İzmirli ödüllü öykücü Ahmet Büke, dokuz öykü kitabı, bir gençlik romanının ardından külliyatına bir de çocuk kitaplarını ekledi
Haber Giriş Tarihi: 14.09.2017 07:50
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.ilksesgazetesi.com
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Sait Faik Hikaye Armağanı ve Oğuz Atay Öykü̈ Ödülü̈ gibi önemli ödüllerin sahibi İzmirli yazar Ahmet Büke, bu kez çocuklar için yazdı. Bükenin okumaya yeni başlayan çocuklara yazdığı iki kitaplık Zeyno Kitapları Dizisi, Günışığı Kitaplığı etiketiyle yayımlandı. İki kitaplık diziyi 4 yaşındaki kızı Zeynoya armağan eden Büke, çocuklar için yazmaya iki yıl önce karar verdiğini söyleyerek, Üstelik yakınımda büyümelerine tanıklık ettiğim çocuklar vardı. Yürümeye, konuşmaya, dans etmeye başlamışlardı. Onlara da benden birer anı kalsın istedim dedi.
YAZMAK HOŞUMA GİTTİ
Edebiyat büyülü bir dünya idi ama orada yazar olarak da yaşayacağım hiç aklıma gelmemişti diyen Büke, yazarlığa nasıl başladığına kısaca şöyle değindi: Sevdiğim kitapları okşar dururdum daha çok. Yazmaya biraz arkadaş mavrası olarak başladım. Eski arkadaşlarla kurduğumuz bir mail grubu vardı. Yarı gerçek, yarı uydurma metinler yazıyordum. Hoşuma da gitti öykü yazmak. Arkadaşlarımın dışında beğenenler de oldu. Ama yazdıklarımdan birkaçı arka arkaya Adam Öyküde yayımlanıncaya kadar pek ciddiye almamıştım. Sonra Necdet Şen, derkenar isimli sitesinde yer verdi yazdıklarıma. Bir polisiye öyküler yarışmasında (Xasiork) dereceye girdim (2002), öyle sürdü gitti. Sebat etmem sanırdım, kendimi de şaşırttım.
ÇOCUKLARA ANI KALSIN İSTEDİM
Çocuklar için ilk kez bir kitap kaleme alan Büke, Zeyno Kitapları Dizisini yazmaya nasıl karar verdiğini şöyle anlattı: Her yazar okumaya tutkundur; sanırım bu alışkanlık önce çocuklukta başlıyor. Doğal olarak ilk sevdiğiniz, aşık olduğunu kitaplar çocuk kitapları oluyor. İlk aşklar da hiç unutulmaz. Benim de unutamadığım kitapların bir kısmı çocukluk anılarımın arasından el sallayan çocuk kitapları, onların kahramanlarıydı. Bir yaştan sonra insan boyundan büyük işlere kalkma cesareti buluyor galiba. İki yıl önce karar verdim bir çocuk kitabı yazmaya. Üstelik yakınımda büyümelerine tanıklık ettiğim çocuklar vardı. Yürümeye, konuşmaya, dans etmeye başlamışlardı. Onlara da benden birer anı kalsın istedim. Bir hafta içinde ikisini de yazdım ama yayımlatma süreci hayatın koşturması içinde uzadı biraz.
SICAK BİR AİLE ÖYKÜSÜ
İki kitaplık dizi ile çocuklara zengin bir hayal dünyası sunan Büke, Küçük bir ailenin etrafında geçiyor. Anne, baba, bir de afacan kız çocuğu. Baba bulduğu işlerde çalışan, hafif komik birisi. Kötü de yazsa şiir yazmaya tutkun. Anne bilim insanı, uzay çalışmalarına katılıyor; sık sık evden hatta dünyadan uzakta çalışıyor. Ha, bir de Paspas var, evin yaramaz kedisi. Ufaklık da bütün bu etrafında dolanan hayatı gözlemleyen bir kız çocuğu ifadelerini kullandı. Büke, Bir yazar olarak çocukların dünyasını nasıl tanımlıyorsunuz sorusunu ise şöyle yanıtladı: Aslında birini içeriden ötekini de dışarıdan bildiğim iki çocukluk hali var. İlki benim çocukluğum. Acayip, sisler içinde, acı biber gibi: tadına hiç doyulmamış. İkincisi hemen yanımda, tanıklık ettiğim, çok şaşırdığım, hayran olduğum hatta zaman zaman kıskandığım çocukluklar. Tanıklık tanımlamaya biraz engel oluyor galiba. Biraz da bu yüzden, anlamak için yazıyorum diyerek içeriğinden bahsetti.
