İZTO tarafından düzenlenen medya sektörünün sorunlarını ele alan toplantıda medya temsilcileri, basın özgürlüğünün güvence altına alınması ve gazetecilerin haklarının savunulabilmesi için birlikte hareket edilmesi gerektiğini belirtti
Haber Giriş Tarihi: 13.01.2025 12:10
Haber Güncellenme Tarihi: 13.01.2025 12:14
Kaynak:
HABER MERKEZİ
KEMAL ÖZKURT / İzmir Ticaret Odası, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında medya sektörünü bir araya getiren “İzmir’de Medya Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri Toplantısı”na ev sahipliği yaptı. Kentteki medya temsilcileri bir araya geldiği etkinlikte medya sektörünün karşı karşıya olduğu zorluklar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri masaya yatırıldı. Yerel medyanın halkın sesi olmasına rağmen ekonomik baskılar sebebiyle her geçen gün zayıfladığı ifade eden, İzmir Ticaret Odası Meclis üyesi Abdülhakim Bingöl, “Gazetecilik mesleği, özellikle yerel medya kuruluşları için hiç olmadığı kadar zor bir dönemden geçiyor. Yerel medya, halkın sorunlarını gündeme taşıyan, onların sesi olan bir yapı olmasına rağmen, ekonomik baskılar nedeniyle giderek zayıflamaktadır. Bu noktada, BİK’in resmi ilan ve reklam aracılığıyla sağladığı gelirler, yerel basının sürdürülebilirliği için hayati bir öneme sahiptir. Ancak, bu desteklerin güncellenmesi ve artırılması gerekmektedir” dedi.
YEREL MEDYA ZAYIFLIYOR
Yerel medya sektöründe, gazetecilik mesleğinin icrası ve medya kuruluşlarının sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahip olan basın kartı düzenlemeleri, son dönemde ciddi bir çelişkiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Bingöl, “Basın İlan Kurumu (BİK) ile İletişim Başkanlığı arasındaki farklı uygulamalar, özellikle küçük ve bağımsız yerel medya kuruluşlarını zor durumda bırakıyor. Basın İlan Kurumu (BİK), yerel medya kuruluşlarının resmi ilan alabilmesi için yalnızca bir "fikir işçisi" istihdam edilmesini yeterli kabul ediyor. Bu düzenleme, özellikle sınırlı kaynaklara sahip küçük ve orta ölçekli gazeteler ve internet siteleri için finansal sürdürülebilirliği destekleyici bir kolaylık sağlıyor. BİK’in bu yaklaşımı, yerel medyanın ekonomik yükünü hafifletmeye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, İletişim Başkanlığı’nın uygulamaları bu durumu zorlaştırıyor. Basın kartı alabilmek için medya kuruluşlarında en az dört fikir işçisinin çalıştırılması zorunlu kılınıyor. Bu durum, küçük yerel medya kuruluşları için büyük bir finansal yük oluşturuyor ve çoğu kuruluşun basın kartı alma hakkını elde edememesine neden oluyor. Yerel medya, demokrasinin sağlıklı işleyişi için kritik bir rol oynuyor. Basın kartı düzenlemelerindeki fikir işçisi sayısının daha esnek hale getirilmesi, özellikle küçük ve bağımsız medya kuruluşları için büyük bir kolaylık sağlayacaktır. Ayrıca, BİK ile İletişim Başkanlığı arasındaki düzenlemeler uyumlu hale getirilerek, yerel medyanın karşılaştığı bu çelişki ortadan kaldırılabilir” diye konuştu.
GAZETE SAYISI YÜZDE 50 DÜŞTÜ
Basın özgürlüğünün geçmişte kaldığını ve basının her geçen gün daha fazla sansüre uğradığını söyleyen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Basın üzerinden toplumu şekillendirme çabalarının sürdüğü ve gazetecilerin hedef gösterildiği bir dönemde, her gün ortalama iki gazetecinin gözaltına alındığı ve hâlen 17 gazetecinin tutuklu bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz. Basın özgürlüğü karnemiz ne yazık ki kırıklarla dolu. Anayasamızda "Basın hürdür, sansür edilemez" yazıyor. Ancak bu ifade, artık tozlu raflarda kalmış bir söylemden ibaret. Bugün basın özgür değildir ve her yerden sansür edilmektedir. Gerçeklere bakacak olursak, son yıllarda onlarca yerel gazete kapandı. Basın İlan Kurumu'nun dört yıl önceki genel kurulunda yerel ve ulusal gazete sayısı 4 bin civarındayken, bugün bu sayı 2 bin 8'e düşmüş durumda” diye belirtti.
