19 Ekim’de Muhtarlar Günü’nü kutladık. Muhtarlar demokrasimizin temel yapı taşı ve başlangıç noktasıdır. Muhtarımız bugüne kadar Cumhuriyet tarihimizde çok önemli görevler icra etmiştir. Vatandaş, merkezi ve yerel idareler devreye girmede devletin ilk temsilcileri muhtarlarla temas kurmaktadır.

Günümüzde muhtarlık kavramının avantajları ve dezavantajlarına kısaca değinmek istiyorum. Biliyorsunuz ki artık dijital bir çağda yaşıyoruz. İnsan ihtiyaçları da bu çağa göre şekilleniyor. Çağımızda artık yerel ve merkezi idarelere ulaşmak kolaylaştı. İnternetin yaygınlaşması ile yerel idarelerin sitelerine girip yaşadığınız ilçedeki herhangi bir karara ulaşabiliyorsunuz. Veyahut sosyal mecralarla belediye meclis üyelerine, milletvekillerine ulaşmak artık çok da zor değil.

Muhtarlık bu dijital çağda özellikle E-Devlet sisteminin ortaya çıkmasıyla tartışılan bir kurum haline geldi. Eleştirilere göz gezdirdiğimiz zaman; haklı ve haksız gerekçeleri gözlemleyebiliyoruz. Muhtarın evrak temin etme yönü neredeyse tümüyle E-Devlet sisteminde yer alıyor. İstenilen nüfus kayıt örneği, ikametgah gibi evrakları çok rahat bir şekilde E-Devlet’ten indirip çıkarabiliyoruz fakat muhtarların temel görevi bu kadar değil!

Muhtarlar aynı zamanda mahallesinin sorunlarını iletmekte ve çözüm yolları aramak için yerel idarelerle elçi köprü kurma görevini yerine getiren önemli bir kurumdur. Sivil demokrasinin en önemli kurumlarından bir tanesidir. Mahalle yararına olacak ya da mahallenin eksikliği ile ilgili konularda ilçe ve büyükşehir belediyelerine doğrudan ulaşan muhtarlar birçok önemli sorununun çözümünde başrol oynamaktadır.

Fakat muhtarların daha etkin çalışması için azalık sisteminin daha da etkin bir şekilde çalıştırılması gerekiyor. Seçim döneminde ismini listede zaruri olarak yazdırılan hiçbir azayı, seçimden sonraki 5 yıllık dönemde herhangi bir yerde göremiyoruz. Muhtemelen muhtarların da birçoğu bu konuda azalarını çok da etkin bir şekilde çalıştırmak istemiyor. Çünkü muhtarlık da olsa kamu gücünün insanı cezbeden ve bireyselleştiren bir yapısı oluyor. ‘İktidar gölge kabul etmez’ anlayışı da bir bakıma buradan geliyor.

Oysa ki muhtarlık çağımızda da gerekli bir kurumdur fakat bazı yönlerinin değiştirilmesi gerekiyor. Bu konuda yasa yapıcıların harekete geçmesi gerekiyor. Muhtarlık kurumunda yapılacak değişikliklerle yapının çağımıza göre dizayn edilmesi mümkün.

Bu sözlerle yazımı sonlandırmak istiyorum. Tüm muhtarların geride bıraktığımız Muhtarlar Günü’nü kutluyorum.