Bu 10 tablonun sırrı ne? İşte sırlarını duyunca çok şaşıracağınız 10 tablo!
Bu 10 tablonun sırrı ne? İşte sırlarını duyunca çok şaşıracağınız 10 tablo!
Bizde hayranlık uyandıran birçok tablo vardır. Birçoğumuz bu tablolara bakıp geçeriz, derin bir anlam aramayız. Peki bu tabloların sırları ne? Sırlarını duyunca çok şaşıracağınız o tablolar.
Haber Giriş Tarihi: 12.09.2023 02:00
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
HABER MERKEZİ
Sanat severler başta olmak üzere hepimizin sevdiği ve ruhumuzu yansıttığımızı düşündüğümüz birçok tablo vardır. Bu tablolarının hikâyeleri hayatımızı yansıtıyor olabilir. Pek, bu tabloların sırları neler? Sırlarını duyunca çok şaşıracağınız bu 10 tabloyu sizler için araştırdık. Detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz...
1. The Swing – SALINCAK
Jean Honore Fragonard tarafından 1767 yılında yapılan bu esere baktığımız zaman ormanda salıncakta sallanan bir kız ve onu izleyen insanları görüyoruz. Peki hikâye gerçekten sadece bundan mı ibaret? Bu eser sanatçının en önemli eseri olarak kabul edilir. Bu eserin sırrı ise şöyle; esere baktığımız zaman salıncakta sallanan bir kız görmüş olsak da aslında tabloda cinsellik ve erotizm ön planda. Burada anlatılan yasak aşk ise salıncakta sallanan kadın ve onu sallayan eşi bir diğer yanda da sallanan kadını izleyen sevgilisi. Bu eser Londra’daki Wallace Koleksiyonu‘nda sergileniyor.
2. The Scream – Çığlık
Norveçli ressam Edvard Munch tarafından 1893 yılında ‘Çığlık’ tablosu, neredeyse hepimizde korku, şaşkınlık çaresizlik gibi duyguların çağrışımını yapar. Peki bu tablonun aslı nedir hiç merak ettiniz mi? Ressam, bu tablosunda gün batarken bir tırabzanın kolluklarına yaslanmış bir insanın doğanın sesini duyduğu andaki verdiği tepkiyi çizmiştir. Bu yüz ifadesi aslında herhangi bir olay değil de doğada duyduğu sesler sonrası verdiği tepkidir. Bu yüzden bu tablodan ‘Doğanın Çığlığı’ olarak da bahsedilir.
3. Vase Wıth Two Sunflowers – Vazoda On İki Ayçiçeği
Vincent Van Gogh tarafından 1888-1889 yıllarında Fransa’da yapılan bu tabloya ilk baktığımız zaman gerçekten de bir vazodaki ay çiçeklerini görüyoruz. Bu tablo sanatçının en ünlü eserlerinden. Bu tablonun sırrı ise şudur; Van Gogh'un Arles'te yaşadığı ilk yıllar yaşamının sarı renk yılıydı. Kendini ilk kez evinde gibi hissettiği evinin renginin sarı olması ona böyle hissettirdi ve o dönem yaptığı resimlerinde sarı rengi hemen hemen hemen her yerde kullandı. Yaşadığı kasaba her yerde ay çiçeği tarlaları bulunurmuş. Bu tablonun çizimindeki en büyük etken de bu. Vincent Van Gogh, sarı rengi mutluluk ile özdeşleştirmiş. Vazoda On İki Ayçiçeği eserindeki çiçekler farklı gelişim evrelerini gösterir. Sol altta vazodan sarkan yeşil küçük taze ayçiçeği ile birlikte erişkin sarı yapraklı çiçekler ve tohuma kaçmış kahverengi büyük başlı çiçekler aynı vazoda yer alır. Bu farklı renkler resme bir ahenk katarken aynı zamanda da yaşamın farklı evrelerinin -gençlik, olgunluk, yaşlılık- aynı hayatta birlikte yer aldığını gösterir.
