Avrupa’nın sanatsal ve tarihi zenginliklerle dolu şehirlerinden biri olan Viyana, binlerce yıllık bir tarihe ev sahipliği yapmakta. Şehir, müzik, tiyatro, heykel ve resim gibi çeşitli sanat dallarını içeren zengin bir kültürel mirasa sahip. İşte, Masalsı şehir Viyana'da gezilecek yerler...
Haber Giriş Tarihi: 14.08.2024 13:54
Haber Güncellenme Tarihi: 14.08.2024 13:54
Kaynak:
HABER MERKEZİ
Yurt dışında mimari harikalarla dolu, masalsı bir keşif yapmak istiyorsan, Beethoven ve Mozart’ın memleketi, Avusturya’nın başkenti Viyana harika bir seçenek! Şehirdeki sokaklar ve etkileyici binalar seni büyüleyecek. Üstelik, gezip görebileceğin bazı yerler ücretsiz. İşte, Masalsı şehir Viyana'da gezilecek yerler...
Viyana nerede?
Orta Avrupa ülkelerinden Avusturya'nın başkenti Viyana, Tuna Nehri'nin güneyinde konumlanmıştır. Slovakya'nın kuzeyinde yer alan bu şehir, ülkenin başkenti Bratislava'ya oldukça yakındır.
Viyana'da gezilecek yerler
Viyana Sanat Tarihi Müzesi
Viyana Sanat Tarihi Müzesi, Viyana'nın merkezi noktalarından biri olan Maria Teresa Meydanı'nda yer alıyor. Müzenin inşası 1871-1891 yılları arasında 20 yıl süren bu yapı, Rafael, Albrecht Dürer ve Gustav Klimt gibi ünlü sanatçıların eserlerini barındırıyor ve her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor.
Avusturya'nın en büyük ve dünyanın en önemli müzelerinden biri olarak kabul edilen Viyana Sanat Tarihi Müzesi, gotik mimarisiyle dikkat çekiyor. Müze, farklı galerilere ayrılmış şekilde düzenlenmiş olup, içeriğinde sadece tablolar değil, aynı zamanda etkileyici heykeller ve antik firavun büstleri gibi önemli tarihi objeler de bulunuyor. Hem iç mekanda hem de dış bahçede sergilenen bu eserler, müzenin zengin koleksiyonunu oluşturmaktadır.
Schönbrunn Sarayı
Schönbrunn Sarayı, Viyana'nın en görkemli sarayı olarak öne çıkıyor. Habsburg hanedanının ana yazlık sarayı olarak yüzlerce yıl boyunca hizmet veren bu saray, ince işçilikli mimarisi ve muazzam bahçesiyle Viyana'nın kalbinde parlayan bir inci gibi. İlk olarak 1569'da Kutsal Roma İmparatoru II. Maximilian tarafından satın alınan arazi, eski sahibi tarafından kurulan Katterburg adlı malikaneyle saraya dönüştürülmüş. Yüzyıllar boyunca yapılan peyzaj düzenlemeleri, av alanları, ek binalar ve çeşitli mimari tasarımlar sayesinde Schönbrunn Sarayı, bugünkü ihtişamına kavuşmuş.
Schönbrunn Sarayı, 1400'den fazla odasıyla büyük bir alan kaplıyor. Saray, Büyük Galeri, Gloriette ve Roma Kalıntıları gibi birçok gezilebilecek noktayı barındırıyor. Bu geniş ve zengin içeriği sayesinde ziyaretçilerine uzun süre keşfetme imkanı sunan saray, dünyanın dört bir yanından gelen turistleri kendine hayran bırakmayı başarıyor.
