[title]|İlkses Gazetesi

Otizmli çocuğa istismar davası devam ediyor: ATK’dan kritik rapor!

Otizmli çocuğa cinsel istismar suçundan yargılanan eğitmen U.E., hakkında verilen 30 yıl hapis cezasının bozulmasının ardından dördüncü kez hakim karşısına çıktı. ATK raporuna göre cinsel istismar bulgusunun kabızlıkla ilgili olmadığı belirtildi

Haber Giriş Tarihi: 22.09.2023 13:37
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Otizmli çocuğa istismar davası devam ediyor: ATK’dan kritik rapor!

Otizmli çocuğa cinsel istismar suçundan yargılanan eğitmen U.E., hakkında verilen 30 yıl hapis cezasının bozulmasının ardından dördüncü kez hakim karşısına çıktı. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, sanık ve müşteki avukatlarının yanı sıra istismara uğrayan çocuğun ailesi de katıldı. Afyon’da tutuklu bulunan sanık U. E. ise duruşmaya (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) SEGBİS yoluyla katıldı. Davayı İzmir Barosu Engelli Hakları Komisyonu, KEDİ Otizm Derneği, İzmir Kadın Meclisi üyeleri de takip etti.

mahkemekememeolfkekd

ATK: BULGUNUN KABIZLIKLA İLGİSİ YOK

Nisan ayında gerçekleşen ikinci duruşmada, Adli Tıp Kurumu’ndan çocuktaki cinsel istismar bulgusunun kabızlıkla ilgili olup olamayacağına ilişkin görüş alınmasına, tartışmalı kısımların giderilmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilen ses kaydının çözümlemesinin beklenmesine karar verilmişti. İlgili kurumlardan beklenen raporlardan biri mahkemeye ulaşmadı. ATK tarafından gönderilen raporda, cinsel istismar bulgusunun kabızlıkla ilgili olmadığı belirtildi. Ses kaydına ilişkin raporun ise inceleme aşamasında olduğu kaydedildi.

ADALETLE BAĞDAŞAN BİR KARAR OLMAZ

Duruşmada söz hakkı verilen sanık avukatı, “Aleyhe hususları kabul etmiyoruz. Yargıtay kabızlık sorunu da olabileceği belirtilmişti artık buraya takılmamız gerekiyor. Bundan sonra yapılacak tek şey bu beyanlardan birine üstünlük tanınarak karar verilmesi. Sanık tam 50 aydır tutuklu, ceza kanununa göre tutukluluk süresi 5 yıl. 10 ay daha mı tutuklu kalacak? Kaçma şüphesi içerisinde olduğuna dair bir delil yok. Sanığın hala tutuklu olmasının anlamı olamaz. İşlediği suç ne kadar ağır olursa olsun bu bir peşin mahkumiyete dönüştürülmemeli. Sanığı tahliye etmemizin ne zararı olabilir? Sadece mağdur tarafı tatmin etmek için tutukluluk halinin devamını istemek akılla bağdaşmaz. Sanığın tutukluluğu için gereken bir sebep yok. Bu hak ve adalet ile bağdaşan bir karar olmaz. Biz şu an yargılamayı bitirip sanığı mahkum etmişiz!” sözleriyle sanığın tutukluluk haline son verilmesini talep etti.

BU RAPOR KESİN DELİLDİR

ATK raporunun cinsel istismar suçu için yeterli bir delil olduğunu savunan müşteki avukatları, “Var olan pek çok belge vardı ama mahkeme yeniden sordu kabızlık sonucu olabilir mi diye. Bu rapor bu kabızlık değil cinsel istismar izleridir dedi. Bu uzmanlık gerektiren bir alan. Olayın üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen anal bölgedeki cinsel istismarın izi de tespit edilmiş. Sadece sperm hücresi bulunamamış olması cinsel istismar olmadığı anlamına gelmez denilmiş. Daha ne arıyoruz bilemiyorum, dosyada o kadar çok maddi delil var ki! Tutukluluğunun devamını talep ediyoruz. Bozmaya rağmen ATK’dan gelen rapor da bunu belirtmiş oldu” dedi.

Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın avukatı ise, “Engelli olan ve kendini ifade edemeyen bir çocuğun cinsel istismara uğradığına dair kesin bir delildir bu rapor” dedi.

TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ

Tahliyesini talep eden tutuklu sanık U.E., “ATK’dan rapor geldi fakat avukatımın da beyan ettiği gibi bu önceki raporla aynıydı. Gelen rapor istismara uğradığına dair bir rapor, istismarı benim gerçekleştirdiğime dair değil. Ben tutukluluğumda 50. ayımın içindeyim. Neyin içinde olduğumu inanın çözemiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” sözleriyle kendini savundu.

DAVA ERTELENDİ

Tarafların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dava 16 Ocak 2024 tarihine ertelendi.

GÖKÇE GÖKÇEN: YANINIZDAYIZ!

Öte yandan sürecin başından bu yana davayı takip eden İzmir Kadın Meclisi üyeleri, duruşma öncesinde adliye binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen de destek verdi. Gökçen, “Maruz kaldığı suçu defalarca anlatmak zorunda kalınarak tekrar tekrar travmatize olmasına sebep olan bir sistem var. Bu sadece mahkemelerin birer birer verdiği tekil kararlar sonucunda veya sadece yapılan hatalar sonucunda meydana gelmiş bir şey değil. Bunun arkasında bir akıl var maalesef. Bunun arkasında bir anlayış farklılığı var bizim ciddi şekilde ayrışmakta olduğumuz. Bugün Türkiye’nin her köşesinde dava takibi yapan Kadın Meclisleri ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleriyle bir aradayız. Geçtiğimiz günlerde kadına yönelik şiddetle mücadeleyi bu kadar zamandır ciddiyetle sürdüren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kapatma davası görüldü. Bir süre boyunca bunlar ahlaksız diyerek saldırmış olduğu aslında ciddiye alınmaması gereken şikayet sonucunda platformun kapatılmasına yönelik bir dava sonuçlandı. Platform kapatılmadı ama kadına yönelik şiddete karşı çıkanlar, çocuğun istismarına karşı çıkanlar ve bunun için mücadele edenler şu an iktidar tarafından nasıl baskı altına alınıyor hepimizin gördüğü örneklerden biriydi. Bugün bir çocuk istismarı davasını inceleyeceğiz hep beraber. Şu anda yaşamakta olduğumuz, çocuğu tekrar tekrar dinlemeye, çocuğu tekrar tekrar travmasını yaşamaya mecbur eden bu karanlığın arkasında bir siyaset var. Biz de bu siyasete karşı, çocuklar ve kadınlar için buradayız. Şiddete maruz kalan herkesin yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?

İzmir’de faaliyet gösteren bir otizm derneğinde 2018 yılında yaşanan cinsel istismar dehşeti kamuoyunda şok etkisi yaratmıştı. Anne P.’nin dernekte müzik kursuna giden 13 yaşındaki otizmli oğlunun çantasına yerleştirdiği ses kayıt cihazıyla ortaya çıkan ve yargıya taşınan olay, eğitmen U. E.’in ‘çocuğa nitelikli cinsel istismar' suçundan 30 yıl hapis cezası almasıyla sonlanmıştı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının da müdahil olduğu davada, sanık U.E.’in avukatları dosyayı temyiz ederek Yargıtay’a taşımıştı. Yapılan incelemenin ardından sanığın aldığı 30 yıl hapis cezası, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozulmuş ve davanın yeniden görülmesine karar verilmişti. Yargıtay’ın bozma kararının ardından sanık U.E. yeniden yargılanmaya başlandı.

BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: “8 bin ölüm tamamen sümen altı edilmiş”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.