Allah’tan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. Evime varmak nasip olmasın ya da çocuklarımın ölüsünü öpeyim gibi cümleler yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez. Bu tarz cümleler yemin sayılmadığı gibi aynı zamanda doğru ve güzel bir söz de değildir. Böyle cümleler Allah Resulü tarafından yasaklanmıştır. Nitekim buna benzer bir yemin etme olayında peygamberimiz sahabeleri uyarmış ve şöyle buyurmuştur: “Allah Teala, babanızı zikrederek yemin etmenizi yasaklamıştır. Öyleyse kim yemin edecekse ya Allah’a yemin etsin ya da sussun.” (Buhari, “Eyman”, 4.) Bu sözler yemin sayılmadığı için herhangi bir keffaret vermek de gerekmez.
Deriye veya tırnaklara yapışan boya abdest ya da gusle engel midir?
Gusül veya abdest alırken, yıkanması gereken organların kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması gerekir. Aksi halde gusül veya abdest geçerli olmaz. Dolayısıyla, gusledecek veya abdest alacak kimsenin bedeninde veya abdest organlarında suyun ulaşmasına engel olacak bir madde bulunmamalıdır. Ancak mesleğini icra ederken tırnaklarının arasına boya giren boyacı veya tırnaklarının arasına çamur girip de çıkartamayan çiftçi ve benzeri meslek sahipleri bundan müstesnadır. Buna göre bir meslek gereği olmayan bir nedenden dolayı bedene ya da tırnağa bir cisim yapışmış ise bu cisim temizlenmeden abdest ve gusül eksik kalır. Fakat meslek icabı bu cisimden kaçınma imkanı olmayan meslek erbabının cildine yapışan ve tırnak aralarında kalan hamur, mum, zamk, boya vb. şeyler abdest ve gusle engel olmaz.
Ezan ve kamet arasında yapılan duanın kabul olduğu doğru mudur?
Dua her zaman kabul olma durumu vardır. Ancak bazı özel vakitlerde yapılan duaların kabul görüp reddedilmeyeceğine ilişkin hadis-i şerifler vardır. Ezan okunurken, ezanla kamet arasında ve kamet getirildiğinde yapılacak dualar da bu kabildendir. Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: “Ezan ile kamet arasında yapılan dua reddedilmez.” (Ebu Davud, “Salat”, 35.) Dolayısıyla her vakitte duanın kabul olması söz konusu olduğu gibi aynı şekilde ezan ve kamet arasında yapılan dua kabul edilir.
Günün Ayeti
İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O’na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce O’na yalvardığını unutur ve Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. De ki: “Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin.” Zümer, 39/75.
Günün Hadisi
Ezan ile kamet arasında yapılan dua reddedilmez. Ebu Davud, “Salat”, 35.
Günün Sözü
İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser. Konfüçyüs.
Günün Duası
Allah’ım beni insanlara zarar veren kullardan değil hizmet edebilen kullardan eyle.
Bunları Biliyor Muyuz?
Kasem Nedir?
Bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere Allah’ın ismini vererek söz vermek anlamına gelir.
Günün Nüktesi
Bir İnsanı Tanıma Yolları Nelerdir?
‘Bir adam Hz. Ömer’in yanında bir hususta şahitlikte bulunmuştu. Ömer ibnü’l-Hattab hazretleri ona, ‘ Ben seni tanımıyorum, seni tanıyan birini getir, dedi. Orada bulunanlardan birisi, ‘ Ben onu tanıyorum, deyince Hz. Ömer, ‘ Nasıl bilirsin? Diye sordu. O da, ‘ Emin ve adil bir adam olarak tanıyorum, cevabını verdi. Hz. Ömer tekrar sordu: ‘ Gecesini gündüzünü bildiğin, yakın bir komşun mudur? ‘ Hayır, diye cevap verdi adam. Hz. Ömer sormaya devam etti: ‘ İnsanın takvasını ortaya koyan, muamelesidir. Bu adam, alışveriş yaptığın bir kimse midir? Adam tekrar, ‘ Hayır, dedi. Hz. Ömer bu defa; ‘ Bununla, insanın ahlakının güzel veya çirkin olduğunu anlamaya imkan veren bir yolculuk yaptın mı? Diye sordu. Adam bu soruya da, ‘ Hayır, cevabını verince, Hz. Ömer, ‘ Sen onu tanımıyorsun, dedi ve sonra da adama dönerek, ‘ Git, seni tanıyan birini getir, buyurdu.’ Demek ki bir insanı iyi tanıyabilmek, doğruluk ve dürüstlüğünden emin olabilmek için; onunla, ya yakın komşuluk yapacaksın veya alış-verişte bulunacaksın yahut da beraber yolculuk edeceksin... Aksi takdirde, yani bu ölçülerden hiçbirisi ile tartmadığın bir kişi hakkında, müsbet veya menfi yönde şahadette bulunmayacaksın. Zira bu demektir ki, sen onu tanımıyorsun.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Evime varmak nasip olmasın demek yemin sayılır mı?
