Denizcilik tarihinde önemli bir yere sahip olan Piri Reis hakkında belgesel çalışması yürüten Gülşah Çeliker, denizcilik konusunda Türkiye’nin ilerlemesini istemeyenlerin olduğunu söyleyerek, “Görünmez bir el var” şeklinde ifadelerde bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 22.11.2024 16:17
Haber Güncellenme Tarihi: 22.11.2024 16:22
Muhabir:
BERKAY ERDEN
Tarih boyunca içinden başarılara imza atmış birçok kişi çıkartan toplumumuzda denizcilik denildiği zaman ilk akla gelen isimlerden olan Piri Reis, başarılı bir deniz adamı olmasının yanı sıra kaşifliği ile de dünya tarihinde önemli bir yere sahip. Osmanlı’nın ve çağın önde gelen diğer devletlerinin kayıtlarında yer bulan Piri Reis’in öyküsü günümüzde halen aydınlanmayı beklerken, Yazar ve Yönetmen Gülşah Çeliker Piri Reis’in temsil ettiği denizciliğe dikkat çekiyor. Günümüzde denizlerde eskiden sahip olduğumuz gücü unuttuğumuzu belirten Çeliker, yazdığı kitap ve yürüttüğü belgesel çalışmasıyla denizlerde güçlü olduğumuz dönemi hatırlatmak istediğini belirtti. Kaynak araştırmanın bile bir maliyet oluşturduğunu aktaran Çeliker, denizcilik algısının düşüklüğü nedeniyle sponsor bulmakta zorlandığını dile getirdi.
Körfezin gölleşebileceğini Piri Reis görmüş
Piri Reis’in sıradan bir deniz adamı olmaktan öte onun bir kaşif olduğunu belirten Çeliker, Piri Reis’in çizdiği haritalardaki detaylara dikkat çekti. Kaynak araştırması sırasında Piri Reis’in İzmir körfezi ile ilgili 500 yıl önce çizdiği haritanın körfezin geleceği hakkında ipuçları verdiğini söyleyen Çeliker, “Piri Reis hakkında belgeselden önce ‘Haritacı ve Kaşif’ isimli bir kitap çalışmam var şuan üçüncü baskı çalışmaları yapılıyor. 10 yılı aşkın bir belgesel çalışmasının ilk ayağı bu kitap. Kitapta Piri Reis'in gözünden o dönem tarihini, Türk / Osmanlı İmparatorluğunun zirve döneminde yaşanan olayları, denizciliğin ve deniz gücünün yükselişini, Akdeniz'deki gelişmeler çerçevesinde ve keşifler çağının özgün atmosferini okuyucuya aktardım. Piri Reis Osmanlı’nın yükseliş dönemindeki 4 padişahı da gören bir kişi bu konuda çok şanslı bu dönem aynı zamanda aydınlanma ve keşifler çağı. İnsanoğlu ekonomik ve teknolojik imkanlar el vermeye başlayınca denizin ötesini merak etmeye başlıyor. Amcası Kemal Reis ona o dönem mentorluk yapıyor İkinci Beyazıt döneminde daha sonra Piri Reis Yavuz’un Mısır Fethinde de var. Piri Reis’in 1513 haritasını hepimiz biliyoruz. Bu haritadan sonra Piri Reis’in 1519-1520 gibi çizdiği İzmir çevresini gösteren bir haritası var. Bu haritada Gediz Nehri ve nehrin körfeze döküldüğü yer gösterilmiş. Haritada Gediz deltasındaki alüvyonların İzmir Körfezi’nde nasıl biriktiği gösterilmiş. Bu sıradan bir harita olmaktan öte Körfezin geçmişi ile ilgili karşılaştırmalar yapabileceğimiz; derinlik ve dip tabiatı bilgisi içeren coğrafi bir belgedir. Körfez içerisindeki alüvyon birikiminin neredeyse İzmir körfezinin yedide birini göl haline getirecek düzeylere ulaştığını biliyoruz. Bu nedenle Deniz ticareti engellenmesin diye 1800'lerin sonunda Gediz nehrinin yatağı değiştirilerek İzmir Körfezi’nin bugünkü hali korunmaya çalışılmıştır. Piri Reis’in bu haritası olmasaydı, iç körfezin gölleşme riski ne düzeyde olduğu bilinmeyebilir dolayısıyla Gediz Nehri'nin yatağını değiştirme için gerekli bütçe bulunamayabilirdi" dedi.
