[title]|İlkses Gazetesi

“Amacımız birlikte yaşama kültürü oluşturmak”

Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan ile engelliler hakkında farkındalık ve sorunlar üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik

Haber Giriş Tarihi: 17.05.2016 08:05
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Amacımız birlikte yaşama kültürü oluşturmak”

EMİRCAN IŞILDAK – ÖZEL HABER

Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan, görme engelli vatandaşların günlük hayatta yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Engelli bireylerin özellikle ulaşılabilirlik ve erişilebilirlik konularında zorluklar yaşadığına vurgu yapan Arıkan, ayrıca Beyazay Derneği’nin çalışmaları hakkında da bilgi verdi.

GÖNÜLLÜLÜK ESASINA GÖRE ÇALIŞIYORLAR

Arıkan, derneğin çalışma prensibi hakkında bilgi verdi. Gönüllük esasına göre çalıştıklarını anlatan Arıkan, “Beyazay Derneği’nde gönüllülük esasına göre çalışıyoruz. Biz yönetim olarak çalışmalara destek oluyoruz. Gönüllülerimizin etkinlik ve çalışma gruplarına göre sayıları değişkenlik gösteriyor. Her dileyen ve istekli olan kişiler gelip görme engelli bireylerimize yardım edebiliyor. Bu anlamda sürdürülebilirliğimiz düzenli olmadığı için de gönüllü sayımızı sabit tutamıyoruz. Hiçbir üyemiz ve çalışanımız hizmetleri karşılığında herhangi bir ücret almıyor” açıklamasını yaptı.

“ÇOCUKLARA EĞİTİM VERİYORUZ”

Dernek çatısı altında görme engelli vatandaşlara olabildiğince yardımcı olmaya çalıştıklarını vurgulayan Arıkan, “Beyazay Derneği’nin en büyük amacı birlikte yaşama kültürünü oluşturmaktır. Bu anlamda görme engellilerle diğer vatandaşları bir araya getiriyoruz. Onları her fırsatta kaynaştırıyoruz. Etkinlikler düzenliyoruz. Görme engelli çocuklarımız için gönüllü arkadaşlarımız ücretsiz eğitimler veriyor. Onların ödevlerine yardımcı oluyor. Çocuklarımıza kitap okuyup, bilgisayar eğitimi veriyor. Birlikte oyunlar oynayıp, şarkılar söylüyorlar. Bu gibi organizasyonlar da çocuklar için oldukça faydalı oluyor” dedi.

“ULAŞIMDA ZORLUK ÇEKİYORUZ”

Arıkan, görme engelli bireylerin özellikle kent içi ulaşımda yaşadığı zorluklara dikkat çekti. İzmir’de bu anlamda sesli sinyalizasyonların eksikliğine dikkat çeken Arıkan, “Özellikle görme engelliler olarak ulaşılabilirlik ve erişilebilirlik konularında zorluk çekiyoruz. Diğer engelli grupları da bu dertten mustarip durumdalar. Özellikle ulaşım araçlarında sesli sinyalizasyonların olmaması, yaya geçitlerinde ve trafik ışıklarında sesli uyarı cihazlarının bulunmaması, akıllı durakların olmaması çoğu zaman bizlere büyük sorunlar ve tehlikeler yaratabiliyor. Örneğin İstanbul’da faaliyette olan ‘Bitaksi’ uygulaması bizim kentimizde maalesef yok. Bu uygulama özellikle engelli bireyler için oldukça faydalı bir uygulamadır. Bu uygulama mobil olarak faaliyet gösteriyor. Vatandaş istediği yerden taksi çağırıyor. Taksi de vatandaşı sistemden buluyor ve gelip adresinden alıyor. Diğer türlü bir engelli vatandaş taksi çağırabilmek için her zaman birilerinden yardım almak zorunda kalıyor. Aynı şekilde akıllı durak uygulamaları da engelliler için oldukça avantaj sağlayan bir sistem. Bunların İzmir’de de olması gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

“İLETİŞİMİMİZ SORUNLU”

Engelli bireylerin vatandaşlarla yaşadığı iletişim sıkıntısının altını çizen Arıkan, “Görme engelli vatandaşların sokaklarda iletişim yolları oldukça sıkıntılı oluyor. Örneğin sıkça karşı karşıya kalabildiğimiz bir olay; Yolda bir yerden bir yere giderken herhangi bir vatandaş durdurup, ‘Nereye gidiyorsun’ diye soruyor. Yani bu vatandaşlara cevaben bir şey de söyleyemiyoruz. Ancak bu durum sıklaşmaya ve sayıları da artmaya başlayınca insan biraz sinirleniyor. Yoldan geçen herhangi bir insana ‘Nereye gidiyorsun’ diye sorulamaz. Sokaktaki vatandaş, bizleri bir birey, vatandaştan öte engelli olarak görüyor. Bizi birey olarak görmüyor. Aynı şekilde yolda giderken kolunuzdan tutup, ‘Senin yolun burası’ diyerek sizi çekiyorlar. Sarı çizgiden yürütmeye zorluyorlar. Bunların söylenmesinden çok yapılan fiziksel hareketler ve müdahaleler insanın zoruna gidiyor. Tıpkı bir saman çuvalı muamelesi görüyoruz” yorumunda bulundu.

