Koku ve psikoloji: Hoş olmayan kokular hoş olmayan anılara sürükleyebilir!
Koku ve psikoloji: Hoş olmayan kokular hoş olmayan anılara sürükleyebilir!
Kokuların bireylerin psikolojisi üzerine olan etkisinin azımsanmayacak kadar çok olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Metin Olataş, İzmir Körfezi’nde derinleşen kötü koku sorununa dikkat çekti
Haber Giriş Tarihi: 05.09.2024 13:12
Haber Güncellenme Tarihi: 05.09.2024 13:17
Kaynak:
SULTAN GÜMÜŞ KAYA
İzmir’de meydana gelen kötü kokunun nedeni ve çözümü yıllardır tartışılırken, söz konusu sorunun kentte yaşayanların gündelik yaşamına etkisi de dikkat çekmeye başladı. Peki, kötü koku bireyi ya da toplumu mutsuz hale getirir mi? Kötü kokunun insan psikolojisine ne gibi etkileri vardır? Hayat pahalılığı, alım gücünün azalması, işsizlik, eğitimde ve ekonomide kriz derken üzerine bir de böylesine sorunların yaşanması sosyal patlamalara neden olur mu ya da oluyor mu?
Görüşlerine yer verdiğimiz Uzman Klinik Psikolog Metin Olataş, kokuların bireylerin psikolojisi üzerine olan etkisinin azımsanmayacak kadar çok olduğunu kaydederken, “Hoş kokular keyifli anılara bizleri götürürken; hoş olmayan kokular da bizleri hoş olmayan anılara sürükleyebilir” ifadelerini de kullandı.
KÖTÜ KOKU İNSANIN RUH HALİNİ OLUMSUZ ETKİLER
Olataş, sözlerine şöyle başladı: “Uzun zamandan sonra yeniden güzel İzmir Körfezi’nden bu kötü kokuları duymak ne yazık ki çok üzücü. Kötü koku tabi ki insanın ruh halini olumsuz olarak etkiler. Nasıl ki etrafımızda güzel kokular varken kendimizi daha iyi hissediyorsak; aynı şekilde kötü koku da kendimizi kötü hissettirebilmektedir… Koku duyumuzun doğrudan beynimizin belirli bölgeleri ile bağlantısı bulunmaktadır. Örnek verecek olursak; alışveriş yapmak için bir mağazaya girdiğiniz zaman ortamda genellikle hoş bir koku olduğunu fark etmişsinizdir. Bu güzel koku ile size kendinizi iyi hissettirmek, gevşemenizi sağlamak, kendinizi evinizde gibi hissetmenizi sağlamak ve buna bağlı olarak da alışveriş yapış şeklinizi etkilemek hedeflenmektedir. Başka bir örnek olarak da anılarımızın tetikleyicisi olan kokulardan bahsedebiliriz. Bazen yolda yürürken bir koku duyup; sonrasında kendinizi o kokuyu yaşadığınız bir zaman dilimini anımsarken bulmuşsunuzdur. Koku reseptörlerinin beynimizdeki anılar ile ilgili kısımları etkilemesi sebebi ile bu durum gerçekleşmektedir. Hoş kokular keyifli anılara bizleri götürürken; hoş olmayan kokular da bizleri hoş olmayan anılara sürükleyebilir.”
ETKİSİ AZIMSANMAYACAK KADAR ÇOK
Kendi yaşantı deneyimlerimden örnek veren Olataş, “Körfez’in yeniden bu şekilde kötü kokması beni 1990’lı yıllara ve o dönemlerde Göztepe’den Karşıyaka’ya yaptığımız bayram ziyaretlerimize götürdü. O yolculuklar boyunca arabanın camlarını açmamız mümkün olmazdı ve çocuk aklımla nefesimi tutarak o yolu bitirebileceğimi düşünürdüm ve tabi ki o kadar uzun nefesimi tutamaz ve camlar kapalı dahi olsa arabanın içine sızan o koku ile yolculuk yapmaktan başka çarem kalmazdı. Sadece kendimi hedefe varmaya; yapacağım akraba ziyaretlerinden harçlık toplamaya odaklayarak yolu çekilir kılmaya çalışırdım. Aynı yolu bu sefer ters yönlü olarak giderken, arabayı bu kez ben kullanıyordum ve arabada kendi kurduğum ailem vardı; birden yolda kötü kokuyu duydum ve az evvel bahsetmiş olduğum anıya bir an gittim. Aradan yıllar geçmesine rağmen içimdeki çocuk yanım geçmişteki o duyguları yeniden deneyimledi ve o anda içim aynı o çocuk gibi üzüntü ile doldu. İşte bu yüzdendir ki kokuların bizlerin psikolojisi üzerine olan etkisi azımsanmayacak kadar çoktur” mesajını verdi.