Belvedere Sarayı
Belvedere Sarayı denilince, tek bir saraydan bahsedildiği düşünülse de, aslında Belvedere geniş bir yerleşkedir ve iki ana sarayı içerir: Yukarı Belvedere ve Aşağı Belvedere. Her iki saray da Barok mimarisiyle inşa edilmiştir ve renk seçimleriyle dikkat çeker; Aşağı Belvedere'nin çatısı kırmızı kiremit renginde, Yukarı Belvedere'nin çatısı ise yeşil tonlara yakın bir mavi rengindedir. Belvedere kompleksinde, sarayların etrafını çevreleyen geniş bir bahçe de bulunur. Bu bahçe, titizlikle yapılmış peyzaj düzenlemeleriyle dikkat çeker ve içinde havuzlar ile su fıskiyeleri bulunur; bunlar bahçenin yeşil dokusuyla uyumlu olarak tasarlanmıştır.
Yukarı ve Aşağı Belvedere'nin iç mekanlarına biletle giriş yapılabilir ve bu binalar günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. 18. yüzyıldan kalma iç mimari özelliklerini koruyan bu saraylar, sergilenen sanat eserleriyle birlikte, kendileri de birer sanat eseri olarak değerlendirilmektedir.
Aziz Stefan Katedrali
Viyana’daki Aziz Stefan Katedrali'nin inşası ilginç bir tarihe sahip. 12. yüzyılda mevcut kiliselerin halkın ibadet ihtiyaçlarını yeterince karşılayamaması nedeniyle, yerel dini ve siyasi otoriteler arasında yapılan anlaşmalar sonucunda 1137 yılında temeli atılmıştır. Temel atıldıktan 10 yıl sonra, dönemin Freising piskoposu Otto ve Kutsal Roma İmparatoru III. Konrad’ın huzurunda Aziz Stefan'a adanmıştır. İlk gövde inşaatları birkaç yıl içinde tamamlanmış olsa da, katedralin tamamen bitirilmesi 400 yıl sonra, 1578 yılında gerçekleşmiştir.
Romanesk ve gotik mimari tarzlarının birleşimini yansıtan Aziz Stefan Katedrali, yaklaşık 137 metre yüksekliği ve 107 metre uzunluğuyla Viyana'nın şehir merkezinde mutlaka ziyaret edilmesi gereken dini yapılar arasında yer alıyor.
Schönbrunn Hayvanat Bahçesi
Schönbrunn Sarayı’nın hemen yanında yer alan Schönbrunn Hayvanat Bahçesi, Viyana'nın doğayla en iç içe bölgelerinden biridir. 1752 yılında kurulan bu hayvanat bahçesi, şehrin tam merkezinde, tarihi sokaklar ve binaların arasında bulunuyor ve dünyanın en eski hayvanat bahçesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. İçerisinde penguenler, Sibirya kaplanları, koalalar, pandalar ve birçok egzotik hayvan türü barındıran hayvanat bahçesi, ayrıca özel temalı turlara katılma imkanı da sunuyor.
Hofburg Sarayı
Avusturya'nın Habsburg Hanedanı'na ait eski saraylarından biri olan Hofburg Sarayı'nın ilk kısımları 13. yüzyılda inşa edilmiştir. 1279 yılında ülkenin hükümet binası olarak belirlenen bu saray, 1946'dan itibaren Avusturya Devlet Başkanı'nın resmi konutu ve çalışma alanı olarak kullanılmaktadır. Yıllar içinde genişleyen Hofburg Sarayı, Kraliyet Kütüphanesi, Hazine Odası ve İspanyol Binicilik Okulu gibi önemli yapılarla zenginleştirilmiştir. Bu binalar günümüzde Viyana'nın kültürel hazinelerinin değerli parçaları olarak kabul edilmektedir.
Hofburg Sarayı'nın çeşitli bölümleri, farklı tarihi objeleri ve yapıları gözlemleme imkanı sunar. Ziyaretiniz sırasında, Viyana'nın tarihindeki gerçek merkezine ulaştığınızı hissedeceksiniz. Avusturya'nın 5 asırdan uzun bir süre yönetildiği bu yerleşkenin tarihi ağırlığı, binaların ihtişamında kendini gösterir ve Viyana'daki kültürel turizmin ziyaretçilere sunduğu en değerli deneyimlerden biridir.
