O bitki antimikrobiyal özellik taşıyor: Tedaviler de kullanılabilecek
O bitki antimikrobiyal özellik taşıyor: Tedaviler de kullanılabilecek
Çankırı'da lise öğrencileri tarafından yetiştirilen lavanta yağının dünya standartlarına uygun ve antimikrobiyal etkisi olduğu tespit edildi. Lavantaların, yapılacak çalışmalarla tedavilerde kullanılması hedefleniyor
Haber Giriş Tarihi: 08.09.2023 00:30
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
İHA
Çankırı’da Şehit Mehmet Ata Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde yetiştirilen Fransız “maillette” türü ve “lavandula angustifolia mill” bilimsel isimli lavanta bitkisinden üretilen yağ, Çankırı Karatekin Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı’nda (ÇANKAM) ISO 3515:2002 standardına ve kurum içi talimatlara uygun olarak raporlandı. Araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen raporlama sürecinde, üretilen lavanta bitkisinin yoğunluğu, esansiyel uçucu yağ yoğunluğu, görünüşü, kokusu, kimyasal kompozisyonu, refraktif indeksi, optik rotasyonu, etanol ile karışabilirlik durumu ve buharlaşma kalıntı oranı ile yapı incelemeleri gibi fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlendi. Yağdaki patojen oldukları bilinen “Listeria”, “Salmonella Yyphi”, “Bacillus Cereus, “e. coli” ve “s. aureus” bakteri kültürleri üzerindeki antimikrobiyal etkiler de Dr. Öğr. Üyesi Serdal Tarhane tarafından primer literatüre uygun olarak incelendi. Yapılan araştırma neticesinde, yağın uluslararası standartlara uygun olduğu, türden gelmesi gereken kimyasal bileşenleri içerdiği ve test edilen tüm bakteriler üzerinde antimikrobiyal etkisi olduğu tespit edildi.
“Uluslararası standartlara uygun olduğunu gözlemledik”
Test ettikleri yağda yüksek oranda bileşenlerin görüldüğünü ifade eden Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Görevlisi İbrahim Filazi, “Lavanta yağının analizlerini gerçekleştirdik. Mikrobiyolojik aktivitesine baktık, uluslararası standartlara uygunluğuna baktık ve sonuç olarak uluslararası standartlara uygun olduğunu, türden gelen özelikleri kapsadığını ve mikrobiyolojik olarak aktivitesi olduğunu gözlemledik. Ayrıca Çankırı’ya özel olarak baktığımızda, normalde lavanta Akdeniz bitkisidir. Bu yüzden lavantanın içinde genelde narenciye türlerinde bulunan limonen gibi bazı düşük oranda yağlar da bulunabilir. Çankırı’da yetiştirilen lavantalarda ise böyle bir şeye rastlamadık. Aynı zamanda asetat gibi türden gelmesi gereken yüksek orandaki bileşenlerin, Çankırı’da yetiştirilen lavantalarda yüksek olarak çıktığını gördük. Aynı zamanda kafur gibi bazı toksik bileşikler vardır, bunların da lavantalarda olmadığını tespit ettik. Bazı anestezik özellikli bileşenler var, bunların da varlığını tespit ettik” dedi.
“50 yıl sonra antibiyotiklerde lavanta aroması kullanılacak”
Lavantanın antimikrobiyal aktivitesini değerlendiren Öğretim Üyesi Dr. Serdal Tarhane de, “Özellikle günümüzde kullanılan antibiyotiklerin yüzde 90’nının 50 yıl sonra hiçbir işe yaramayacağının değerlendirildiğinde yeni antibiyotiklere ihtiyaç duyulmakta ve özellikle lavanta gibi aromatik bitkilere, bu alanda yaralanabileceği öngörülmekte. Biz de bunların antimikrobiyal aktivitesini değerlendirirken ilerde hem hayvanlarda hem de insanlarda, demodikozise yol açan mantarlar üzerinde denemeyi düşünüyoruz. Umuyoruz ki bunlardan da bir başarı elde edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Çankırı'da lise öğrencileri tarafından yetiştirilen lavanta yağının dünya standartlarına uygun ve antimikrobiyal etkisi olduğu tespit edildi. Lavantaların, yapılacak çalışmalarla tedavilerde kullanılması hedefleniyor
Çankırı’da Şehit Mehmet Ata Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde yetiştirilen Fransız “maillette” türü ve “lavandula angustifolia mill” bilimsel isimli lavanta bitkisinden üretilen yağ, Çankırı Karatekin Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı’nda (ÇANKAM) ISO 3515:2002 standardına ve kurum içi talimatlara uygun olarak raporlandı. Araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen raporlama sürecinde, üretilen lavanta bitkisinin yoğunluğu, esansiyel uçucu yağ yoğunluğu, görünüşü, kokusu, kimyasal kompozisyonu, refraktif indeksi, optik rotasyonu, etanol ile karışabilirlik durumu ve buharlaşma kalıntı oranı ile yapı incelemeleri gibi fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlendi. Yağdaki patojen oldukları bilinen “Listeria”, “Salmonella Yyphi”, “Bacillus Cereus, “e. coli” ve “s. aureus” bakteri kültürleri üzerindeki antimikrobiyal etkiler de Dr. Öğr. Üyesi Serdal Tarhane tarafından primer literatüre uygun olarak incelendi. Yapılan araştırma neticesinde, yağın uluslararası standartlara uygun olduğu, türden gelmesi gereken kimyasal bileşenleri içerdiği ve test edilen tüm bakteriler üzerinde antimikrobiyal etkisi olduğu tespit edildi.
