Yaz mevsiminde olası riskler: Kemirgenler ve şüpheli ısırık vakaları!

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER

Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu Sekreteri ve Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Soysal, “Çok endişeliyiz” diyerek, deprem bölgelerinde yaşanacak olası risklere dikkat çekti. Kahramanmaraş merkezli depremlerin alt yapıyı da sarstığını kaydeden Soysal, yer altı ve yer üstü su kaynaklarının kirlenmesiyle birlikte yaz mevsiminin salgın hastalıklar açısından kritik olduğunu kaydetti. Atık su sistemleri ve evsel atıklar için bir an önce çözüm geliştirilmesi gerektiğini belirten Soysal, “Bu atıklar havaların ısınmasıyla birlikte haşere üretecek. Yine bu atıklar kemirgenler için üreme, başıboş hayvanlar için de bir beslenme noktası olacak. Başıboş hayvanların sayısı bu bölgelerde artacak. Şüpheli ısırık vakaları gibi dertlerimiz olacak” bilgisini paylaştı.

Öte yandan, deprem sonrası çok fazla göç alan Mersin’e de değinen Dr. Soysal, Mersin’de yoğun bir hava kirliliğinin olduğunu, trafik tıkanıklığının yaşandığını ve bazı salgın hastalıkların kente doğru yayılmaya başladığını aktararak, “Mersin, en az deprem bölgesindeki durum kadar vahim” dedi.

TÜM UYARILARIMIZA RAĞMEN…

Dr. Ahmet Soysal, sözlerine şöyle başladı: “Çok endişeliyiz. Gerek Türk Tabipleri Birliğinden, gerekse Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nden arkadaşlarımız alanda. Onlar günlük olarak alandan raporlar gönderiyorlar. Biz böyle bir olasılığın yani salgın hastalıkların ikinci haftadan itibaren gündeme geleceğini duyurmuştuk. Şu an da bu ihtimal tüm uyarılarımıza rağmen gerekli önlemlerin alınmaması, gerekli alt yapı sıkıntılarının giderilememesi nedeniyle günden güne büyüyor. Havalar ısındıkça daha da büyüyecek. Şu an henüz kış mevsiminin içerisinde olduğumuz için sorunun ne kadar önemli olduğu görülemiyor. Ancak yaz ile birlikte salgın boy göstermeye başlayacak.”  

AKCİĞER ENFEKSİYONU VE ZATÜRRE…

“Mevsimsel koşullar nedeniyle üst solunum yolu, alt solunum yolu enfeksiyonu, akciğer enfeksiyonu ve zatürre gibi tabloların ortaya çıkması kaçınılmaz” ifadelerini kullanan Soysal, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle çocuklarda… Hatta Kahramanmaraş, Adıyaman gibi bölgelerde şimdiden görülmeye başlandı. İkinci olay ise alt yapı nedeniyle ortaya çıkacak. İlk günden itibaren bölgeye yeterli seyyar tuvalet, seyyar duş gönderilmesini, kanalizasyon sistemlerinin elden geçirilerek sızıntı yapmayacak şekilde tekrar çalışır hale getirilmesini, içme suyu sistemlerinin elden geçirilmesini ve bölgedeki evsel atıkların bir an önce ortadan kaldırılmasını söylemiştik. Bölgeye ilk 10 gün elektrik verilemedi. Bunun ise özellikle gıda nakli anlamında soğuk zincirin bozulmasına neden olacağını, kokuşma kaynaklı bulaşıcı hastalıklara yol açacağını söylemiştik. Ama şu an da gördüğümüz kadarıyla hala bölgede içme suyu sorunu halledilemedi. Bölgede yer altı ve yer üstü su kaynaklarını kirletebilecek düzeyde kanalizasyon kaçakları olduğunu biliyoruz. Bu kanalizasyon kaçaklarının giderilip, giderilemediğini, bu konuda adım atılıp, atılmadığını bilemiyoruz. Kurulan az sayıdaki çadır kentlerde bile yeteri kadar seyyar tuvalet yok. Seyyar banyo ya da seyyar duş hemen hemen hiç yok. Bizlere iletilen raporlar, bölgede ciddi ölçüde uyuz ve bitlenme vakalarını ortaya çıkarıyor.”

DR. SOYSAL, MERSİN’E DİKKAT ÇEKTİ

Soysal, nüfus hareketliliğine dikkat çekerek, “Bir iç göç ile karşı karşıyayız. Özellikle bundan en çok etkilenen illerin başında Mersin geliyor. Mersin aşağı yukarı mevcut nüfusunun yüzde 50’sine yakın iç göç aldı. Özellikle Hatay, Gaziantep ve Kahramanmaraş’tan. Geçenlerde Mersin Tabip Odası Başkanımız Nasır Nesanır ile bir telefon görüşmesi yaptım. Kendisi Mersin’de oturacak bina kalmadığını, Antalya sınırına kadar bütün yazlıkların dolduğunu, Mersin’de büyük bir hava kirliliği, trafik tıkanıklığı gibi sorunların baş gösterdiğini ve bazı salgın hastalıkların Mersin’e doğru yayılmaya başladığını aktardı. Mersin, en az deprem bölgesindeki durum kadar vahim” dedi.

BÖLGEDE ATIK DAĞLARI OLUŞTURULDU

“Katı atık sorununu halen çözüme kavuşturmuş değiliz. Bölgede atık dağları oluşturuldu. 1999 Gölcük Depremi bize hiçbir şeyi öğretmemiş, bunu anladık” ifadelerini kullanan Dr. Soysal son olarak, “Bu atıklar havaların ısınmasıyla birlikte haşere üretecek. Yine bu atıklar kemirgenler için bir üreme, başıboş hayvanlar için de bir beslenme noktası olacak. Başıboş hayvanların sayısı bu bölgelerde artacak. Bu nedenle bizim bir an önce atıkları ortadan kaldırmamız lazım. Bu kez şüpheli ısırık vakaları gibi dertlerimiz olacak. Bölgede kuduz aşısının depolanması lazım. Ve insanlara tetanoz hatırlatma dozunun da yapılması gerekiyor… Kolera, su kaynaklıdır. Suretle bölgede o temiz suyun sağlanması gerekiyor. Atık su sistemlerinin çevreye sızmayacak ve arıtma yapılacak şekilde çalıştırılması gerekir. Depremden önce zaten Suriye’de kolera vardı. Şimdi deprem nedeniyle alt yapımız yıkılınca salgın daha da belirginleşmeye başladı” sözlerine dikkat çekti.