İnsanoğlu tarih boyunca inanca bağlı bir şekilde yaşam sürdürdü. Kimi kendi dönem somut koşullarını hayal gücüyle düşleyerek hayata geçirmeye çalıştı, kimi çıkarları doğrultusunda başkalarını inandırmaya çalıştı. Çoğu insan ise, doğal olarak inanmış ve inanç duyduğu kavram ile kendi yaşam tarzını çağının değer yargılarıyla perçinleyerek huzuru, mutluluğu iç dünyasına sığdırdı. Her inanç anlayışı tehdit ve şiddet unsuru oluşturmadığı sürece hoşgörüyle saygı duyulmasını gerektirir. İnançlar arasındaki farklılıklara rağmen aralarındaki tahammül gücü ve karşılıklı anlayış, tarafların olgunluk niteliğini belirler. Bireyin başkasına üstünlük taslayamayacağı gibi, inanç bazında da öteleme anlayışına sahip olunmamalı. İkamet ettiğim, Almanya’nın Bochum kentinde 19.05.2024 tarihinde yakınlık duyduğum Kısmet hanımefendi arkadaşım tarafından Cemevine davet edildim. Cemevi Alevi dedesi, her insan kendi vicdanının sesiyle hareket etmesi gereği üzerine yaptığı konuşmada cennetin gönlü güzel insanların vicdanında yer edindiği, cehennemin ise insanın katı yüreğinde yer bulduğunu ima etti.
Allahu Teala kulunu kendi rızasıyla cehennemde yakmaz. Allah ğafur ve rahim’dir, bağışlayıcıdır. Haşa Allah öcü değil ki ondan korkalım, Allaha saygı duyulur. Yeter ki Yaradana itikatta kusur etmeyelim. Sözüyle mülayim konuşmasına nokta koyuyordu. Konuklara ikram edilen yiyecek ve semahın ardından toplantı son buldu. Saygı ve sevgi çerçevesinde eller göğüslerde vedalaşarak herkes evine dağıldı. Cennet ile cehennem konularına değinmişken birde Avrupa’nın 1500 yıları cennet ile cehennem anlayışına bir göz atalım. 1500 yıllarında Avrupa’da kiliseler halka cennetten arazi satarak; papazlar bu araziyi alanların cehennemin yüzünü görmeyeceğini vaat eder. Cennetten vaat edilen araziler satılarak kapış kapış alınır. Bu olaydan rahatsızlık duyan Martin Luther, insanları cehennemle korkutarak cenneti para karşılığı satıyorsunuz. Martin Luther verdiği bu tepkiye karşın mahkemeye çıkarılır. Yargıçlar Martin Luther cehennemi kim satın alır ki; diye tepki gösterir. Martin Luther ‘Cehennemi ben alıyorum, parası ne kadarsa tutarını ben ödeyeceğim’ der. Bir araya gelen yargıçlar, aldıkları kararla cehennemi Martine bedava verirler. Duruşma sonunda Martin Luther kapının önüne çıkar ve duruşma sonucunu merak eden binlerce kişiye seslenerek, ‘Cehennemi satın aldım. Cehennem bundan sonra benimdir. Bundan böyle cehenneme kimseyi almayacağım artık, korkmayın’ der. Cehennem korkusu kaybolan halk böylece, kilise baskısından kurtulur ve bu vakadan sonra halk özgür iradesiyle hareket etmeye başlar. Özellikle Almanya’nın aydınlanması 500 yıl önce böylece sıradan ve çok akıllı bir olayla başlamış oldu. Temennimiz inancı ne olursa olsun hangi dine mensup olursa olsun her bir bireyin, riyakar tutum içinde bulunan insanlardan uzak durması ve inançlara saygı duyması. Bütün inançlara mensup insanların hoşgörü içinde bir yaşam sürmeleri temennisiyle saygı ve sevgilerimle…
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Eda Çakır