SOSYAL PATLAMAYA NEDEN OLUR MU?
“Toplumsal açıdan bakacak olursak eğer; toplumu da oluşturan bireyler olduğuna göre toplumdaki mutsuz birey sayısı ne kadar çok olursa aynı şekilde o toplum da mutsuz bir toplum olur” diyen Olataş, “Ne yazık ki toplum olarak eş zamanlı bir şekilde birden fazla konuda pek çok farklı sorunla baş etmek zorunda kalıyoruz. Hepsi de bireylerin ve de doğal olarak toplum olarak bizlerin hem biyolojik hem sosyal hem de psikolojik sağlığını olumsuz olarak etkiliyor ve bir süre sonra neyin, neye etki ettiğinin izini kaybediyor ve ‘Tavuk mu yumurtadan çıkıyor yoksa yumurta mı tavuktan çıkıyor?’ şeklinde bir durumla karşılaşıyoruz. Hali hazırdaki sorunlara bir de bu şekilde gündelik hayatımızı etkileyecek küçüklü büyüklü yeni olumsuzluklar da etkilenince tuzu biberi oluyor. Bunların ışığında bahsini ettiğimiz koku olayının bir sosyal patlamaya sebep olabileceğini kişisel olarak düşünmüyorum; ancak var olan olumsuz hale bir damla daha ekleyerek bardağı taşma noktasına yaklaştırabilecek etkenlerden birisi olduğunu düşünüyorum. Sadece eğer bardağı taşıran son damla buysa dediğiniz gibi bir reaksiyon ortaya çıkabilir; o zaman da inanın tek başına koku olayına atıfta bulunmak var olan krizi değerlendirme konusunda ve çözüm üretme konusunda herkesi yanıltır ve yarı yolda bırakır. Toplumsal olayları, hareketleri ve benzeri durumları ele alırken bütüncül bir bakış açısı ile yaklaşmak ve değerlendirmek herkesin faydasına olacaktır” ifadelerini kullandı.
EN TEMEL VATANDAŞLIK GÖREVİMİZ…
Var olan koku sorunu hakkında yetkili mercilerin alarm durumunda ve çözüm arayışı içerisinde olduğunu kaydeden Olataş, şu bilgileri ekledi: “Sonucu zaman gösterecek, o yüzden nasıl ki denizin bu duruma gelmesi bir günde olmadıysa; aynı şekilde temizlenmesi de bir günde olamayacaktır. Bunun için vatandaş olarak süreci, ilgili mercileri yakından sabırla takip etmekten ve de gerekli durumlarda kurumsal yapıları harekete geçirecek girişimlerde bulunmaktan başka yapacağımız bir şey yok. Bu da zaten en temel vatandaşlık görevimiz. Gündelik olarak ne yapabiliriz derseniz eğer; hayatımızda hepimizin bildiği ama pek çoğumuzun uygulama konusunda tembellik ettiği çevreye duyarlı olma konusunda daha aktif ve girişken olmak da dünya üzerinde yaşayan bir canlı olarak temel görevlerimizden birisi olduğunu hatırlatmak isterim… Psikolog olarak ise sorumluluğu başkalarının üzerine yıkmayı bir kenara koyup, önce sorumluluğu üstlenmeyi daha sonrasında doğru şekilde sorumluluğu paylaşmayı ve paylaştırmayı öğrenmeyi tavsiye edebilirim. Çünkü var olan bu çevre olayı daha geniş çaplı bir sorun olan iklim değişikliğinin de bir sonucu. Bu yüzden öncelikle sorumluluk almayı bilen, o sorumluluk ile hareket etmeyi deneyimleyen bireyler olarak hayatımıza devam etmemiz hem bizlerin bugünkü hayatı hem de gelecek nesillerin hayatı için yapıcı olacaktır.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kokuların bireylerin psikolojisi üzerine olan etkisinin azımsanmayacak kadar çok olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Metin Olataş, İzmir Körfezi’nde derinleşen kötü koku sorununa dikkat çekti
İzmir’de meydana gelen kötü kokunun nedeni ve çözümü yıllardır tartışılırken, söz konusu sorunun kentte yaşayanların gündelik yaşamına etkisi de dikkat çekmeye başladı. Peki, kötü koku bireyi ya da toplumu mutsuz hale getirir mi? Kötü kokunun insan psikolojisine ne gibi etkileri vardır? Hayat pahalılığı, alım gücünün azalması, işsizlik, eğitimde ve ekonomide kriz derken üzerine bir de böylesine sorunların yaşanması sosyal patlamalara neden olur mu ya da oluyor mu?