Kelebek Evi
Viyana'daki Kelebek Evi, 2050 m²'lik bir alana yayılmış olup, 1901 yılında mimar Friedrich Ohmann tarafından tasarlanarak inşa edilmiştir. Neue Burg ve Hofburg Sarayı arasında bulunan bu özel yapı, içinde 400'den fazla kelebek türünü barındırmaktadır. Küçük, rengarenk ve büyük türlerin bir arada bulunduğu Kelebek Evi, camekanlı yapısıyla dikkat çeker. Tropik kelebeklerin yanı sıra, günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız türlerin de yer aldığı bu mekan, Viyana'nın sanat ve mimari zenginlikleri arasında renkli bir mola imkanı sunar.
Albertina Müzesi
Viyana'nın "İç Şehir" olarak bilinen bölgesinde yer alan Albertina Müzesi, ziyaretçilerini Arşidük Albrecht’in heykeliyle karşılar. Müzede yaklaşık 65.000 çizim ve bir milyona yakın eski baskının yanı sıra modern grafik eserler, mimari çizimler ve fotoğraflar da bulunmaktadır. Dünyanın en büyük baskı odalarından biri olarak bilinen Albertina, bu özelliğiyle diğer sanat müzelerinden ayrılır ve Viyana’nın başlıca müzelerinden biri olarak öne çıkar.
18. yüzyılda bir saray olarak kullanılmaya başlanan Albertina, zaman içinde birçok sahip değişikliği ve iç tasarım değişiklikleri geçirmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında ciddi hasar gören bina, savaş sonrasında onarımlar geçirmiş ve 1998-2003 yılları arasında tamamen yenilenip modernize edilmiştir. 2008 yılında, mimar Hans Hollein tarafından tasarlanan yeni çatısı ile birlikte grafik koleksiyonu yeniden sergilenmeye başlanmıştır. Ayrıca, 2020 yılında Karlsplatz’ta Albertina Müzesi’ne bağlı Albertina Modern adlı modern sanat müzesi de açılmıştır.
Karlskirche Kilisesi
Viyana'nın iç şehir sınırlarının hemen dışında bulunan Karlskirche Kilisesi, 18. yüzyılda inşa edilmiştir. Kilisenin yapımının arkasında, 1713 yılında son kara veba salgınının bitmesinin ardından, dönemin Kutsal Roma İmparatoru VI. Şarl'ın, vebadan etkilenenler için şifa dağıttığı bilinen Charles Borromeo'ya adanmış bir kilise inşa etme sözü vardır. Bu söz üzerine düzenlenen bir mimari yarışmada, Johann Bernhard Fischer von Erlach'ın tasarımı seçilmiş ve inşaatına başlanmıştır. Yaklaşık 21 yıl süren inşaatın sonunda Karlskirche tamamlanmıştır.
Kilisenin ön cephesinde dikkat çeken sarmallı ve ince işçilikli çift sütunlar yer alır. Ayrıca, Barok tarzında inşa edilmiş ve elips şeklinde olan turkuaz renkli kubbesiyle de tanınır.
Peterskirche Kilisesi
1733 yılında tamamlanan Peterskirche Kilisesi, Viyana’nın önemli barok tarzı Katolik dini yapılarından biridir. Tasarımı, Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’ndan ilham alınarak gerçekleştirilmiştir ve kubbesindeki freskler ile iç mekan tasarımı bu bağlantıyı gözler önüne serer. Viyana'daki ilk barok tarzı kubbeli yapı olarak da öne çıkar. 1970 yılında, dini bir birlik olan Opus Dei’nin rahiplerine devredilen kilise, Veba Sütunu’nun batı tarafında konumlanmıştır.