BASIN YENİDEN ŞEKİLLENMELİ
Özgür habercilik için mücadeleye devam edeceklerini ifade eden Gappi, “İzmir’de yerel basın için büyük bir çaba harcıyoruz. Ancak ulusal düzeyde de harekete geçmeliyiz. Türkiye’de basının özgür ve bağımsız bir yapıya kavuşması için ulusal çapta adımlar gerekiyor. Bu kapsamda, 12 meslek örgütünü bir araya getirerek bir deklarasyon yayınladık. İki temel konuya odaklandık: Basın kartlarının meslek örgütleri tarafından verilmesi ve gazetecilerin örgütlenme hakkının tanınması. İzmir’de günlük 10 gazete, 50'den fazla internet haber sitesi ve 2 televizyon kanalı bulunuyor. Ancak dijitalleşmeyle internet haber sitelerinin sayısı kontrolsüzce artıyor. Basın özgürlüğü ve örgütlülük yolunda “Gazeteci kimdir?” sorusuna net bir yanıt bulmamız gerekiyor. Basın sektörünün yüzde 90-95’i Basın İlan Kurumu desteğiyle ayakta duruyor. Ancak bu sürdürülebilir bir yapı değil. Yerel gazeteler, bağımsız habercilik yaparken ciddi maddi zorluklarla karşılaşıyor. Belediyeler ve diğer yerel desteklerin azalması, gazetecilerin işsiz kalmasına neden oluyor. Yerel basının bağımsızlığı için tek bir kaynağa bağlı kalmamalıyız. Devlet, yerel kurumlar ve özel sektörle birlikte yeni fonlar yaratmalıyız. Gazeteci istihdamını artırmalı, özellikle ekonomi, tarım ve sağlık muhabirliği gibi alanlara odaklanmalıyız” dedi.
ÖRGÜTLÜ GAZETECİLİK
Türkiye’de yaklaşık 30 bin basın çalışanı bulunduğunu fakat sendikal örgütlenme oranı yüzde 10’un altında olduğunda dikkat çeken Türkiye Yazarlar Sendikası (TGS) İzmir Temsilcisi Özer Akdemir, “İzmir'de örgütlü olan üç yerel gazete, bu alandaki mücadelenin yetersizliğini gösteriyor. Sendikal örgütlenme, basın emekçileri için su ve ekmek kadar elzemdir. Örgütlü bir mücadele olmadan, ekonomik ve sosyal hakların savunulması mümkün değildir. Son iki yılda meslekten kopuşlarda ciddi bir artış yaşandı. TGS üyesi olan birçok gazeteci, ekonomik ve siyasi baskılar nedeniyle sektörden ayrılmak zorunda kaldı. Bu durum, gazetecilik mesleğinin geleceği açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Hükümetin belirlediği asgari ücret seviyesinde çalışmaya mahkûm edilen gazetecilerin sendikalara üye olması ve haklarını örgütlü bir şekilde savunması gerekmektedir. Aynı zamanda cezaevinde tutulan, davalarla yıldırılmaya çalışılan meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmalıyız” ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İZTO tarafından düzenlenen medya sektörünün sorunlarını ele alan toplantıda medya temsilcileri, basın özgürlüğünün güvence altına alınması ve gazetecilerin haklarının savunulabilmesi için birlikte hareket edilmesi gerektiğini belirtti
KEMAL ÖZKURT / İzmir Ticaret Odası, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında medya sektörünü bir araya getiren “İzmir’de Medya Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri Toplantısı”na ev sahipliği yaptı. Kentteki medya temsilcileri bir araya geldiği etkinlikte medya sektörünün karşı karşıya olduğu zorluklar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri masaya yatırıldı. Yerel medyanın halkın sesi olmasına rağmen ekonomik baskılar sebebiyle her geçen gün zayıfladığı ifade eden, İzmir Ticaret Odası Meclis üyesi Abdülhakim Bingöl, “Gazetecilik mesleği, özellikle yerel medya kuruluşları için hiç olmadığı kadar zor bir dönemden geçiyor. Yerel medya, halkın sorunlarını gündeme taşıyan, onların sesi olan bir yapı olmasına rağmen, ekonomik baskılar nedeniyle giderek zayıflamaktadır. Bu noktada, BİK’in resmi ilan ve reklam aracılığıyla sağladığı gelirler, yerel basının sürdürülebilirliği için hayati bir öneme sahiptir. Ancak, bu desteklerin güncellenmesi ve artırılması gerekmektedir” dedi.
