Cennete girenler ölümsüz hayatın zevkini ve sevincini yaşarlar. Orada hastalık, ihtiyarlık, keder, sıkıntı ve buna benzer şeyler yoktur. Sayısız nimetler ve gençlik vardır. Yaşlanmak, ölmek, kederlenmek ise yoktur. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Cennetlikler cennete girince bir kimse şöyle seslenir: Siz cennette ebediyen kalacak hiç ölmeyeceksiniz; hep sağlıklı olacak hiç hastalanmayacaksınız, hep genç kalacak, hiç yaşlanmayacaksınız; hep nimet ve mutluluk içinde yaşayacak hiç keder ve sıkıntı çekmeyeceksiniz”. (Müslim, Cennet 22)
Ev almak için biriktirilen paranın zekatı var mıdır?
Ev, hayatın güvenli ve sağlıklı bir şekilde devamı için gerekli olan bir temel ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı almak için sözlü ya da yazılı bir anlaşma yapılmışsa bunun için biriktirilmiş paranın zekatı yoktur. Çünkü sözlü ya da yazılı taahhüde girildiğinde bu para, artık temel ihtiyaç için harcanmış demektir. Yani kişi ev almak için bir kişi ile anlaşmışsa ya da kaporasını vermiş ise artık o para ile ev alınmıştır. Dolayısıyla buna zekat gerekmez. Ancak böyle bir taahhüde bağlanmamış para nisap miktarına ulaşmışsa ve üzerinden bir yıl geçmişse bu paranın zekatını vermek gerekir.
Allah şerden razı olmadığı halde neden yaratmaktadır?
Hayır ve şer Allah’tandır”, demek bunları yaratan Allah’tır, demektir. Çünkü Yaratıcı O’dur ve O’ndan başka yaratıcı yoktur. Kula bakan yönüyle ise hayrı ve şerri irade eden, tercih eden kuldur. Bundan dolayı da insanlar hayır ve şer, iyi ve kötü bütün davranışlarından sorumludur. Başka bir ifadeyle, “amentüde ifade edildiği üzere her Müslüman kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanır. Yani alemlerin yaratıcısı olan Allah Teala hayrı da şerri de irade eder ve yaratır. Çünkü alemde her şey onun irade, takdir ve kudreti altındadır. Zira Alemde ondan başka gerçek mülk ve kudret sahibi kimse yoktur. İnsan, hayrı da şerri de kendi iradesi ile kazanır. Ancak Allah’ın hayra rızası vardır, şerre ise yoktur. Hayrı seçen mükafat, şerri seçen ceza görecektir. Şerrin Allah’tan olması, kulun fiilinin meydana gelmesi için Allah’ın yaratmasının devreye girmesi demektir. Yoksa Allah kulların kötü filleri yapmalarından hoşnut olmaz, şerri emretmez bilakis yasaklar. Allah tek yaratıcı olduğu için hayrı da şerri de yaratır. Ancak hayırdan hoşnut olur. Ancak şerden razı olmaz.
Kısasu’l-Kuran Nedir?
Kur’an kıssaları, hayat öyküleri demektir. Kur’an’da geçmiş peygamberlere ve milletlere dair kıssalar vardır. Kur’an kıssalarının amacı, tarihi olayları anlatmak değil, insanlara ibret dersi vermektir. Bu sebeple kıssalar, bir surede değil farklı surelerde yeri geldikçe anlatılmış ve tekrar edilmiştir.
Günün Ayeti
Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azab vardır. Al-i İmran 3/77.
Günün Hadisi
Münafığın alameti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder. Buhari,” İman”, 24.
Günün Sözü
Mezardakilerin pişman olduğu şeyler için, dünyadakiler birbirini yiyor. İmam-ı Gazali
Günün Duası
Allah’ım güne ve haftaya hayırla başlamayı ve huzurla bitirmeyi nasip eyle.
Bunları Biliyor Muyuz?
Makamat-ı Süluk Nedir?
Tasavvuf yolunda ilerlerken geçilmesi gereken dereceler demektir.