4. The third of may – 3 Mayıs 1808
Francisco Goya tarafından 1808 yılında madrid’de yapılan bu eserde, kan görüyoruz. Yorum yaparken askerler tarafından işgal altında kalan halkı görebiliyoruz. Basit bir şekilde yorum yapmak gerekirse belki de bu tablo için Francisco Goya’nın kafasının bazı düşüncelerin işgali altında olduğunu görebiliriz. Bu tablonun sırrı ise; 2 Mayıs 1808 adlı eserinde ayaklanmayı betimleyen Goya, bu eserinde ise ayaklanmanın ardından yapılan vahşete dikkat çekmek istemesi. Tabii ki bunu anlamak için bu iki tabloyu da bilmek gerekir. Her iki resime de pek sıcak bakılmamıştır. Buna biraz da Goya’nın köktenci davranışları sebebiyet vermiştir. Bu dönemde İsyancıların kahramanlığının uygulandığı neoklasik resimler çok daha fazla ilgi gördü ve kabul edildi. Bu eserlerden sonra Goya’nın sadakati konusunda şüpheler doğmuştu. Goya’nın resimleri soğuk karşılandı ve sergilenmedi. Prado’nun depolarına terk edilerek iki kuşak boyunca unutuldu.
5. Girl with a pearl earing – İnci Küpeli Kız
Johannes Vermeer tarafından 1665 yılında Hollanda’da yapıldı. Tabloya ilk baktığımız zaman başı sarıklı, kulağında inci küpe olan bir kız görüyoruz. Bu eserin bu kadar ünlü olması kulağındaki ince küpe mi peki? Bu tablonun bu denli yankı uyandırmasında aynı zamanda” İnci Küpeli Kızın” Jhonnes Vermeer’in evinde çalışan hizmetçi bir kız olduğu kanısı yatmakta. Bir soyluyu değil de sıradan bir kızı resmederek halktaki başkaldırışı destekleyen bir tablo. Bu öykünün diğer yüzü ise aşk, ihanet ve kıskançlık üçgeninin de olduğu düşünülüyor.
6. Mona Lisa
Leonardo Da Vinci tarafından 1503-1506 yılları arasında İtalya’da yapılan bu serde sadece ressama bakıp gülümseyen bir kadın görünüyor. Aslında tabloya anlamak için bakıldığı zaman gülümseyen bir kadın yerine yüzünde karmaşık ifadeler olan bir kadın görüyoruz. Oturur pozisyonda çizilen Lisa Gherardini'nin portresi da Vinci tarafından kullanılan sfumato tekniği ile çizilmiştir. Bu teknik, renk ve tonlar arasındaki yumuşak geçişleri sağlayan gölgeleme yöntemi olarak bilinir. Leonardo da Vinci tarafından ilk defa kullanılmıştır. Aynı zamanda bu tablo için, kim hangi duygu ile tabloya bakarsa tablodaki kadının da yüzünde o duygunun olduğu hakkında söylentiler vardır.
7. Birth of Venus – Venüs’ün Doğuşu
Sandro Botticelli tarafından 1485 yılında yapılmıştır. Tabloya baktığımız zaman istiridyenin içinde adeta bir inci gibi çıkan, uzun ve bakır rengi saçlı, çıplak bir kız ve solunda üstünü örtmeye çalışan başka bir kadın görüyoruz. Kızın sağında ise uçarak kıza gelen birbirlerine sarılmış kanatlı iki erkek görüyoruz. Kız ise Tanrıça Venüs’tür. Sanatçı bu eseri ile kariyerini zirveye taşımıştır. Bu tablo diğer sanatçılardan farklı olarak biraz daha erotik simgeler taşır. Göğsünü ve cinsel organını tam olarak örtmemiş olması dikkat çekicidir. Bu örtüşme tarzı daha sonra birçok heykeltıraş tarafından taklit edilmiştir. Sanatçının diğer eserlerinden bazıları yakılmış olsa da bu eserinin pagan etkisi taşıdığına dair açık bir kanıt olmasına rağmen dokunulmamıştır.
8. Tuin Der Lusten– Zevkler Bahçesi
Hieronymus Bosch tarafından yapılan bu tablo, tabloya bakan herkes için farklı anlamlar taşır. Tablodaki karmaşadan dolayı bazı insanlar karışıklık, renklerin karmaşasına dikkat edenler ise şölen alanı, dikkatli bakıldığı zaman ise bir şeye benzemeyen figürlerden dolayı da yaşamın anlamsızlığını ama renkler sayesinde bizim bunu fark etmediğimizi düşündürüyor. Aslında tablonun asıl sırrı ise bir yanda günahlarının cezasını çekenler bir yandan da dünya zevklerinin tadını çıkaran insanlar yer alıyor. Ayrıca bu tabloda Orta Çağ toplumunun karanlık düşüncelerine ve ölüm korkusuna da parmak basılmıştır.