ÇOCUKLUK KAHRAMANIMDI
Yakın zamanda kaybettiğimiz çocuk kitaplarının usta yazarı Muzaffer İzgünün kendisi üzerindeki etkisine değinen Büke, Muzaffer Abi, benim çocukluk kahramanlarımdan biriydi. Babam da onun Akbabadaki yazılarını anlatırdı; Atom karınca derdi onun için. İzgü çocukların da, yetişkinlerin de dünyasında yer etmiş ender bir yazardı. Ama bence en büyük tarafı, güçsüzden, yoksuldan yana olması, bu kutbunu hiç yitirmemesiydi. Günümüzde bundan daha zor bulunan bir özellik yok dedi. 4 kitabı 4 yaşındaki kızı Zeynoya armağan ettiğini belirten Büke, Metin Altıokun kızı Zeynepe, Babanı hep böyle güleç hatırla diye not düştüğü çok güzel bir fotoğrafı var. Ben de kızıma, Babanı hep böyle muzip hatırla, diye bir anı bırakmak istedim. Fakat tahmin ediyorum ki, çocuklara -hele bu zamanda- dikte ederek bir alışkanlık kazandırmak mümkün değil. Zeynonun kitaplara aşık olmasını isterim ama bunun için onları sevmesi gerekir. Belki kendinden ufak tefek detaylar bulacağı bu iki kitap buna yardım eder. Umut işte. Çocuk kitapları yazmaya devam edebilirim ama öncelikle çocuklar bu yazdıklarımı sevecek mi onu merak ediyorum şeklinde konuştu.
SAĞ OLURSAK YAZARIM GENE
İstanbuldan geri dönüşün hikayesini İzmirin sokaklarında anlatan ve 74. Venedik Film Festivalinde dünya prömiyerini gerçekleştiren Körfez filminin senaryosunu Emre Yeksan ile birlikte kaleme alan Büke, yazarlığı açısından sinema tecrübesini şöyle anlattı: İki senaryo çalışmasına katıldım. İkisi de çekildi ve vizyona girdi. Senaryo yazmak zor, filmin çekilmesi daha da zor artık. Bir daha fırsatım olur mu bilmiyorum ama zor işler de güzel oluyor gerçekten. Önümüzdeki dönem yapmayı düşündüğü birkaç çalışma olduğunu dile getiren Büke, Aklımda birkaç şey var ama daha çok toz ve gaz bulutu gibi. Bakalım sağ olursak yazarım yine galiba dedi.
Ahmet Büke Kimdir?
1970te Manisada doğdu. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünden mezun oldu. 2008de Alnı Mavide (2008) kitabıyla Oğuz Atay Öykü Ödülünü, 2011de Kumrunun Gördüğü (2010) ile Sait Faik Hikaye Armağanını kazandı. Öykü kitaplarıyla dikkati çeken yazarın ON8 Blogda tefrika etmeye başladığı öyküleri, Mevzumuz Derin (ON8, 2013) adıyla bir ilk romana dönüştü ve aynı yıl Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneğinin (ÇGYD) 2013 Yılın Gençlik Romanı Ödülünü kazandı. Aynı blogda Sosyal Ayrıntılar Ansiklopedisi adlı köşesinde her hafta paylaştığı öyküleriyse, Dünya Kitap 2015 Yılın Telif Kitabı Ödülüne değer görülen İnsan Kendine de İyi Gelir (ON8, 2015) ile Gizli Sevenler Cemiyeti (ON8, 2016) adlı kitaplarda toplandı. Eyvah, Babam Şiir Yazıyor ! ve Annemle Uzayda adlı resimli Zeyno Kitaplarında (2017) ilk kez çocuklara öyküler anlatan Büke, eşi ve kızı Zeyneple birlikte İzmirde yaşıyor.
Eyvah, Babam Şiir Yazıyor!