Allah’tan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. Evime varmak nasip olmasın ya da çocuklarımın ölüsünü öpeyim gibi cümleler yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez. Bu tarz cümleler yemin sayılmadığı gibi aynı zamanda doğru ve güzel bir söz de değildir. Böyle cümleler Allah Resulü tarafından yasaklanmıştır. Nitekim buna benzer bir yemin etme olayında peygamberimiz sahabeleri uyarmış ve şöyle buyurmuştur: “Allah Teala, babanızı zikrederek yemin etmenizi yasaklamıştır. Öyleyse kim yemin edecekse ya Allah’a yemin etsin ya da sussun.” (Buhari, “Eyman”, 4.) Bu sözler yemin sayılmadığı için herhangi bir keffaret vermek de gerekmez.
Deriye veya tırnaklara yapışan boya abdest ya da gusle engel midir?
Gusül veya abdest alırken, yıkanması gereken organların kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması gerekir. Aksi halde gusül veya abdest geçerli olmaz. Dolayısıyla, gusledecek veya abdest alacak kimsenin bedeninde veya abdest organlarında suyun ulaşmasına engel olacak bir madde bulunmamalıdır. Ancak mesleğini icra ederken tırnaklarının arasına boya giren boyacı veya tırnaklarının arasına çamur girip de çıkartamayan çiftçi ve benzeri meslek sahipleri bundan müstesnadır. Buna göre bir meslek gereği olmayan bir nedenden dolayı bedene ya da tırnağa bir cisim yapışmış ise bu cisim temizlenmeden abdest ve gusül eksik kalır. Fakat meslek icabı bu cisimden kaçınma imkanı olmayan meslek erbabının cildine yapışan ve tırnak aralarında kalan hamur, mum, zamk, boya vb. şeyler abdest ve gusle engel olmaz.
Ezan ve kamet arasında yapılan duanın kabul olduğu doğru mudur?
Dua her zaman kabul olma durumu vardır. Ancak bazı özel vakitlerde yapılan duaların kabul görüp reddedilmeyeceğine ilişkin hadis-i şerifler vardır. Ezan okunurken, ezanla kamet arasında ve kamet getirildiğinde yapılacak dualar da bu kabildendir. Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: “Ezan ile kamet arasında yapılan dua reddedilmez.” (Ebu Davud, “Salat”, 35.) Dolayısıyla her vakitte duanın kabul olması söz konusu olduğu gibi aynı şekilde ezan ve kamet arasında yapılan dua kabul edilir.
Günün Ayeti
İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O’na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce O’na yalvardığını unutur ve Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. De ki: “Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin.” Zümer, 39/75.
Günün Hadisi
Ezan ile kamet arasında yapılan dua reddedilmez. Ebu Davud, “Salat”, 35.
Günün Sözü
İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser. Konfüçyüs.
Günün Duası
Allah’ım beni insanlara zarar veren kullardan değil hizmet edebilen kullardan eyle.
Bunları Biliyor Muyuz?
Kasem Nedir?
Bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere Allah’ın ismini vererek söz vermek anlamına gelir.
Günün Nüktesi
Bir İnsanı Tanıma Yolları Nelerdir?
‘Bir adam Hz. Ömer’in yanında bir hususta şahitlikte bulunmuştu. Ömer ibnü’l-Hattab hazretleri ona, ‘ Ben seni tanımıyorum, seni tanıyan birini getir, dedi. Orada bulunanlardan birisi, ‘ Ben onu tanıyorum, deyince Hz. Ömer, ‘ Nasıl bilirsin? Diye sordu. O da, ‘ Emin ve adil bir adam olarak tanıyorum, cevabını verdi. Hz. Ömer tekrar sordu: ‘ Gecesini gündüzünü bildiğin, yakın bir komşun mudur? ‘ Hayır, diye cevap verdi adam. Hz. Ömer sormaya devam etti: ‘ İnsanın takvasını ortaya koyan, muamelesidir. Bu adam, alışveriş yaptığın bir kimse midir? Adam tekrar, ‘ Hayır, dedi. Hz. Ömer bu defa; ‘ Bununla, insanın ahlakının güzel veya çirkin olduğunu anlamaya imkan veren bir yolculuk yaptın mı? Diye sordu. Adam bu soruya da, ‘ Hayır, cevabını verince, Hz. Ömer, ‘ Sen onu tanımıyorsun, dedi ve sonra da adama dönerek, ‘ Git, seni tanıyan birini getir, buyurdu.’ Demek ki bir insanı iyi tanıyabilmek, doğruluk ve dürüstlüğünden emin olabilmek için; onunla, ya yakın komşuluk yapacaksın veya alış-verişte bulunacaksın yahut da beraber yolculuk edeceksin... Aksi takdirde, yani bu ölçülerden hiçbirisi ile tartmadığın bir kişi hakkında, müsbet veya menfi yönde şahadette bulunmayacaksın. Zira bu demektir ki, sen onu tanımıyorsun.