Yurt dışında yaşayan Müslüman kimse Hıristiyan veya Yahudi kasabın kestiği hayvanın etini yiyebilir mi?

Yazının Giriş Tarihi: 17.09.2024 08:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.09.2024 08:44

İslam inancına göre kesilen hayvanın etinden yiyebilmek için hayvanı kesenin belli şartları taşıması gerekir. Bu şartlar yerine getirilmezse kesilen hayvanın eti yenmez. Fıkıhçıların kesen kişi ile ilgili ortaya koydukları şartlar şöyle ifade edilmiştir. Hayvanı kesen kimsenin akıl ve temyiz gücüne sahip, Müslüman veya ehl-i kitap (Yahudi veya Hıristiyan) olması, hayvanı Allah adına kesmesi gerekir. Ayrıca hayvanı kesen kimsenin kadın veya erkek olması fark etmediği gibi baliğ olması da gerekmez. Dolayısıyla ehl-i kitabın kızlarıyla evlenmek caiz olduğu gibi bunların kestiği hayvanın da etinden yemek caizdir. Ama ehl-i kitap (Yahudi-Hıristiyan) dışındaki inançtan olanların kestiği hayvanın eti İslam inancına göre yenmez.

Ölü için yedi yemeği vermek dinen zorunlu mu?

İslâm’da, Peygamber Efendimizin sünnetinde ve İslâm âlimlerinin tatbikatında “ölünün yedinci, kırkıncı, elli ikinci gecesi” gibi bir âdet ve ibadet şekli yoktur. Bu yemek ya da anma diğer kültür ve inançlardan Müslümanların hayatına sokulmuş bir adettir. Bu yemeğin İslam’da yeri olmamakla beraber her zaman ve her gün ölülerimiz için yemek verebilir. Mevlitler dualar, Kur’an-ı Kerim okunabilir. Ancak bunu belli bir güne hasretmek doğru değildir. Bu okuduklarımız onların ruhunu serinletecek, kabirlerini nurlandıracak, varsa üzerlerindeki kabir azabını hafifletecektir diye temenni ederiz.

Erkeğin göğsündeki veya sırtındaki kılları aldırması caiz mi?

Erkeğin epilasyon veya kesici bir aletle göğsünde, sırtında, kol ve ayaklarında olan kılları, tıbbî bir mecburiyet olmaksızın alması ya da aldırması caiz değildir. Çünkü bu tür müdahaleler yaratılışa müdahale ve fıtratı değiştirme olduğundan caiz değildir.

Mazeretsiz olarak namazı kazaya bırakmak caiz mi?

İslam’da namaz, oruç ve hac gibi ibadetler için belirli ifa vakitleri konulmuştur. Bu vakitlerin kaçırılması halinde artık eda değil, kaza söz konusudur. Farz namazların kendi vakitleri içinde kılınması farzdır. Özürsüz olarak bir namazın kazası ile bu kimsenin üzerinden namaz borcu düşse de geciktirmekten meydana gelen günah devam eder. Bunun için, namazı kaza eden kimsenin, ayrıca Allah’a tövbe etmesi gerekir. Şer’i özür ve mazeretler namazı tehir etmek için meşru bir yoldur. (Yolculuk gibi) Fakat günlük işler, sanat ve meslekler, aile fertlerinin geçimini sağlamak için yapılan çalışma ve işler namazın kazaya bırakılması için özür sayılmaz.

Günün Ayeti

Kıyametin kopacağı günde, suçlular hayal kırıklığı içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.

Rûm, 30/12.

Günün Hadisi

İnsanların manen Allah’a en yakın olanı, önce selamı verenidir.

Ebu Davud, “Edeb”, 133.

Günün Sözü

Dünya ile ahiret doğu ile batı gibidir. Hangisine yaklaşırsan muhakkak öbüründen uzaklaşırsın.

(İmam-ı Gazali)

Günün Duası

Allah’ım, bütün hastalıkları evimizden, şehrimizden, ülkemizden ve de dünyamızdan def eyle.

Bunları biliyor muyuz?

F’âl-i Mükellefin Nedir?

İslâm dinînde mükelleflerin (dînî vazîfeleri yerine getirmekle yükümlü, sorumlu kimselerin) yapmaları ve sakınmaları lâzım olan emirler ve yasaklar demektir.

Günün Nüktesi

Ziyaretin Mükafatı

Resûlullâh şöyle buyuruyor;

“Bir insan, bir hastanın halini hatırını sormaya gider veya Allah için sevdiği bir kişiyi ziyaret ederse, ona bir melek şöyle seslenir:

“Sana ne mutlu!

Güzel bir yolculuk yaptın.

Kendine cennette barınak hazırladın!”

(Tirmizî, “Birr”, 64.)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.