Dizinin bu ilk kitabı okurunu, şiirlerden gökyüzüne uzanan, sıcacık bir maceraya davet ediyor. Usta sanatçı Sedat Girginin desenleriyle bezeli Zeyno Kitapları, herkese ilham verecek. Zeyno, mutlu bir çocuktur. Annesi Sevinç, uzaybilimcidir. Babası Ahmet ise, belediyenin şikayet masasında çalışmaktadır; ayrıca, evde de ünlü bir şairdir! Anne uzun bir yolculuğa çıkınca, baba kız birlikte yine çok eğlenirler. Ama babası bir gün öyle ilginç bir fikirle çıkagelir ki, Zeyno bir sürü şiir dinlemek zorunda kalır
Annemle Uzayda
Dizinin ikinci macerasında, eğlence ve heyecanın dozu artıyor, aile içindeki alışılmış roller değişiyor. Usta sanatçı Sedat Girginin desenleriyle bezeli bu renkli kitaplar, küçük büyük birlikte okumak için birebir. Zeynonun günleri, uzaya gidip gelen annesi Sevinçe heyecanlanmak ve ev işlerini beceremeyen babası Ahmete gülmekle geçmektedir. Bir gün babası, işinden ayrıldığını, artık kağıt helvacıda çalışacağını söyler. Kağıt helvaların paketlerine şiirler yazıp satışı artırmayı hayal etmektedir! Annesiyse, Zeynonun ayaklarını yerden kesecek bir sürprizle çıkagelir!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İzmirli ödüllü öykücü Ahmet Büke, dokuz öykü kitabı, bir gençlik romanının ardından külliyatına bir de çocuk kitaplarını ekledi
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Sait Faik Hikaye Armağanı ve Oğuz Atay Öykü̈ Ödülü̈ gibi önemli ödüllerin sahibi İzmirli yazar Ahmet Büke, bu kez çocuklar için yazdı. Bükenin okumaya yeni başlayan çocuklara yazdığı iki kitaplık Zeyno Kitapları Dizisi, Günışığı Kitaplığı etiketiyle yayımlandı. İki kitaplık diziyi 4 yaşındaki kızı Zeynoya armağan eden Büke, çocuklar için yazmaya iki yıl önce karar verdiğini söyleyerek, Üstelik yakınımda büyümelerine tanıklık ettiğim çocuklar vardı. Yürümeye, konuşmaya, dans etmeye başlamışlardı. Onlara da benden birer anı kalsın istedim dedi.
YAZMAK HOŞUMA GİTTİ
Edebiyat büyülü bir dünya idi ama orada yazar olarak da yaşayacağım hiç aklıma gelmemişti diyen Büke, yazarlığa nasıl başladığına kısaca şöyle değindi: Sevdiğim kitapları okşar dururdum daha çok. Yazmaya biraz arkadaş mavrası olarak başladım. Eski arkadaşlarla kurduğumuz bir mail grubu vardı. Yarı gerçek, yarı uydurma metinler yazıyordum. Hoşuma da gitti öykü yazmak. Arkadaşlarımın dışında beğenenler de oldu. Ama yazdıklarımdan birkaçı arka arkaya Adam Öyküde yayımlanıncaya kadar pek ciddiye almamıştım. Sonra Necdet Şen, derkenar isimli sitesinde yer verdi yazdıklarıma. Bir polisiye öyküler yarışmasında (Xasiork) dereceye girdim (2002), öyle sürdü gitti. Sebat etmem sanırdım, kendimi de şaşırttım.
ÇOCUKLARA ANI KALSIN İSTEDİM
Çocuklar için ilk kez bir kitap kaleme alan Büke, Zeyno Kitapları Dizisini yazmaya nasıl karar verdiğini şöyle anlattı: Her yazar okumaya tutkundur; sanırım bu alışkanlık önce çocuklukta başlıyor. Doğal olarak ilk sevdiğiniz, aşık olduğunu kitaplar çocuk kitapları oluyor. İlk aşklar da hiç unutulmaz. Benim de unutamadığım kitapların bir kısmı çocukluk anılarımın arasından el sallayan çocuk kitapları, onların kahramanlarıydı. Bir yaştan sonra insan boyundan büyük işlere kalkma cesareti buluyor galiba. İki yıl önce karar verdim bir çocuk kitabı yazmaya. Üstelik yakınımda büyümelerine tanıklık ettiğim çocuklar vardı. Yürümeye, konuşmaya, dans etmeye başlamışlardı. Onlara da benden birer anı kalsın istedim. Bir hafta içinde ikisini de yazdım ama yayımlatma süreci hayatın koşturması içinde uzadı biraz.