9. School Of Athens – Atina Okulu
Raffaello Sanzio tarafından İtalya’da yapılan bu esere baktığımız zaman bir okul dairesinde erkeklerin olduğunu görebiliriz. Aslında dikkatli bakıldığında Eflatun, Aristo ve Sokrates gibi büyük düşünürler merkezi bir konumda yer aldığını görebiliriz. Felsefenin temel argümanları, idealar dünyasından mutlak düşünceye kadar geniş bir yelpazede bu tabloda görsel bir şekilde sunulmuştur.
10. Creatıon Of Adam – Adem’in Yaratılışı
Michelangelo Buonarroti tarafından yapılan bu eser ilk insan Âdem ve tanrının etkileşimini bizlere anlatıyor. Michelangelo Buonarroti’nun en önemli eserlerinde olan ‘CREATION OF ADAM’ döneminde oldukça ses uyandıran bir eserdir. Hıristiyan inancına göre Tanrı'nın Adem'e yaşam üflediği anı betimleyen bu sahnede, birbirine hafifçe dokunan işaret parmakları, Tanrı'nın Adem'i kendi imgesine göre yarattığına işaret eder.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bizde hayranlık uyandıran birçok tablo vardır. Birçoğumuz bu tablolara bakıp geçeriz, derin bir anlam aramayız. Peki bu tabloların sırları ne? Sırlarını duyunca çok şaşıracağınız o tablolar.
Sanat severler başta olmak üzere hepimizin sevdiği ve ruhumuzu yansıttığımızı düşündüğümüz birçok tablo vardır. Bu tablolarının hikâyeleri hayatımızı yansıtıyor olabilir. Pek, bu tabloların sırları neler? Sırlarını duyunca çok şaşıracağınız bu 10 tabloyu sizler için araştırdık. Detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz...
1. The Swing – SALINCAK
Jean Honore Fragonard tarafından 1767 yılında yapılan bu esere baktığımız zaman ormanda salıncakta sallanan bir kız ve onu izleyen insanları görüyoruz. Peki hikâye gerçekten sadece bundan mı ibaret? Bu eser sanatçının en önemli eseri olarak kabul edilir. Bu eserin sırrı ise şöyle; esere baktığımız zaman salıncakta sallanan bir kız görmüş olsak da aslında tabloda cinsellik ve erotizm ön planda. Burada anlatılan yasak aşk ise salıncakta sallanan kadın ve onu sallayan eşi bir diğer yanda da sallanan kadını izleyen sevgilisi. Bu eser Londra’daki Wallace Koleksiyonu‘nda sergileniyor.
2. The Scream – Çığlık
Norveçli ressam Edvard Munch tarafından 1893 yılında ‘Çığlık’ tablosu, neredeyse hepimizde korku, şaşkınlık çaresizlik gibi duyguların çağrışımını yapar. Peki bu tablonun aslı nedir hiç merak ettiniz mi? Ressam, bu tablosunda gün batarken bir tırabzanın kolluklarına yaslanmış bir insanın doğanın sesini duyduğu andaki verdiği tepkiyi çizmiştir. Bu yüz ifadesi aslında herhangi bir olay değil de doğada duyduğu sesler sonrası verdiği tepkidir. Bu yüzden bu tablodan ‘Doğanın Çığlığı’ olarak da bahsedilir.