“Uluslararası standartlara uygun olduğunu gözlemledik”
Test ettikleri yağda yüksek oranda bileşenlerin görüldüğünü ifade eden Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Görevlisi İbrahim Filazi, “Lavanta yağının analizlerini gerçekleştirdik. Mikrobiyolojik aktivitesine baktık, uluslararası standartlara uygunluğuna baktık ve sonuç olarak uluslararası standartlara uygun olduğunu, türden gelen özelikleri kapsadığını ve mikrobiyolojik olarak aktivitesi olduğunu gözlemledik. Ayrıca Çankırı’ya özel olarak baktığımızda, normalde lavanta Akdeniz bitkisidir. Bu yüzden lavantanın içinde genelde narenciye türlerinde bulunan limonen gibi bazı düşük oranda yağlar da bulunabilir. Çankırı’da yetiştirilen lavantalarda ise böyle bir şeye rastlamadık. Aynı zamanda asetat gibi türden gelmesi gereken yüksek orandaki bileşenlerin, Çankırı’da yetiştirilen lavantalarda yüksek olarak çıktığını gördük. Aynı zamanda kafur gibi bazı toksik bileşikler vardır, bunların da lavantalarda olmadığını tespit ettik. Bazı anestezik özellikli bileşenler var, bunların da varlığını tespit ettik” dedi.
“50 yıl sonra antibiyotiklerde lavanta aroması kullanılacak”
Lavantanın antimikrobiyal aktivitesini değerlendiren Öğretim Üyesi Dr. Serdal Tarhane de, “Özellikle günümüzde kullanılan antibiyotiklerin yüzde 90’nının 50 yıl sonra hiçbir işe yaramayacağının değerlendirildiğinde yeni antibiyotiklere ihtiyaç duyulmakta ve özellikle lavanta gibi aromatik bitkilere, bu alanda yaralanabileceği öngörülmekte. Biz de bunların antimikrobiyal aktivitesini değerlendirirken ilerde hem hayvanlarda hem de insanlarda, demodikozise yol açan mantarlar üzerinde denemeyi düşünüyoruz. Umuyoruz ki bunlardan da bir başarı elde edeceğiz” ifadelerini kullandı.
BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Jel tedavisi ilaç ihtiyacını oldukça azaltıyor
Kaynak: İHA
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
MasterChef Arabaşı çorbası tarifi: Arabaşı çorbası nasıl yapılır?
Ergin Ataman: Üç günlük hazırlıkla mükemmel basketbol oynadık
Evka 5’in gençleri ve yolları ilgi bekliyor
Bayındır’da Öğretmenler Günü coşkusu
Başkan Günay’ın oğlu son yolculuğuna uğurlandı
Karabağlar’da bazı sokaklar 3 gün araç trafiğine kapalı olacak!
İZSU’ya 35,5 milyarlık bütçe: Körfez’e 7,5 milyarlık kaynak
Son Girilen Haberler
Karşıyakalı çocuklara ağız ve diş taraması
Karşıyaka Belediyesi Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, hafta boyunca anaokulu öğrencilerini konuk etti. Ağız ve diş sağlığı taramasından geçirilen yaklaşık 140 öğrenciye, bilinçlendirici eğitimler de verildi. Başkanı Yıldız Ünsal, “Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın sağlıkla büyümeleri için hizmet üretmeyi sürdüreceğiz” dedi.
Konak’ın sokakları sanatla doldu
Konak Belediyesi’nin, Darağaç Kolektifi Derneği’yle birlikte ‘Ortaklaşa: Kültür, Diyalog ve Destek Programı kapsamında hazırladığı ‘Darağaç Fermantasyon’ Projesinin Umurbey Mahallesi’ndeki etkinlikleri Darağaç yıllık sergisi ‘Oksidasyon’ ile başladı.
Sefa Taşkın'dan Bergama çağrısı
İzmir’in Bergama ilçesinin eski belediye başkanı ve araştırmacı yazar Sefa Taşkın, Bergamalılara kültürel miraslarına sahip çıkma çağrısında bulunarak, "Bu değerlerimize sahip çıkmazsak turizmden beklediğimiz kazanımlara ulaşamayız. Bergama, kültürel zenginlik açısından eşsiz bir şehirdir" dedi.