Görünmez bir el engel oluyor
Piri Reis hakkında kitap ve belgesel çalışmaları yürütürken karşılaştığı sorunlardan bahseden Çeliker, denizcilik konusunda Türkiye’nin ilerlemesini istemeyenler olabileceğine değindi. Denizcilik algısının düşüklüğünden dolayı sponsor bulmakta da sorunlar yaşadığını aktaran Çeliker, “Kitap çıkartırken bile birçok zorluk yaşadım belgesel de ise maaliyetlerden ötürü daha da zor bir süreç içerisine girdi proje. Kaynak araştırmak bile bir bütçe istiyor. Türkiye’de denizcilik konusunda kayıtlar var ancak az sayıda karada tutulan kayıtlar çok fazla mesela. İtalya’da kaynak araştırmaları yapabildim. O dönem İtalya Prensliklerden ve devletlerden oluşuyor ve bunların içinde Cenova ve Venedik ile Osmanlı’nın hem ticaret anlamında hem de savaş anlamında çok fazla ilişkisi oluyor. İspanyol ve Portekiz kaynaklarında bakmak istiyorum ancak sponsor bulamadım. Maalesef denizler konusunda algı seviyemiz yeterli değil böyle bir projeye daha en başında sponsor olmuş olması gerekirdi birilerinin. Kitap yazdığımda bunun çok ‘niş’ bir proje olduğunu ve ülkenin yüzde 20’lik kesimine hitap ettiğini söylediler. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede böyle bir projenin yüzde 20’den fazlasına hitap ediyor olması lazım normalde. Binlerce et yemeğimiz var ancak bir tane ünlü balık yemeğimiz yok. Denizcilik alanına müsteşarlığı müdürlük seviyesine indirdik. Denizcilik konusunda sanki bir görünmez el var ve ilerlememizi istemiyor. Bu işin en pahalı kısmı drama kısmı ama araştırma kısmı da bir bütçe istiyor. Yurt dışında bazı kaynaklar paralı mesela. Sabiha Gökçeni çekerken 1 saniyesi 40 dolara görüntü almıştım. Tahmin edeceğiniz gibi 1 saniyelik görüntü almıyorsunuz. Piri Reis için de kaynak ararken özel arşivlerde bir şeyler bulunabilir” şeklinde ifadeler aktardı.
Belgesel geçmiş denizcilik ile köprü kuracak
Kendisinin yapmayı planladığı belgeseller gibi çalışmaların insanlara bir zamanlar ne kadar denizci bir millet olduğumuzu hatırlatabileceğini söyleyen Çeliker, şuan sanki hiç denize kıyımız yokmuş gibi hareket ettiğimizi söyledi. Amacının denizcilik konusunda geçmişin gücünü ve bilgisini hatırlatmak olduğunu aktaran Çeliker açıklamalarını şu sözler ile bitirdi: “Bu ve bu tarz belgeseller ile bir zamanlar denizlerde ne kadar güçlü olduğumuzu, Akdeniz’in tam hakimi olmasak da ne kadar etkin olduğumuzu, bu kadar önemli bir jeopolitik bir bölgede diğer devletler ile ilişkilerimizi bilmek gerekiyor. Kıbrıs’tan Malta’ya kadar tüm adalar bizimmiş zamanında o adalar alınırken çok fazla şehit vermişiz. Ben aslında bu çalışma ile o dönem ile şimdi arasında bir köprü kurmak istiyorum. O dönemin gücünü, bilgisini, önemini unutmuşuz yaptığım çalışmalarda bunu görüyorum ben bunu tekrar hatırlatmak o vizyonu yakalamak istiyorum. Biz etrafı denizlerle çevrili bir deniz ülkesiyiz aslında ama hiç denizi olmayan bir kara devletiymişiz gibi davranıyoruz. Hayat ve ticaret denizden gelmiştir bilim de onu takip etmiştir. İngilizler, Fransızlar, İspanyollar, Portekizliler deniz ticareti ile gelişmiş kolonizasyon çalışmaları yapmışlardır biz mesela hiç girmedik kolonizasyon sürecine.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Denizcilik tarihinde önemli bir yere sahip olan Piri Reis hakkında belgesel çalışması yürüten Gülşah Çeliker, denizcilik konusunda Türkiye’nin ilerlemesini istemeyenlerin olduğunu söyleyerek, “Görünmez bir el var” şeklinde ifadelerde bulundu.
