Kaçak elektrik veya su kullanmanın ibadete bir etkisi var mı?
Yazının Giriş Tarihi: 16.08.2024 09:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.08.2024 09:20
Kaçak elektrik veya su kullanmayı iki açıdan değerlendirmek gerekir. Birincisi kul hakkı ihlali ikincisi de ibadete olan etkisi. Kaçak elektrik veya su kullanan kimse öncelikle kul hakkını ihlal etmektedir. Çünkü kaçak elektrik veya su kullanmak kul hakkı işlemektir. Zira elektrik ve su faturasının parasını vermeyerek bunları kullandığından o para başka faturalara yansıtılabilmektedir. Şayet yansımasa dahi su ve elektriğin faturası yatırılmış olsa, para tüyü bitmemiş yetimlere, dullara, kimsesizlere ve genel manada halka yol, su, elektrik, okul… gibi hizmet olarak dönecekti. Bu davranışı ile insanların hakkı gasp edildiğinden kul hakkı yenilmiş olmaktadır ki kul hakkı Allah’ın şirk koşma ile beraber affetmediği bir günahtır. Yine bu yolla devletin ekonomik açıdan zayıflamasına sebep olunmaktadır. Vatanı sevmek ve korumak ise her Müslüman’ın bir görevidir. Kaçak su ve elektrikle yapılan ibadete gelince kaçak su ile yapılan ibadetin sevabı olmaz. Yani kaçak su ile alınan abdest ile kılınan namazın borcu ödenmiş farz yerine gelmiş olur. Ancak bu şekilde yerine getirilen ibadetin sevabına nail olunmaz. Aynı şekilde kişinin kaçak elektriğe dayanan bir ibadeti varsa ondan da sevap elde etmez. Faraza kaçak su kullanan kimse sıcak su ile abdest alıyorsa suyu kaçak elektrikle ısıtmışsa bu abdestten sevap elde edemez. Kısaca kaçak elektrik ve su kullanan kimse kul hakkını ihlal etmekte, ekonomik olarak devletini zayıflatmakta, dinen haram işlemekte, ibadetinden de sevap almamaktadır.
Konuşmadığımız birisi bize selam verdiğinde ona karşılık vermek zorunda mıyız?
Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkâr olmuş olur.
Selamı o toplumun içinde oturan bir kimsenin ismini zikrederek verme durumunda ise ismi geçen kimse bu selama karşılık verme zorunda diğerleri için bir şey söz konusu değildir.
Selam, benden sana bir zarar gelmez, anlamına geldiğine göre her Müslüman İslam’ın bu güzel şiarını günlük hayatında yaşaması ve yaşatması lazım. Selam verdiği gibi verilen selama da karşılık vermesi gerekir. Çünkü Kur’an-ı Kerim de Allah mealen şöyle buyurmaktadır: ‘Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin.’ (Nisa, 4/86)
Dolayısıyla bize selam verildikten sonra selamı veren dost, akraba, tanıdık, tanımadık, küs ya da barışık kim olursa olsun selamına karşılık vermek üzerimize farzdır. Selama karşılık vermemek ise dinen uygun değildir.
Hata ile adak etinden yenilirse ne yapmak gerekir?
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler.
Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.
Günün Ayeti:
Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder.”
Allah’ım bugün senin rızanı ve kullarının duasını almayı bana nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Ulü’l- Azm nedir?
Azim, aksiyon, karar, irade ve sabır sahipleri demektir. Bu tabir Kur’ân’da bir âyette geçmiş (Ahkâf, 46/35) ve bununla Hz. Nuh, Hz. İbrâhim, Hz. Musa, Hz. İsâ ve Hz. Muhammed kastedilmiştir
Günün Nüktesi
Kalp ve Günah...
Ebû Hureyre’den nakledildiğine göre Resulullah şöyle buyurmuştur:
“Kul bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta oluşur. Bundan vazgeçip tövbe ve istiğfar ettiği zaman kalbi parlar. Günahtan dönmez ve bunu yapmaya devam ederse siyah nokta artırılır ve sonunda tüm kalbini kaplar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Kaçak elektrik veya su kullanmanın ibadete bir etkisi var mı?