Görüşlerine yer verdiğimiz Uzman Klinik Psikolog Metin Olataş, kokuların bireylerin psikolojisi üzerine olan etkisinin azımsanmayacak kadar çok olduğunu kaydederken, “Hoş kokular keyifli anılara bizleri götürürken; hoş olmayan kokular da bizleri hoş olmayan anılara sürükleyebilir” ifadelerini de kullandı.
KÖTÜ KOKU İNSANIN RUH HALİNİ OLUMSUZ ETKİLER
Olataş, sözlerine şöyle başladı: “Uzun zamandan sonra yeniden güzel İzmir Körfezi’nden bu kötü kokuları duymak ne yazık ki çok üzücü. Kötü koku tabi ki insanın ruh halini olumsuz olarak etkiler. Nasıl ki etrafımızda güzel kokular varken kendimizi daha iyi hissediyorsak; aynı şekilde kötü koku da kendimizi kötü hissettirebilmektedir… Koku duyumuzun doğrudan beynimizin belirli bölgeleri ile bağlantısı bulunmaktadır. Örnek verecek olursak; alışveriş yapmak için bir mağazaya girdiğiniz zaman ortamda genellikle hoş bir koku olduğunu fark etmişsinizdir. Bu güzel koku ile size kendinizi iyi hissettirmek, gevşemenizi sağlamak, kendinizi evinizde gibi hissetmenizi sağlamak ve buna bağlı olarak da alışveriş yapış şeklinizi etkilemek hedeflenmektedir. Başka bir örnek olarak da anılarımızın tetikleyicisi olan kokulardan bahsedebiliriz. Bazen yolda yürürken bir koku duyup; sonrasında kendinizi o kokuyu yaşadığınız bir zaman dilimini anımsarken bulmuşsunuzdur. Koku reseptörlerinin beynimizdeki anılar ile ilgili kısımları etkilemesi sebebi ile bu durum gerçekleşmektedir. Hoş kokular keyifli anılara bizleri götürürken; hoş olmayan kokular da bizleri hoş olmayan anılara sürükleyebilir.”
ETKİSİ AZIMSANMAYACAK KADAR ÇOK
Kendi yaşantı deneyimlerimden örnek veren Olataş, “Körfez’in yeniden bu şekilde kötü kokması beni 1990’lı yıllara ve o dönemlerde Göztepe’den Karşıyaka’ya yaptığımız bayram ziyaretlerimize götürdü. O yolculuklar boyunca arabanın camlarını açmamız mümkün olmazdı ve çocuk aklımla nefesimi tutarak o yolu bitirebileceğimi düşünürdüm ve tabi ki o kadar uzun nefesimi tutamaz ve camlar kapalı dahi olsa arabanın içine sızan o koku ile yolculuk yapmaktan başka çarem kalmazdı. Sadece kendimi hedefe varmaya; yapacağım akraba ziyaretlerinden harçlık toplamaya odaklayarak yolu çekilir kılmaya çalışırdım. Aynı yolu bu sefer ters yönlü olarak giderken, arabayı bu kez ben kullanıyordum ve arabada kendi kurduğum ailem vardı; birden yolda kötü kokuyu duydum ve az evvel bahsetmiş olduğum anıya bir an gittim. Aradan yıllar geçmesine rağmen içimdeki çocuk yanım geçmişteki o duyguları yeniden deneyimledi ve o anda içim aynı o çocuk gibi üzüntü ile doldu. İşte bu yüzdendir ki kokuların bizlerin psikolojisi üzerine olan etkisi azımsanmayacak kadar çoktur” mesajını verdi.
SOSYAL PATLAMAYA NEDEN OLUR MU?