Veba Sütunu
17. yüzyılda Viyana, büyük bir veba salgınıyla karşı karşıya kalmıştı. 1679 yılında, salgından kurtulmanın ardından Habsburg hanedanından I. Leopold, bu olayı anmak üzere bir sütun dikme sözü vermişti. İlk olarak tahta bir sütun üzerinde Kutsal Teslis’in bir temsilinin bulunduğu anıt, Johann Frühwirth tarafından yapılmış ve sergilenmiştir. Daha sonra, çeşitli mimarların katkılarıyla sütun bugünkü ihtişamlı halini almıştır. Viyana'nın Graben bölgesinde yer alan Veba Sütunu, hem gündüz hem de gece farklı bir güzellik sunarak ziyaretçilerini etkilemektedir.
Viyana Devlet Operası
Viyana’nın sanatsal zenginlikleriyle ünlü olan en büyük sahne sanat merkezlerinden biri Viyana Devlet Operası’dır. 2000'den fazla kişilik kapasitesiyle, 150 yıldan uzun bir süredir şehrin opera merkezi olarak kabul edilen bu bina, Viyana’nın tarihi dokusunu mimari olarak yansıtır.
İlk olarak inşa edildiği yıl, dönemin Avusturya-Macaristan İmparatoru I. Franz Joseph ve İmparatoriçesi Elizabeth’in huzurunda “Viyana Saray Operası” olarak adlandırılmıştır. Ancak, 1921'de Birinci Avusturya Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından, bina bugünkü adıyla, Viyana Devlet Operası olarak anılmaya başlamıştır.
Avusturya Parlamento Binası
Avusturya Parlamento Binası, neo-klasik dış mimarisi ve önündeki Athena heykeliyle antik zamanları çağrıştıran bir yapıdır. 1874 yılında inşa edilen bina, başlangıçta Lordlar Kamarası ve Milletvekilleri Kamarası olmak üzere iki kamaralı bir yapıda Avusturya'nın politik yaşamını şekillendirmiştir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun çöküşüne kadar, yani 1918 yılına kadar kullanılmıştır. 2018 yılında başlanan kapsamlı bir renovasyon sürecinin ardından, Ocak 2023 itibarıyla tüm bölümleri tekrar kullanıma açılmıştır.
Secessionsgebaude Müzesi
Secessionsgebaude, 1898 yılında Viyana şehir merkezinde Joseph Maria Olbrich tarafından inşa edilmiştir. Bu yapının amacı, Art Nouveau sanat akımına yakınlığıyla bilinen "Wien Secession" adlı sanatçı topluluğunun mimari manifestosunu sergilemekti. Secessionsgebaude, bu sanatsal düşünce akımının somut bir örneği olarak öne çıkar ve ziyaretçilerini girişindeki koyu mavi renkli kürenin üstüne uygulanmış altın renginde bitki desenleriyle karşılar.
Müzede, ünlü Avusturyalı ressam Gustav Klimt’in "Beethoven Frieze" adlı eseri, kendine ait bir odada sergilenmektedir. Bu eser, dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri çekmektedir. Ayrıca, Secessionsgebaude, sürekli değişen sergilerle farklı sanat eserlerini ziyaretçilerin beğenisine sunar, bu da müzeye keyifli ve marjinal bir deneyim kazandırır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Avrupa’nın sanatsal ve tarihi zenginliklerle dolu şehirlerinden biri olan Viyana, binlerce yıllık bir tarihe ev sahipliği yapmakta. Şehir, müzik, tiyatro, heykel ve resim gibi çeşitli sanat dallarını içeren zengin bir kültürel mirasa sahip. İşte, Masalsı şehir Viyana'da gezilecek yerler...
Yurt dışında mimari harikalarla dolu, masalsı bir keşif yapmak istiyorsan, Beethoven ve Mozart’ın memleketi, Avusturya’nın başkenti Viyana harika bir seçenek! Şehirdeki sokaklar ve etkileyici binalar seni büyüleyecek. Üstelik, gezip görebileceğin bazı yerler ücretsiz. İşte, Masalsı şehir Viyana'da gezilecek yerler...
Viyana nerede?