Tarih boyunca içinden başarılara imza atmış birçok kişi çıkartan toplumumuzda denizcilik denildiği zaman ilk akla gelen isimlerden olan Piri Reis, başarılı bir deniz adamı olmasının yanı sıra kaşifliği ile de dünya tarihinde önemli bir yere sahip. Osmanlı’nın ve çağın önde gelen diğer devletlerinin kayıtlarında yer bulan Piri Reis’in öyküsü günümüzde halen aydınlanmayı beklerken, Yazar ve Yönetmen Gülşah Çeliker Piri Reis’in temsil ettiği denizciliğe dikkat çekiyor. Günümüzde denizlerde eskiden sahip olduğumuz gücü unuttuğumuzu belirten Çeliker, yazdığı kitap ve yürüttüğü belgesel çalışmasıyla denizlerde güçlü olduğumuz dönemi hatırlatmak istediğini belirtti. Kaynak araştırmanın bile bir maliyet oluşturduğunu aktaran Çeliker, denizcilik algısının düşüklüğü nedeniyle sponsor bulmakta zorlandığını dile getirdi.
Körfezin gölleşebileceğini Piri Reis görmüş
Piri Reis’in sıradan bir deniz adamı olmaktan öte onun bir kaşif olduğunu belirten Çeliker, Piri Reis’in çizdiği haritalardaki detaylara dikkat çekti. Kaynak araştırması sırasında Piri Reis’in İzmir körfezi ile ilgili 500 yıl önce çizdiği haritanın körfezin geleceği hakkında ipuçları verdiğini söyleyen Çeliker, “Piri Reis hakkında belgeselden önce ‘Haritacı ve Kaşif’ isimli bir kitap çalışmam var şuan üçüncü baskı çalışmaları yapılıyor. 10 yılı aşkın bir belgesel çalışmasının ilk ayağı bu kitap. Kitapta Piri Reis'in gözünden o dönem tarihini, Türk / Osmanlı İmparatorluğunun zirve döneminde yaşanan olayları, denizciliğin ve deniz gücünün yükselişini, Akdeniz'deki gelişmeler çerçevesinde ve keşifler çağının özgün atmosferini okuyucuya aktardım. Piri Reis Osmanlı’nın yükseliş dönemindeki 4 padişahı da gören bir kişi bu konuda çok şanslı bu dönem aynı zamanda aydınlanma ve keşifler çağı. İnsanoğlu ekonomik ve teknolojik imkanlar el vermeye başlayınca denizin ötesini merak etmeye başlıyor. Amcası Kemal Reis ona o dönem mentorluk yapıyor İkinci Beyazıt döneminde daha sonra Piri Reis Yavuz’un Mısır Fethinde de var. Piri Reis’in 1513 haritasını hepimiz biliyoruz. Bu haritadan sonra Piri Reis’in 1519-1520 gibi çizdiği İzmir çevresini gösteren bir haritası var. Bu haritada Gediz Nehri ve nehrin körfeze döküldüğü yer gösterilmiş. Haritada Gediz deltasındaki alüvyonların İzmir Körfezi’nde nasıl biriktiği gösterilmiş. Bu sıradan bir harita olmaktan öte Körfezin geçmişi ile ilgili karşılaştırmalar yapabileceğimiz; derinlik ve dip tabiatı bilgisi içeren coğrafi bir belgedir. Körfez içerisindeki alüvyon birikiminin neredeyse İzmir körfezinin yedide birini göl haline getirecek düzeylere ulaştığını biliyoruz. Bu nedenle Deniz ticareti engellenmesin diye 1800'lerin sonunda Gediz nehrinin yatağı değiştirilerek İzmir Körfezi’nin bugünkü hali korunmaya çalışılmıştır. Piri Reis’in bu haritası olmasaydı, iç körfezin gölleşme riski ne düzeyde olduğu bilinmeyebilir dolayısıyla Gediz Nehri'nin yatağını değiştirme için gerekli bütçe bulunamayabilirdi" dedi.
