeterli değil. Bu şekilde senede 1-2 defa fuar yapmakla böyle bir şey olamaz. 18 Nisan Köy Enstitülerinin 84’üncü yıl dönümüydü. Köy Enstitüleri bizim için bir nokta da eğitimin temel taşıydı. O zamanki Köy Enstitüleri’nde mezun olan binlerce değerli abilerimiz, ablalarımız hep anlatırlar bir noktada kültürel, sanatsal ve felsefik olarak bir nefes alma yerleriydi. Onun için mutlaka bu fuarlar bir noktada bize azıcık da olsa nefes aldırıyor ama bu yeterli değil. Daha yetkinleştirilmesi lazım, daha halkla iç içe olması lazım” diye aktardı.

Kaynak: MERVE AĞRIÇ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.