Gençler neden evlenmek istemiyor?

Yapılan araştırmalarda çoğu gencin bekarken daha mutlu hissettiğini gösteriyor. Peki gençler neden evlenmek istemiyor?

Haber Giriş Tarihi: 29.09.2024 10:47
Haber Güncellenme Tarihi: 29.09.2024 11:00
Muhabir: MERVE AĞRIÇ
Gençler neden evlenmek istemiyor?

Mainz Johannes-Gutenberg Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, gençlerin evlilik yerine bekarlığı tercih etme eğiliminde olduğunu ortaya koydu. 2008-2021 yılları arasında gerçekleştirilen ve 12 bin kişinin katıldığı anketlerin sonuçlarına dayanan araştırmada, 2001-2003 doğumlu gençlerin, önceki nesillere kıyasla bekarlık durumundan daha memnun oldukları tespit edildi. Gençlerin bekarken daha mutlu olmasının nedenlerini sıralayan Uzman Psikolog Sevgi Yaramış, “Bekarlar daha mutlu diyemesek de ‘evliler daha mutsuz’ demek mümkün. Uzun vadeli bir bağlılık yerine, daha çok anı yaşamak ve duygusal dengeyi sürdürmek öncelik kazanmış durumda. Aynı zamanda, gençler artık ilişkilerde karşılıklı destek ve eşitlik gibi değerlere daha fazla önem veriyorlar. Geleneksel cinsiyet rolleri yerine, modern bireyler daha bağımsız ve esnek ilişkiler arayışında” dedi.

EVLİLER DAHA MUTSUZ

Gençlerin bekarken daha mutlu görünmelerinin altında birkaç temel nedenin yattığını dile getiren Yaramış, “İlk olarak, bekar insanlar kendilerine daha fazla zaman ayırabilirler ve bu dönemi kendi istek ve ihtiyaçlarına odaklanarak geçirebilirler. Kendi kişisel gelişimlerine yatırım yapma şansı bulduklarından, bir partnerin sorumluluğunu üstlenmek ya da ilişkinin getirdiği duygusal yüklerle uğraşmak zorunda kalmazlar. Bu da onlara daha fazla özgürlük ve esneklik sağlar. Ayrıca, sosyal medya gibi platformlar sayesinde bireysel başarılar ve deneyimler daha çok teşvik ediliyor ve öne çıkarılıyor. Bunun ötesinde, iki farklı aile yapısında yetişmiş iki birey aynı çatı altında bir araya geldiğinde, çatışmalar kaçınılmaz hale gelebilir. Her birey kendi ailesinden öğrendiği dinamikleri yeni kurduğu ilişkisine taşımaya çalışır. Ancak, bu dinamikler evliliğe yansıtılamadığında veya beklenen uyum sağlanamadığında hayal kırıklıkları ve çatışmalar ortaya çıkabilir. Bu durum, gençlerin evlilik içinde bekledikleri huzuru bulamamalarına neden olabilir. Sonuç olarak, ‘bekarlar daha mutlu’ diyemesek de ‘evliler daha mutsuz’ demek mümkün. Mutsuz evlilikler oldukça yaygın hale gelmiş durumda ve bu da boşanma oranlarının artışına yol açıyor. Üstelik mutsuz evliliklerin yalnızca çiftler üzerindeki baskısı değil, aynı zamanda aile ve toplum baskıları, ekonomik bağımlılık, çocuk sahibi olma gibi sebeplerle devam ettirilen birçok evlilik de mevcut. Bireyler, bekarken sahip oldukları özgürlüğün evlilikle birlikte kısıtlandığını ve bireysel hareket alanlarının daraldığını fark ettiklerinde, kendilerini kapana kısılmış hissedebiliyorlar. Bu da beraberinde daha fazla mutsuzluğu ve çıkmaza girmiş evlilikleri doğuruyor” ifadelerine yer verdi.

BEKARKEN MUTLU OLMALARININ NEDENİ BAĞIMSIZLIK ARAYIŞI

Gençlerin bekarken daha mutlu hissetmelerinin arkasındaki psikolojik ve toplumsal faktörlerin, modern yaşam tarzlarının evlilik kavramına bakış açısını değiştirmesiyle yakından ilişkili olduğunu ifade eden Yaramış, “Geleneksel Türk toplumunda evlilik, aileler arası bir birleşim olarak görülürken, bireylerin yaşamlarını büyük ölçüde şekillendiren ve toplumsal beklentilere dayanan bir süreç olarak kabul ediliyor. Bu durum, gençlerin evlilik konusunda daha temkinli davranmalarına ve bekarlığı daha rahat bir yaşam olarak algılamalarına neden oluyor. Gençlerin bekarken mutlu olmalarının en önemli nedenlerinden biri, özgürlük ve bağımsızlık arayışı. Evlilik, bireylere toplumsal normlar doğrultusunda belirli roller ve sorumluluklar yükler. Özellikle geleneksel evliliklerde erkekler aileyi maddi anlamda geçindirme yükümlülüğünü taşırken, kadınlar evin düzenini sağlama ve çocuk bakımından sorumlu olurlar. Bu roller, bireylerin kendi istek ve arzularını geri plana itmesine neden olabilir. Bekar gençler ise bu tür rollerin ve sorumlulukların getirdiği baskılardan uzak kalarak kendilerini daha özgür hissederler. Ayrıca, toplumsal baskılar da gençlerin bekarlığı tercih etmesine yol açmaktadır. Toplum evlilik kurumuna büyük bir değer verse de, özellikle kadınlar için evlilikle birlikte gelen toplumsal cinsiyet rolleri ve bu rollerin getirdiği kısıtlamalar, evlilikten kaçınmalarına neden olabilir. Maddi ve manevi yükler de gençlerin bekarken daha mutlu hissetmelerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geleneksel evliliklerde bireyler, özellikle ekonomik anlamda büyük bir sorumluluk altına girerler. Bekar kalmak, gençlere bu yükleri taşımadan, daha rahat bir yaşam sürme imkânı sunar. Ayrıca, son yıllarda artan boşanma oranları ve mutsuz evliliklerin yaygınlığı, gençleri evlilik konusunda daha temkinli yapmıştır. Boşanma oranlarının yükselmesi ve mutsuz evliliklerin yaygınlığı, gençlerin bekarlığı daha güvenli bir seçenek olarak görmelerine yol açmaktadır. Sonuç olarak, gençlerin bekarken daha mutlu hissetmelerinin arkasındaki temel nedenler arasında özgürlük, toplumsal baskılardan kaçınma ve sorumluluklardan uzak kalma gibi etkenler bulunmaktadır. Geleneksel evlilik yapısının bireylerin özgürlüğünü kısıtlayıcı etkileri, gençleri evlilikten uzaklaştırmakta ve bekarlığı daha cazip hale getirmektedir” diye aktardı.