3. Vase Wıth Two Sunflowers – Vazoda On İki Ayçiçeği
Vincent Van Gogh tarafından 1888-1889 yıllarında Fransa’da yapılan bu tabloya ilk baktığımız zaman gerçekten de bir vazodaki ay çiçeklerini görüyoruz. Bu tablo sanatçının en ünlü eserlerinden. Bu tablonun sırrı ise şudur; Van Gogh'un Arles'te yaşadığı ilk yıllar yaşamının sarı renk yılıydı. Kendini ilk kez evinde gibi hissettiği evinin renginin sarı olması ona böyle hissettirdi ve o dönem yaptığı resimlerinde sarı rengi hemen hemen hemen her yerde kullandı. Yaşadığı kasaba her yerde ay çiçeği tarlaları bulunurmuş. Bu tablonun çizimindeki en büyük etken de bu. Vincent Van Gogh, sarı rengi mutluluk ile özdeşleştirmiş. Vazoda On İki Ayçiçeği eserindeki çiçekler farklı gelişim evrelerini gösterir. Sol altta vazodan sarkan yeşil küçük taze ayçiçeği ile birlikte erişkin sarı yapraklı çiçekler ve tohuma kaçmış kahverengi büyük başlı çiçekler aynı vazoda yer alır. Bu farklı renkler resme bir ahenk katarken aynı zamanda da yaşamın farklı evrelerinin -gençlik, olgunluk, yaşlılık- aynı hayatta birlikte yer aldığını gösterir.
4. The third of may – 3 Mayıs 1808
Francisco Goya tarafından 1808 yılında madrid’de yapılan bu eserde, kan görüyoruz. Yorum yaparken askerler tarafından işgal altında kalan halkı görebiliyoruz. Basit bir şekilde yorum yapmak gerekirse belki de bu tablo için Francisco Goya’nın kafasının bazı düşüncelerin işgali altında olduğunu görebiliriz. Bu tablonun sırrı ise; 2 Mayıs 1808 adlı eserinde ayaklanmayı betimleyen Goya, bu eserinde ise ayaklanmanın ardından yapılan vahşete dikkat çekmek istemesi. Tabii ki bunu anlamak için bu iki tabloyu da bilmek gerekir. Her iki resime de pek sıcak bakılmamıştır. Buna biraz da Goya’nın köktenci davranışları sebebiyet vermiştir. Bu dönemde İsyancıların kahramanlığının uygulandığı neoklasik resimler çok daha fazla ilgi gördü ve kabul edildi. Bu eserlerden sonra Goya’nın sadakati konusunda şüpheler doğmuştu. Goya’nın resimleri soğuk karşılandı ve sergilenmedi. Prado’nun depolarına terk edilerek iki kuşak boyunca unutuldu.
5. Girl with a pearl earing – İnci Küpeli Kız
Johannes Vermeer tarafından 1665 yılında Hollanda’da yapıldı. Tabloya ilk baktığımız zaman başı sarıklı, kulağında inci küpe olan bir kız görüyoruz. Bu eserin bu kadar ünlü olması kulağındaki ince küpe mi peki? Bu tablonun bu denli yankı uyandırmasında aynı zamanda” İnci Küpeli Kızın” Jhonnes Vermeer’in evinde çalışan hizmetçi bir kız olduğu kanısı yatmakta. Bir soyluyu değil de sıradan bir kızı resmederek halktaki başkaldırışı destekleyen bir tablo. Bu öykünün diğer yüzü ise aşk, ihanet ve kıskançlık üçgeninin de olduğu düşünülüyor.
6. Mona Lisa
Leonardo Da Vinci tarafından 1503-1506 yılları arasında İtalya’da yapılan bu serde sadece ressama bakıp gülümseyen bir kadın görünüyor. Aslında tabloya anlamak için bakıldığı zaman gülümseyen bir kadın yerine yüzünde karmaşık ifadeler olan bir kadın görüyoruz. Oturur pozisyonda çizilen Lisa Gherardini'nin portresi da Vinci tarafından kullanılan sfumato tekniği ile çizilmiştir. Bu teknik, renk ve tonlar arasındaki yumuşak geçişleri sağlayan gölgeleme yöntemi olarak bilinir. Leonardo da Vinci tarafından ilk defa kullanılmıştır. Aynı zamanda bu tablo için, kim hangi duygu ile tabloya bakarsa tablodaki kadının da yüzünde o duygunun olduğu hakkında söylentiler vardır.