Kaçak elektrik veya su kullanmayı iki açıdan değerlendirmek gerekir. Birincisi kul hakkı ihlali ikincisi de ibadete olan etkisi. Kaçak elektrik veya su kullanan kimse öncelikle kul hakkını ihlal etmektedir. Çünkü kaçak elektrik veya su kullanmak kul hakkı işlemektir. Zira elektrik ve su faturasının parasını vermeyerek bunları kullandığından o para başka faturalara yansıtılabilmektedir. Şayet yansımasa dahi su ve elektriğin faturası yatırılmış olsa, para tüyü bitmemiş yetimlere, dullara, kimsesizlere ve genel manada halka yol, su, elektrik, okul… gibi hizmet olarak dönecekti. Bu davranışı ile insanların hakkı gasp edildiğinden kul hakkı yenilmiş olmaktadır ki kul hakkı Allah’ın şirk koşma ile beraber affetmediği bir günahtır. Yine bu yolla devletin ekonomik açıdan zayıflamasına sebep olunmaktadır. Vatanı sevmek ve korumak ise her Müslüman’ın bir görevidir. Kaçak su ve elektrikle yapılan ibadete gelince kaçak su ile yapılan ibadetin sevabı olmaz. Yani kaçak su ile alınan abdest ile kılınan namazın borcu ödenmiş farz yerine gelmiş olur. Ancak bu şekilde yerine getirilen ibadetin sevabına nail olunmaz. Aynı şekilde kişinin kaçak elektriğe dayanan bir ibadeti varsa ondan da sevap elde etmez. Faraza kaçak su kullanan kimse sıcak su ile abdest alıyorsa suyu kaçak elektrikle ısıtmışsa bu abdestten sevap elde edemez. Kısaca kaçak elektrik ve su kullanan kimse kul hakkını ihlal etmekte, ekonomik olarak devletini zayıflatmakta, dinen haram işlemekte, ibadetinden de sevap almamaktadır.
Konuşmadığımız birisi bize selam verdiğinde ona karşılık vermek zorunda mıyız?
Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkâr olmuş olur.
Selamı o toplumun içinde oturan bir kimsenin ismini zikrederek verme durumunda ise ismi geçen kimse bu selama karşılık verme zorunda diğerleri için bir şey söz konusu değildir.
Selam, benden sana bir zarar gelmez, anlamına geldiğine göre her Müslüman İslam’ın bu güzel şiarını günlük hayatında yaşaması ve yaşatması lazım. Selam verdiği gibi verilen selama da karşılık vermesi gerekir. Çünkü Kur’an-ı Kerim de Allah mealen şöyle buyurmaktadır: ‘Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin.’ (Nisa, 4/86)
Dolayısıyla bize selam verildikten sonra selamı veren dost, akraba, tanıdık, tanımadık, küs ya da barışık kim olursa olsun selamına karşılık vermek üzerimize farzdır. Selama karşılık vermemek ise dinen uygun değildir.
Hata ile adak etinden yenilirse ne yapmak gerekir?
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler.
Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.
Günün Ayeti:
Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder.”
Zümer, 39/53.
Günün Hadisi
Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın
Tirmizî, “Birr”, 55.
Günün Sözü
Müminin alameti dörttür: Sözü zikir, sükutu fikir, nazarı ibret, ameli hayırdır.
(Ebu Bekir Verrak)
Günün Duası
Allah’ım bugün senin rızanı ve kullarının duasını almayı bana nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Ulü’l- Azm nedir?
Azim, aksiyon, karar, irade ve sabır sahipleri demektir. Bu tabir Kur’ân’da bir âyette geçmiş (Ahkâf, 46/35) ve bununla Hz. Nuh, Hz. İbrâhim, Hz. Musa, Hz. İsâ ve Hz. Muhammed kastedilmiştir
Günün Nüktesi
Kalp ve Günah...
Ebû Hureyre’den nakledildiğine göre Resulullah şöyle buyurmuştur:
“Kul bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta oluşur. Bundan vazgeçip tövbe ve istiğfar ettiği zaman kalbi parlar. Günahtan dönmez ve bunu yapmaya devam ederse siyah nokta artırılır ve sonunda tüm kalbini kaplar.
(Tirmizî, “Tefsîru’l-Kur’ân”, 83.)