Orta Avrupa ülkelerinden Avusturya'nın başkenti Viyana, Tuna Nehri'nin güneyinde konumlanmıştır. Slovakya'nın kuzeyinde yer alan bu şehir, ülkenin başkenti Bratislava'ya oldukça yakındır.
Viyana'da gezilecek yerler
Viyana Sanat Tarihi Müzesi
Viyana Sanat Tarihi Müzesi, Viyana'nın merkezi noktalarından biri olan Maria Teresa Meydanı'nda yer alıyor. Müzenin inşası 1871-1891 yılları arasında 20 yıl süren bu yapı, Rafael, Albrecht Dürer ve Gustav Klimt gibi ünlü sanatçıların eserlerini barındırıyor ve her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor.
Avusturya'nın en büyük ve dünyanın en önemli müzelerinden biri olarak kabul edilen Viyana Sanat Tarihi Müzesi, gotik mimarisiyle dikkat çekiyor. Müze, farklı galerilere ayrılmış şekilde düzenlenmiş olup, içeriğinde sadece tablolar değil, aynı zamanda etkileyici heykeller ve antik firavun büstleri gibi önemli tarihi objeler de bulunuyor. Hem iç mekanda hem de dış bahçede sergilenen bu eserler, müzenin zengin koleksiyonunu oluşturmaktadır.
Schönbrunn Sarayı
Schönbrunn Sarayı, Viyana'nın en görkemli sarayı olarak öne çıkıyor. Habsburg hanedanının ana yazlık sarayı olarak yüzlerce yıl boyunca hizmet veren bu saray, ince işçilikli mimarisi ve muazzam bahçesiyle Viyana'nın kalbinde parlayan bir inci gibi. İlk olarak 1569'da Kutsal Roma İmparatoru II. Maximilian tarafından satın alınan arazi, eski sahibi tarafından kurulan Katterburg adlı malikaneyle saraya dönüştürülmüş. Yüzyıllar boyunca yapılan peyzaj düzenlemeleri, av alanları, ek binalar ve çeşitli mimari tasarımlar sayesinde Schönbrunn Sarayı, bugünkü ihtişamına kavuşmuş.
Schönbrunn Sarayı, 1400'den fazla odasıyla büyük bir alan kaplıyor. Saray, Büyük Galeri, Gloriette ve Roma Kalıntıları gibi birçok gezilebilecek noktayı barındırıyor. Bu geniş ve zengin içeriği sayesinde ziyaretçilerine uzun süre keşfetme imkanı sunan saray, dünyanın dört bir yanından gelen turistleri kendine hayran bırakmayı başarıyor.
Belvedere Sarayı
Belvedere Sarayı denilince, tek bir saraydan bahsedildiği düşünülse de, aslında Belvedere geniş bir yerleşkedir ve iki ana sarayı içerir: Yukarı Belvedere ve Aşağı Belvedere. Her iki saray da Barok mimarisiyle inşa edilmiştir ve renk seçimleriyle dikkat çeker; Aşağı Belvedere'nin çatısı kırmızı kiremit renginde, Yukarı Belvedere'nin çatısı ise yeşil tonlara yakın bir mavi rengindedir. Belvedere kompleksinde, sarayların etrafını çevreleyen geniş bir bahçe de bulunur. Bu bahçe, titizlikle yapılmış peyzaj düzenlemeleriyle dikkat çeker ve içinde havuzlar ile su fıskiyeleri bulunur; bunlar bahçenin yeşil dokusuyla uyumlu olarak tasarlanmıştır.
Yukarı ve Aşağı Belvedere'nin iç mekanlarına biletle giriş yapılabilir ve bu binalar günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. 18. yüzyıldan kalma iç mimari özelliklerini koruyan bu saraylar, sergilenen sanat eserleriyle birlikte, kendileri de birer sanat eseri olarak değerlendirilmektedir.
