Maddi yönden hacca gitme imkanı olmayan kişinin borç alarak hacca gitmesi gerekmez. Fakat borçlanarak hacca gitmesi halinde ise hac ibadeti geçerlidir. Diğer taraftan, haccın farz olması için gerekli şartları taşıdığı halde, hac mevsiminde hazır parası bulunmayan ve borç aldığı takdirde bunu daha sonra ödeme gücüne sahip olan kişilerin, hac görevini ifa etmeleri için borçlanarak hacca gitmeleri uygundur.
Buluğ yaşına gelmemiş çocuğun yaptığı ibadetten sevabı olur mu?
Mümeyyiz (iyiyi kötüden ayırabilme yaş ve kabiliyetine gelen bu da genellikle 7 yaş olarak kabul edilir) olduktan sonra hangi yaşta olursa olsun çocuğun yaptığı ibadetin sevabı vardır. Bu ibadetlerden çocuğun sevabı olduğu gibi aynı şekilde onu yetiştiren anne babanın da sevabı olur. Çocuğuna iyi bir dini eğitim ve terbiye veren kimse çocuklarının yaptığı ibadetlerden (yetişkin olsalar da) hissedardır. Çünkü onu yetiştiren ve bu ibadeti ona öğreten anane babadır. Bu ibadetlere vesile oldukları için onların da sevabı olur.
İman işlenen günahtan bir zarar görür mü?
İman inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse, iman esaslarının tümünü kabul edip de bir ya da birkaçına inanmazsa, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır. İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kur’an-ı Kerim’de işaret edilmiştir: “Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) ‘bu hanginizin imanını artırdı?’ diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır.” (Tevbe 9/124); “O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.” (Fetih 48/4); “Allah’ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (mü’minlerin) imanlarını artırır.” (Enfal 8/2) Buna göre kişi günah işleye işleye imanını zayıflatmaktadır. Aynı şekilde kişi hayır işleye işleye ibadet ede ede de imanı artar.
Adak sahibi niçin adağının etinden yiyemiyor?
Adak adayan kimse borcu ve görevi olmadığı halde kendini bir borcun altına soktuğundan ve bu adak bir borç ve sadaka olduğundan adağı adayan kimse bu adaktan yiyemez. Kendisi bu adaktan yiyemediği gibi hanımı ve çocukları da yiyemez.
Gusül alması gereken kişinin dua etmesinde bir sakınca var mı?
Gusül alması gereken kişiye namaz kılmak, Kur’an-ı Kerim okumak, tutmak, Kabeyi tavaf etmek... gibi ibadetleri yapmak haramdır. Ama bazı kısa sureleri (Fatiha, Nas, Felak…) korunmak için okuyabilir. Bunun yanında istediği şekilde ve dilde kendisi için veya başkası için de dua edebilir. Cünüp kişi dua edeceği gibi yemek yemesi, yürümesi de caizdir. Fakat yıkanarak bunları yerine getirmek daha doğrudur.
Günün Ayeti
İyilikler kötülükleri giderir.
Hud, 11/114.
Günün Hadisi
Kendinize hayırdan başka bir şeyle dua etmeyin. Çünkü melekler dualarınıza âmin derler.
Müslim, “Cenâiz”, 7.
Günün Sözü
Her elini sıkanla dost, her canını sıkanla düşman olma
Günün Duası
Allah’ım güne ve haftaya maddi ve manevi kazançlarla başlamayı ve bitirmeyi nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Delîl-i Zannî Nedir?
Manası açıkça anlaşılmayan, tek bir manaya, delâlet etmeyen ayet ve tek bir Sahâbî tarafından bildirilen, manası açık hadîs-i şerîf demektir.
Günün Nüktesi
Cennet...
Muğîre İbni Şu’be’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
“Hz. Mûsâ Rabbine:
– Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir? diye sordu.
Allah Teâlâ da ona cevaben şöyle buyurdu:
– O, cennetlikler cennete girdikten sonra çıkagelen bir adamın derecesi olup kendisine:
– Cennete gir! denir.
– Yâ Rabbî! Herkes yerine yerleşmiş ve alacağını almışken ben nereye gideceğim? der. Ona:
– Sana dünya hükümdarlarından birinin mülkü kadar yer verilse razı olur musun? diye sorulur. O da:
– Razıyım yâ Rabbî! der. Bunun üzerine Allah Teâlâ ona:
– İşte öyle bir mülk senindir. Bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha buyurur. Beşincisinde o adam:
– Razı oldum yâ Rabbî! der. Allah Teâlâ ona:
– İşte bu kadar şey hep senindir. Onun on misli de senindir. Bir de neyi arzu ediyorsan, gözün neden hoşlanıyorsa hepsi senindir, buyurunca adam:
– Razı oldum yâ Rabbî! diyecek.
Daha sonra Mûsâ aleyhisselâm:
– Yâ Rabbî! Cennetliklerin en üstün derecesi nedir? diye sordu.
-Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
– Onlar benim seçtiğim kullardır. Onlara hazırladığım nimetleri ne bir göz görmüş ne bir kulak duymuş, ne de bir kimsenin hatır ve hayalinden geçmiştir.”
(Müslim, “Îmân”, 312.)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Borç para ile gidilen hac kabul olur mu?