“Toplumsal açıdan bakacak olursak eğer; toplumu da oluşturan bireyler olduğuna göre toplumdaki mutsuz birey sayısı ne kadar çok olursa aynı şekilde o toplum da mutsuz bir toplum olur” diyen Olataş, “Ne yazık ki toplum olarak eş zamanlı bir şekilde birden fazla konuda pek çok farklı sorunla baş etmek zorunda kalıyoruz. Hepsi de bireylerin ve de doğal olarak toplum olarak bizlerin hem biyolojik hem sosyal hem de psikolojik sağlığını olumsuz olarak etkiliyor ve bir süre sonra neyin, neye etki ettiğinin izini kaybediyor ve ‘Tavuk mu yumurtadan çıkıyor yoksa yumurta mı tavuktan çıkıyor?’ şeklinde bir durumla karşılaşıyoruz. Hali hazırdaki sorunlara bir de bu şekilde gündelik hayatımızı etkileyecek küçüklü büyüklü yeni olumsuzluklar da etkilenince tuzu biberi oluyor. Bunların ışığında bahsini ettiğimiz koku olayının bir sosyal patlamaya sebep olabileceğini kişisel olarak düşünmüyorum; ancak var olan olumsuz hale bir damla daha ekleyerek bardağı taşma noktasına yaklaştırabilecek etkenlerden birisi olduğunu düşünüyorum. Sadece eğer bardağı taşıran son damla buysa dediğiniz gibi bir reaksiyon ortaya çıkabilir; o zaman da inanın tek başına koku olayına atıfta bulunmak var olan krizi değerlendirme konusunda ve çözüm üretme konusunda herkesi yanıltır ve yarı yolda bırakır. Toplumsal olayları, hareketleri ve benzeri durumları ele alırken bütüncül bir bakış açısı ile yaklaşmak ve değerlendirmek herkesin faydasına olacaktır” ifadelerini kullandı.
EN TEMEL VATANDAŞLIK GÖREVİMİZ…
Var olan koku sorunu hakkında yetkili mercilerin alarm durumunda ve çözüm arayışı içerisinde olduğunu kaydeden Olataş, şu bilgileri ekledi: “Sonucu zaman gösterecek, o yüzden nasıl ki denizin bu duruma gelmesi bir günde olmadıysa; aynı şekilde temizlenmesi de bir günde olamayacaktır. Bunun için vatandaş olarak süreci, ilgili mercileri yakından sabırla takip etmekten ve de gerekli durumlarda kurumsal yapıları harekete geçirecek girişimlerde bulunmaktan başka yapacağımız bir şey yok. Bu da zaten en temel vatandaşlık görevimiz. Gündelik olarak ne yapabiliriz derseniz eğer; hayatımızda hepimizin bildiği ama pek çoğumuzun uygulama konusunda tembellik ettiği çevreye duyarlı olma konusunda daha aktif ve girişken olmak da dünya üzerinde yaşayan bir canlı olarak temel görevlerimizden birisi olduğunu hatırlatmak isterim… Psikolog olarak ise sorumluluğu başkalarının üzerine yıkmayı bir kenara koyup, önce sorumluluğu üstlenmeyi daha sonrasında doğru şekilde sorumluluğu paylaşmayı ve paylaştırmayı öğrenmeyi tavsiye edebilirim. Çünkü var olan bu çevre olayı daha geniş çaplı bir sorun olan iklim değişikliğinin de bir sonucu. Bu yüzden öncelikle sorumluluk almayı bilen, o sorumluluk ile hareket etmeyi deneyimleyen bireyler olarak hayatımıza devam etmemiz hem bizlerin bugünkü hayatı hem de gelecek nesillerin hayatı için yapıcı olacaktır.”
Kaynak: SULTAN GÜMÜŞ KAYA
İzmirliler dikkat: Bu yollar trafiğe kapanacak
Başkan Günay’ın oğlu son yolculuğuna uğurlandı
DEÜ’den Öğretmenler Günü'ne özel kutlama
Evka 5’in gençleri ve yolları ilgi bekliyor
Kaf-Kaf'lı Sipahi, milli formayla parlıyor
İzmir’de vapur seferleri olumsuz hava nedeniyle iptal edildi!
İzmir haber: Ev sahibi kiracıya çivili sopalarla saldırdı
Kısıtlı imkanlarla 30 enstrüman: Sinan öğretmen yeni yıldızlar yetiştiriyor
Bayındır'da yangın: Metruk binadan alevler yükseldi
İzmir haber: Yasa dışı bahisten tutuklandılar
Son Girilen Haberler
İzmir haber: Polisi görünce panik yaptı! Çöpe de atsa gizleyemedi
İzmir'in Karabağlar ilçesinde bir çocuk polisi görünce elindeki poşeti attı. Yapılan incelemede çöp içerisinde yüklü miktarda yasak madde ele geçirildi
Kayıp fenomenden acı haber: Cansız bedeni bulundu
Mersin'de kayıp olarak sosyal medya fenomeni Mehmet Akif Kocaoğlu'nun denizde cansız bedeni bulundu
CHP lideri Özel: Omuz omuza verip, iktidarı değiştireceğiz
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, " yeni seçim yenilgilerine sebebiyet vermeden, sorumlulukla tüm muhalefetle, omuz omuza, kol kola girerek hep birlikte önce ilk iş bu iktidarı değiştireceğiz ve iktidar olacağız” dedi