İLİŞKİLERDE DESTEK VE EŞİTLİĞE ÖNEM VERİYORLAR

Modern yaşam tarzının gençlerin evlilik tercihlerine nasıl yansıdığını aktaran Yaramış, “Öncelikle, dijital çağın etkisiyle bireyler arasında sürekli bir bağlantı halinde olmak mümkün hale geldi ve bu ilişkilerde daha anlık tatmin arayışlarına yol açabiliyor. Bu durumun aynı zamanda ilişkilerde ve sosyal yaşamda bireylerin birçok süreci çok hızlı tüketmesi ve doyumsuzlaşmasına sebebiyet verdiğini söylemek mümkün. Uzun vadeli bir bağlılık yerine, daha çok anı yaşamak ve duygusal dengeyi sürdürmek öncelik kazanmış durumda. Aynı zamanda, gençler artık ilişkilerde karşılıklı destek ve eşitlik gibi değerlere daha fazla önem veriyorlar. Geleneksel cinsiyet rolleri yerine, modern bireyler daha bağımsız ve esnek ilişkiler arayışında” dedi.

KARİYERLERİNE ODAKLANMAK VE KENDİLERİNİ KEŞFETMEK İSTİYORLAR

Geleneksel değerler ile modern bireyselcilik arasındaki çatışmaların, gençlerin ilişkiler konusundaki tutumlarını derin bir şekilde etkilediğini vurgulayan Yaramış, “Geleneksel toplum yapısında, evlilik, aile kurma ve toplumun belirlediği cinsiyet rollerine uygun davranmak önemli bir yere sahip. Ancak modern bireyselcilik, kişisel özgürlüğü, kendini gerçekleştirmeyi ve bağımsızlığı ön planda tutuyor. Bu iki anlayışın çatışması, gençlerin ilişkilerden ne bekledikleri ve nasıl bir yol izledikleri konusunda bir belirsizlik yaratıyor. Geleneksel değerler, ilişkilerde uzun vadeli bağlılık, evlilik ve aile kurma gibi hedefleri vurgular. Toplum, özellikle belirli bir yaşa gelindiğinde gençlerden evlenmelerini ve çocuk sahibi olmalarını bekler. Bu değerler, ilişkilerde toplumsal rollerin belirgin olduğu, sorumlulukların paylaşıldığı ve daha çok fedakarlığa dayalı bir yapı sunar. Gençler, bu beklentilerle büyüdüklerinde, toplumsal baskıyı hissetmeye devam ederler. Ancak günümüzde bu kalıplar, hızla değişen dünyada gençlerin kişisel beklentileriyle çatışmaya başladı. Modern bireyselcilik ise özgürlüğü ve bireysel tatmini ön plana çıkarır. Gençler, artık kendi kariyerlerine odaklanmak, kendilerini keşfetmek ve hayatlarını istedikleri gibi şekillendirmek istiyorlar. Bu, ilişkilerde de daha esnek bir yaklaşım doğurur. Bağlılık yerine, özgürlük, kişisel sınırların korunması ve kendine zaman ayırma gibi kavramlar ön plana çıkar. Bu durum, ilişkilerde daha az baskı ve daha fazla anlayış arayışına neden olurken, geleneksel evlilik ve aile kurma beklentilerine mesafeli yaklaşımları da beraberinde getirir. Bu iki zıt yaklaşımın çatışması, gençlerin ilişkilerde nasıl hareket edecekleri konusunda bir ikilem yaşamalarına yol açar. Bir yanda, ailelerinden ve toplumdan gelen geleneksel beklentiler; diğer yanda ise kendi bireysel istekleri ve özgürlük arayışları bulunuyor. Bu durum, birçok gencin ilişkilerde daha geç adım atmasına, evlilik konusunda tereddüt yaşamasına ve daha az geleneksel birliktelikleri tercih etmesine neden oluyor. Aynı zamanda bu çatışma, ilişkilerdeki cinsiyet rollerini de etkiliyor. Geleneksel değerler, kadın ve erkek için belirli roller öngörürken; modern bireyselcilik, bu rollerin sorgulanmasına ve daha eşitlikçi ilişkilerin talep edilmesine yol açtı. Gençler, ilişkilerde karşılıklı saygı, paylaşım ve esneklik ararken; geleneksel toplumsal normlar, bu özgürlükçü yaklaşıma karşı çıkabilir” sözlerine yer verdi.

Kaynak: MERVE AĞRIÇ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.