Ege'nin saklı tarihi: Antik kentlerin büyüleyici dünyası

Ege Bölgesi, doğal güzellikleri ve tarihi mirasıyla her yıl binlerce ziyaretçiyi kendine çekiyor. Hem geçmişin izlerini süreceğiniz antik kentlerin büyülü atmosferi hem de masmavi denizin tadını çıkarabileceğiniz muhteşem plajlarıyla Ege, adeta bir cennet gibi. Tarihin derinliklerine yolculuk yapmak isteyenler için eşsiz bir deneyim sunan bu bölgede, antik kentler doğayla iç içe bir serüven vaat ediyor. Peki Ege Bölgesi’nde hangi antik kentler var? Ege Bölgesi’ndeki antik kentler nerede? İşte Ege'nin bu büyüleyici kalıntıları arasında keşfe çıkmanız gereken önemli durakları sizler için derledik…

AİZANOİ- KÜTAHYA

Aizanoi (Antik Yunanca: Αἰζανοί, Ezani), Kütahya şehir merkezine 58 kilometre uzaklıkta, Çavdarhisar ilçesinde yer alan ve tarihi zenginliğiyle dikkat çeken bir antik kent. Kent isminin kökeni tarihçiler arasında hala tartışmalı bir konu olmayı sürdürüyor. Bizanslı tarihçi Stephanos'a göre, Aizanoi adı Lydialı mitolojik kahraman Tantalus'un oğlu Aezen'den türemiştir. Diğer bir görüş ise kentin isminin Arkas'ın üç oğlundan biri olan Azania'dan geldiğini öne sürmektedir. Bu iki efsanevi anlatım, Aizanoi'nin köklü geçmişine dair mistik bir dokunuş katmaktadır. Görkemli yapısıyla beraber dikkat çeken bu antik kent ziyaretçileri tarafından yoğun ilgi görüyor.

EUROMOS- MUĞLA

Euromos, Muğla'nın Milas ilçesine 12 kilometre uzaklıkta yer alan, Milattan Önce 8’inci yüzyılda kurulduğu düşünülen bir antik yerleşim yeri. Euromos hakkındaki ilk bilgiler, Milattan Önce 5’inci yüzyılda Attika-Delos Deniz Birliği'ne üye olmasıyla başlıyor. Büyük İskender'in fethinden sonra kent, Makedonya, Mısır ve Suriye krallıkları arasında el değiştirmiş. Milattan Önce 201-196 yılları arasında Makedonya Kralı 5’inci Philippos’un hakimiyetine giren kent, Zeus Lepsynos Tapınağı, agora, tiyatro, hamam ve kent surlarıyla yeniden inşa edilmiş ve adı Philippoi olarak değiştirilmiş. Milattan Önce 188’de Rodos kuvvetleri karşısında özgürlüğünü kazanamayan Euromos, Mylasa ile ittifak yapmış ve Rodoslulara bırakılmış. Sonraki yıllarda komşusu Herakleia’nın saldırısına uğrayan kent, zamanla tekrar inşa edilmiş. 18’inci yüzyıldan itibaren Avrupa’dan gelen gezginlerin yüzey araştırmaları, Euromos'taki kalıntılar ve tapınak gravürleriyle ilgili önemli bilgiler sunmuş.

LAODİKYA- DENİZLİ

Laodikeia, antik dönemde Lykos Nehri (modern adıyla Çürüksu) kıyısında kurulmuş önemli bir kenttir. Yunanca'da ‘Laodikia pros tou Lykou’ ve Latince'de ‘Laodicea ad Lycum’ olarak anılan bu şehir, Helenistik dönemde Caria ve Lydia bölgeleri, Roma döneminde ise Phrygia Pacatiana vilayeti sınırlarında yer almaktaydı. Günümüzde, modern Denizli'nin 6 kilometre kuzeyinde bulunan Laodikeia, 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girdi. Laodikeia ayrıca, Hristiyanlığın kutsal metinlerinden biri olan Vahiy Kitabı'nda bahsedilen Yedi Asya Kilisesi'nden biri olarak da biliniyor. Bu özellikleriyle hem tarih hem de inanç açısından büyük bir öneme sahip.

SARDİS- MANİSA

Sardis, Manisa'nın Salihli ilçesi yakınlarında bulunan ve Lidya Krallığı'na başkentlik yapmış önemli bir antik kent. Milattan Önce 1300'de kurulup Milattan Sonra 1200'de yıkılan kent, Salihli'ye 9 kilometre, İzmir'e ise 82 kilometre uzaklıkta. Gediz Ovası'nda, Paktalos (Sart) Çayı Vadisi'nde, Bozdağ'ın kuzey eteğindeki bir tepeye kurulmuş. Sardis, tarihte paranın ilk basıldığı yer olarak biliniyor ve Kral Yolu'nun başlangıç noktası. Ayrıca, antik çağda turuncu kuvars taşının çıkarıldığı Sart bölgesi, bu taşın adını Batı dillerine kazandırmış. Lidya Krallığı'nın kraliyet mezarlarının yer aldığı ‘Bin Tepeler’ ve Batı Anadolu'nun 7 tapınağından biri olan Artemis Tapınağı burada bulunuyor. Kentin kalıntıları arasında tiyatro, kütüphane ve kral tahtları dikkat çekiyor. Eserlerin orijinalleri Manisa Etnografya Müzesi'nde sergileniyor ve İzmir-Uşak yolu üzerindeki konumu, ziyaretçilere kolaylık sağlıyor.

LETOON- ANTALYA

Letoon (Antik Yunanca: Λητώον Lētōon), Fethiye yakınlarında, Fethiye- Kaş karayolunun 65’inci kilometresinde bulunan antik bir kent. Şair Ovidius'un öyküsüne göre, kent Zeus'tan hamile kalan Leto'nun adına kurulmuştur ve Milattan Önce 7’nci yüzyıla kadar uzanan yerleşim izlerine sahip. Burası, dinsel ve politik bir merkez olarak kullanılmış. Kentin merkezinde yan yana üç tapınak bulunuyor: kuzeyde Leto, ortada Artemis, güneyde Apollon'a adanmış. Ayrıca bir çeşme, kilise ve Helenistik döneme ait tiyatro kalıntıları da mevcut. Letoon, Milattan Sonra 7’nci yüzyılda terk edilmiş olup, Xanthos ile birlikte 1988'de UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alındı.