7. Birth of Venus – Venüs’ün Doğuşu
Sandro Botticelli tarafından 1485 yılında yapılmıştır. Tabloya baktığımız zaman istiridyenin içinde adeta bir inci gibi çıkan, uzun ve bakır rengi saçlı, çıplak bir kız ve solunda üstünü örtmeye çalışan başka bir kadın görüyoruz. Kızın sağında ise uçarak kıza gelen birbirlerine sarılmış kanatlı iki erkek görüyoruz. Kız ise Tanrıça Venüs’tür. Sanatçı bu eseri ile kariyerini zirveye taşımıştır. Bu tablo diğer sanatçılardan farklı olarak biraz daha erotik simgeler taşır. Göğsünü ve cinsel organını tam olarak örtmemiş olması dikkat çekicidir. Bu örtüşme tarzı daha sonra birçok heykeltıraş tarafından taklit edilmiştir. Sanatçının diğer eserlerinden bazıları yakılmış olsa da bu eserinin pagan etkisi taşıdığına dair açık bir kanıt olmasına rağmen dokunulmamıştır.
8. Tuin Der Lusten– Zevkler Bahçesi
Hieronymus Bosch tarafından yapılan bu tablo, tabloya bakan herkes için farklı anlamlar taşır. Tablodaki karmaşadan dolayı bazı insanlar karışıklık, renklerin karmaşasına dikkat edenler ise şölen alanı, dikkatli bakıldığı zaman ise bir şeye benzemeyen figürlerden dolayı da yaşamın anlamsızlığını ama renkler sayesinde bizim bunu fark etmediğimizi düşündürüyor. Aslında tablonun asıl sırrı ise bir yanda günahlarının cezasını çekenler bir yandan da dünya zevklerinin tadını çıkaran insanlar yer alıyor. Ayrıca bu tabloda Orta Çağ toplumunun karanlık düşüncelerine ve ölüm korkusuna da parmak basılmıştır.
9. School Of Athens – Atina Okulu
Raffaello Sanzio tarafından İtalya’da yapılan bu esere baktığımız zaman bir okul dairesinde erkeklerin olduğunu görebiliriz. Aslında dikkatli bakıldığında Eflatun, Aristo ve Sokrates gibi büyük düşünürler merkezi bir konumda yer aldığını görebiliriz. Felsefenin temel argümanları, idealar dünyasından mutlak düşünceye kadar geniş bir yelpazede bu tabloda görsel bir şekilde sunulmuştur.
10. Creatıon Of Adam – Adem’in Yaratılışı
Michelangelo Buonarroti tarafından yapılan bu eser ilk insan Âdem ve tanrının etkileşimini bizlere anlatıyor. Michelangelo Buonarroti’nun en önemli eserlerinde olan ‘CREATION OF ADAM’ döneminde oldukça ses uyandıran bir eserdir. Hıristiyan inancına göre Tanrı'nın Adem'e yaşam üflediği anı betimleyen bu sahnede, birbirine hafifçe dokunan işaret parmakları, Tanrı'nın Adem'i kendi imgesine göre yarattığına işaret eder.
Kaynak: HABER MERKEZİ
Kılıçdaroğlu hakim karşısında!
Spotify müzik özeti 2024: Spotify Wrapped 2024 ne zaman yayınlanacak?
Piri Reis’i Hangi El Tutuyor?
Menemen’de okulda öğretmene şiddet: Toplumsal sorunu yansıtıyor!
Başkan Tugay, hükümeti topa tuttu: İzmir’i sevmiyorlar
Böyle hırsızlık şeytanın aklına gelmez
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
Valilik duyurdu: O bölge için özel çevre koruma planı askıda
Karavancılar Menemen’deki şenlikte buluşacak
EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, OSB'lere eğitim iş birliği çağrısı yaptı
Son Girilen Haberler
Aras Kargo, galibiyet peşinde
Vodafone Sultanlar Ligi'nde mücadele eden Aras Kargo, sezonun 10.haftasında deplasmanda Türk Hava Yolları ile kozlarını paylaşıyor. Detaylar haberimizde...
Halkın sağlık hakkı gasp ediliyor
Sağlık emekçileri, 2-6 Aralık’ta ikinci kez greve gidiyor. SES 2 Nolu Şube Başkanı Edge Gürkan, yönetmelikle sadece sağlık çalışanlarının değil halkında birinci basamak sağlık hakkının gasp edildiğini söyledi
Evka 5’in gençleri ve yolları ilgi bekliyor
Yaşlı kesimin yoğunlukta yaşadığı mahallerden biri olan Evka 5 Mahallesi’nde gençler yapacak aktivite bulamazken; Büyükşehir’in sorumluluğundaki ana yollarda yama ve çukur dolu