Görünmez bir el engel oluyor
Piri Reis hakkında kitap ve belgesel çalışmaları yürütürken karşılaştığı sorunlardan bahseden Çeliker, denizcilik konusunda Türkiye’nin ilerlemesini istemeyenler olabileceğine değindi. Denizcilik algısının düşüklüğünden dolayı sponsor bulmakta da sorunlar yaşadığını aktaran Çeliker, “Kitap çıkartırken bile birçok zorluk yaşadım belgesel de ise maaliyetlerden ötürü daha da zor bir süreç içerisine girdi proje. Kaynak araştırmak bile bir bütçe istiyor. Türkiye’de denizcilik konusunda kayıtlar var ancak az sayıda karada tutulan kayıtlar çok fazla mesela. İtalya’da kaynak araştırmaları yapabildim. O dönem İtalya Prensliklerden ve devletlerden oluşuyor ve bunların içinde Cenova ve Venedik ile Osmanlı’nın hem ticaret anlamında hem de savaş anlamında çok fazla ilişkisi oluyor. İspanyol ve Portekiz kaynaklarında bakmak istiyorum ancak sponsor bulamadım. Maalesef denizler konusunda algı seviyemiz yeterli değil böyle bir projeye daha en başında sponsor olmuş olması gerekirdi birilerinin. Kitap yazdığımda bunun çok ‘niş’ bir proje olduğunu ve ülkenin yüzde 20’lik kesimine hitap ettiğini söylediler. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede böyle bir projenin yüzde 20’den fazlasına hitap ediyor olması lazım normalde. Binlerce et yemeğimiz var ancak bir tane ünlü balık yemeğimiz yok. Denizcilik alanına müsteşarlığı müdürlük seviyesine indirdik. Denizcilik konusunda sanki bir görünmez el var ve ilerlememizi istemiyor. Bu işin en pahalı kısmı drama kısmı ama araştırma kısmı da bir bütçe istiyor. Yurt dışında bazı kaynaklar paralı mesela. Sabiha Gökçeni çekerken 1 saniyesi 40 dolara görüntü almıştım. Tahmin edeceğiniz gibi 1 saniyelik görüntü almıyorsunuz. Piri Reis için de kaynak ararken özel arşivlerde bir şeyler bulunabilir” şeklinde ifadeler aktardı.
Belgesel geçmiş denizcilik ile köprü kuracak
Kendisinin yapmayı planladığı belgeseller gibi çalışmaların insanlara bir zamanlar ne kadar denizci bir millet olduğumuzu hatırlatabileceğini söyleyen Çeliker, şuan sanki hiç denize kıyımız yokmuş gibi hareket ettiğimizi söyledi. Amacının denizcilik konusunda geçmişin gücünü ve bilgisini hatırlatmak olduğunu aktaran Çeliker açıklamalarını şu sözler ile bitirdi: “Bu ve bu tarz belgeseller ile bir zamanlar denizlerde ne kadar güçlü olduğumuzu, Akdeniz’in tam hakimi olmasak da ne kadar etkin olduğumuzu, bu kadar önemli bir jeopolitik bir bölgede diğer devletler ile ilişkilerimizi bilmek gerekiyor. Kıbrıs’tan Malta’ya kadar tüm adalar bizimmiş zamanında o adalar alınırken çok fazla şehit vermişiz. Ben aslında bu çalışma ile o dönem ile şimdi arasında bir köprü kurmak istiyorum. O dönemin gücünü, bilgisini, önemini unutmuşuz yaptığım çalışmalarda bunu görüyorum ben bunu tekrar hatırlatmak o vizyonu yakalamak istiyorum. Biz etrafı denizlerle çevrili bir deniz ülkesiyiz aslında ama hiç denizi olmayan bir kara devletiymişiz gibi davranıyoruz. Hayat ve ticaret denizden gelmiştir bilim de onu takip etmiştir. İngilizler, Fransızlar, İspanyollar, Portekizliler deniz ticareti ile gelişmiş kolonizasyon çalışmaları yapmışlardır biz mesela hiç girmedik kolonizasyon sürecine.”
Kaynak: BERKAY ERDEN
Kılıçdaroğlu hakim karşısında!
Tüm Bel-Sen’de güven krizi
Spotify müzik özeti 2024: Spotify Wrapped 2024 ne zaman yayınlanacak?
Menemen’de okulda öğretmene şiddet: Toplumsal sorunu yansıtıyor!
Piri Reis’i Hangi El Tutuyor?
Başkan Tugay, hükümeti topa tuttu: İzmir’i sevmiyorlar
Böyle hırsızlık şeytanın aklına gelmez
Derin yoksulluk toplumu yozlaştırdı
İzmir Valiliğinden uyarı: Ege Denizi'nin kuzeyinde fırtına bekleniyor!
İzmir haber: 2 milyonu aşkın yasaklı madde ele geçirildi
Son Girilen Haberler
MİT tarafından yakalanmıştı: Gri listedeki terörist tutuklandı
Gri kategoride aranan ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) operasyonuyla yakalanan terörist Kadir Çelik tutuklandı
Adana’da korku dolu anlar: SASA’da buhar kapağı patladı
Adana'da bulunan SASA Polyester Tesisleri'nde buhar denemesi yapılırken borulardan birinin buhar kapağı açıldı
Başkan Tugay’dan iklim krizi çıkışı: Amerikalı petrol şirketlerini kınıyorum
Büyükşehir Kasım Ayı 5. Birleşiminde konuşan Başkan Tugay, “İklim krizi ile ilgili elimizden geleni yapmalıyız ama onun bunun malını değil kendimiz üretmeliyiz. Amerika’yı o petrol şirketlerini kınıyorum. Onlar kendilerinden utanmalılar” dedi