Maddi yönden hacca gitme imkanı olmayan kişinin borç alarak hacca gitmesi gerekmez. Fakat borçlanarak hacca gitmesi halinde ise hac ibadeti geçerlidir. Diğer taraftan, haccın farz olması için gerekli şartları taşıdığı halde, hac mevsiminde hazır parası bulunmayan ve borç aldığı takdirde bunu daha sonra ödeme gücüne sahip olan kişilerin, hac görevini ifa etmeleri için borçlanarak hacca gitmeleri uygundur.
Buluğ yaşına gelmemiş çocuğun yaptığı ibadetten sevabı olur mu?
Mümeyyiz (iyiyi kötüden ayırabilme yaş ve kabiliyetine gelen bu da genellikle 7 yaş olarak kabul edilir) olduktan sonra hangi yaşta olursa olsun çocuğun yaptığı ibadetin sevabı vardır. Bu ibadetlerden çocuğun sevabı olduğu gibi aynı şekilde onu yetiştiren anne babanın da sevabı olur. Çocuğuna iyi bir dini eğitim ve terbiye veren kimse çocuklarının yaptığı ibadetlerden (yetişkin olsalar da) hissedardır. Çünkü onu yetiştiren ve bu ibadeti ona öğreten anane babadır. Bu ibadetlere vesile oldukları için onların da sevabı olur.
İman işlenen günahtan bir zarar görür mü?
İman inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse, iman esaslarının tümünü kabul edip de bir ya da birkaçına inanmazsa, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır. İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kur’an-ı Kerim’de işaret edilmiştir: “Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) ‘bu hanginizin imanını artırdı?’ diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır.” (Tevbe 9/124); “O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.” (Fetih 48/4); “Allah’ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (mü’minlerin) imanlarını artırır.” (Enfal 8/2) Buna göre kişi günah işleye işleye imanını zayıflatmaktadır. Aynı şekilde kişi hayır işleye işleye ibadet ede ede de imanı artar.
Adak sahibi niçin adağının etinden yiyemiyor?
Adak adayan kimse borcu ve görevi olmadığı halde kendini bir borcun altına soktuğundan ve bu adak bir borç ve sadaka olduğundan adağı adayan kimse bu adaktan yiyemez. Kendisi bu adaktan yiyemediği gibi hanımı ve çocukları da yiyemez.
Gusül alması gereken kişinin dua etmesinde bir sakınca var mı?
Gusül alması gereken kişiye namaz kılmak, Kur’an-ı Kerim okumak, tutmak, Kabeyi tavaf etmek... gibi ibadetleri yapmak haramdır. Ama bazı kısa sureleri (Fatiha, Nas, Felak…) korunmak için okuyabilir. Bunun yanında istediği şekilde ve dilde kendisi için veya başkası için de dua edebilir. Cünüp kişi dua edeceği gibi yemek yemesi, yürümesi de caizdir. Fakat yıkanarak bunları yerine getirmek daha doğrudur.
Günün Ayeti
İyilikler kötülükleri giderir.
Hud, 11/114.
Günün Hadisi
Kendinize hayırdan başka bir şeyle dua etmeyin. Çünkü melekler dualarınıza âmin derler.
Müslim, “Cenâiz”, 7.
Günün Sözü
Her elini sıkanla dost, her canını sıkanla düşman olma
Günün Duası
Allah’ım güne ve haftaya maddi ve manevi kazançlarla başlamayı ve bitirmeyi nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Delîl-i Zannî Nedir?
Manası açıkça anlaşılmayan, tek bir manaya, delâlet etmeyen ayet ve tek bir Sahâbî tarafından bildirilen, manası açık hadîs-i şerîf demektir.
Günün Nüktesi
Cennet...
Muğîre İbni Şu’be’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
“Hz. Mûsâ Rabbine:
– Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir? diye sordu.
Allah Teâlâ da ona cevaben şöyle buyurdu:
– O, cennetlikler cennete girdikten sonra çıkagelen bir adamın derecesi olup kendisine:
– Cennete gir! denir.
– Yâ Rabbî! Herkes yerine yerleşmiş ve alacağını almışken ben nereye gideceğim? der. Ona:
– Sana dünya hükümdarlarından birinin mülkü kadar yer verilse razı olur musun? diye sorulur. O da:
– Razıyım yâ Rabbî! der. Bunun üzerine Allah Teâlâ ona:
– İşte öyle bir mülk senindir. Bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha buyurur. Beşincisinde o adam:
– Razı oldum yâ Rabbî! der. Allah Teâlâ ona:
– İşte bu kadar şey hep senindir. Onun on misli de senindir. Bir de neyi arzu ediyorsan, gözün neden hoşlanıyorsa hepsi senindir, buyurunca adam:
– Razı oldum yâ Rabbî! diyecek.
Daha sonra Mûsâ aleyhisselâm:
– Yâ Rabbî! Cennetliklerin en üstün derecesi nedir? diye sordu.
-Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
– Onlar benim seçtiğim kullardır. Onlara hazırladığım nimetleri ne bir göz görmüş ne bir kulak duymuş, ne de bir kimsenin hatır ve hayalinden geçmiştir.”
(Müslim, “Îmân”, 312.)