İnsan İnanç İlişkileri
İnsanoğlu tarih boyunca inanca bağlı bir şekilde yaşam sürdürdü. Kimi kendi dönem somut koşullarını hayal gücüyle düşleyerek hayata geçirmeye çalıştı, kimi çıkarları doğrultusunda başkalarını inandırmaya çalıştı. Çoğu insan ise, doğal olarak inanmış ve inanç duyduğu kavram ile kendi yaşam tarzını çağının değer yargılarıyla perçinleyerek huzuru, mutluluğu iç dünyasına sığdırdı. Her inanç anlayışı tehdit ve şiddet unsuru oluşturmadığı sürece hoşgörüyle saygı duyulmasını gerektirir. İnançlar arasındaki farklılıklara rağmen aralarındaki tahammül gücü ve karşılıklı anlayış, tarafların olgunluk niteliğini belirler. Bireyin başkasına üstünlük taslayamayacağı gibi, inanç bazında da öteleme anlayışına sahip olunmamalı. İkamet ettiğim, Almanya’nın Bochum kentinde 19.05.2024 tarihinde yakınlık duyduğum Kısmet hanımefendi arkadaşım tarafından Cemevine davet edildim. Cemevi Alevi dedesi, her insan kendi vicdanının sesiyle hareket etmesi gereği üzerine yaptığı konuşmada cennetin gönlü güzel insanların vicdanında yer edindiği, cehennemin ise insanın katı yüreğinde yer bulduğunu ima etti.
Allahu Teala kulunu kendi rızasıyla cehennemde yakmaz. Allah ğafur ve rahim’dir, bağışlayıcıdır. Haşa Allah öcü değil ki ondan korkalım, Allaha saygı duyulur. Yeter ki Yaradana itikatta kusur etmeyelim. Sözüyle mülayim konuşmasına nokta koyuyordu. Konuklara ikram edilen yiyecek ve semahın ardından toplantı son buldu. Saygı ve sevgi çerçevesinde eller göğüslerde vedalaşarak herkes evine dağıldı. Cennet ile cehennem konularına değinmişken birde Avrupa’nın 1500 yıları cennet ile cehennem anlayışına bir göz atalım. 1500 yıllarında Avrupa’da kiliseler halka cennetten arazi satarak; papazlar bu araziyi alanların cehennemin yüzünü görmeyeceğini vaat eder. Cennetten vaat edilen araziler satılarak kapış kapış alınır. Bu olaydan rahatsızlık duyan Martin Luther, insanları cehennemle korkutarak cenneti para karşılığı satıyorsunuz. Martin Luther verdiği bu tepkiye karşın mahkemeye çıkarılır. Yargıçlar Martin Luther cehennemi kim satın alır ki; diye tepki gösterir. Martin Luther ‘Cehennemi ben alıyorum, parası ne kadarsa tutarını ben ödeyeceğim’ der. Bir araya gelen yargıçlar, aldıkları kararla cehennemi Martine bedava verirler. Duruşma sonunda Martin Luther kapının önüne çıkar ve duruşma sonucunu merak eden binlerce kişiye seslenerek, ‘Cehennemi satın aldım. Cehennem bundan sonra benimdir. Bundan böyle cehenneme kimseyi almayacağım artık, korkmayın’ der. Cehennem korkusu kaybolan halk böylece, kilise baskısından kurtulur ve bu vakadan sonra halk özgür iradesiyle hareket etmeye başlar. Özellikle Almanya’nın aydınlanması 500 yıl önce böylece sıradan ve çok akıllı bir olayla başlamış oldu. Temennimiz inancı ne olursa olsun hangi dine mensup olursa olsun her bir bireyin, riyakar tutum içinde bulunan insanlardan uzak durması ve inançlara saygı duyması. Bütün inançlara mensup insanların hoşgörü içinde bir yaşam sürmeleri temennisiyle saygı ve sevgilerimle…