“ENGELLİYİZ, CİNSİYETSİZ DEĞİLİZ”

Arıkan ayrıca, “Engelli bireyleri de çoğu zaman cinsiyetsizmiş gibi görürler. Halbuki engelli de olsa hem kadınlar hem de erkekler duygusal varlıklardır. Aşık olabilirler, sevebilirler. Engelli bir vatandaşı hiçbir zaman bir eş olarak bir sevgili olarak görmezler. Engelli birey eşit bir vatandaş olarak görülmez, yalnızca engelli sıfatıyla görülür. Bu da eşit ve özgür bir iletişim ve ilişki kurma noktasında sıkıntı oluşturuyor” dedi.

İLETİŞİME DİKKAT

Vatandaşların görme engelli bireylerle olan iletişimine de atıf yapan Arıkan, “Görme engelli bir bireyle konuşurken ve yanından ayrılırken dikkat edilmesi gerekir. Mutlaka yanından ayrılırken belirtilmesi gerekir. Benzer şekilde görme engellilerle selamlaşırken kendinizi tanıtmanız büyük önem taşır. İsminizi söylemeniz gerekir. Bunlar önemli detaylardır. Ayrıca görme engellilerin olduğu yerlerde kapılar hiçbir zaman yarım açık veya kapalı olmamalıdır. Kapılar ya tam açık ya da tam kapalı olacak şekilde bırakılmalıdır” dedi.

“ENGELSİZ İZMİR BENİM HAYATIMA DOKUNMUYOR”

Büyükşehir Belediyesi’nin 2013 yılından bu yana kent içinde uyguladığı ‘Engelsiz İzmir’ projesini de değerlendiren Arıkan, “Engelsiz İzmir projesinin birilerinin prestij projesi olduğunu düşünüyorum. Bu konuda yasal düzenlemeler var fakat yetersiz buluyorum. Bunların gerçekten yapılmış olmak için yapılan şeyler olduğunu düşünüyorum. Bizler her gün zorluklarla karşı karşıya kalıyoruz. Engelliler olarak evimizden çıkar çıkmaz sorunlarla yüz yüze geliyoruz. Tüm bu haksız davranışların yasal zeminde bir dayanağı yok, takibi yok. Bunlar sıkı denetlenmedikçe, halen daha sokaklarda, yollarda kaldırım işgalleri yaşanıyorsa, halen daha hissedilebilir yüzeyleri yaptırmayan işletme ve kurumlar varsa burada Engelsiz İzmir’den bahsedemeyiz. Daha kalıcı ve radikal adımların atılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“KALDIRIMLAR HEPİMİZİN”

Arıkan ayrıca hissedilebilir yüzeyler konusunda daha titiz çalışmalar yapılması gerektiğini ifade ederek, “Hissedilebilir yüzeyler konusunda da ciddi sorunlar yaşıyoruz. Sonuçta ortak bir çevreyi kullanıyoruz. Kaldırımlar hepimizin. Buna göre hareket etmek gerekiyor. Sarı çizgiler genellikle ana yollara yapılıyor. Ara yollar her zaman pas geçiliyor. Bizler her zaman ana yollardan gitmiyoruz. Ara yolları da kullanıyoruz. Sarı çizgi eğer beni evimden çıkarıp varacağım yere kadar götürmüyorsa hiçbir anlamı yok. Ağaçta biten sarı çizgiler, yolun ortasında biten sarı çizgiler, duvarlara denk gelen sarı çizgilerle karşılaşıyoruz. Bunların hakkaniyetle yapılmalarını istiyoruz” ilgililere seslendi.

Salih Arıkan kimdir?

1977 Manisa’nın Akhisar İlçesi doğumluyum. Akhisar’ın bir dağ köyünde dünyaya geldim. Ancak köyden çıkıp eğitim alabildiğim ve üniversite okuyabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Eğitimime körler okulunda başladım. Ortaokul ve liseyi de parasız yatılı devlet okulunda okudum. Üniversite eğitimimi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği üzerine aldım. Onun haricinde ikinci bir üniversiteyi de okuyorum. Sosyoloji konusunda eğitim alıyorum. Ancak geldiğim noktada geriye dönüp baktığım zaman eğitim konusunda şanslı olduğumu görüyorum. Çünkü görme engelli olmasaydım ailem büyük bir ihtimalle beni okutmazdı. Devlet bu konuda eğitimime destek olduğu için ailem de açıkçası benim eğitimime karışmadı.

Halen aktif olarak bir kamu kurumunda görev yapmaktayım. İzmir Kent Konseyi Engelli Meclisi Yürütme Kurulu üyesiyim. Memur-Sen’in de Engelli Komisyon Başkanı’yım. Aynı zamanda da Beyazay Derneği’nin İzmir Şube Başkanlığı’nı yürütüyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.