[title] - [author]|İlkses Gazetesi

Ramazan ayında tutamadığımız oruçları, istediğimiz zaman kaza edebilir miyiz?

Yazının Giriş Tarihi: 22.04.2024 08:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.04.2024 08:46

Zamanında tutulmayan ya da tutulamayan oruçlar her zaman kaza edilebilir. Kişi fırsat bulduğu anda hemen kaza etmelidir. Bu oruçları imkan bulup da daha fazla geciktirmek uygun değildir. Hanefi mezhebinde bu oruçları sadece kaza etmek kafidir. Şafii mezhebinde ise gelecek Ramazan’a kadar kaza edilmezse, hem oruç tutmak, hem de fidye vermek gerekir.

Şevval ayında tutulan oruç peş peşe tutulmak zorunda mı?

Ramazan ayından sonra şevval ayında altı gün oruç tutmak sünnettir. Hz. Peygamber, “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur” (Müslim, “Sıyam”, 204.) buyurarak, bizleri Şevval ayında altı gün oruç tutmaya teşvik etmişlerdir. Şevval ayında tutulan bu bu oruç peş peşe tutulabileceği gibi, ara verilerek de tutulabilir. Tutulan bu altı gün oruç vesilesi ile bütün yıl oruç ile geçirilmiş gibi kabul edilir.

Zekatı gıda kolisi olarak vermek caiz mi?

Hanefi mezhebine göre, zekat, para olarak verilebileceği gibi aynı zamanda gıda veya benzeri bir madde olarak da verilebilir. Dolayısıyla Ramazan kolisini zekat olarak vermek dinen caizdir. Bu bağlamda zekâtımızdan gıda kolisi yaparak ihtiyaç sahibi kişilere vermek caizdir.

Mezarın üzerine su dökmenin İslam’da yeri var mıdır?

Mezarın üzerine su dökmenin dinen bir sakıncası yoktur. Bilakis mezarın üzerinde bulunan ve ölüye bir faydası olacağı umut edilen bir ağacın ya da çiçeğin sulanması dinen hem caizidir hem de sevaptır. Sulanan bu ağacın ya da yeşilliğin de ölüye bir faydası olacağı da umulur. Nitekim sevgili Peygamberimiz bir mezarlığın yanından geçerken bir inilti sesi duymuş bunun üzerine bir dal istemiş. Getirilen bu dalı o mezarda yatan kimsenin kabrine dikmiş. Ve umulur ki ona bir faydası olur demiştir. Dolayısıyla mezarı sulamak ya da üzerine ağaç veya çiçek dikmek, diktiğimiz bu yeşilliği de sulamak dinen caiz ve sevaptır.

Ezan okunduğu anda namaza başlanabilir mi?

Namaz kılmak için kılınan namazın vaktinin girmiş olması lazım. Okunan ezan kılınacak namazın vaktine işaret etmektedir. Bu anlamda vakit girdiği anda ister ezan okunsun ister okunmasın namaza başlanabilir. Ancak ezanın bitmesini beklemek zorunlu olmamakla beraber daha doğrudur.

Dua ederken ellerimizi havaya kaldırmak zorunda mıyız?

Dua ederken Allah’ın rahmeti bizlerin üzerimize yağıyor. Bizlerde bu rahmetten nasiplenmek için dua ederken ellerimizi rahmetin geldiği göklere doğru kaldırıyor daha sonra da bu rahmeti yüzümüze ve bedenimize sürüyoruz. Nitekim Hz. Peygamber efendimiz Fatihayı okuduktan sonra ellerini mübarek yüzüne sürerdi. Hatta yatıp uzanırken okuduğunda vücuduna sürerdi. Dolayısıyla duada ellerimizi yüzümüze sürmek hem rahmetten nasiplenmeye vesiledir hem de sünnettir. Ama illaki dua da ellerimizi havaya kaldırmak ya da yüzümüze sürmek zorunda mıyız? Hayır kaldırmak ve sürmek zorunda değiliz. Ama o zamanda güzel olan bir sünnetin sevabından ve uygulamasından uzak kalmış oluyoruz.

Günün Ayeti

Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Nisa, 4/36.

Günün Hadisi

Miskin ve yoksul bir iki lokma bir iki hurma diye kapı kapı dolaşan kimse değildir. Gerçek yoksul miskin ihtiyacını karşılayacak bir şeyi bulunmadığı halde mali durumu bilinmediği için kendisine sadaka verilmeyen ve kendisi de kalkıp insanlardan bir şey istemeyen kimsedir. (Buhârî, “Zekat”, 25.)

Günün Duası

Allah’ım ülkemizin ve milletimizin her türlü afet, musibet ve belalardan muhafaza eyle.

Bunları Biliyor Muyuz?

Ehl-İ Heva Nedir?

Nefsine uyan, nefsinin arzu ve isteklerinin peşinde koşan kimse demektir.

Günün Nüktesi

Bana Bir Nasihat Et…

İbn-i Semmâk, Abbasî halifesinin huzuruna girdi. Halife bir bardak ile su içiyordu. Bu sırada Halife İbn-i Semmâk’a, “Bana öğüt ver” dedi. İbn-i Semmâk, “Sen şiddetli susuzluğa yakalansan ve bu susuzluktan dolayı ölecek olsan ve bu suyu ancak bütün servetin karşılığında sana verecek olsalar ne yapardın?” diye sordu. Halife, “Bütün servetimi verir, bu suyu alırdım” dedi. Bunun üzerine İbn-i Semmâk, “O halde bir bardak su değerinde olan servetinle daha ne böbürlenip duruyorsun” dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.