Günün Nüktesi
Hz. Zülkarneyn ve Hükümdar…
Zülkarneyn, ölüm endişesi ve nefs engelini aşmaya çalışan bir kavme uğradı. Oradaki insanların elinde dünya serveti namına bir şey yoktu. Rızıklarını sebzeden temin ederlerdi. Sebzelerini korumakta çok ihtimam gösterirlerdi. Ayrıca bu kavimde herkes kendi mezarını kazar, hergün mezarını temizler ve ibadetlerini burada yapardı. Zülkarneyn, bunların hükümdarlarını çağırttı. Hükümdar, “Ben kimseyi istemiyorum. Beni isteyen de yanıma gelir” dedi. Zülkarneyn, bu söz üzerine hükümdarın yanına giderek “Ben seni davet ettim, niye gelmedin?” dedi. Hükümdar, “Sana bir ihtiyacım yok, olsa gelirdim” cevabını verdi. Bunun üzerine Zülkarneyn, “Bu haliniz nedir? Sizdeki bu hali kimsede görmedim” deyince hükümdar, “Evet biz altın ve gümüşe kıymet vermiyoruz. Çünkü baktık ki, bunlardan bir miktar, bir kimsenin eline geçerse, bu sefer daha fazlasını isteyecek ve huzuru bozulacak. Onun için dünyalık peşinde değiliz” dedi. Zülkarneyn, “Bu mezar nedir? Neden bunları kazıyor ve ibadetlerinizi burada yapıyorsunuz?” diye sordu. Hükümdar, “Dünyalık peşinde koşmamak için bunu böyle yaptık. Mezarları görüp de oraya gireceğimizi hatırlayınca, her şeyden vazgeçeriz” dedi. Zülkarneyn, “Niçin sebzeden başka yiyeceğiniz yoktur? Hayvan yetiştirseniz, sütünden, etinden istifade etseniz olmaz mı?” dedi. Hükümdar, “Midelerimizin canlı hayvanlara mezar olmasını istemedik. Bitkilerle geçimimizi sağlıyoruz. Zaten boğazdan aşağı geçtikten sonra hiçbirinin tadını alamayız” diye cevap verdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Cennette ölmek ya da yaşlanmak var mıdır?
Cennete girenler ölümsüz hayatın zevkini ve sevincini yaşarlar. Orada hastalık, ihtiyarlık, keder, sıkıntı ve buna benzer şeyler yoktur. Sayısız nimetler ve gençlik vardır. Yaşlanmak, ölmek, kederlenmek ise yoktur. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Cennetlikler cennete girince bir kimse şöyle seslenir: Siz cennette ebediyen kalacak hiç ölmeyeceksiniz; hep sağlıklı olacak hiç hastalanmayacaksınız, hep genç kalacak, hiç yaşlanmayacaksınız; hep nimet ve mutluluk içinde yaşayacak hiç keder ve sıkıntı çekmeyeceksiniz”. (Müslim, Cennet 22)
Ev almak için biriktirilen paranın zekatı var mıdır?
Ev, hayatın güvenli ve sağlıklı bir şekilde devamı için gerekli olan bir temel ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı almak için sözlü ya da yazılı bir anlaşma yapılmışsa bunun için biriktirilmiş paranın zekatı yoktur. Çünkü sözlü ya da yazılı taahhüde girildiğinde bu para, artık temel ihtiyaç için harcanmış demektir. Yani kişi ev almak için bir kişi ile anlaşmışsa ya da kaporasını vermiş ise artık o para ile ev alınmıştır. Dolayısıyla buna zekat gerekmez. Ancak böyle bir taahhüde bağlanmamış para nisap miktarına ulaşmışsa ve üzerinden bir yıl geçmişse bu paranın zekatını vermek gerekir.
Allah şerden razı olmadığı halde neden yaratmaktadır?