YEREL MEDYA ZAYIFLIYOR
Yerel medya sektöründe, gazetecilik mesleğinin icrası ve medya kuruluşlarının sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahip olan basın kartı düzenlemeleri, son dönemde ciddi bir çelişkiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Bingöl, “Basın İlan Kurumu (BİK) ile İletişim Başkanlığı arasındaki farklı uygulamalar, özellikle küçük ve bağımsız yerel medya kuruluşlarını zor durumda bırakıyor. Basın İlan Kurumu (BİK), yerel medya kuruluşlarının resmi ilan alabilmesi için yalnızca bir "fikir işçisi" istihdam edilmesini yeterli kabul ediyor. Bu düzenleme, özellikle sınırlı kaynaklara sahip küçük ve orta ölçekli gazeteler ve internet siteleri için finansal sürdürülebilirliği destekleyici bir kolaylık sağlıyor. BİK’in bu yaklaşımı, yerel medyanın ekonomik yükünü hafifletmeye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, İletişim Başkanlığı’nın uygulamaları bu durumu zorlaştırıyor. Basın kartı alabilmek için medya kuruluşlarında en az dört fikir işçisinin çalıştırılması zorunlu kılınıyor. Bu durum, küçük yerel medya kuruluşları için büyük bir finansal yük oluşturuyor ve çoğu kuruluşun basın kartı alma hakkını elde edememesine neden oluyor. Yerel medya, demokrasinin sağlıklı işleyişi için kritik bir rol oynuyor. Basın kartı düzenlemelerindeki fikir işçisi sayısının daha esnek hale getirilmesi, özellikle küçük ve bağımsız medya kuruluşları için büyük bir kolaylık sağlayacaktır. Ayrıca, BİK ile İletişim Başkanlığı arasındaki düzenlemeler uyumlu hale getirilerek, yerel medyanın karşılaştığı bu çelişki ortadan kaldırılabilir” diye konuştu.
GAZETE SAYISI YÜZDE 50 DÜŞTÜ
Basın özgürlüğünün geçmişte kaldığını ve basının her geçen gün daha fazla sansüre uğradığını söyleyen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Basın üzerinden toplumu şekillendirme çabalarının sürdüğü ve gazetecilerin hedef gösterildiği bir dönemde, her gün ortalama iki gazetecinin gözaltına alındığı ve hâlen 17 gazetecinin tutuklu bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz. Basın özgürlüğü karnemiz ne yazık ki kırıklarla dolu. Anayasamızda "Basın hürdür, sansür edilemez" yazıyor. Ancak bu ifade, artık tozlu raflarda kalmış bir söylemden ibaret. Bugün basın özgür değildir ve her yerden sansür edilmektedir. Gerçeklere bakacak olursak, son yıllarda onlarca yerel gazete kapandı. Basın İlan Kurumu'nun dört yıl önceki genel kurulunda yerel ve ulusal gazete sayısı 4 bin civarındayken, bugün bu sayı 2 bin 8'e düşmüş durumda” diye belirtti.