Aziz Stefan Katedrali
Viyana’daki Aziz Stefan Katedrali'nin inşası ilginç bir tarihe sahip. 12. yüzyılda mevcut kiliselerin halkın ibadet ihtiyaçlarını yeterince karşılayamaması nedeniyle, yerel dini ve siyasi otoriteler arasında yapılan anlaşmalar sonucunda 1137 yılında temeli atılmıştır. Temel atıldıktan 10 yıl sonra, dönemin Freising piskoposu Otto ve Kutsal Roma İmparatoru III. Konrad’ın huzurunda Aziz Stefan'a adanmıştır. İlk gövde inşaatları birkaç yıl içinde tamamlanmış olsa da, katedralin tamamen bitirilmesi 400 yıl sonra, 1578 yılında gerçekleşmiştir.
Romanesk ve gotik mimari tarzlarının birleşimini yansıtan Aziz Stefan Katedrali, yaklaşık 137 metre yüksekliği ve 107 metre uzunluğuyla Viyana'nın şehir merkezinde mutlaka ziyaret edilmesi gereken dini yapılar arasında yer alıyor.
Schönbrunn Hayvanat Bahçesi
Schönbrunn Sarayı’nın hemen yanında yer alan Schönbrunn Hayvanat Bahçesi, Viyana'nın doğayla en iç içe bölgelerinden biridir. 1752 yılında kurulan bu hayvanat bahçesi, şehrin tam merkezinde, tarihi sokaklar ve binaların arasında bulunuyor ve dünyanın en eski hayvanat bahçesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. İçerisinde penguenler, Sibirya kaplanları, koalalar, pandalar ve birçok egzotik hayvan türü barındıran hayvanat bahçesi, ayrıca özel temalı turlara katılma imkanı da sunuyor.
Hofburg Sarayı
Avusturya'nın Habsburg Hanedanı'na ait eski saraylarından biri olan Hofburg Sarayı'nın ilk kısımları 13. yüzyılda inşa edilmiştir. 1279 yılında ülkenin hükümet binası olarak belirlenen bu saray, 1946'dan itibaren Avusturya Devlet Başkanı'nın resmi konutu ve çalışma alanı olarak kullanılmaktadır. Yıllar içinde genişleyen Hofburg Sarayı, Kraliyet Kütüphanesi, Hazine Odası ve İspanyol Binicilik Okulu gibi önemli yapılarla zenginleştirilmiştir. Bu binalar günümüzde Viyana'nın kültürel hazinelerinin değerli parçaları olarak kabul edilmektedir.
Hofburg Sarayı'nın çeşitli bölümleri, farklı tarihi objeleri ve yapıları gözlemleme imkanı sunar. Ziyaretiniz sırasında, Viyana'nın tarihindeki gerçek merkezine ulaştığınızı hissedeceksiniz. Avusturya'nın 5 asırdan uzun bir süre yönetildiği bu yerleşkenin tarihi ağırlığı, binaların ihtişamında kendini gösterir ve Viyana'daki kültürel turizmin ziyaretçilere sunduğu en değerli deneyimlerden biridir.
Kelebek Evi
Viyana'daki Kelebek Evi, 2050 m²'lik bir alana yayılmış olup, 1901 yılında mimar Friedrich Ohmann tarafından tasarlanarak inşa edilmiştir. Neue Burg ve Hofburg Sarayı arasında bulunan bu özel yapı, içinde 400'den fazla kelebek türünü barındırmaktadır. Küçük, rengarenk ve büyük türlerin bir arada bulunduğu Kelebek Evi, camekanlı yapısıyla dikkat çeker. Tropik kelebeklerin yanı sıra, günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız türlerin de yer aldığı bu mekan, Viyana'nın sanat ve mimari zenginlikleri arasında renkli bir mola imkanı sunar.
Albertina Müzesi
Viyana'nın "İç Şehir" olarak bilinen bölgesinde yer alan Albertina Müzesi, ziyaretçilerini Arşidük Albrecht’in heykeliyle karşılar. Müzede yaklaşık 65.000 çizim ve bir milyona yakın eski baskının yanı sıra modern grafik eserler, mimari çizimler ve fotoğraflar da bulunmaktadır. Dünyanın en büyük baskı odalarından biri olarak bilinen Albertina, bu özelliğiyle diğer sanat müzelerinden ayrılır ve Viyana’nın başlıca müzelerinden biri olarak öne çıkar.
