Sıcak günlerde mide rahatsızlıklarına dikkat: Gastroenterit alarm veriyor

Artan sıcaklıklarla birlikte, halk arasında ‘Mide Salgını’ olarak bilinen mide barsak sistemini enfekte eden Virüs Gastroenterit olguları her geçen gün artıyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Torun, bu virüsten korunmak için alınması gereken önlemleri aktardı

Haber Giriş Tarihi: 26.07.2024 14:15
Haber Güncellenme Tarihi: 26.07.2024 14:22
Kaynak: MUHABİR MERVE AĞRIÇ
Sıcak günlerde mide rahatsızlıklarına dikkat: Gastroenterit alarm veriyor

Muhabir- Merve Ağrıç/ Yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan sıcaklıklar, çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına neden oluyor. Son günlerde ise halk arasında ‘Mide Salgını’ olarak bilinen bir hastalık yaygınlaşmış durumda. Birçok kişi, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikayetlerden dolayı hastanelere başvuruyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Torun, bu hastalık hakkında önemli bilgiler vererek, tedavi ve önlemler konusunda dikkat edilmesi gereken hususlara değindi. Hastalığın kalabalık ortamda daha çabuk yayıldığını dile getiren Uzman Dr. Torun, “Sıcakların ani artması hastalığı tetikliyor ve virüsler için iyi bir ortam oluşuyor. Bu nedenle kalabalıktan uzak durmalıyız, en az 30 saniye sıvı sabunla ellerimizi çok iyi yıkamalıyız. Para alışverişlerinde kâğıt paralar yerine temassız kartları tercih etmeliyiz. Temaslardan kaçınmalıyız” dedi.

BELİRTİLER 12-24 SAAT SONRA BAŞLIYOR

Hastalığın tedavisinde direkt olarak antibiyotik kullanılmaması gerektiğini aktaran Uzman Dr. Torun, “Mide salgını dediğimiz olay bağırsak sistemi hastalığı ve bir çeşit enfeksiyon olarak tanımlanıyor. Vücut bu virüsü aldıktan sonra genellikle 12-24 saat sonra hastalığın bulguları başlıyor. Bulgular arasında ise bulantı, kusma, midede kramp hissi, yanma, ekşime ve karın ağrısıyla kendini gösteriyor. Bazen ateşlenme durumu da meydana geliyor ancak kısa sürüyor. Ardından 24-48 saat sonra da ishal meydana geliyor. Daha az görülen belirtiler arasında ise halsizlik, kırgınlık ve su kaybı nedeniyle ani ayağa kalktığında göz kararması gibi durumlar meydana geliyor. Genellikle 2 veya 3 gün sonra hastalık kendini sınırlandırıyor. Bu belirtileri görenler hemen antibiyotiklere sarılıyor. Bu tavır son derece yanlış. Kesinlikle tanı konulduktan sonra bulgulara göre tedavi uygulanmalı. Hemen ağrıyı kesmek için analjezik dediğimiz ağrı kesici ilaçlar kullanılmamalı. Çünkü altta başka bir hastalığın bulguları ile karışıp bizi yanıltabilir. Klinikte bu tür durumları görebiliyoruz. Başka bir hastalık da meydana gelmiş olabilir. Apandisit, ağır zehirlenmeler ve ağır bir mide ülseri ve kanaması, merkezi sinir sistemi Hastalıkları ve enfeksiyonları bile kendini kusma ve ateşle gösterebiliyor. Basit gördüğümüz hastalıkların altından bile farklı hastalıklar çıkabiliyor” diye belirtti.

ARTAN SICAKLIKLAR HASTALIĞI TETİKLİYOR

Halk arasında Mide Salgını, Mide Gribi veya Mide Nezlesi olarak yanlış kalıplarla adlandırılan durumun nezle ve griple bir ilgisinin olmadığını, dile getiren Uzman Dr. Torun, “Bu hastalığın nezle ve griple neden ilgi kurulduğunu anlamadığımızı, kesinlikle ilgisinin olmadığını yüksek sesle belirtelim.  Ancak halk arasında mide gribi veya mide nezlesi olarak adlandırılıyor. Aslında hastalık, norovirüs dediğimiz çok geniş ve bulaşıcı bir virüsün gastro intestinal (mide ve bağırsak) sistemine girmesiyle başlıyor. Çok bulaşıcı ve çok tipleri olan bir aileden gelen bir virüs olduğu için kişi hastalığı atlatsa bile, diğer tipleri ile enfeksiyon tekrarlayabiliyor. Yani bağışıklık oluşamıyor. Hastalığın salgın olarak adlandırılabilmesi için virüsün çok çabuk çoğalması ve insanlar arasındaki kontaminasyonun hızlı olması gerekiyor. Norovirüs ise bu aylarda daha hızlı yayılıyor. Sıcaklar ve nem artınca kontaminasyon dediğimiz bulaşma olayı da hızla artıyor. Sıcakların ani artması ise bu durumu tetikleyip, adeta bizi savunmasız bırakıyor. Böylece virüsler için iyi bir ortam oluşuyor. Yüzeylerde, çatal, bıçak, tabak ve ellerimizde bu virüsü taşıyabiliyoruz. Suların kirlenmesi son derece uygun bir ortam oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

KALABALIK VE TEMİZ OLMAYAN ORTAMLARDAN UZAK DURMAK GEREKİYOR

Hastalıkla ilgili alınabilecek önlemleri sıralayan Uzman Dr. Torun, “Kalabalıktan uzak durmalıyız, en az 30 saniye sıvı sabunla ellerimizi çok iyi yıkamalıyız, sık sık duş almalıyız, mümkün mertebe güvendiğimiz yerlerde ve lokantalarda yemek yemeliyiz. Kâğıt paralar yerine temassız kartları tercih etmeli ve temaslardan kaçınmalıyız. Yemek yediğimiz alanlarda çalışan insanlar ellerini yeterli yıkamıyorsa ve bu virüsü taşıyorsa, hızlı bir şekilde yüzeylere, çatal, bıçak, tabak ve diğer mutfak gereçlerine, yemeklere bulaşma olasılığı yüksek. Dışarda yemek yenilecekse daha çok kaynayarak yapılan ve ısıtılmış yemekler tercih edilmeli, etli, sütlü ve süt ürünlerini içeren gıdalardan uzak durulmalı. Bu konu da alınabilecek temel önlem temizlik yani hijyen. Hastalık fetal oral yol dediğimiz ağız yoluyla ve dışkı yoluyla bulaşıyor genelde. Bu nedenle temiz olmayan tuvaletlere de kesinlikle gidilmemeli. Özellikle hastanede yatan, kronik hastalıkları olan, diyabet hastaları veya kanser hastaları ile bağışıklığı bozuk olan kişiler bu durumlara son derece dikkat etmeli. Bu konuda önemli bir diğer husus ise erişilebilir su. Mutlaka tüketilen suyun güvenilir kaynaklardan elde edilmiş olması gerekiyor. Sağlık otoritelerince sıkı denetlenmeli. Virüs bulaştığı takdirde mutlaka sıvı kaybı olacağı için sıvı kaybını dengelemek gerekiyor. Sıvı kaybı yaşandığı ve kanlı ishal meydana geldiğinde mutlaka ve acilen özellikle altta yatan hastalığı olan riskli grubun sağlık birimine veya hastanelere başvurması gerekir. Bu durumda da sağlık kuruluşlarına gidilip, ilgili uzmanca varsa ‘Enfeksiyon Hastalıkları’ uzmanınca değerlendirilmesi uygun” sözlerine yer verdi.

Kaynak: MERVE AĞRIÇ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.