Hayır ve şer Allah’tandır”, demek bunları yaratan Allah’tır, demektir. Çünkü Yaratıcı O’dur ve O’ndan başka yaratıcı yoktur. Kula bakan yönüyle ise hayrı ve şerri irade eden, tercih eden kuldur. Bundan dolayı da insanlar hayır ve şer, iyi ve kötü bütün davranışlarından sorumludur. Başka bir ifadeyle, “amentüde ifade edildiği üzere her Müslüman kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanır. Yani alemlerin yaratıcısı olan Allah Teala hayrı da şerri de irade eder ve yaratır. Çünkü alemde her şey onun irade, takdir ve kudreti altındadır. Zira Alemde ondan başka gerçek mülk ve kudret sahibi kimse yoktur. İnsan, hayrı da şerri de kendi iradesi ile kazanır. Ancak Allah’ın hayra rızası vardır, şerre ise yoktur. Hayrı seçen mükafat, şerri seçen ceza görecektir. Şerrin Allah’tan olması, kulun fiilinin meydana gelmesi için Allah’ın yaratmasının devreye girmesi demektir. Yoksa Allah kulların kötü filleri yapmalarından hoşnut olmaz, şerri emretmez bilakis yasaklar. Allah tek yaratıcı olduğu için hayrı da şerri de yaratır. Ancak hayırdan hoşnut olur. Ancak şerden razı olmaz.
Kısasu’l-Kuran Nedir?
Kur’an kıssaları, hayat öyküleri demektir. Kur’an’da geçmiş peygamberlere ve milletlere dair kıssalar vardır. Kur’an kıssalarının amacı, tarihi olayları anlatmak değil, insanlara ibret dersi vermektir. Bu sebeple kıssalar, bir surede değil farklı surelerde yeri geldikçe anlatılmış ve tekrar edilmiştir.
Günün Ayeti
Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azab vardır. Al-i İmran 3/77.
Günün Hadisi
Münafığın alameti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder. Buhari,” İman”, 24.
Günün Sözü
Mezardakilerin pişman olduğu şeyler için, dünyadakiler birbirini yiyor. İmam-ı Gazali
Günün Duası
Allah’ım güne ve haftaya hayırla başlamayı ve huzurla bitirmeyi nasip eyle.
Bunları Biliyor Muyuz?
Makamat-ı Süluk Nedir?
Tasavvuf yolunda ilerlerken geçilmesi gereken dereceler demektir.
Günün Nüktesi
Hz. Zülkarneyn ve Hükümdar…
Zülkarneyn, ölüm endişesi ve nefs engelini aşmaya çalışan bir kavme uğradı. Oradaki insanların elinde dünya serveti namına bir şey yoktu. Rızıklarını sebzeden temin ederlerdi. Sebzelerini korumakta çok ihtimam gösterirlerdi. Ayrıca bu kavimde herkes kendi mezarını kazar, hergün mezarını temizler ve ibadetlerini burada yapardı. Zülkarneyn, bunların hükümdarlarını çağırttı. Hükümdar, “Ben kimseyi istemiyorum. Beni isteyen de yanıma gelir” dedi. Zülkarneyn, bu söz üzerine hükümdarın yanına giderek “Ben seni davet ettim, niye gelmedin?” dedi. Hükümdar, “Sana bir ihtiyacım yok, olsa gelirdim” cevabını verdi. Bunun üzerine Zülkarneyn, “Bu haliniz nedir? Sizdeki bu hali kimsede görmedim” deyince hükümdar, “Evet biz altın ve gümüşe kıymet vermiyoruz. Çünkü baktık ki, bunlardan bir miktar, bir kimsenin eline geçerse, bu sefer daha fazlasını isteyecek ve huzuru bozulacak. Onun için dünyalık peşinde değiliz” dedi. Zülkarneyn, “Bu mezar nedir? Neden bunları kazıyor ve ibadetlerinizi burada yapıyorsunuz?” diye sordu. Hükümdar, “Dünyalık peşinde koşmamak için bunu böyle yaptık. Mezarları görüp de oraya gireceğimizi hatırlayınca, her şeyden vazgeçeriz” dedi. Zülkarneyn, “Niçin sebzeden başka yiyeceğiniz yoktur? Hayvan yetiştirseniz, sütünden, etinden istifade etseniz olmaz mı?” dedi. Hükümdar, “Midelerimizin canlı hayvanlara mezar olmasını istemedik. Bitkilerle geçimimizi sağlıyoruz. Zaten boğazdan aşağı geçtikten sonra hiçbirinin tadını alamayız” diye cevap verdi.