18. yüzyılda bir saray olarak kullanılmaya başlanan Albertina, zaman içinde birçok sahip değişikliği ve iç tasarım değişiklikleri geçirmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında ciddi hasar gören bina, savaş sonrasında onarımlar geçirmiş ve 1998-2003 yılları arasında tamamen yenilenip modernize edilmiştir. 2008 yılında, mimar Hans Hollein tarafından tasarlanan yeni çatısı ile birlikte grafik koleksiyonu yeniden sergilenmeye başlanmıştır. Ayrıca, 2020 yılında Karlsplatz’ta Albertina Müzesi’ne bağlı Albertina Modern adlı modern sanat müzesi de açılmıştır.
Karlskirche Kilisesi
Viyana'nın iç şehir sınırlarının hemen dışında bulunan Karlskirche Kilisesi, 18. yüzyılda inşa edilmiştir. Kilisenin yapımının arkasında, 1713 yılında son kara veba salgınının bitmesinin ardından, dönemin Kutsal Roma İmparatoru VI. Şarl'ın, vebadan etkilenenler için şifa dağıttığı bilinen Charles Borromeo'ya adanmış bir kilise inşa etme sözü vardır. Bu söz üzerine düzenlenen bir mimari yarışmada, Johann Bernhard Fischer von Erlach'ın tasarımı seçilmiş ve inşaatına başlanmıştır. Yaklaşık 21 yıl süren inşaatın sonunda Karlskirche tamamlanmıştır.
Kilisenin ön cephesinde dikkat çeken sarmallı ve ince işçilikli çift sütunlar yer alır. Ayrıca, Barok tarzında inşa edilmiş ve elips şeklinde olan turkuaz renkli kubbesiyle de tanınır.
Peterskirche Kilisesi
1733 yılında tamamlanan Peterskirche Kilisesi, Viyana’nın önemli barok tarzı Katolik dini yapılarından biridir. Tasarımı, Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’ndan ilham alınarak gerçekleştirilmiştir ve kubbesindeki freskler ile iç mekan tasarımı bu bağlantıyı gözler önüne serer. Viyana'daki ilk barok tarzı kubbeli yapı olarak da öne çıkar. 1970 yılında, dini bir birlik olan Opus Dei’nin rahiplerine devredilen kilise, Veba Sütunu’nun batı tarafında konumlanmıştır.
Veba Sütunu
17. yüzyılda Viyana, büyük bir veba salgınıyla karşı karşıya kalmıştı. 1679 yılında, salgından kurtulmanın ardından Habsburg hanedanından I. Leopold, bu olayı anmak üzere bir sütun dikme sözü vermişti. İlk olarak tahta bir sütun üzerinde Kutsal Teslis’in bir temsilinin bulunduğu anıt, Johann Frühwirth tarafından yapılmış ve sergilenmiştir. Daha sonra, çeşitli mimarların katkılarıyla sütun bugünkü ihtişamlı halini almıştır. Viyana'nın Graben bölgesinde yer alan Veba Sütunu, hem gündüz hem de gece farklı bir güzellik sunarak ziyaretçilerini etkilemektedir.
Viyana Devlet Operası
Viyana’nın sanatsal zenginlikleriyle ünlü olan en büyük sahne sanat merkezlerinden biri Viyana Devlet Operası’dır. 2000'den fazla kişilik kapasitesiyle, 150 yıldan uzun bir süredir şehrin opera merkezi olarak kabul edilen bu bina, Viyana’nın tarihi dokusunu mimari olarak yansıtır.