SICAK BİR AİLE ÖYKÜSÜ
İki kitaplık dizi ile çocuklara zengin bir hayal dünyası sunan Büke, Küçük bir ailenin etrafında geçiyor. Anne, baba, bir de afacan kız çocuğu. Baba bulduğu işlerde çalışan, hafif komik birisi. Kötü de yazsa şiir yazmaya tutkun. Anne bilim insanı, uzay çalışmalarına katılıyor; sık sık evden hatta dünyadan uzakta çalışıyor. Ha, bir de Paspas var, evin yaramaz kedisi. Ufaklık da bütün bu etrafında dolanan hayatı gözlemleyen bir kız çocuğu ifadelerini kullandı. Büke, Bir yazar olarak çocukların dünyasını nasıl tanımlıyorsunuz sorusunu ise şöyle yanıtladı: Aslında birini içeriden ötekini de dışarıdan bildiğim iki çocukluk hali var. İlki benim çocukluğum. Acayip, sisler içinde, acı biber gibi: tadına hiç doyulmamış. İkincisi hemen yanımda, tanıklık ettiğim, çok şaşırdığım, hayran olduğum hatta zaman zaman kıskandığım çocukluklar. Tanıklık tanımlamaya biraz engel oluyor galiba. Biraz da bu yüzden, anlamak için yazıyorum diyerek içeriğinden bahsetti.
ÇOCUKLUK KAHRAMANIMDI
Yakın zamanda kaybettiğimiz çocuk kitaplarının usta yazarı Muzaffer İzgünün kendisi üzerindeki etkisine değinen Büke, Muzaffer Abi, benim çocukluk kahramanlarımdan biriydi. Babam da onun Akbabadaki yazılarını anlatırdı; Atom karınca derdi onun için. İzgü çocukların da, yetişkinlerin de dünyasında yer etmiş ender bir yazardı. Ama bence en büyük tarafı, güçsüzden, yoksuldan yana olması, bu kutbunu hiç yitirmemesiydi. Günümüzde bundan daha zor bulunan bir özellik yok dedi. 4 kitabı 4 yaşındaki kızı Zeynoya armağan ettiğini belirten Büke, Metin Altıokun kızı Zeynepe, Babanı hep böyle güleç hatırla diye not düştüğü çok güzel bir fotoğrafı var. Ben de kızıma, Babanı hep böyle muzip hatırla, diye bir anı bırakmak istedim. Fakat tahmin ediyorum ki, çocuklara -hele bu zamanda- dikte ederek bir alışkanlık kazandırmak mümkün değil. Zeynonun kitaplara aşık olmasını isterim ama bunun için onları sevmesi gerekir. Belki kendinden ufak tefek detaylar bulacağı bu iki kitap buna yardım eder. Umut işte. Çocuk kitapları yazmaya devam edebilirim ama öncelikle çocuklar bu yazdıklarımı sevecek mi onu merak ediyorum şeklinde konuştu.
SAĞ OLURSAK YAZARIM GENE
İstanbuldan geri dönüşün hikayesini İzmirin sokaklarında anlatan ve 74. Venedik Film Festivalinde dünya prömiyerini gerçekleştiren Körfez filminin senaryosunu Emre Yeksan ile birlikte kaleme alan Büke, yazarlığı açısından sinema tecrübesini şöyle anlattı: İki senaryo çalışmasına katıldım. İkisi de çekildi ve vizyona girdi. Senaryo yazmak zor, filmin çekilmesi daha da zor artık. Bir daha fırsatım olur mu bilmiyorum ama zor işler de güzel oluyor gerçekten. Önümüzdeki dönem yapmayı düşündüğü birkaç çalışma olduğunu dile getiren Büke, Aklımda birkaç şey var ama daha çok toz ve gaz bulutu gibi. Bakalım sağ olursak yazarım yine galiba dedi.
Ahmet Büke Kimdir?