BASIN YENİDEN ŞEKİLLENMELİ
Özgür habercilik için mücadeleye devam edeceklerini ifade eden Gappi, “İzmir’de yerel basın için büyük bir çaba harcıyoruz. Ancak ulusal düzeyde de harekete geçmeliyiz. Türkiye’de basının özgür ve bağımsız bir yapıya kavuşması için ulusal çapta adımlar gerekiyor. Bu kapsamda, 12 meslek örgütünü bir araya getirerek bir deklarasyon yayınladık. İki temel konuya odaklandık: Basın kartlarının meslek örgütleri tarafından verilmesi ve gazetecilerin örgütlenme hakkının tanınması. İzmir’de günlük 10 gazete, 50'den fazla internet haber sitesi ve 2 televizyon kanalı bulunuyor. Ancak dijitalleşmeyle internet haber sitelerinin sayısı kontrolsüzce artıyor. Basın özgürlüğü ve örgütlülük yolunda “Gazeteci kimdir?” sorusuna net bir yanıt bulmamız gerekiyor. Basın sektörünün yüzde 90-95’i Basın İlan Kurumu desteğiyle ayakta duruyor. Ancak bu sürdürülebilir bir yapı değil. Yerel gazeteler, bağımsız habercilik yaparken ciddi maddi zorluklarla karşılaşıyor. Belediyeler ve diğer yerel desteklerin azalması, gazetecilerin işsiz kalmasına neden oluyor. Yerel basının bağımsızlığı için tek bir kaynağa bağlı kalmamalıyız. Devlet, yerel kurumlar ve özel sektörle birlikte yeni fonlar yaratmalıyız. Gazeteci istihdamını artırmalı, özellikle ekonomi, tarım ve sağlık muhabirliği gibi alanlara odaklanmalıyız” dedi.
ÖRGÜTLÜ GAZETECİLİK
Türkiye’de yaklaşık 30 bin basın çalışanı bulunduğunu fakat sendikal örgütlenme oranı yüzde 10’un altında olduğunda dikkat çeken Türkiye Yazarlar Sendikası (TGS) İzmir Temsilcisi Özer Akdemir, “İzmir'de örgütlü olan üç yerel gazete, bu alandaki mücadelenin yetersizliğini gösteriyor. Sendikal örgütlenme, basın emekçileri için su ve ekmek kadar elzemdir. Örgütlü bir mücadele olmadan, ekonomik ve sosyal hakların savunulması mümkün değildir. Son iki yılda meslekten kopuşlarda ciddi bir artış yaşandı. TGS üyesi olan birçok gazeteci, ekonomik ve siyasi baskılar nedeniyle sektörden ayrılmak zorunda kaldı. Bu durum, gazetecilik mesleğinin geleceği açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Hükümetin belirlediği asgari ücret seviyesinde çalışmaya mahkûm edilen gazetecilerin sendikalara üye olması ve haklarını örgütlü bir şekilde savunması gerekmektedir. Aynı zamanda cezaevinde tutulan, davalarla yıldırılmaya çalışılan meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmalıyız” ifadelerini kullandı.
Kaynak: HABER MERKEZİ
Eğitim-Sen uyarıyor: Şiddet olgusu okulları sarmaladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün açıklayacağı müjde ne? Müjdeler belli oldu
İzmir'de gevreğe zam: İşte yeni fiyat
Türkiye’de hayat durdu: Memurlar ülke genelinde iş bıraktı
Bakanlık açıkladı: Online alışverişlerde cayma hakkı kaldırıldı mı?
Prof. Dr. Deniz: Gazetecilik adanmışlık ister
SMA’nın pençesindeki Doruk için zaman daralıyor
Erdağ: Zamlar emeğe yapılmış büyük bir hakaret
Yerel basının geleceği tehdit altında
Seferihisar Gölcük'te çocuklar sanatla büyüyor
Son Girilen Haberler
Dolar endeksinde 2022’den bu yana ilk yaşandı: 110’un üzerine çıktı
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimlerini düşürme ihtimalinin azaldığına dair beklentiler dolayısıyla dolar endeksi Kasım 2022’den beri ilk kez 110’u geçti.
14 Ocak 2025 günlük burç yorumları: Aşk, iş ve sağlık yorumları
14 Ocak'ta burçlar, duygusal ve pratik bir denge arayışında olacak. Her burç için bugün neler bekleniyor, işte 14 Ocak 2025 günlük burç yorumları…
Tapu müdürlüğünde dehşete düşüren olay: 15 yaşındaki çocuk tuvalette doğurdu!
Balıkesir'de tapu müdürlüğünde tuvalette doğurduğu erkek bebeği klozete atan 15 yaşındaki I.A. polis tarafından gözaltına alındı.