İlk olarak inşa edildiği yıl, dönemin Avusturya-Macaristan İmparatoru I. Franz Joseph ve İmparatoriçesi Elizabeth’in huzurunda “Viyana Saray Operası” olarak adlandırılmıştır. Ancak, 1921'de Birinci Avusturya Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından, bina bugünkü adıyla, Viyana Devlet Operası olarak anılmaya başlamıştır.
Avusturya Parlamento Binası
Avusturya Parlamento Binası, neo-klasik dış mimarisi ve önündeki Athena heykeliyle antik zamanları çağrıştıran bir yapıdır. 1874 yılında inşa edilen bina, başlangıçta Lordlar Kamarası ve Milletvekilleri Kamarası olmak üzere iki kamaralı bir yapıda Avusturya'nın politik yaşamını şekillendirmiştir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun çöküşüne kadar, yani 1918 yılına kadar kullanılmıştır. 2018 yılında başlanan kapsamlı bir renovasyon sürecinin ardından, Ocak 2023 itibarıyla tüm bölümleri tekrar kullanıma açılmıştır.
Secessionsgebaude Müzesi
Secessionsgebaude, 1898 yılında Viyana şehir merkezinde Joseph Maria Olbrich tarafından inşa edilmiştir. Bu yapının amacı, Art Nouveau sanat akımına yakınlığıyla bilinen "Wien Secession" adlı sanatçı topluluğunun mimari manifestosunu sergilemekti. Secessionsgebaude, bu sanatsal düşünce akımının somut bir örneği olarak öne çıkar ve ziyaretçilerini girişindeki koyu mavi renkli kürenin üstüne uygulanmış altın renginde bitki desenleriyle karşılar.
Müzede, ünlü Avusturyalı ressam Gustav Klimt’in "Beethoven Frieze" adlı eseri, kendine ait bir odada sergilenmektedir. Bu eser, dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri çekmektedir. Ayrıca, Secessionsgebaude, sürekli değişen sergilerle farklı sanat eserlerini ziyaretçilerin beğenisine sunar, bu da müzeye keyifli ve marjinal bir deneyim kazandırır.
Kaynak: HABER MERKEZİ
Levent Üzümcü: Korkunç bir ekonomide yaralara merhem oluyoruz
İzmir haber: Kız meselesinden çıkan kavgada 3 kişi öldü, 1 kişi yaralandı
Kış aylarında faturaları düşürmek mümkün
İzmir'den seslenen CHP Lideri Özel barış mesajı verdi: Savaşlar bitsin
Öğrencilerden şiddetle mücadeleye dair güçlü sloganlar
Başkan Tugay: Hilton’un hisselerini satabiliriz
Tugay: Bizim için çok üzücü bir durum oldu
Bayraklı'da işçiler teklifi kabul etti...Grev bitti!
Karabağlar Belediyesi’nden Öğretmenler Günü’ne özel anlamlı yemek
29 Kasım 2024 İzmir elektrik kesintisi: İzmir'de elektrikler ne zaman gelecek?
Son Girilen Haberler
Yeni açılacak Kitap Kafeye Özge Polat’ın adı verilecek
Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız ve eşi Gamze Yıldız, eski eşi tarafından silahlı saldırıya uğrayıp zorlu bir sürecin ardından hayata tutunan Özge Polat’ı evinde ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Başkan Yıldız, belediye tarafından açılacak olan Kitap Kafeye Özge Polat’ın adını vermek istediklerini ifade etti. Ayrıca, çalışmalarının temel odak noktasının kadınların güçlendirilmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadele olduğunu belirtti
Buğday Derneği: Bugün hiçbir şey satın almama günü
‘Kara Cuma’ gibi teşviklerle alışveriş çılgınlığının gezegeni yok oluşa sürüklediğini kaydeden Buğday Derneği, “Bugün hiçbir şey satın almama günü: Geleceğini karartma! Tüketme, türet” dedi
Yeşilay İzmir Başkanı Takımcı’dan Bağımsızlık Seferberliği daveti
Yeşilay İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Dilek Takımcı, Bağımsızlık Seferberliği’ne davet etti.