1970te Manisada doğdu. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünden mezun oldu. 2008de Alnı Mavide (2008) kitabıyla Oğuz Atay Öykü Ödülünü, 2011de Kumrunun Gördüğü (2010) ile Sait Faik Hikaye Armağanını kazandı. Öykü kitaplarıyla dikkati çeken yazarın ON8 Blogda tefrika etmeye başladığı öyküleri, Mevzumuz Derin (ON8, 2013) adıyla bir ilk romana dönüştü ve aynı yıl Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneğinin (ÇGYD) 2013 Yılın Gençlik Romanı Ödülünü kazandı. Aynı blogda Sosyal Ayrıntılar Ansiklopedisi adlı köşesinde her hafta paylaştığı öyküleriyse, Dünya Kitap 2015 Yılın Telif Kitabı Ödülüne değer görülen İnsan Kendine de İyi Gelir (ON8, 2015) ile Gizli Sevenler Cemiyeti (ON8, 2016) adlı kitaplarda toplandı. Eyvah, Babam Şiir Yazıyor ! ve Annemle Uzayda adlı resimli Zeyno Kitaplarında (2017) ilk kez çocuklara öyküler anlatan Büke, eşi ve kızı Zeyneple birlikte İzmirde yaşıyor.
Eyvah, Babam Şiir Yazıyor!
Dizinin bu ilk kitabı okurunu, şiirlerden gökyüzüne uzanan, sıcacık bir maceraya davet ediyor. Usta sanatçı Sedat Girginin desenleriyle bezeli Zeyno Kitapları, herkese ilham verecek. Zeyno, mutlu bir çocuktur. Annesi Sevinç, uzaybilimcidir. Babası Ahmet ise, belediyenin şikayet masasında çalışmaktadır; ayrıca, evde de ünlü bir şairdir! Anne uzun bir yolculuğa çıkınca, baba kız birlikte yine çok eğlenirler. Ama babası bir gün öyle ilginç bir fikirle çıkagelir ki, Zeyno bir sürü şiir dinlemek zorunda kalır
Annemle Uzayda
Dizinin ikinci macerasında, eğlence ve heyecanın dozu artıyor, aile içindeki alışılmış roller değişiyor. Usta sanatçı Sedat Girginin desenleriyle bezeli bu renkli kitaplar, küçük büyük birlikte okumak için birebir. Zeynonun günleri, uzaya gidip gelen annesi Sevinçe heyecanlanmak ve ev işlerini beceremeyen babası Ahmete gülmekle geçmektedir. Bir gün babası, işinden ayrıldığını, artık kağıt helvacıda çalışacağını söyler. Kağıt helvaların paketlerine şiirler yazıp satışı artırmayı hayal etmektedir! Annesiyse, Zeynonun ayaklarını yerden kesecek bir sürprizle çıkagelir!
İzmir haber: Okul servisi tıra çarptı
Füze testi başarıyla tamamlandı: Hedefini tam isabetle vurdu
2024’te toplum psikolojik olarak nasıl etkilendi?
Altınordulu genç futbolcular profesyonel oldu
Gazeteci Işık İpek evinde ölü bulundu: Ünlü şarkıcının kardeşiydi…
Türkiye Kültür Yolu Festivali 2025 takvimi belli oldu: İzmir’de Kültür Yolu Festivali ne zaman 2025?
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nden Ercan Doğu'ya veda
Büyükşehir’den İzmirlileri sevindiren karar: İZELMAN AŞ otoparklarına zam yok!
Torbalı’da istinat duvarının çökmesinin ardından harekete geçildi
KİTVAK’tan hasta çocuklar için anlamlı yılbaşı etkinliği
Son Girilen Haberler
Otobüs şarampole yuvarlandı: Çok sayıda ölü ve yaralı var
Norveç’te yolcu otobüsü şarampole yuvarlandı, 3 kişi hayatını kaybetti, 4 kişi ağır yaralandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fener Rum Patriği Bartholomeos'u kabul etti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fener Rum Patriği Bartholomeos'u Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti.
Bakan Kacır: İhracat yolculuğumuz başarıyla ilerliyor
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi programıyla yüksek teknoloji yatırımlarına, AR-GE'den seri üretime uçtan uca bütüncül bir destek sunduklarını belirterek, "2030'a dek yarı iletkenlerden mobiliteye, ileri imalattan haberleşme ve uzaya, sağlık teknolojilerinden dijital ve yeşil teknolojilere 30 milyar doların üzerinde yatırımın önünü açacağız." dedi.